19 NİSAN  CUMA - 23 NİSAN SALI 2024

FETÖNÜN TÜBİTAK YAPILANMASI

Gebze 17.05.2017 - 20:26, Güncelleme: 26.12.2020 - 11:32
 

FETÖNÜN TÜBİTAK YAPILANMASI

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) "TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi yapılanması"na yönelik soruşturma kapsamında örgütün yöneticisi veya üyesi oldukları iddia edilen 17 kişi hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi.

Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının TÜBİTAK  Gebze Yerleşkesinde faaliyet gösteren FETÖ/PDY yapılanmasına yönelik yürüttüğü soruşturma tamamlandı. Savcılık tarafından hazırlanan 76 sayfalık iddianamede, 7'si tutuklu 8 şüphelinin "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçundan 15'er yıldan 22 yıl 6'şar aya, 6'sı tutuklu 9 şüphelinin de "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6'şar aydan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianame, incelemenin ardından kabul edildi. Davanın görülmesine önümüzdeki günlerde başlanacak. Örgüt için stratejik kurum: TÜBİTAK İddianamenin, soruşturma kapsamında elde edilen somut delillerin değerlendirmesine yer verilen bölümünde, şunlar kaydedildi:  "Örgüt için stratejik kurum kabul edilerek mahrem yerler içine alınan TÜBİTAK'ta kadrolaşmaya,  Fetullah Gülen çok özel bir önem vermektedir. Örgüt, TÜBİTAK'ta kadrolaşabilmek için, 2011 yılında yönetici kadrosunun bir kanun hükmünde kararname ile değiştirilmesini sağlamıştır. Bu kanun hükmünde kararnameden sonra TÜBİTAK içinde Fetullahçı Terör Örgütlenmesi kısa sürede kadrolaşmaya ve yapılanmaya gitmiştir. TÜBİTAK'ın başkanı ve birim başkanlıkları ile kritik yöneticileri, örgüt mensupları arasından seçilip atanmıştır." Soruşturma kapsamında alınan ifadelerde özellikle örgüt mensubu olan şahısların bizzat kurumdan aranarak TÜBİTAK'ta çalışmaları yönünde davet edildikleri aktarılan iddianamede, TÜBİTAK'a örgüt aracılığı ile özellikle 2012 yılında açıktan atama şeklinde giriş yaptıkları, o dönemde FETÖ/PDY içerisindeki faaliyetleri ile ilgili halen  Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması yapılan ve aranmakta olan  Hasan Palaz'ın atama onaylarını yaptığı ve iş sözleşmelerini imzaladığı bilgisine yer verildi.Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) "TÜBİTAK  Gebze Yerleşkesi yapılanması"na yönelik hazırlanan iddianamede, şüphelilerin kullandığı kurum bilgisayarlarında 20'li IP adreslerine sahip bilgisayarlara/sunuculara bağlantılar/erişimler yapıldığı ve 20'li IP adreslerine sahip bilgisayarlarda/sunucularda gizlilik dereceli projelere ait bağlantılar olduğunun tespit edildiği bildirildi. Kocaeli  Cumhuriyet Başsavcılığı'nın TÜBİTAK  Gebze Yerleşkesindeki FETÖ/PDY yapılanmasına yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında hazırlanan ve  Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 76 sayfalık iddianamede, örgütün TÜBİTAK  Gebze Yerleşkesi yapılanması içerisinde yer alan şüphelilerle ilgili genel değerlendirmeye yer verilerek, FETÖ/PDY'nin 1990'lı yıllarda başlayan TÜBİTAK yapılanmasının 2010 yılındaki TÜBİTAK çalışanlarına yönelik casusluk davasıyla kurumdaki örgütsel faaliyetlerine hız kazandırdığı belirtildi. İddianamede, kurum içindeki örgüt üyelerinin 2010 yılından sonra halen firari olan dönemin TÜBİTAK BİLGEM Başkanı ve TÜBİTAK Başkan Yardımcısı olan  Hasan Palaz'ın atama onaylarını yaparak iş sözleşmelerini imzaladığı ifade edilerek, bu dönemde kurum içinde kadrolaşmalarını tamamlayan FETÖ/PDY