Dilovası 3'ncü Lig'i hak ediyor, Darıca G.Birliği: İçim acıyor
Bölgesel Amatör Lig 2’nci Grup’ta bu haftaya kadar oynadığı futbol ve edindiği sonuçlarla adından söz ettiren Diliskelesispor’un başarılı teknik direktörü, Darıcalı Mehmet Yılmaz’a konuk olduk. Bir diğer taraftan Darıca Belediyesi’nin kış futbol okulunda yetenek yetiştiren Yılmaz sorularımızı Nene Hatun Stadı tesislerinde yanıtladı. “Dilovası Bölgesi’nin büyük potansiyeli var. 3’ncü Lig’de takımı olmalı ama ilçede kenetlenme sorunu var” diyen Yılmaz altyapısında yetişip yıllarca top oynadığı Darıca Gençler Birliği’ne dair de özetle, “İçim acıyor…” dedi.
Diliskelesispor’un da yer aldığı BAL 2’nci Grup’ta dahi, sezonun ilk yarısı bile beklenmeden teknik adam değişikliğine gidildi?
Futbol, spor anlayışımız hep skor odaklı. İşler kötü gitmeye başladığında başkan, yönetim, futbolcular gönderilmez, en kolayı hemen teknik direktör gider. Ülke futbolunda durum maalesef bu ve bu yüzden de oyunu geliştirmeye değil tamamen skora odaklı oyunlar oynanıyor haliyle. Ama çalışma şartlarına baktığında, teknik direktörlere sorsan, takımın ve futbolcuların performanslarına dair 50 tespit sıralar. İyi koşullarda çalışma ortamına, şartlarına sahip olup başarı edinemeyenler de var. Bunlarda aşikâr.
Diliskelesispor’un BAL’daki ilk sezonuna karşın bugüne kadar ki başarılı performansının gerekçelerini öğrenebilir miyiz?
Sezon başında kime sorsan, Kocaeli sıralamasından küme düşmenin birinci adayı, Yuvacıkspor bile değil, bizdik. Çünkü Yuvacıkspor geçen sezon başarı ölçeğinde bizim konumumuzda idi. Kağıt üzerinde herkes bize, ‘Düşer’ gözüyle bakıyordu ve bize inanmayan çok insan vardı. Önce bütçemize göre kaliteli ve karakterli oyuncular bularak sağlam bir takım kurmaya çalıştık. Oyuncu seçiminde benim payım yüzde 10 falandır. Çoğu tanıdığım bildiğim oyuncular değil. Bu konuda haklarını teslim etmek lazım; Bedrettin Şimşek hoca ve Oğuz Başaran kardeşimizin takımın kurulmasında büyük emeği var haklarını teslim etmek lazım.
Takımın oluşmasının ardından uygun taktikler geliştirdik, denemeler yaptık, doğru antrenmanlar ve taktikler üzerinde çok yoğun çalıştık. İki ay sadece defansif pozisyon alma ve birinci bölgeden başlayan oyun kurulumları üzerinde çaba sarf ettik. Bu da bizim bugünlere gelmemizde büyük rol oynadı. Bu aşamada da teknik ekibimizin yardımları çok büyük oldu.
İsmen bilip tanıdığımız teknik heyet, nitelikte kimlerden oluşuyor?
Yardımcı hocamız, kardeşim ve 30 yıllık dostum Yavuz Selimoğlu, hem takım organizasyonu hem de genel antrenmanlardan sorumlu.
Atletik performans hocamız Yener Egemen için, ‘Alanında bu bölgenin en iyisi’ diyebilirim. Biz kendisine, ‘Prof’ lakabıyla sesleniyoruz.
Kaleci hocamız Fatih Yılmazer; İşinde çok iyi ve oyuncu psikolojisinden çok iyi anlıyor. Ortamı seziyor, pozitif enerjisiyle neşe kaynağımız.
