Sen Bu İdareciliği Bırak

28.11.2017 - 10:57, Güncelleme: 26.12.2020 - 11:32
 

Sen Bu İdareciliği Bırak

İdareci olan zat eğer koltuğunu kadere müdahale etmek pahasına İlahi Takdire karşı ekonomik güç kullanarak kadastro etmemişse; astlarına eşit ve adaletli davranır zaten. Böyle bir kişi hata yapmışsa Allah’tan korkar kamudan utanır ve her daim hatasını telafi yolları arar. Gerçekten Allah’tan korkusu varsa yüzü kızarır, bilerek ya da bilmeyerek yediği kul haklarını helalleşmenin telaşına düşer. Böyle birini görmemiz mümkün mü hayat sürecimizde? Allah korkusu öyle cemaatlere abone olup birtakım hoca görünümlü inanç kalpazanlarının akılla mantıkla uyuşmayan martavallarını dinlemekle, müşterisini günahlarından arındırmak yerine ona Günah Çıkarmayı öğreten düzenbazların sohbet halkalarına oturmakla olmaz. Allah korkusu olan idareci odasına aldığı personelini diğeri hakkında dedikodu ve ihbarla karalama ve kullanmaya çalışmak yerine, üzerinde hakkı olan personeliyle helalleşmenin telaş ve endişesinde olur. Sahi sen hangisini yapıyorsun hiç kendini hesaba çektin mi? Musallaya tünediğinde kaç kişi sana hakkını helal edecek diye hesap ettin mi? Ne önemi var diyorsun değil mi? Arkandaki ideolojik, mistik ya da ekonomik gücün millete üfürdüğün Takdiri İlahiden daha etkili olduğunu sanıyorsun belki de… Dermek ki sen beleşe alışmış dudaklarından dökülen reklam ve kandırma amaçlı ideolojik, dinsel ve ulusal hiçbir söyleme inanmıyorsun. Ne oldu garibinize mi gitti? Böyle birini arıyorsunuz da çevrenizde, bulamıyor musunuz? Yoksa benim anlattığım aslında idareci tipi değil de Marstaki uzaylılar olmasın. Çünkü yüzünüzü gökyüzüne dikip öylece kıpırdamadan dursanız bir gün belki dünyamızı ziyaret eden uzaylılara rastlayabilirsiniz. Ama eylemleriyle söylemleri aynı olan idareciye çok zordur rastlamanız. Bir de bazı insanlar vardır idarenin muhbiri, yalakası olmaktan acayip zevk duyar keyif alır. Orgazm düzeyinde… Dışarıdan baksanız adama, erkeğe benzer. Nüfus cüzdanı soluk mavi renklidir. Mavi pembe arası bir şey… Onuru, etik değerleri çıkarından çok sonra gelir. Belki de senden bahsediyorum ya da senden... Ama nerede sende utanıp istifa edecek tıynet değil mi? Maaş dışı ekstralar gider, birtakım beleş seminer ve kurslar ve yalakalık yapmasan hiçbir zaman elde edemeyeceğin birçok avantaj... Bir de idareciyi yoldan çıkaranlar vardır. Bunlar iblisin yere inerek bedenlenmiş halleridir. Bunlar yüzünden bazen iyi, temiz ve Allah’tan korkan idareciler de yoldan çıkar. Belki idareci temizdir ama insan türünün ağzındaki kesici dişlerin her insanın maddi menfaat karşısında eğilebileceği gerçeğine dair yaratılış ihtarına vakıf, Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz bazı hastalıklı ama ekonomik güce sahip kişiler ellerindeki maddi imkanları idareyi yemlemek için kullanır. Tabi kısa zamanda karşılığını alır. İdare kişiliğini ve kontrolünü kaybeder. Zamanla personel istediği zaman işe gelir, istediği zaman rapor alır, istediği gibi savsaklar. İdareci de birinden gördüğü beleşi herkesten beklemeye başlar. Yani kötü yola düşer. Bundan sonra o idareciden eşit ve adil muamele beklemek imkansıza yaklaşır. Son olarak bazen de idareci hakim ideolojik, etnik ya da inançsal manyetizmanın güdümündeki siyasi gücün etkisiyle yoldan çıkar. Adaletli davranmak istese de bazen yüzünü hiçbir zaman göremeyeceği hatırlı kişilerden yarı tehdit yarı yemleme telefonlar gelmeye başladığında idareci kıvırmaya çalkalamaya başlar. Böylece yavaş yavaş kıvıran arkadaş erkenden ayrılmazsa zamanla dansöz bile olabilir. Yani idarecilik zor... Ya idareciliği bırakacaksınız ya da kutsanmış sözleri…

