Aydın 2017'de ki ekonomik beklentileri değerlendirdi

Ekonomi 28.01.2017 - 10:36, Güncelleme: 26.12.2020 - 11:32
 

Aydın 2017'de ki ekonomik beklentileri değerlendirdi

KAISİAD Üyesi Darıcalı İşkadını Sevim Aydın derneğin her ay geleneksel olarak düzenlenen kahvaltılı toplantı programında 2017'de ekonomik beklentilerle ilgili görüşlerini belirtti.

Sevim Aydın yaptığı değerlendirme de, " Küresel kriz sonrası büyüme sancıları yaşayan dünya ekonomisi 2016’yı da vasat bir büyüme ile kapattı. Global talebin düşük seyretmesi, büyüme dinamiğini sınırlarken özellikle siyasi belirsizlikler ve jeopolitik riskler küresel ticaret ve büyüme üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaya devam ediyor. Bu riskli süreçte FED geçtiğimiz haftalarda uzun süredir beklenen faiz artırımını gerçekleştirdi. Burada sürpriz olan, 2017 yılı içerisinde öngörülen faiz artırım sayısının 2’den 3’e çıkmasıydı. Ancak unutmamak gerekir ki, 2016’da da beklenen 4 faiz artışının sadece 1’i hayata geçirilebildi. Bunda küresel ekonomik risklerin FED’in hareket alanını sınırlaması belirleyici oldu. Bu riskler günümüzde hala geçerliliğini koruyor. Dolayısıyla 2017 için nasıl bir yol izleneceğini bugünden kestirmek oldukça zor. Avrupa Birliği’nde de büyüme sorunu devam ediyor. Bir yanda İngiltere’nin ayrılışı var diğer yanda İtalya ekonomik krizden kurtulabilmek için ayrılma sinyalleri veriyor. Bu gelişmelerle AB’de çözülmeler görülebilir. AB’deki bu sorun ihracatımıza da olumsuz yansıyor. İhracat artışı için bir başka risk de tüm ülkelerin ithalatta daralmaya gitmesi. Küresel ticarette gerileme ihracat artışımızı sınırlıyor. Son günlerin bir başka önemli gelişmesi de petrol ihracatçısı ülkelerin ham petrol fiyatlarındaki düşüşü sınırlamak üzere petrol üretimini kısma yönünde anlaşmaya varması oldu. Bu gelişme sonrasında, petrol fiyatı son 17 ayın zirvesi olan 55 dolar seviyelerine ulaştı. Türkiye için yeni yılın olası risklerine bir de petrol fiyatlarının yükselmesi eklendi. Zaten kararın açıklanmasından sonra petrol fiyatlarında hızlı bir yükseliş yaşandı. Uzun süreden sonra benzin 5 TL’nin üzerine çıktı. Bu bakımdan 2017’de petrol piyasasındaki gelişmeler de dikkatle takip edilecek bir diğer önemli başlık olarak karşımıza çıkıyor. 2017 için Merkez Bankası’nın enflasyon hedefi yüzde 6.5 fakat 2016 yılında şu ana kadar gerçekleşen yüzde 20 kur artışının kuşkusuz enflasyona yansımaları olacaktır. Ayrıca ham petrol fiyatlarındaki artış kaçınılmaz olarak fiyatlara da yansıyacaktır. Yani yüzde 6.5 hedefini tutturmak zor olacaktır. Faiz indirimi için sadece enflasyonu baz alan Merkez Bankası’nın reel sektörün beklediği faiz indirimini gerçekleştirmesi zor görünüyor. Hükümetimiz de faizlerin düşmesini istiyor fakat ne kadar gerçekleşebileceğini birlikte göreceğiz. Anadolu sermayesinin finansa erişimi konusunda bankaların daha fazla reel sektörün yanında olmasını bekliyoruz. Bu veriler ışığında üyelerimize tavsiyelerimiz olacak. Kesinlikle moralimizi bozmayalım fakat ihtiyatlı olalım. Dikkatli olun ve aşırı risk almayın. Dövizle geliriniz yoksa dövizle borçlanmayın. Dolarizasyon ne üye arkadaşlara ne ülkemize faydalı olmaz TL’de kalalım. Satış sıkıntıları için alternatif pazarlara gitmek çok önemli. Hükümetimiz de bu süreçte reel sektörün özellikle finansal sıkıntılarını çözmek istiyor. Bu çerçevede Ekonomi Koordinasyon Kurulu bir dizi ekonomik tedbirleri açıkladı. Tedbirler ile özel sektöre kredi imkanları geldi. Bu kararlar ekonominin büyüme performansına olumlu yansıyacak ve 2017’den itibaren karşılığını alacağımızın ümidindeyim. Tüm bunlarla birlikte 2017’de daha fazla çalışacağız. Hedeflerimizi uzun vadelerde belirliyoruz. Beş yıllık, on yıllık planlamalarımızda Türkiye ekonomisinin çok daha iyi yerlere geleceğini hep birlikte göreceğiz. Anadolu ekonomisi olarak ülke ekonomimiz içinde katkımızı artırarak hedeflerimize ulaşacağız” dedi.
KAISİAD Üyesi Darıcalı İşkadını Sevim Aydın derneğin her ay geleneksel olarak düzenlenen kahvaltılı toplantı programında 2017'de ekonomik beklentilerle ilgili görüşlerini belirtti.