Sportif direktörümüz Bedrettin Şimşek, gizli kahraman. Bütün idari işler, organizasyon, maddi manevi her şekilde perde arkasındaki bütün işlerimizi çözer, kimse bilmez.
Biz; teknik heyet olarak takımı geliştirmekle sorumluyuz. Biz de çok çalıştık ve bu sayede ekip ruhu yakalandı. Birbiriyle kaynaşan bir ekip oldu. Çürük yumurtaları futbolcular ve ekip kendileri ayıkladı.
11’nci hafta edindiğiniz galibiyetle bir anda şampiyon adayları arasında yer edindiniz…
Skorlar ve sonuçlarda gelince bir anda kendimizi başka hayallerde bulduk. Neticede, çalışmamızın karşılığını alıyoruz.
Uzunköprü deplasman galibiyeti sonrası, o maçtan iki gün önceki taktik çalışmadan rakibin savunma kilidini açtığınızı yazdınız?
Uzunköprüspor maçı öncesi rakibe has idmanda, nasıl gol atacağımızın taktiğini cuma günkü idmanda dört beş kez gösterip, ‘Bunu deneyin’ çalıştık. Futbolcu arkadaşlarım çabuk kavradılar. Sonuçta bir duran top, bir duran toptur. Kilitlenen maçı açar. Öyle oldu zaten. Kilitlenen maçta korner kazandık. Antrenmanda çalıştığımızın aynısını yapıp golü attılar. Hep beraber, ‘Çalıştık bunu’ diye sevindik. Sonrasında ikinci golde, yine duran toptan, serbest vuruş sonrası geldi. Deplasmanda kritik işler, ufak detaylar çok önemli.
Teknik direktörlük kariyerinizde, günümüz itibariyle BAL kurumsalında en üst basamaktasınız?
Şu an hayal ettiğim hocalığın yüzde 10’unu ancak yapabiliyorum. An itibariyle, buradayım (Darıca). Gebzespor, Kullar 1975 Spor teknik direktörleri gibi, şu an tesisimde olmak isterim. Futbolcularla birebir konuşmak, tahta üzerinden taktik detay tartışmak isterim. Hiçbir futbolcumla bu ince diyalogları kuramıyorum çünkü zamanım yok. Çocuklarla sabah idmanını yapıyorum. 12.20 gibi oradan çıkmam lazım. Yemeğimi yiyor, ‘Çocuklar afiyet olsun’ diyor, onları başbaşa bırakıyorum.
Burada, Darıca Belediyesi’nde çalışıyorum. Darıca’da mesaim Diliskelesispor idmanına göre ayarladılar sağolsunlar. Burada mesaim 13.00’te başlıyor, gece 22.00’ye kadar sürüyor. Çıktıktan sonra da eve, yatıp uyumaya gidiyorum. Ailemizi ihmal ediyoruz tabi ki, onlar en büyük destekçimiz her zaman.
Takımı maçlara kim, nasıl hazırlıyor?
Antrenmanları iç saha maçlarını oynadığımız Dilovası Nihat Karadaş Stadı’nda yapıyoruz. Salı ve çarşamba günleri akşam idmanlarına işimden dolayı gidemiyorum. Burada da sağ olsunlar, Yavuz ve Yener hocam devreye girip takımı idmanlara çıkartıyor. Ben çift idman günleri, akşam idmanlarına katılamıyorum. Genelde sabahları taktik idmanlarını yaptırıyorum.
Büyükşehir, Diliskelesispor’a tesis yapıyordu…
Tavşancıl Mahallesi’nde bir tesis yapılıyordu. Bize tahsis edilen yer atıl durumda, yabancı madde kullananların mekânı bir yermiş. Veriliyor, verilmiyor. Bir süreç var. Bekliyoruz.
Takım oyuncularının konaklama ihtiyacı…
Dilovası Belediye Başkanı Hamza Şayir sağ olsun. İlçe merkezindeki Aksu Otel’i ayarladı. Oyuncular memnun ama tesis gibi değil. Oyuncuların yüzde 90’ı otelde konaklıyor ve iç saha maçlarının kamplarını orada yapıyoruz.