mensuplarının tüm önemli birim ve projelerde görev aldıkları vurgulandı. Örgütün öncelikle mensubu olmayan personelin kurumla ilişiğini kestiği ya da pasifize ettiği ve akabinde kendi elemanlarını kurumun kritik birimlerine yerleştirerek  Türkiye'nin milli çıkarlarına hizmet eden milli işletim sistemi PARDUS gibi her türlü projeyi sonlandırdığı, sistemin gelişmesinde büyük bir zaman kaybının meydana geldiği anlatılan iddianamede, kumpas davalarındaki hakim-savcı-polis-bilirkişi yapısında; bilirkişi rolünü üstlenerek örgütün istediği yönde bilirkişi raporları düzenlediği, örgüt mensubu kamu görevlilerinin ele geçirdiği Kozmik Oda verileri gibi milli ve gizli dijital materyalleri inceleyerek kopyalarını çıkartıp örgüt mensuplarına temin ettiği anlatıldı. TSK ve MİT'e milli projeler yaparak örgütün tüm kurumlara sızmalarını sağladığı, bu projeler karşılığında aldıkları paralar ile örgüte kaynak aktardıkları belirtilen iddianamede, "FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensuplarının yoğun olarak faaliyet gösterdiği bu dönem içerisinde, çok sayıda milli ve gizli projenin şüphelilerin de görevli olduğu ekipler tarafından gerçekleştirildiği, bu kapsamda çok sayıda kamu, MİT ve TSK projelerinin şüpheliler tarafından yapıldığı tespit edilmiştir." denildi. TÜBİTAK'ın gizlilik dereceli projelerine ABD'den erişim İddianamede, yapılan teknik inceleme kapsamında şüphelilerin kullandığı kurum bilgisayarlarında 20'li IP adreslerine sahip bilgisayarlara/sunuculara bağlantılar/erişimler yapıldığı ve 20'li IP adreslerine sahip bilgisayarlarda/sunucularda gizlilik dereceli projelere ait bağlantılar olduğunun tespit edildiği vurgulanarak, şunlar kaydedildi:  "TÜBİTAK BİLGEM Bilgi Sistemleri yöneticilerinden ve ilgili idari amirlerden alınan bilgilere göre 20 ile başlayan herhangi bir IP adresi kurum iç ağlarında prensip olarak kullanılmamaktadır. Bu kapsamda şüphelilerin eriştiği ve üzerinde gizlilik dereceli projelere ait bağlantıların olduğu 20'li IP adreslerine ait makinelerin fiziksel olarak nerede konumlandığı kurum içerisinde araştırmalarda tespit edilememiştir. Bu IP'ye sahip makinelerin kurum dışında olma olasılığı da bulunduğundan BTK üzerinden yapılan sorgulamada 20'li IP'ye ait bilgisayarların/sunucuların; Falls Church/Amerika Birleşik Devletleri'nde konumlandığı bilgisine ulaşılmıştır." İddianamede, TÜBİTAK'ta görev yapan şüphelilerin kurum dışında öğretmen olan ve üst yönetici konumunda bulunan örgüt mensupları Özcan Okçuoğlu ve Mehmet Öğüdücü ile hiyerarşik ilişki içerisinde oldukları bildirilerek, "FETÖ/PDY örgüt grup yöneticileri Cafer  Gürpınar, Abdullah Usta,  Hasan Basri Özüdoğru, Şenol  Şenyurt'un TÜBİTAK'ta çalışmakta olan örgüt mensupları ile ilgili tüm bilgi ve belgeleri kendilerinden sorumlu olan üst yönetici gruptaki FETÖ/PDY mensuplarına aktardıkları, örgüt mensuplarının görüşmelerini, sohbet toplantıları adı altında ve mutat vasıtalar dışında COVER ME, WİCKR ME, BYLOCK, EAGLE gibi şifreli gizli programlar üzerinden gerçekleştirdikleri, şüphelilerin birbirleriyle ve FETÖ/PDY tepe yönetimiyle irtibatlarının bulunduğu HTS kayıtlarıyla belirlenmiştir." bilgilerine yer verildi. "2011'de yeni bir yapılanmaya gidildi" İddianamede, örgütün 2011 yılı içerisinde TÜBİTAK'ta yeni yapılanma sürecine girdiğine dair bilgiler içeren şüpheli ifadeleri şu şekilde yer aldı:  "2011 yılı içerisinde BİLGEM Başkanı  Hasan Palaz oldu ve yeni bir yapılanmaya gidildi.  