Harcanan trilyonlar değil bölgenin gençleri

Kültür-Sanat 09.05.2017 - 14:01, Güncelleme: 26.12.2020 - 11:32
 

Harcanan trilyonlar değil bölgenin gençleri

  Futbol 1850'li yıllarda İngilizlerin bulduğu 1870'li yıllardan beri dünyanın en medeni, ülkesinden en geri kalmış ülkesine kadar yaklaşık 205 ülkesinde milyonlarca insanın bir  meşin yuvarlağın peşinden koştuğu güç, kuvvet, dayanışma, yardımlaşma birlikte hareket edip, birlikte kazanma esasına dayalı temelinde disiplin daha sonra yetenek gerektiren dünyanın en popüler takım sporu. 1870'li yıllarda konulan kurallarıyla süratla gelişen  yaklaşık 150 yıldır dünyada 7'den 70'e kadar herkesin en büyük eğlencesi. Özellikle Dünya Kupası, kıta şampiyonaları, Şampiyonlar Ligi ve çekişmeli lig mücadeleleriyle insanları 90 bazen 120 dakika boyunca başka dünyalara götüren gerek stadyumda gerekse ekran başında aynı anda milyonlarca insanı bir noktaya kilitleyen bir oyun. Günümüzde her yıl milyarlarca dolar transfer ücretinin ödendiği futbol adeta bir endüstri konumuna gelmiş durumda. Bir çok kulüp ekonomik gücünün etkisiyle bu oyunun en becerili ve yetenekli oyuncusunu bünyesinde bulundururken bazı takımlarda özellikle çok önem verdiği alt yapı projeleriyle her yıl bir çok oyuncusunu dünyanın en zengin kulüplerine göndererek kasasını sonuna kadar doldurmayı başarıyorlar. Özellikle Ajax, Atletic Bilbao gibi takımların başını çektiği bir çok kulüp adeta bir fabrika gibi çalışarak altyapısında yetiştirdikleri oyuncuları büyük kulüplere satmasına rağmen çizgisini devam ettirerek gerek ligde gerekse transfer piyasasında başarılarını devam ettiriyorlar. Futbolun kesinlikle en büyük sorunu bir kaç kulüp haricinde alt yapı eğitimlerine gereken önemin verilmemesi sonucu yetenekli oyuncu sayısının neredeyse bir elin parmakları kadar az  olması, yeni yeteneklerin keşfedilememesi. Ülkemizde de başta Bucaspor, Altınordu, Gençlerbirliği  gibi bazı kulüplerin öncülük ettiği altyapı organizasyonları yeni yıldızlar yetiştirmek için var güçleriyle çalışırken ülkemizin dev kulüpleri alt yapılarına önem vermek yerine yetişen bu oyuncuları milyonlarca euro vererek kadrolarına katmaya çalışıyorlar. Bu da kulüplerin borçlarını arttırarak geleceklerine adeta ipotek koymak anlamına geliyor. Altyapılar futbolun ve kulüplerin olmazsa olmazlarıdır. Amatör yada profesyonel her kulüp ne şartta yada ekonomik güçte olursa olsun altyapılarına mutlak surette önem vermek zorundadır. İyi bir altyapı organizasyonu kuran takımlar başarılarını uzun yıllar sürdürürken bunu yapmayan bir çok kulüp zamanla kaybolup gitmeye mahkumdur. 1 saatlik idmanla olacak iş değil…Alt yapı organizasyonları her kategoride aynı anda en fazla 15-20 oyuncuyla yapılmalı; fazla oyuncu gerekirse gruplara ayırmak suretiyle çalıştırılmalıdır.30-40 oyuncuyla yapılan ve genellikle 1 saat civarında süren alt yapı antrenmanları ne oyuncuya ne de kulüplere bir şey katmaz. Alt yapı organizasyonlarında kalite ön plana çıkarılmalı az ama öz oyuncuyla çalışılmalı her hareket, her pozisyon tek tek tüm oyunculara uygulattırılmalı; oyuncunun yeteneğine göre mevkisi ve pozisyonu