“BU BİR KAZA DEĞİL CİNAYETTİR!”

Çayırova 13.06.2019 - 14:52, Güncelleme: 26.12.2020 - 11:33
 

“BU BİR KAZA DEĞİL CİNAYETTİR!”

TMMOB KESK-DİSK ve TTB Çayırova’da yaşanan kaza ile ilgili ortak açıklama yaptı

Çayırova’da geçtiğimiz günlerde yaşanan kaza sonrası, fabrika içerisinde bulunan işçilerin hayatını kaybetmesi ile ilgili TMMOB KESK-DİSK ve TTB olarak ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Eğitim Sen Şube Binasında gerçekleştirilen basın açıklamasına KESK dönem sözcüsü Etem Kartal, DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası Şube Mali Sekreteri Hasan Annika, TMMOB Kocaeli Şube Başkanı Murat Kürekçi ve TTB adına Mehtap Yılmaz Maçkalı ile sendika üyeleri katıldı. Açıklamayı KESK dönem sözcüsü Etem Kartal yaptı. Kartal, “6 Haziran günü bayram yapılması gereken bir günde aldığımız bir haberle hepimiz çok üzüldük. Çayırova’da bir tekstil firmasına ait fabrikada nedeni henüz açıklanmayan bir sebeple çıkan yangında ölü sayısı net ifade edilemese de 5 işçinin yaşamını yitirdiğini büyük bir üzüntü ile öğrendik. İŞ KAZALARINDA ZİRVEDEYİZ Ülkemizde özellikle son yıllarda iş kazalarının sayısında büyük bir artış olması bu alana dair ihmalleri ve sorumsuzlukları bir kez daha gözler önüne sermektedir. Üzülerek ifade etmek gerekirse Türkiye iş kazalarında Avrupa 1.si Dünya 3.sü konumundadır. Bu durum net olarak göstermektedir ki, işçi sağlığı ve iş güvenliği ihmal edilerek işçilerin yaşam hakkı sermayenin kar hırsına kurban edilmektedir. Geçmiş yıllarda yaşadığımız ve Cumhuriyet tarihinin en büyük maden kazası olarak tarihe geçen Soma maden kazası, Ermenek maden kazası, İstanbul Esenyurt’ta kaldıkları çadırda çıkan yangın sonucu ölen işçiler ve Aladağ’da kız öğrenci yurdunda çıkan yangın sonucu yanarak can veren çocuklarımızın ölümü, iş ve işçi güvenliği ve önlemleri konusunda ihmallerin suiistimallerin devam ettiğini gösteriyor.  GERÇEKLERİN ORTAYA ÇIKMASI GEREKİYOR Bu anlamıyla gerçeklerin açığa çıkarılması için tüm yetkili makamlardan şu sorularımızın cevabını bekliyoruz; Bayram tatil olan bir günde fabrikada çalışma var mıydı? Çalışma yok ise işçiler neden fabrika da bulunuyordu? Yangının meydana geldiği adresteki tekstil firmasında yeterli ve kullanılabilir durumda yangın merdivenleri var mıdır? Olması gereken işletme ruhsatları var mıdır? İtfaiye denetim yapmış mıdır? Yapılan bir denetim var ise sonuçları nedir? Ölen işçilerin kimlikleri tespit edilebildi mi? Yangın esnasında fabrikada kaç işçi çalıştırılmaktaydı bu işçilerin kayıtları ilgili makamlara bildirilmiş midir? Mülteci, göçmen aileler burada barındığı ve kayıt dışı çalıştırıldığı yönündeki iddialar söz konusudur. Bu konuya açıklık getirilmelidir. Çok sayıda mülteci çocukların tekstil iş kolunda çalıştırıldığı herkesçe bilinmektedir. Bu işyerinde de böyle bir durum söz konusu mudur? ADALET ÖNÜNE ÇIKMALILAR İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik ve Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik gerekleri olan, İşletmenin bir yangın algılama ve ikaz sistemi var mıdır? Acil durum tahliye planı var mıdır? Depolama alanlarında söndürme sistemi var mıdır? Bunların periyodik muayene ve testleri yapılmış mıdır? Acil durum tatbikatları yapılmış mıdır? Hiçbir açıklamada işletme adına yer verilmemesi bilinçli bir tercih midir? 5 insanın hayatına mal olan cinayetin üstü örtülmek mi isteniyor? Bu işletmenin ticari itibarı korunmak mı isteniyor? Bu facia söz konusu işletmenin gerekli önlemleri almadığını göstermektedir. Bu durum karşısında ilgili kurum ve makamlar ne yapmıştır? Önlem almayanlar kadar denetim görevini yerine getirmeyen kamu otoritesi de işletme sahipleri gibi sorumludur ve adalet önüne çıkarılmalıdır. İtfaiye raporuna getirilen yayın yasağı kararı işletme sahiplerinin ve sorumluluğu olan diğer kişi ve kurumların korunduğu şüphesini güçlendirmektedir. KAMUOYUYLA PAYLAŞILMALI Bu bir kaza değil cinayettir. Dolayısıyla kazaya dair tüm ayrıntılar, yapılan inceleme ve demetim raporları ve yargı süreci kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır.   TBMM her vatandaşın hayatından sorumludur ve iş cinayetlerini gündemine alması ve araştırma komisyonu kurması gerekmektedir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği politika ve uygulamalarını belirleyen, bakanlıklar, üniversiteler, meslek örgütleri ve sendikaların eşit katılımı ile İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Konseyi kurulmalıdır. Bu tür afetlerde gerek ilk müdahale birimleri olan itfaiye ve gerekse Afad gibi kurumların daha etkin çalışması için siyasi otoriteden arındırılması ve özerk bir yapıya kavuşturulması gerekmektedir.  Yitip giden her can bizdendir. Emekçilerin bir lokma ekmek için hayatlarını kaybetmeleri kabul edilemez bir durum ve hepimizin meselesidir” dedi.
TMMOB KESK-DİSK ve TTB Çayırova’da yaşanan kaza ile ilgili ortak açıklama yaptı

