GTÜ'DEN BÜYÜK PROJE

Gebze 13.10.2018 - 13:15, Güncelleme: 26.12.2020 - 11:33
 

GTÜ'DEN BÜYÜK PROJE

Gtü'de patlayıcı sıvıları uzaktan tespit eden cihaz üretilecek

GTÜ Fizik Bölümü Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Bulat Rami ve Doç. Dr. Georgy Mozzhukhin ile ekipleri tarafından yürütülen çalışmalarda NQRNMR Manyetik Rezonans teknikleri ile mesafeli patlayıcı algılama teknikleri üzerine çalışmalar yürütülüyor. NATO Barış ve Güvenlik İçin Bilim Programı ile TÜBİTAK, MARKA ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı gibi kurumların da desteklediği projenin yaklaşık 1.5 yıl içerisinde tamamlanması planlanıyor. Prof. Dr. Rami ve ekibi tarafından geliştirilen NMR ve NQR sensörleri sayesinde, patlayıcı sıvı maddeler diğer maddelerden ayrıştırılarak tespit edilebiliyor. 'TAŞINAN SIVILAR GÜVENLİ Mİ, YOKSA TEHLİKELİ Mİ' Gerçekleştirdikleri çalışmanın başlangıç noktasını anlatan Prof. Dr. Bulat Rami, 2006 yılından itibaren havalimanlarında çok sıkı güvenlik önlemleri söz konusu oldu. Biliyorsunuz, uçağa binilirken el çantasına en fazla 100 ml sıvı alınabiliyor. Bir de bu sıvıların miktarı kısıtlı. Bir litrelik saydam poşet içerisine ne kadar sıvı konteynır giriyorsa ancak o kadar taşınabiliyor. Dolayısıyla bu durum havayoluyla seyahat eden kişiler arasında büyük bir problem oluşturuyor. Seyahat eden bir kişinin yanında taşıdığı sıvılar güvenli mi yoksa tehlikeli mi Biz de bu problemi çözmek istedik. Buradan yola çıkarak 2013 yılında NATO'nun Barış ve Güvenlik için Bilim Programı'na başvuru yazdık. Sunduğumuz proje desteklendi. Bu proje çerçevesinde Rusya ve Ukrayna gibi yurtdışı ortaklar ile birlikte bu tekniği geliştirmeye çalıştık dedi. '1.5 YIL İÇİNDE PROTOTİP CİHAZI ORTAYA ÇIKARTABİLİRİZ' Çalışmanın işleyiş sürecinden bahseden Prof. Dr. Rami, Bizler bu tekniği geliştirirken tabii ki ilk etapta NMR tekniği olsun, mikrodalga tekniği olsun, sıvıları önce ayrı bir kap içerisine koyarak bu tekniklerle birbirinden ayırt edip edemeyeceğimize baktık. Bu basit işlemin ardından sonuçlar çok iyi gelince sonraki aşamada bu ayırt edebilme özelliğinden istifade ederek nasıl bir cihaz yapabileceğimizi düşündük. Şu anda bu cihazı kurmaya çalışıyoruz. Onun için bir mıknatıs yapmamız gerekiyor. Mikrodalga ve NMR sensörleri geliştirmemiz gerekiyor. Tabii ki iş henüz bitmedi. Bunları geliştirmeye çalışacağız. Biz proje çıktısını yaklaşık 1 ile 1.5 yıl arasında alabileceğiz diye tahmin ediyorum. 1.5 yıl sonra bir prototip cihaz ortaya çıkarabiliriz. Dolayısıyla bu prototip kurulduktan sonra seri üretime geçebilmesi için bizi destekleyici bir kuruluş bulunması gerekecektir. Bu teknik kendisinin çalışabilirliğini gösterdi şeklinde konuştu. 'CİHAZIN ÇALIŞMA PRENSİBİNDE 2 TEKNİK KULLANIYORUZ' Cihazın çalışma prensiplerinden de bahseden Prof. Dr. Rami, Bu teknik içerisinde aslında iki teknik kullanıyoruz. Biri mikrodalga, yani değişik sıvıları dielektrik sabite göre ayırt etmek. Diğeri ise, NMR dediğimiz tekniktir. NMR tekniğinde, çekirdek manyetik maddelerin dış manyetik alan ve dış radyo frekans alanına tepkisini ölçüyor. Farklı malzemelerin, farklı sıvıların farklı tepkilere sahip olduğunu biliyoruz. 2 tekniği aynı anda kullandığınızda, farklı sıvıları ayırt etme şansınız çok daha yükseliyor. Daha güvenilir sonuçlar alabiliyorsunuz. Burada en önemli problem ölçüm süresi. Bunu kısa tutmamız gerekiyor. Bizim hedeflediğimiz süre bir kaç saniye, yani en verimli şekilde aslında 3-4 saniyede bir sonucu verebildiğinde olacak ifadelerini kullandı.
Gtü'de patlayıcı sıvıları uzaktan tespit eden cihaz üretilecek