belirlenmeli, bu doğrultuda oyuncuya gelişim eğitimi verilmelidir.Alt yapı eğitimi mutlak surette kaliteli hoca ve malzemelerle yapılmalı,oyuncunun gelişimi dosyalama yöntemiyle devamlı takip edilmelidir. Son söz olarak ülkemizde son yıllarda ortaya çıkan bir çok oyuncu henüz 18-19 yaşlarında çok büyük paralar kazanmaktadır.Tam anlamıyla gelişimini tamamlamayan bu oyunculara verilen bu kadar yüksek ücretler bu oyuncuların yaşam şeklini değiştirmekte bunun sonucunda bu oyuncuların bir kaç yıl içinde kaybolup gitmelerine sebep olmaktadır.Bundan gerek kulüpler gerekse Türk futbolu büyük zararlar görmektedir. Fazla ücret zararlı…Kulüplere naçizane tavsiyem alt yapı eğitimini tam manasıyla tamamlamamış bu oyunculara bu kadar büyük ücretler vererek hem kulübünüzü hemde geleceğimizi mahvetmeyin. Bu oyunculara futbol olarak yeterli olgunluğa eriştiklerinde hak ettikleri ücretleri verin ve gelişimlerini devamlı surette takip edin. Federasyona tavsiyem özellikle çok genç  yaştaki oyuncu transferlerini dikkatli inceleyin. Oyuncuları kulüpten ziyade milli takım oyuncusu gibi takip edin. Kulüplerle işbirliği içinde  ortaklaşa futbolcu alt yapı yetiştirme ve geliştirme merkezleri kurun. Alt yapıya önem veren kulüpleri maddi ve manevi olarak destekleyin. Alt yapı organizasyonu kurmak isteyen kulüplere gerek bilgi gerekse teknik olarak her türlü desteği verin, kolaylık sağlayın. Bu yazımın sonuna gelirken alt yapı eğitimine büyük önem veren tüm kulüplerimize teşekkür Etmek isterdim…diğer kulüplerimizin de bu kulüplerimizi örnek almalarını ve  alt yapılarına  gereken hassasiyeti göstermelerini temenni ederek yazımı sonlandırmak istiyordum..Ama olmadı…Bölgemizin en önemli iki temsilcisi kadrolarında altyapıdan yoksun, trilyonlara dayalı sadece o sezon şampiyon olmak adına kurgularla oluşturulunca  ya sezonu zar zor liderin peşinde bitirdi yada zar zor play offa kalıp orada da kaldı….Tabi ki bu yazının sonuç  bölümündeki bu bölümünde alacağım cevap belli… “Sana ne harcadığımız paradan, 10 kuruş katkın mı var, yarım kilo soğan mı alıp getirdin kulübün mutfağına da burada ahkam kesiyorsun”  cümlelerini 20 yıldır söylediler bıkmadan….  Ama bende bıkmadan hala bu bölgenin gençleri ile de ligi ikinci, üçüncü bitirirz, trilyonlarda cebinizde kalır demeye devam edeceğim… Transferlerde paraları cebine indiren menajerler de kulübe soğan almıyor, 10 kuruş vermiyor…İddia ediyorum uluslar arası menajerlerden sonra en büyük paraları kazanan menajerler Gebze ve Darıca bölgesinde çalışmış olanlardır… Neyse biz şampiyonluk sevincini  bu bölgenin gençlerinden kurulu Masterler Takımı ile yaşamaya devam ederiz, ne yapalım…Altını çizmek istediğim bir noktada Çayırovaspor’a…İki sezon önce Türkiye Şampiyonu olan bu sezon Marmara şampiyonluğunu elde eden ve yeni bir Türkiye Şampiyonluğunun en büyük adayı olan U-19 Takımına bir göz çevirin… 16 Yaşında Wembleyde Milli Takım forması giyen 17 yaşında Real Madrid’e karşı Galatasaray forması giyen Emre Belezoğlu örneğinin yanında bu 19 yaşındaki çocuklardan 5-6 tanesini de A takımın en azından 24 kişilik kadrosunda yer verin…Saygılarımla. 