Hasan Palaz döneminde  Fetullah Gülen cemaatine mensup şahıslar kuruma alınmaya ve kurumun mevcut yapısı daha büyütülerek gelen kadrolara yer açılmaya başlandı. Örneğin, genel sekreterlik adı altında yeni yapılanma yapıldı.  Hasan Palaz'dan önce tahminen 800 kişi civarında çalışan olan TÜBİTAK BİLGEM kadrosu yeni kadro açılarak ilk etapta 300 kişilik bir alım yapıldı, bu alımdan yaklaşık bir yıl sonra da 300 kişilik bir alım daha yapıldı. Toplam kadronun bin 500 kişiye yaklaştığını biliyorum." TÜBİTAK'ta üretilen teknolojik ürünlerin FETÖ mensuplarının özel şirketleri üzerinden yabancı ülkelere ve özellikle  İsrail'e satıldığına işaret edilen iddianamede, "Özel şirketler bu yolla gelir temin etmiş, ülkenin teknolojik sırrı niteliğindeki gizli bilgiler teknolojik ürün satışı ile yabancı ülkelere verilmiştir. TÜBİTAK'ta üretilen bazı projeler örgüt menfaati ile uyuşmadığı için atıl bırakılmıştır. Şüphelilere ait kurum bilgisayarlarının incelenmesinde; 'bilmesi gereken prensibine' aykırı olarak şüphelilerin kullandıkları bilgisayarlarda kendilerinin görevlendirilmediği gizli proje kayıtlarının olduğu tespit edilmiştir." ifadeleri yer aldı.Kocaeli  Cumhuriyet Başsavcılığı'nın TÜBİTAK  Gebze Yerleşkesindeki FETÖ/PDY yapılanmasına yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında hazırlanan ve  Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 76 sayfalık iddianamede, örgütün TÜBİTAK  Gebze Yerleşkesi yapılanması ve şüphelilerle ilgili değerlendirmelere yer verilerek FETÖ/PDY örgüt yöneticilerinin himmet-burs-kurban adı altında kurum içerisinde topladıkları paraları örgüte finans sağlamak amacıyla örgüt üst yöneticisi Özcan Okçuoğlu ve Mehmet Öğüdücü'ye teslim ettikleri kaydedildi. TÜBİTAK  Gebze Yerleşkesindeki örgüt yapılanmasının FETÖ/PDY örgüt genel yapılanmasına uygun ve benzer bir hiyerarşik düzen içerisinde olduğu, örgüt mensuplarının kod adları kullandıkları ve yönetici konumunda bulunan şüphelilerin gizlilik kuralları çerçevesinde sürekli olarak grup ve yer değiştirdikleri anlatılan iddianamede, şüphelilerin atandıkları her yerde farklı pozisyonlarda görev alabildikleri, bu nedenle örgüt yönetici sayısının diğer örgütlere oranla fazlalık gösterdiğinin belirlendiği değerlendirmesinde bulunuldu. İddianamede, TÜBİTAK çalışanı ya da kurum dışında öğretmen olarak görev yapan örgüt grup yöneticilerinin örgüt ile daha önce irtibat ve iltisakı olan TÜBİTAK çalışanlarını sohbet grubu altında örgütsel faaliyette bulunmak amacıyla bir araya getirdiklerine işaret edilen iddianamede, "Şüpheliler Cafer  Gürpınar, Abdullah Usta,  Hasan Basri Özüdoğru, Şenol  Şenyurt'un bu kapsamda gruplar üzerinde sevk ve idare yetkisine sahip olan ve zamanla yer değiştiren grup yöneticileri oldukları, şüpheliler Yakup Özden, İbrahim Çimentepe, Şaban Koçal,  Ahmet Özkul, İbrahim Kasımoğlu, Recep Talha Küyük ve Ertuğrul Murat'ın grup içerisinde örgüt üyesi pozisyonunda faaliyet gösterdikleri, örgüt grup yöneticilerinin şüpheli Özcan Okçuoğlu (örgüt yöneticisi) tarafından sevk ve idare edildikleri, bu şüphelinin talimatıyla grup değiştirdikleri, şüpheli Özcan Okçuoğlu'nun ise kurum dışında öğretmen olan şüpheli Mehmet Öğüdücü (örgüt yöneticisi) tarafından yönlendirildiği, örgüt mensuplarından toplanan bilgiler ile burs-himmet-kurban adı altında toplanan paraların örgüte finans sağlamak amacıyla bu şüpheliye aktarıldığı belirlenmiştir." ifadeleri kullanıldı. Fetullah Gülen, askerlere ülke isimleriyle mesaj vermiş İddianamede, TÜBİTAK içindeki FETÖ kadrolarının