Bakan Açıkladı!

Gül, Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde düzenlenen "Meslek İçi Eğitim  Programı"nda konuştu.

Türkiye genelindeki 9 ayrı istinaf merkezinde ilk derece  mahkemelerinde görev yapan hakim ve cumhuriyet savcılarına meslek içi eğitim  verileceğini belirten Gül, eğitim programının yargı camiasına hayırlı olmasını  diledi.

Bu programın, ilk derece mahkemesinde görev yaparak eğitimler için bir  araya gelen hakim ve cumhuriyet savcılarıyla istinaf merkezlerindekiler  arasındaki iletişimi güçlendirmesini temenni eden Gül, 11 merkezde faaliyet  gösteren bölge adliyelerine çok önem verdiklerini vurguladı.


Bakan Gül, faydası hemen görülen, içtihatlarıyla, kararlarıyla çok  önemli bir mesafe alan bölge adliye mahkemelerinin bütün başkanlarını, üyelerini,  cumhuriyet savcılarını tebrik ederek, eğitimlerde, Türkiye'de adalet duygusunun  tecelli etmesi için çaba gösteren gençlerin hem tecrübe paylaşımında bulunacağını  hem mesleki tecrübelerden istifade edeceğini hem de "istinaf"ın nasıl bir  yargılamada denetim yaptığını teorik ve pratik olarak göreceğini söyledi.

Bu eğitim modelini çok önemsediklerinin altını çizen Gül, bunun en  verimli şekilde gerçekleşeceğine inandığını kaydetti.

Türkiye'de, devlet ve toplum hayatı için 15 Temmuz 2016'nın kritik bir  eşik ve siyasi tarih boyunca yüz yüze gelinen en büyük tehditlerden biri olduğunu  vurgulayan Gül, şöyle konuştu:

"Yüzyıllardır, bin yıldır bu coğrafyada görülen en büyük ihanet  örneğidir. Silaha karşı yürekle karşı duran, FETÖ'nün esaret teşebbüsüne  cesaretle karşı duran aziz Türk milleti bu kalkışmanın püskürtülmesinde en önemli  rolü icra etmiştir. O gece süratle harekete geçen yargı mensuplarımız da  milletimiz nasıl demokrasi nöbeti tutuyorsa adliyelerde demokrasi nöbetiyle Türk  milletinin, Türk devletinin bekasını, hukuku, demokrasiyi korumak için canla  başla çalışmışlardır. Hala da yargı mensuplarımız demokrasi nöbetini tutmaya  devam etmektedir. Bu günlerde zorunlu olarak eğitimlerini yarıda bırakan ya da  eğitimlerine hiç başlayamayan yargı mensuplarımız oldu. Pazartesi adliyeler açık  ve vatandaşlara adalet hizmetlerinin sunulması gerekiyordu. Bu zorunluluktan  dolayı hakim ve savcılarımız yapılan geçici düzenlemeyle hemen görevlerine  başlamışlardı. İşte bugün 9 ayrı bölgemizde bu arkadaşlarımızı meslek içi eğitime  almak üzere bir araya topladık."

- "5 bin yargı mensubuna eğitim"  

Toplam 926 yargı mensubunun, bu ay programı tamamlayacağını ifade eden  Gül, gelecek yıl da bu eğitimlere devam edeceklerini, 3 bini istinaf  merkezlerinde olmak üzere toplam 5 bin civarında yargı mensubunun gelecek yıl  benzer programlara dahil edilerek eğitim almasını hedeflediklerini bildirdi.  

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, adalet  hizmetlerinin etkin ve verimli yürütülmesi konusunda, teknoloji, binaların fiziki  altyapıları, mevzuatların yenilenmesi için önemli hizmetler yaptıklarını dile  getiren Gül, bu çalışmaların temelinde insanın bulunduğunun altını çizdi.


 Gül, adaletin ancak ve sadece ona sadakat gösterenlerin elinde  yükseleceğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşte bu nedenle hukukçunun eğitimi ve adalet yoluna koyulacak  olanların titiz bir şekilde seçimi çok önemlidir. Ehliyet ve liyakattan öte bir  ideolojik sapkınlığa, sadakati tercih ederek yargıyı arka bahçesi ya da ideolojik  bir bagaj olarak görmek için bir merkez olarak görenlerin ülkemizi, yargıyı  getirdikleri hal ortadadır ama asla ve asla ehliyet ve liyakattan vazgeçmeden,  sadece ve sadece Anayasa'dan, hukuktan talimat alan bir  yargı, Türk milletine  her zaman hizmet edecektir. İşte bütün gayemiz FETÖ'nün bu tahribatını,  travmasını temizleyerek yargıda da yeni inşa sürecini hep birlikte tamamlamaktır.  Bu konudaki temel yaklaşımımız da sürekli eğitim anlayışıdır. Hakim ve savcıların  mesleki yeterliliğinin geliştirilmesi, temelleri üniversitede atılan meslek  öncesi eğitim ve stajla devam eden meslektaşlar arasındaki tecrübe paylaşımlarını  ve meslek içi eğitimlerle sürdürmesi gereken bir süreci çok anlamlı ve önemli  buluyoruz."

- "70 puan barajını yeniden getirmeyi planlıyoruz"  

Gül, halen güncelleme çalışmalarının devam ettiği Yargı Reform  Stratejisi'nde de bu süreci bütünlüklü olarak ele aldıklarını belirterek, "Hukuk  eğitiminin nitelik güçlendirilmesi konusunda çok geniş bir mutabakat  bulunmaktadır. Ülkemizdeki hukuk eğitimlerinde başta YÖK ve üniversiteler olmak  üzere ilgili paydaşlarla iş birliğini artırarak niteliği artırmayı temel hedef  olarak görüyoruz." dedi.