 

Futbol 1850'li yıllarda İngilizlerin bulduğu 1870'li yıllardan beri dünyanın en medeni, ülkesinden en geri kalmış ülkesine kadar yaklaşık 205 ülkesinde milyonlarca insanın bir  meşin yuvarlağın peşinden koştuğu güç, kuvvet, dayanışma, yardımlaşma birlikte hareket edip, birlikte kazanma esasına dayalı temelinde disiplin daha sonra yetenek gerektiren dünyanın en popüler takım sporu.

1870'li yıllarda konulan kurallarıyla süratla gelişen  yaklaşık 150 yıldır dünyada 7'den 70'e kadar herkesin en büyük eğlencesi. Özellikle Dünya Kupası, kıta şampiyonaları, Şampiyonlar Ligi ve çekişmeli lig mücadeleleriyle insanları 90 bazen 120 dakika boyunca başka dünyalara götüren gerek stadyumda gerekse ekran başında aynı anda milyonlarca insanı bir noktaya kilitleyen bir oyun.
Günümüzde her yıl milyarlarca dolar transfer ücretinin ödendiği futbol adeta bir endüstri konumuna gelmiş durumda. Bir çok kulüp ekonomik gücünün etkisiyle bu oyunun en becerili ve yetenekli oyuncusunu bünyesinde bulundururken bazı takımlarda özellikle çok önem verdiği alt yapı projeleriyle her yıl bir çok oyuncusunu dünyanın en zengin kulüplerine göndererek kasasını sonuna kadar doldurmayı başarıyorlar. Özellikle Ajax, Atletic Bilbao gibi takımların başını çektiği bir çok kulüp adeta bir fabrika gibi çalışarak altyapısında yetiştirdikleri oyuncuları büyük kulüplere satmasına rağmen çizgisini devam ettirerek gerek ligde gerekse transfer piyasasında başarılarını devam ettiriyorlar.

Futbolun kesinlikle en büyük sorunu bir kaç kulüp haricinde alt yapı eğitimlerine gereken önemin verilmemesi sonucu yetenekli oyuncu sayısının neredeyse bir elin parmakları kadar az  olması, yeni yeteneklerin keşfedilememesi. Ülkemizde de başta Bucaspor, Altınordu, Gençlerbirliği  gibi bazı kulüplerin öncülük ettiği altyapı organizasyonları yeni yıldızlar yetiştirmek için var güçleriyle çalışırken ülkemizin dev kulüpleri alt yapılarına önem vermek yerine yetişen bu oyuncuları milyonlarca euro vererek kadrolarına katmaya çalışıyorlar. Bu da kulüplerin borçlarını arttırarak geleceklerine adeta ipotek koymak anlamına geliyor.
Altyapılar futbolun ve kulüplerin olmazsa olmazlarıdır. Amatör yada profesyonel her kulüp ne şartta yada ekonomik güçte olursa olsun altyapılarına mutlak surette önem vermek zorundadır. İyi bir altyapı organizasyonu kuran takımlar başarılarını uzun yıllar sürdürürken bunu yapmayan bir çok kulüp zamanla kaybolup gitmeye mahkumdur.

1 saatlik idmanla olacak iş değil…Alt yapı organizasyonları her kategoride aynı anda en fazla 15-20 oyuncuyla yapılmalı; fazla oyuncu gerekirse gruplara ayırmak suretiyle çalıştırılmalıdır.30-40 oyuncuyla yapılan ve genellikle 1 saat civarında süren alt yapı antrenmanları ne oyuncuya ne de kulüplere bir şey katmaz. Alt yapı organizasyonlarında kalite ön plana çıkarılmalı az ama öz oyuncuyla çalışılmalı her hareket, her pozisyon tek tek tüm oyunculara uygulattırılmalı; oyuncunun yeteneğine göre mevkisi ve pozisyonu belirlenmeli, bu doğrultuda oyuncuya gelişim eğitimi verilmelidir.Alt yapı eğitimi mutlak surette kaliteli hoca ve malzemelerle yapılmalı,oyuncunun gelişimi dosyalama yöntemiyle devamlı takip edilmelidir.