GTÜ Fizik Bölümü Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Bulat Rami ve Doç. Dr. Georgy Mozzhukhin ile ekipleri tarafından yürütülen çalışmalarda NQRNMR Manyetik Rezonans teknikleri ile mesafeli patlayıcı algılama teknikleri üzerine çalışmalar yürütülüyor. NATO Barış ve Güvenlik İçin Bilim Programı ile TÜBİTAK, MARKA ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı gibi kurumların da desteklediği projenin yaklaşık 1.5 yıl içerisinde tamamlanması planlanıyor. Prof. Dr. Rami ve ekibi tarafından geliştirilen NMR ve NQR sensörleri sayesinde, patlayıcı sıvı maddeler diğer maddelerden ayrıştırılarak tespit edilebiliyor.

'TAŞINAN SIVILAR GÜVENLİ Mİ, YOKSA TEHLİKELİ Mİ'

Gerçekleştirdikleri çalışmanın başlangıç noktasını anlatan Prof. Dr. Bulat Rami, 2006 yılından itibaren havalimanlarında çok sıkı güvenlik önlemleri söz konusu oldu. Biliyorsunuz, uçağa binilirken el çantasına en fazla 100 ml sıvı alınabiliyor. Bir de bu sıvıların miktarı kısıtlı. Bir litrelik saydam poşet içerisine ne kadar sıvı konteynır giriyorsa ancak o kadar taşınabiliyor. Dolayısıyla bu durum havayoluyla seyahat eden kişiler arasında büyük bir problem oluşturuyor. Seyahat eden bir kişinin yanında taşıdığı sıvılar güvenli mi yoksa tehlikeli mi Biz de bu problemi çözmek istedik. Buradan yola çıkarak 2013 yılında NATO'nun Barış ve Güvenlik için Bilim Programı'na başvuru yazdık. Sunduğumuz proje desteklendi. Bu proje çerçevesinde Rusya ve Ukrayna gibi yurtdışı ortaklar ile birlikte bu tekniği geliştirmeye çalıştık dedi.

'1.5 YIL İÇİNDE PROTOTİP CİHAZI ORTAYA ÇIKARTABİLİRİZ'

Çalışmanın işleyiş sürecinden bahseden Prof. Dr. Rami, Bizler bu tekniği geliştirirken tabii ki ilk etapta NMR tekniği olsun, mikrodalga tekniği olsun, sıvıları önce ayrı bir kap içerisine koyarak bu tekniklerle birbirinden ayırt edip edemeyeceğimize baktık. Bu basit işlemin ardından sonuçlar çok iyi gelince sonraki aşamada bu ayırt edebilme özelliğinden istifade ederek nasıl bir cihaz yapabileceğimizi düşündük. Şu anda bu cihazı kurmaya çalışıyoruz. Onun için bir mıknatıs yapmamız gerekiyor. Mikrodalga ve NMR sensörleri geliştirmemiz gerekiyor. Tabii ki iş henüz bitmedi. Bunları geliştirmeye çalışacağız. Biz proje çıktısını yaklaşık 1 ile 1.5 yıl arasında alabileceğiz diye tahmin ediyorum. 1.5 yıl sonra bir prototip cihaz ortaya çıkarabiliriz. Dolayısıyla bu prototip kurulduktan sonra seri üretime geçebilmesi için bizi destekleyici bir kuruluş bulunması gerekecektir. Bu teknik kendisinin çalışabilirliğini gösterdi şeklinde konuştu.

'CİHAZIN ÇALIŞMA PRENSİBİNDE 2 TEKNİK KULLANIYORUZ'

Cihazın çalışma prensiplerinden de bahseden Prof. Dr. Rami, Bu teknik içerisinde aslında iki teknik kullanıyoruz. Biri mikrodalga, yani değişik sıvıları dielektrik sabite göre ayırt etmek. Diğeri ise, NMR dediğimiz tekniktir. NMR tekniğinde, çekirdek manyetik maddelerin dış manyetik alan ve dış radyo frekans alanına tepkisini ölçüyor. Farklı malzemelerin, farklı sıvıların farklı tepkilere sahip olduğunu biliyoruz. 2 tekniği aynı anda kullandığınızda, farklı sıvıları ayırt etme şansınız çok daha yükseliyor. Daha güvenilir sonuçlar alabiliyorsunuz. Burada en önemli problem ölçüm süresi. Bunu kısa tutmamız gerekiyor. Bizim hedeflediğimiz süre bir kaç saniye, yani en verimli şekilde aslında 3-4 saniyede bir sonucu verebildiğinde olacak ifadelerini kullandı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.