örgütlü bir tavır geliştirdiği, kurum içerisinde gizlenen kadroların tedbir uyguladığı ve kod adı kullandığı anlatılarak, ismi verilmeyen bir şüphelinin ifadelerine yer verildi. İfadede şunlar yer aldı:  "Kendi aramızda yaptığımız sohbetlerden birinde Faruk kod adlı G.A. tarafından  Fetullah Gülen'in herkul.org'da yayınlanan vaazı içerisinde geçen  Danimarka kelimesinin Deniz Kuvvetlerini,  Hollanda kelimesinin Hava Kuvvetlerini,  Kapadokya ve  Kanada isminin Kara Kuvvetlerinde bulunan cemaat mensuplarına karşılık geldiğini duymuştum. Yine cemaat içerisinde KEK diye ifade edilen bir tabir vardır, bu kendi evinde kalanlar manasına gelir, kendi evinde kalıp üniversiteye gidip gelen arkadaşları anlatmak için kullanılırdı. Bu arkadaşların da cemaat evlerine gelip gitmeleri ve ortamı görmeleri özendirmek amaçlı istenirdi." Topuklu ayakkabı giydiği günleri tek tek not etmişler FETÖ kadrolarının TÜBİTAK içerisinde her bilgiden haberdar olmak için bir istihbarat ağı kurdukları ve örgüt mensupları ile sempatizanlarından, bütün TÜBİTAK çalışanlarını fişlemeleri ve haklarında her türlü bilgiyi toplamalarının istendiğine dikkat çekilen iddianamede, "Şüpheli Abdullah Usta'nın kurum bilgisayarında 'TubitakSigns' isimli klasör içerisinde bazı kişilere ait olduğu değerlendirilen imza örnekleri ile 'ulkuhancizelge.xlsx' isimli dosyada 'ülkühanın topuklu giydiği tarihler' şeklinde tarih belirtir çizelge bulunduğu tespit edilmiştir." ifadeleri kullanıldı. Örgüt mensuplarının örgüt yayınlarından Zaman gazetesi ve Sızıntı dergisine abone yapıldıkları ve 2013 yılında FETÖ/PDY'nin sözde lideri  Fetullah Gülen'in örgütün finans kaynağı  Bank Asya'ya para yatırılması talimatı üzerine şüphelilerin kendileri ya da yakınları üzerinden  Bank Asya'ya para yatırarak örgüte finans sağladıklarının tespit edildiği belirtilen iddianamede, şüphelilerden  Hasan Basri Özüdoğru'nun alınan ifadesinde, "O dönemden  Bank Asya'da hesabının bulunduğunu, 17-15 aralık sonrası  Fethullah Gülen'in ' Bank Asya'da hesap açtırın, paranızı yatırın' çağrısına uyarak kendisinin de hesabına hatırladığı kadarı ile 60 bin lira kadar para yatırdığını" söylediği bilgisine yer verildi. İddianamede, TÜBİTAK'ta elektronik mühendisi olarak görev yaparken 17/25 Aralık sürecinde kurumla ilişiği kesilen ve daha sonra  Ankara'da bir elektronik firmasında çalışmaya başlayan şüpheli Ali Dağdeviren'in aracında yapılan aramada, kendi adına düzenlenmiş 4. Ana Jet Üs Komutanlığına ait "8727062" seri numaralı ziyaretçi giriş kartı, "2016-0091" seri numaralı üs giriş kartı, "2016-Ü-8428" seri numaralı araç giriş kartı bulunarak el konulduğu belirtilerek, şüphelinin örgüt faaliyetlerine  Ankara'da çalıştığı firmada ve 15 Temmuz darbe girişiminin merkezi konumunda bulunan Hava Kuvvetleri Komutanlığı 4. Ana Jet Üs Komutanlığında devam ettiğinin görüldüğü ifade edildi. Şüphelilerden  Burhan Güneş'in 2012 yılında TÜBİTAK Bilgem İdari İşler Başkan Yardımcılığı yaptığı aktarılan iddianamede, Güneş'in 15 Temmuz darbe girişiminde Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT merkezine yayınları kesmek üzere giden ekipte yer alarak fiilen darbe teşebbüsünde bulunduğu ve yakalanarak tutuklandığı belirtildi.
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) "TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi yapılanması"na yönelik soruşturma kapsamında örgütün yöneticisi veya üyesi oldukları iddia edilen 17 kişi hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi.

Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının TÜBİTAK  Gebze Yerleşkesinde faaliyet gösteren FETÖ/PDY yapılanmasına yönelik yürüttüğü soruşturma tamamlandı.

Savcılık tarafından hazırlanan 76 sayfalık iddianamede, 7'si tutuklu 8 şüphelinin "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçundan 15'er yıldan 22 yıl 6'şar aya, 6'sı tutuklu 9 şüphelinin de "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6'şar aydan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianame, incelemenin ardından kabul edildi.

Davanın görülmesine önümüzdeki günlerde başlanacak.

Örgüt için stratejik kurum: TÜBİTAK

İddianamenin, soruşturma kapsamında elde edilen somut delillerin değerlendirmesine yer verilen bölümünde, şunlar kaydedildi: 

"Örgüt için stratejik kurum kabul edilerek mahrem yerler içine alınan TÜBİTAK'ta kadrolaşmaya,  Fetullah Gülen çok özel bir önem vermektedir. Örgüt, TÜBİTAK'ta kadrolaşabilmek için, 2011 yılında yönetici kadrosunun bir kanun hükmünde kararname ile değiştirilmesini sağlamıştır. Bu kanun hükmünde kararnameden sonra TÜBİTAK içinde Fetullahçı Terör Örgütlenmesi kısa sürede kadrolaşmaya ve yapılanmaya gitmiştir. TÜBİTAK'ın başkanı ve birim başkanlıkları ile kritik yöneticileri, örgüt mensupları arasından seçilip atanmıştır."

Soruşturma kapsamında alınan ifadelerde özellikle örgüt mensubu olan şahısların bizzat kurumdan aranarak TÜBİTAK'ta çalışmaları yönünde davet edildikleri aktarılan iddianamede, TÜBİTAK'a örgüt aracılığı ile özellikle 2012 yılında açıktan atama şeklinde giriş yaptıkları, o dönemde FETÖ/PDY içerisindeki faaliyetleri ile ilgili halen  Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması yapılan ve aranmakta olan  Hasan Palaz'ın atama onaylarını yaptığı ve iş sözleşmelerini imzaladığı bilgisine yer verildi.Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) "TÜBİTAK  Gebze Yerleşkesi yapılanması"na yönelik hazırlanan iddianamede, şüphelilerin kullandığı kurum bilgisayarlarında 20'li IP adreslerine sahip bilgisayarlara/sunuculara bağlantılar/erişimler yapıldığı ve 20'li IP adreslerine sahip bilgisayarlarda/sunucularda gizlilik dereceli projelere ait bağlantılar olduğunun tespit edildiği bildirildi.

Kocaeli  Cumhuriyet Başsavcılığı'nın TÜBİTAK  Gebze Yerleşkesindeki FETÖ/PDY yapılanmasına yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında hazırlanan ve  Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 76 sayfalık iddianamede, örgütün TÜBİTAK  Gebze Yerleşkesi yapılanması içerisinde yer alan şüphelilerle ilgili genel değerlendirmeye yer verilerek, FETÖ/PDY'nin 1990'lı yıllarda başlayan TÜBİTAK yapılanmasının 2010 yılındaki TÜBİTAK çalışanlarına yönelik casusluk davasıyla kurumdaki örgütsel faaliyetlerine hız kazandırdığı belirtildi.

İddianamede, kurum içindeki örgüt üyelerinin 2010 yılından sonra halen firari olan dönemin TÜBİTAK BİLGEM Başkanı ve TÜBİTAK Başkan Yardımcısı olan  Hasan Palaz'ın atama onaylarını yaparak iş sözleşmelerini imzaladığı ifade edilerek, bu dönemde kurum içinde kadrolaşmalarını tamamlayan FETÖ/PDY mensuplarının tüm önemli birim ve projelerde görev aldıkları vurgulandı.