Son söz olarak ülkemizde son yıllarda ortaya çıkan bir çok oyuncu henüz 18-19 yaşlarında çok büyük paralar kazanmaktadır.Tam anlamıyla gelişimini tamamlamayan bu oyunculara verilen bu kadar yüksek ücretler bu oyuncuların yaşam şeklini değiştirmekte bunun sonucunda bu oyuncuların bir kaç yıl içinde kaybolup gitmelerine sebep olmaktadır.Bundan gerek kulüpler gerekse Türk futbolu büyük zararlar görmektedir.

Fazla ücret zararlı…Kulüplere naçizane tavsiyem alt yapı eğitimini tam manasıyla tamamlamamış bu oyunculara bu kadar büyük ücretler vererek hem kulübünüzü hemde geleceğimizi mahvetmeyin. Bu oyunculara futbol olarak yeterli olgunluğa eriştiklerinde hak ettikleri ücretleri verin ve gelişimlerini devamlı surette takip edin.

Federasyona tavsiyem özellikle çok genç  yaştaki oyuncu transferlerini dikkatli inceleyin. Oyuncuları kulüpten ziyade milli takım oyuncusu gibi takip edin. Kulüplerle işbirliği içinde  ortaklaşa futbolcu alt yapı yetiştirme ve geliştirme merkezleri kurun. Alt yapıya önem veren kulüpleri maddi ve manevi olarak destekleyin. Alt yapı organizasyonu kurmak isteyen kulüplere gerek bilgi gerekse teknik olarak her türlü desteği verin, kolaylık sağlayın.

Bu yazımın sonuna gelirken alt yapı eğitimine büyük önem veren tüm kulüplerimize teşekkür Etmek isterdim…diğer kulüplerimizin de bu kulüplerimizi örnek almalarını ve  alt yapılarına  gereken hassasiyeti göstermelerini temenni ederek yazımı sonlandırmak istiyordum..Ama olmadı…Bölgemizin en önemli iki temsilcisi kadrolarında altyapıdan yoksun, trilyonlara dayalı sadece o sezon şampiyon olmak adına kurgularla oluşturulunca  ya sezonu zar zor liderin peşinde bitirdi yada zar zor play offa kalıp orada da kaldı….Tabi ki bu yazının sonuç  bölümündeki bu bölümünde alacağım cevap belli…

“Sana ne harcadığımız paradan, 10 kuruş katkın mı var, yarım kilo soğan mı alıp getirdin kulübün mutfağına da burada ahkam kesiyorsun”  cümlelerini 20 yıldır söylediler bıkmadan….

 Ama bende bıkmadan hala bu bölgenin gençleri ile de ligi ikinci, üçüncü bitirirz, trilyonlarda cebinizde kalır demeye devam edeceğim… Transferlerde paraları cebine indiren menajerler de kulübe soğan almıyor, 10 kuruş vermiyor…İddia ediyorum uluslar arası menajerlerden sonra en büyük paraları kazanan menajerler Gebze ve Darıca bölgesinde çalışmış olanlardır…

Neyse biz şampiyonluk sevincini  bu bölgenin gençlerinden kurulu Masterler Takımı ile yaşamaya devam ederiz, ne yapalım…Altını çizmek istediğim bir noktada Çayırovaspor’a…İki sezon önce Türkiye Şampiyonu olan bu sezon Marmara şampiyonluğunu elde eden ve yeni bir Türkiye Şampiyonluğunun en büyük adayı olan U-19 Takımına bir göz çevirin… 16 Yaşında Wembleyde Milli Takım forması giyen 17 yaşında Real Madrid’e karşı Galatasaray forması giyen Emre Belezoğlu örneğinin yanında bu 19 yaşındaki çocuklardan 5-6 tanesini de A takımın en azından 24 kişilik kadrosunda yer verin…Saygılarımla. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.