Çayırova’da geçtiğimiz günlerde yaşanan kaza sonrası, fabrika içerisinde bulunan işçilerin hayatını kaybetmesi ile ilgili TMMOB KESK-DİSK ve TTB olarak ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Eğitim Sen Şube Binasında gerçekleştirilen basın açıklamasına KESK dönem sözcüsü Etem Kartal, DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası Şube Mali Sekreteri Hasan Annika, TMMOB Kocaeli Şube Başkanı Murat Kürekçi ve TTB adına Mehtap Yılmaz Maçkalı ile sendika üyeleri katıldı. Açıklamayı KESK dönem sözcüsü Etem Kartal yaptı. Kartal, “6 Haziran günü bayram yapılması gereken bir günde aldığımız bir haberle hepimiz çok üzüldük. Çayırova’da bir tekstil firmasına ait fabrikada nedeni henüz açıklanmayan bir sebeple çıkan yangında ölü sayısı net ifade edilemese de 5 işçinin yaşamını yitirdiğini büyük bir üzüntü ile öğrendik.

İŞ KAZALARINDA ZİRVEDEYİZ

Ülkemizde özellikle son yıllarda iş kazalarının sayısında büyük bir artış olması bu alana dair ihmalleri ve sorumsuzlukları bir kez daha gözler önüne sermektedir. Üzülerek ifade etmek gerekirse Türkiye iş kazalarında Avrupa 1.si Dünya 3.sü konumundadır. Bu durum net olarak göstermektedir ki, işçi sağlığı ve iş güvenliği ihmal edilerek işçilerin yaşam hakkı sermayenin kar hırsına kurban edilmektedir. Geçmiş yıllarda yaşadığımız ve Cumhuriyet tarihinin en büyük maden kazası olarak tarihe geçen Soma maden kazası, Ermenek maden kazası, İstanbul Esenyurt’ta kaldıkları çadırda çıkan yangın sonucu ölen işçiler ve Aladağ’da kız öğrenci yurdunda çıkan yangın sonucu yanarak can veren çocuklarımızın ölümü, iş ve işçi güvenliği ve önlemleri konusunda ihmallerin suiistimallerin devam ettiğini gösteriyor. 