Örgütün öncelikle mensubu olmayan personelin kurumla ilişiğini kestiği ya da pasifize ettiği ve akabinde kendi elemanlarını kurumun kritik birimlerine yerleştirerek  Türkiye'nin milli çıkarlarına hizmet eden milli işletim sistemi PARDUS gibi her türlü projeyi sonlandırdığı, sistemin gelişmesinde büyük bir zaman kaybının meydana geldiği anlatılan iddianamede, kumpas davalarındaki hakim-savcı-polis-bilirkişi yapısında; bilirkişi rolünü üstlenerek örgütün istediği yönde bilirkişi raporları düzenlediği, örgüt mensubu kamu görevlilerinin ele geçirdiği Kozmik Oda verileri gibi milli ve gizli dijital materyalleri inceleyerek kopyalarını çıkartıp örgüt mensuplarına temin ettiği anlatıldı.

TSK ve MİT'e milli projeler yaparak örgütün tüm kurumlara sızmalarını sağladığı, bu projeler karşılığında aldıkları paralar ile örgüte kaynak aktardıkları belirtilen iddianamede, "FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensuplarının yoğun olarak faaliyet gösterdiği bu dönem içerisinde, çok sayıda milli ve gizli projenin şüphelilerin de görevli olduğu ekipler tarafından gerçekleştirildiği, bu kapsamda çok sayıda kamu, MİT ve TSK projelerinin şüpheliler tarafından yapıldığı tespit edilmiştir." denildi.

TÜBİTAK'ın gizlilik dereceli projelerine ABD'den erişim

İddianamede, yapılan teknik inceleme kapsamında şüphelilerin kullandığı kurum bilgisayarlarında 20'li IP adreslerine sahip bilgisayarlara/sunuculara bağlantılar/erişimler yapıldığı ve 20'li IP adreslerine sahip bilgisayarlarda/sunucularda gizlilik dereceli projelere ait bağlantılar olduğunun tespit edildiği vurgulanarak, şunlar kaydedildi: 

"TÜBİTAK BİLGEM Bilgi Sistemleri yöneticilerinden ve ilgili idari amirlerden alınan bilgilere göre 20 ile başlayan herhangi bir IP adresi kurum iç ağlarında prensip olarak kullanılmamaktadır. Bu kapsamda şüphelilerin eriştiği ve üzerinde gizlilik dereceli projelere ait bağlantıların olduğu 20'li IP adreslerine ait makinelerin fiziksel olarak nerede konumlandığı kurum içerisinde araştırmalarda tespit edilememiştir. Bu IP'ye sahip makinelerin kurum dışında olma olasılığı da bulunduğundan BTK üzerinden yapılan sorgulamada 20'li IP'ye ait bilgisayarların/sunucuların; Falls Church/Amerika Birleşik Devletleri'nde konumlandığı bilgisine ulaşılmıştır."

İddianamede, TÜBİTAK'ta görev yapan şüphelilerin kurum dışında öğretmen olan ve üst yönetici konumunda bulunan örgüt mensupları Özcan Okçuoğlu ve Mehmet Öğüdücü ile hiyerarşik ilişki içerisinde oldukları bildirilerek, "FETÖ/PDY örgüt grup yöneticileri Cafer  Gürpınar, Abdullah Usta,  Hasan Basri Özüdoğru, Şenol  Şenyurt'un TÜBİTAK'ta çalışmakta olan örgüt mensupları ile ilgili tüm bilgi ve belgeleri kendilerinden sorumlu olan üst yönetici gruptaki FETÖ/PDY mensuplarına aktardıkları, örgüt mensuplarının görüşmelerini, sohbet toplantıları adı altında ve mutat vasıtalar dışında COVER ME, WİCKR ME, BYLOCK, EAGLE gibi şifreli gizli programlar üzerinden gerçekleştirdikleri, şüphelilerin birbirleriyle ve FETÖ/PDY tepe yönetimiyle irtibatlarının bulunduğu HTS kayıtlarıyla belirlenmiştir." bilgilerine yer verildi.

"2011'de yeni bir yapılanmaya gidildi"

İddianamede, örgütün 2011 yılı içerisinde TÜBİTAK'ta yeni yapılanma sürecine girdiğine dair bilgiler içeren şüpheli ifadeleri şu şekilde yer aldı: 

"2011 yılı içerisinde BİLGEM Başkanı  Hasan Palaz oldu ve yeni bir yapılanmaya gidildi.  Hasan Palaz döneminde  Fetullah Gülen cemaatine mensup şahıslar kuruma alınmaya ve kurumun mevcut yapısı daha büyütülerek gelen kadrolara yer açılmaya başlandı. Örneğin, genel sekreterlik adı altında yeni yapılanma yapıldı.  Hasan Palaz'dan önce tahminen 800 kişi civarında çalışan olan TÜBİTAK BİLGEM kadrosu yeni kadro açılarak ilk etapta 300 kişilik bir alım yapıldı, bu alımdan yaklaşık bir yıl sonra da 300 kişilik bir alım daha yapıldı. Toplam kadronun bin 500 kişiye yaklaştığını biliyorum."