İdareci olan zat eğer koltuğunu kadere müdahale etmek pahasına İlahi Takdire karşı ekonomik güç kullanarak kadastro etmemişse; astlarına eşit ve adaletli davranır zaten. Böyle bir kişi hata yapmışsa Allah’tan korkar kamudan utanır ve her daim hatasını telafi yolları arar. Gerçekten Allah’tan korkusu varsa yüzü kızarır, bilerek ya da bilmeyerek yediği kul haklarını helalleşmenin telaşına düşer. Böyle birini görmemiz mümkün mü hayat sürecimizde? Allah korkusu öyle cemaatlere abone olup birtakım hoca görünümlü inanç kalpazanlarının akılla mantıkla uyuşmayan martavallarını dinlemekle, müşterisini günahlarından arındırmak yerine ona Günah Çıkarmayı öğreten düzenbazların sohbet halkalarına oturmakla olmaz. Allah korkusu olan idareci odasına aldığı personelini diğeri hakkında dedikodu ve ihbarla karalama ve kullanmaya çalışmak yerine, üzerinde hakkı olan personeliyle helalleşmenin telaş ve endişesinde olur. Sahi sen hangisini yapıyorsun hiç kendini hesaba çektin mi? Musallaya tünediğinde kaç kişi sana hakkını helal edecek diye hesap ettin mi? Ne önemi var diyorsun değil mi? Arkandaki ideolojik, mistik ya da ekonomik gücün millete üfürdüğün Takdiri İlahiden daha etkili olduğunu sanıyorsun belki de… Dermek ki sen beleşe alışmış dudaklarından dökülen reklam ve kandırma amaçlı ideolojik, dinsel ve ulusal hiçbir söyleme inanmıyorsun. Ne oldu garibinize mi gitti? Böyle birini arıyorsunuz da çevrenizde, bulamıyor musunuz? Yoksa benim anlattığım aslında idareci tipi değil de Marstaki uzaylılar olmasın. Çünkü yüzünüzü gökyüzüne dikip öylece kıpırdamadan dursanız bir gün belki dünyamızı ziyaret eden uzaylılara rastlayabilirsiniz. Ama eylemleriyle söylemleri aynı olan idareciye çok zordur rastlamanız. Bir de bazı insanlar vardır idarenin muhbiri, yalakası olmaktan acayip zevk duyar keyif alır. Orgazm düzeyinde… Dışarıdan baksanız adama, erkeğe benzer. Nüfus cüzdanı soluk mavi renklidir. Mavi pembe arası bir şey… Onuru, etik değerleri çıkarından çok sonra gelir. Belki de senden bahsediyorum ya da senden... Ama nerede sende utanıp istifa edecek tıynet değil mi? Maaş dışı ekstralar gider, birtakım beleş seminer ve kurslar ve yalakalık yapmasan hiçbir zaman elde edemeyeceğin birçok avantaj... Bir de idareciyi yoldan çıkaranlar vardır. Bunlar iblisin yere inerek bedenlenmiş halleridir. Bunlar yüzünden bazen iyi, temiz ve Allah’tan korkan idareciler de yoldan çıkar. Belki idareci temizdir ama insan türünün ağzındaki kesici dişlerin her insanın maddi menfaat karşısında eğilebileceği gerçeğine dair yaratılış ihtarına vakıf, Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz bazı hastalıklı ama ekonomik güce sahip kişiler ellerindeki maddi imkanları idareyi yemlemek için kullanır. Tabi kısa zamanda karşılığını alır. İdare kişiliğini ve kontrolünü kaybeder. Zamanla personel istediği zaman işe gelir, istediği zaman rapor alır, istediği gibi savsaklar. İdareci de birinden gördüğü beleşi herkesten beklemeye başlar. Yani kötü yola düşer. Bundan sonra o idareciden eşit ve adil muamele beklemek imkansıza yaklaşır. Son olarak bazen de idareci hakim ideolojik, etnik ya da inançsal manyetizmanın güdümündeki siyasi gücün etkisiyle yoldan çıkar. Adaletli davranmak istese de bazen yüzünü hiçbir zaman göremeyeceği hatırlı kişilerden yarı tehdit yarı yemleme telefonlar gelmeye başladığında idareci kıvırmaya çalkalamaya başlar. Böylece yavaş yavaş kıvıran arkadaş erkenden ayrılmazsa zamanla dansöz bile olabilir. Yani idarecilik zor... Ya idareciliği bırakacaksınız ya da kutsanmış sözleri…

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.