Sevim Aydın yaptığı değerlendirme de, " Küresel kriz sonrası büyüme sancıları yaşayan dünya ekonomisi 2016’yı da vasat bir büyüme ile kapattı. Global talebin düşük seyretmesi, büyüme dinamiğini sınırlarken özellikle siyasi belirsizlikler ve jeopolitik riskler küresel ticaret ve büyüme üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaya devam ediyor. Bu riskli süreçte FED geçtiğimiz haftalarda uzun süredir beklenen faiz artırımını gerçekleştirdi. Burada sürpriz olan, 2017 yılı içerisinde öngörülen faiz artırım sayısının 2’den 3’e çıkmasıydı. Ancak unutmamak gerekir ki, 2016’da da beklenen 4 faiz artışının sadece 1’i hayata geçirilebildi. Bunda küresel ekonomik risklerin FED’in hareket alanını sınırlaması belirleyici oldu. Bu riskler günümüzde hala geçerliliğini koruyor. Dolayısıyla 2017 için nasıl bir yol izleneceğini bugünden kestirmek oldukça zor. Avrupa Birliği’nde de büyüme sorunu devam ediyor. Bir yanda İngiltere’nin ayrılışı var diğer yanda İtalya ekonomik krizden kurtulabilmek için ayrılma sinyalleri veriyor. Bu gelişmelerle AB’de çözülmeler görülebilir. AB’deki bu sorun ihracatımıza da olumsuz yansıyor. İhracat artışı için bir başka risk de tüm ülkelerin ithalatta daralmaya gitmesi. Küresel ticarette gerileme ihracat artışımızı sınırlıyor. Son günlerin bir başka önemli gelişmesi de petrol ihracatçısı ülkelerin ham petrol fiyatlarındaki düşüşü sınırlamak üzere petrol üretimini kısma yönünde anlaşmaya varması oldu. Bu gelişme sonrasında, petrol fiyatı son 17 ayın zirvesi olan 55 dolar seviyelerine ulaştı. Türkiye için yeni yılın olası risklerine bir de petrol fiyatlarının yükselmesi eklendi. Zaten kararın açıklanmasından sonra petrol fiyatlarında hızlı bir yükseliş yaşandı. Uzun süreden sonra benzin 5 TL’nin üzerine çıktı. Bu bakımdan 2017’de petrol piyasasındaki gelişmeler de dikkatle takip edilecek bir diğer önemli başlık olarak karşımıza çıkıyor. 2017 için Merkez Bankası’nın enflasyon hedefi yüzde 6.5 fakat 2016 yılında şu ana kadar gerçekleşen yüzde 20 kur artışının kuşkusuz enflasyona yansımaları olacaktır. Ayrıca ham petrol fiyatlarındaki artış kaçınılmaz olarak fiyatlara da yansıyacaktır. Yani yüzde 6.5 hedefini tutturmak zor olacaktır. Faiz indirimi için sadece enflasyonu baz alan Merkez Bankası’nın reel sektörün beklediği faiz indirimini gerçekleştirmesi zor görünüyor. Hükümetimiz de faizlerin düşmesini istiyor fakat ne kadar gerçekleşebileceğini birlikte göreceğiz. Anadolu sermayesinin finansa erişimi konusunda bankaların daha fazla reel sektörün yanında olmasını bekliyoruz. Bu veriler ışığında üyelerimize tavsiyelerimiz olacak. Kesinlikle moralimizi bozmayalım fakat ihtiyatlı olalım. Dikkatli olun ve aşırı risk almayın. Dövizle geliriniz yoksa dövizle borçlanmayın. Dolarizasyon ne üye arkadaşlara ne ülkemize faydalı olmaz TL’de kalalım. Satış sıkıntıları için alternatif pazarlara gitmek çok önemli. Hükümetimiz de bu süreçte reel sektörün özellikle finansal sıkıntılarını çözmek istiyor. Bu çerçevede Ekonomi Koordinasyon Kurulu bir dizi ekonomik tedbirleri açıkladı. Tedbirler ile özel sektöre kredi imkanları geldi. Bu kararlar ekonominin büyüme performansına olumlu yansıyacak ve 2017’den itibaren karşılığını alacağımızın ümidindeyim. Tüm bunlarla birlikte 2017’de daha fazla çalışacağız. Hedeflerimizi uzun vadelerde belirliyoruz. Beş yıllık, on yıllık planlamalarımızda Türkiye ekonomisinin çok daha iyi yerlere geleceğini hep birlikte göreceğiz. Anadolu ekonomisi olarak ülke ekonomimiz içinde katkımızı artırarak hedeflerimize ulaşacağız” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.