TÜBİTAK'ta üretilen teknolojik ürünlerin FETÖ mensuplarının özel şirketleri üzerinden yabancı ülkelere ve özellikle  İsrail'e satıldığına işaret edilen iddianamede, "Özel şirketler bu yolla gelir temin etmiş, ülkenin teknolojik sırrı niteliğindeki gizli bilgiler teknolojik ürün satışı ile yabancı ülkelere verilmiştir. TÜBİTAK'ta üretilen bazı projeler örgüt menfaati ile uyuşmadığı için atıl bırakılmıştır. Şüphelilere ait kurum bilgisayarlarının incelenmesinde; 'bilmesi gereken prensibine' aykırı olarak şüphelilerin kullandıkları bilgisayarlarda kendilerinin görevlendirilmediği gizli proje kayıtlarının olduğu tespit edilmiştir." ifadeleri yer aldı.Kocaeli  Cumhuriyet Başsavcılığı'nın TÜBİTAK  Gebze Yerleşkesindeki FETÖ/PDY yapılanmasına yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında hazırlanan ve  Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 76 sayfalık iddianamede, örgütün TÜBİTAK  Gebze Yerleşkesi yapılanması ve şüphelilerle ilgili değerlendirmelere yer verilerek FETÖ/PDY örgüt yöneticilerinin himmet-burs-kurban adı altında kurum içerisinde topladıkları paraları örgüte finans sağlamak amacıyla örgüt üst yöneticisi Özcan Okçuoğlu ve Mehmet Öğüdücü'ye teslim ettikleri kaydedildi.

TÜBİTAK  Gebze Yerleşkesindeki örgüt yapılanmasının FETÖ/PDY örgüt genel yapılanmasına uygun ve benzer bir hiyerarşik düzen içerisinde olduğu, örgüt mensuplarının kod adları kullandıkları ve yönetici konumunda bulunan şüphelilerin gizlilik kuralları çerçevesinde sürekli olarak grup ve yer değiştirdikleri anlatılan iddianamede, şüphelilerin atandıkları her yerde farklı pozisyonlarda görev alabildikleri, bu nedenle örgüt yönetici sayısının diğer örgütlere oranla fazlalık gösterdiğinin belirlendiği değerlendirmesinde bulunuldu.

İddianamede, TÜBİTAK çalışanı ya da kurum dışında öğretmen olarak görev yapan örgüt grup yöneticilerinin örgüt ile daha önce irtibat ve iltisakı olan TÜBİTAK çalışanlarını sohbet grubu altında örgütsel faaliyette bulunmak amacıyla bir araya getirdiklerine işaret edilen iddianamede, "Şüpheliler Cafer  Gürpınar, Abdullah Usta,  Hasan Basri Özüdoğru, Şenol  Şenyurt'un bu kapsamda gruplar üzerinde sevk ve idare yetkisine sahip olan ve zamanla yer değiştiren grup yöneticileri oldukları, şüpheliler Yakup Özden, İbrahim Çimentepe, Şaban Koçal,  Ahmet Özkul, İbrahim Kasımoğlu, Recep Talha Küyük ve Ertuğrul Murat'ın grup içerisinde örgüt üyesi pozisyonunda faaliyet gösterdikleri, örgüt grup yöneticilerinin şüpheli Özcan Okçuoğlu (örgüt yöneticisi) tarafından sevk ve idare edildikleri, bu şüphelinin talimatıyla grup değiştirdikleri, şüpheli Özcan Okçuoğlu'nun ise kurum dışında öğretmen olan şüpheli Mehmet Öğüdücü (örgüt yöneticisi) tarafından yönlendirildiği, örgüt mensuplarından toplanan bilgiler ile burs-himmet-kurban adı altında toplanan paraların örgüte finans sağlamak amacıyla bu şüpheliye aktarıldığı belirlenmiştir." ifadeleri kullanıldı.