GERÇEKLERİN ORTAYA ÇIKMASI GEREKİYOR

Bu anlamıyla gerçeklerin açığa çıkarılması için tüm yetkili makamlardan şu sorularımızın cevabını bekliyoruz; Bayram tatil olan bir günde fabrikada çalışma var mıydı? Çalışma yok ise işçiler neden fabrika da bulunuyordu? Yangının meydana geldiği adresteki tekstil firmasında yeterli ve kullanılabilir durumda yangın merdivenleri var mıdır? Olması gereken işletme ruhsatları var mıdır? İtfaiye denetim yapmış mıdır? Yapılan bir denetim var ise sonuçları nedir? Ölen işçilerin kimlikleri tespit edilebildi mi? Yangın esnasında fabrikada kaç işçi çalıştırılmaktaydı bu işçilerin kayıtları ilgili makamlara bildirilmiş midir? Mülteci, göçmen aileler burada barındığı ve kayıt dışı çalıştırıldığı yönündeki iddialar söz konusudur. Bu konuya açıklık getirilmelidir. Çok sayıda mülteci çocukların tekstil iş kolunda çalıştırıldığı herkesçe bilinmektedir. Bu işyerinde de böyle bir durum söz konusu mudur?

ADALET ÖNÜNE ÇIKMALILAR

İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik ve Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik gerekleri olan, İşletmenin bir yangın algılama ve ikaz sistemi var mıdır? Acil durum tahliye planı var mıdır? Depolama alanlarında söndürme sistemi var mıdır? Bunların periyodik muayene ve testleri yapılmış mıdır? Acil durum tatbikatları yapılmış mıdır? Hiçbir açıklamada işletme adına yer verilmemesi bilinçli bir tercih midir? 5 insanın hayatına mal olan cinayetin üstü örtülmek mi isteniyor? Bu işletmenin ticari itibarı korunmak mı isteniyor? Bu facia söz konusu işletmenin gerekli önlemleri almadığını göstermektedir. Bu durum karşısında ilgili kurum ve makamlar ne yapmıştır? Önlem almayanlar kadar denetim görevini yerine getirmeyen kamu otoritesi de işletme sahipleri gibi sorumludur ve adalet önüne çıkarılmalıdır. İtfaiye raporuna getirilen yayın yasağı kararı işletme sahiplerinin ve sorumluluğu olan diğer kişi ve kurumların korunduğu şüphesini güçlendirmektedir.

KAMUOYUYLA PAYLAŞILMALI

Bu bir kaza değil cinayettir. Dolayısıyla kazaya dair tüm ayrıntılar, yapılan inceleme ve demetim raporları ve yargı süreci kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır.   TBMM her vatandaşın hayatından sorumludur ve iş cinayetlerini gündemine alması ve araştırma komisyonu kurması gerekmektedir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği politika ve uygulamalarını belirleyen, bakanlıklar, üniversiteler, meslek örgütleri ve sendikaların eşit katılımı ile İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Konseyi kurulmalıdır. Bu tür afetlerde gerek ilk müdahale birimleri olan itfaiye ve gerekse Afad gibi kurumların daha etkin çalışması için siyasi otoriteden arındırılması ve özerk bir yapıya kavuşturulması gerekmektedir.  Yitip giden her can bizdendir. Emekçilerin bir lokma ekmek için hayatlarını kaybetmeleri kabul edilemez bir durum ve hepimizin meselesidir” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.