Hukuk fakültesi mezunları için öngördükleri bir devlet sınavının,  eğitimde kaliteyi teşvik edecek bir önlem olacağına işaret eden Gül, hukuk gibi  hiçbir şekilde ihmal edilemeyecek bir eğitimin kalitesinin yükseltilmesi  gerektiğini vurguladı.

Mesleğe başlamadan önce yapılacak devlet sınavını çok önemli ve  anlamlı bulduklarını dile getiren Gül, şunları ifade etti:

"Yargıda meslek öncesi eğitimle ilgili çok önemli bir karar  aşamasındayız. Kısa vadede hakim ve savcı adaylığı için yapılan yazılı yarışma  sınavında da 70 puan barajını yeniden getirmeyi planlıyoruz. Yargı reformu  stratejisiyle kamuoyuna ayrıntılarını paylaşacağımız bir dizi yenilikle yargı  mensuplarının meslek öncesi eğitim ve staj dönemlerini yeni bir anlayışla ele  almayı planlıyoruz. Hem süre hem de içerik bu planlamanın içindedir. Yani hem  meslek öncesindeki eğitim süresini uzatmayı hem de staj görülen mahkeme  çeşitliliğini artırmayı hedefliyoruz. Staj döneminin bir bölümünün istinaflarda  ve yüksek mahkemelerde yapılmasının, adaylarımızın mesleğe daha iyi  hazırlanmasına önemli katkı sunacağını düşünüyoruz."

- "Yetersiz veya ilgisiz gerekçeler, yargının itibarını olumsuz  etkiler"

Yargının en temel fonksiyonunun, ihtilafların çözümündeki hakemlik  rolü olduğunu belirten Gül, yargının, hakimlik vasfını koruyarak ihtilafları  çözebildiği ölçüde sosyal barışı sağlayabileceğini söyledi.

Gül, yargının tartışmaları bitiren, tarafları uzlaştıran, toplumun  adalet duygusunu güçlendiren kararlar ortaya koyması gerektiğini vurgulayarak,  gerekçenin önemine işaret etti.

Yargıya duyulan güvenin ve yargı kararlarından memnuniyetin gerekçeden  beslendiğini dile getiren Gül, yargının ikna gücünü ve saygınlığını böyle  kazanacağını kaydetti.

Yetersiz veya ilgisiz gerekçelerin, sadece kararların ikna gücünü  değil yargının itibarını, saygınlığını da olumsuz etkileyebileceğine dikkati  çeken Gül, kararlarda kullanılan dilin kalitesinin önemli olduğunun altını çizdi.

Eskilerin "kamus namustur" sözünü hatırlatan Bakan Gül, dilin tıpkı  namus gibi temiz ve aziz tutulması gereken bir değer olduğunu vurguladı.

- "Adaylarımızın dil becerisini geliştirmek, müfredat önceliklerimiz  arasında"

İddianameler ve karar gerekçelerinin tutarlı, derinlikli, özenli bir  Türkçeyle yazılması gerektiğine işaret eden Gül, şöyle konuştu:

"Bu nedenle adaylarımızın hukuki argümantasyon gücünü artırmak ve dil  becerilerini geliştirmek de meslek öncesi eğitimlerde müfredat önceliklerimiz  arasında yer alacaktır. Bu konuda ilk adımı Kapadokya Üniversitesi ile iş birliği  yaparak attık. Dil ve anlatım becerilerini artırmaya yönelik dersleri eğitim  müfredatı içine aldık. Güzel Türkçe kullanma, iyi ve doğru Türkçe ile iddianame  yazma, gerekçeli mahkeme ilamlarını ortaya koyma, doğru ifade edebilme, muhakeme  yeteneğinin artırılması gibi tüm eğitimleri yeni oluşturduğumuz müfredatla hakim,  savcı adaylarımızın eğitimine dahil etmiş olduk. Tüm bu çalışmalarımızda, hakim  veya cumhuriyet savcısının teori ve pratik tüm eğitimleri almış, tecrübe  paylaşımları elde etmiş, güzel bir Türkçeye hakim olmuş, muhakeme yeteneğini  geliştirmiş bir şekilde kürsüye çıkmasını hedefliyoruz." 

    Gül, bugüne kadar hep insanı merkeze alan politikalarla adalet  hizmetlerini geliştirmeyi amaçladıklarını belirterek, yargıda sadece sayısal  değil nitelik olarak gelişmenin de izini süreceklerini, sürekli eğitim  perspektifiyle yargı mensuplarının mesleki açıdan kendilerini geliştirmelerinin  tüm imkanlarını oluşturmaya devam edeceklerini söyledi.

Toplumda baş gösteren ihtilaflara yargı mensuplarının adaletle yanıt  vermesinin yolunun hukuka ve vicdana bağlılıktan geçtiğini vurgulayan Gül,  "Vicdan, ilahi bir lütufla insanın içine ekilmiş bir akıl yargısıdır. Ancak ön  yargılarla vicdanın sesi birbirine karıştırılmamalı, pekişmiş yanılgılar tecrübe  sanılmamalıdır. Bunun için doğru ve sağlam ölçü değerlerini esas almak gerekiyor.  Vicdan ancak bu sayede hata vermeyen bir pusula görevini görebilmektedir. İşte  hukukçunun aklını doğru ve sağlam değerlere bağlayan en önemli köprü de  eğitimdir." ifadelerini kullandı.