Fetullah Gülen, askerlere ülke isimleriyle mesaj vermiş

İddianamede, TÜBİTAK içindeki FETÖ kadrolarının örgütlü bir tavır geliştirdiği, kurum içerisinde gizlenen kadroların tedbir uyguladığı ve kod adı kullandığı anlatılarak, ismi verilmeyen bir şüphelinin ifadelerine yer verildi. İfadede şunlar yer aldı: 

"Kendi aramızda yaptığımız sohbetlerden birinde Faruk kod adlı G.A. tarafından  Fetullah Gülen'in herkul.org'da yayınlanan vaazı içerisinde geçen  Danimarka kelimesinin Deniz Kuvvetlerini,  Hollanda kelimesinin Hava Kuvvetlerini,  Kapadokya ve  Kanada isminin Kara Kuvvetlerinde bulunan cemaat mensuplarına karşılık geldiğini duymuştum. Yine cemaat içerisinde KEK diye ifade edilen bir tabir vardır, bu kendi evinde kalanlar manasına gelir, kendi evinde kalıp üniversiteye gidip gelen arkadaşları anlatmak için kullanılırdı. Bu arkadaşların da cemaat evlerine gelip gitmeleri ve ortamı görmeleri özendirmek amaçlı istenirdi."

Topuklu ayakkabı giydiği günleri tek tek not etmişler

FETÖ kadrolarının TÜBİTAK içerisinde her bilgiden haberdar olmak için bir istihbarat ağı kurdukları ve örgüt mensupları ile sempatizanlarından, bütün TÜBİTAK çalışanlarını fişlemeleri ve haklarında her türlü bilgiyi toplamalarının istendiğine dikkat çekilen iddianamede, "Şüpheli Abdullah Usta'nın kurum bilgisayarında 'TubitakSigns' isimli klasör içerisinde bazı kişilere ait olduğu değerlendirilen imza örnekleri ile 'ulkuhancizelge.xlsx' isimli dosyada 'ülkühanın topuklu giydiği tarihler' şeklinde tarih belirtir çizelge bulunduğu tespit edilmiştir." ifadeleri kullanıldı.

Örgüt mensuplarının örgüt yayınlarından Zaman gazetesi ve Sızıntı dergisine abone yapıldıkları ve 2013 yılında FETÖ/PDY'nin sözde lideri  Fetullah Gülen'in örgütün finans kaynağı  Bank Asya'ya para yatırılması talimatı üzerine şüphelilerin kendileri ya da yakınları üzerinden  Bank Asya'ya para yatırarak örgüte finans sağladıklarının tespit edildiği belirtilen iddianamede, şüphelilerden  Hasan Basri Özüdoğru'nun alınan ifadesinde, "O dönemden  Bank Asya'da hesabının bulunduğunu, 17-15 aralık sonrası  Fethullah Gülen'in ' Bank Asya'da hesap açtırın, paranızı yatırın' çağrısına uyarak kendisinin de hesabına hatırladığı kadarı ile 60 bin lira kadar para yatırdığını" söylediği bilgisine yer verildi.

İddianamede, TÜBİTAK'ta elektronik mühendisi olarak görev yaparken 17/25 Aralık sürecinde kurumla ilişiği kesilen ve daha sonra  Ankara'da bir elektronik firmasında çalışmaya başlayan şüpheli Ali Dağdeviren'in aracında yapılan aramada, kendi adına düzenlenmiş 4. Ana Jet Üs Komutanlığına ait "8727062" seri numaralı ziyaretçi giriş kartı, "2016-0091" seri numaralı üs giriş kartı, "2016-Ü-8428" seri numaralı araç giriş kartı bulunarak el konulduğu belirtilerek, şüphelinin örgüt faaliyetlerine  Ankara'da çalıştığı firmada ve 15 Temmuz darbe girişiminin merkezi konumunda bulunan Hava Kuvvetleri Komutanlığı 4. Ana Jet Üs Komutanlığında devam ettiğinin görüldüğü ifade edildi.

Şüphelilerden  Burhan Güneş'in 2012 yılında TÜBİTAK Bilgem İdari İşler Başkan Yardımcılığı yaptığı aktarılan iddianamede, Güneş'in 15 Temmuz darbe girişiminde Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT merkezine yayınları kesmek üzere giden ekipte yer alarak fiilen darbe teşebbüsünde bulunduğu ve yakalanarak tutuklandığı belirtildi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.