Diliskelesi’nde takım oyuncularıyla sözünü ettiğiniz şekilde kuramadığınız diyalogdan kaynaklı bir eksiklik oluşmuyor mu?
Ben antrenmanlarda sahada 1-1.5 saat ne yapabiliyorsam onu yapıyorum. Sergilediğimiz futbol, o çalışmanın ürünü. Futbolcuların derdini tasasını dinleyemiyorum. Bu eksikliğin giderilmesinde de oyuncumuz Oğuz Başaran’ın hakkını vermem lazım. Oğuz bize hiçbir şey bırakmıyor. Oyuncularımızın ekonomi olsun, psikoloji olsun her şeyiyle ilgileniyor.
BAL iyi, üst düzey, karizma bir lig mi?
BAL, süper amatör ligden yükseldiğinde çok sevinilecek bir lig değil. Grubumuzda en düşük bütçeli iki üç kulüpten biriyiz. Bu koşullarda bile çok zorlanıyoruz. Diğer bütçesi düşük kulüp takımları zaten puan cetvelindeki yerinden belli. Biz ona rağmen şampiyonluğa oynuyoruz. Ama oyuncularımızın aldığı bedeli, primleri diğer şampiyonluğa oynayan ekiplerin oyuncuları duysa, komik yani.
Takıma yüksek bedelli, ‘yıldız’ futbolcu gelirse ne olur?
Takım olarak iyi durumdayız, iyi çalışıyoruz. Biz yıldızlardan kurulu bir takım değiliz. Biz belki sahada koşmadan oynayan bir yıldız futbolcuyu takım içinde kaldırırız ama iki kişi olursa, takımı bozar. Bizde herkes görevini yapacak. Çok çalışacağız. Gerisini Allah bilir. Gittiğimiz yere kadar da gideriz.
Siyah poşetlilerimiz var
Onlar da hikaye yazıyor
Maçlarınızda taraftar desteği yeterli yetersiz var ama tabiri caizse ekseri, sinemada film, tiyatroda oyun izler gibi maç seyrediyorlar?
20 kişilik taraftar grubumuz, siyah poşetliler var. İç sahada, deplasmanda, desteğe geliyorlar, sağ olsunlar büyük destek veriyorlar. Onlar da hikâye yazıyorlar. Diliskelesi, Bölgesel Amatör Lig’de olduğunu yeni yeni anlıyor. Kulüp ve tribün kültürü yeni yeni gelişiyor. Bu bölgenin çok büyük potansiyeli var ve en kötü 3. Ligde oynayan bir takımının olması gerekiyor ama ilçede bir kenetlenme sorunu var inşallah ortak bir paydada buluşup birleşme sağlanırsa çok daha güzel şeyler yaşanabilir.
Darıca Gençler Birliği’nin
mevcut hali içimi acıtıyor
Ne olacak bu Darıca Gençler Birliği’nin hali?
Darıca Gençler Birliği’nin durumuna çok üzülüyorum. Şayet sahip çıkılmazsa, birileri bir şeyler yapmazsa bu sezon ligde tutunması mucize olabilir. Şuna inanıyorum, ligde kaybedilmiş bir şey yok devre arasına kadar sağlıklı bir ortam sağlanırsa, ligde kalır, kalmalı da. Aksi halde, BAL’a düştükten sonra 3’ncü Lig’e yükselmek çok zor artık.
Ben Darıca Gençler Birliği’nde yetiştim. Ekmeğini yedim. Takım kaptanlığını yaptım. Mevcut durumu içimi acıtıyor. Emek verdik oraya, neler çektik, neler yaptık. Geçen sezon Diliskelesispor’dan ayrıldık. Burada, U19 takımının hocası yoktu. Hiç ücret talep etmeden, sırf sarı yeşil olduğu için, çocuklar zor durumda kalmasın diye, Diliskelesispor’daki mevcut ekibimle çalıştırıp onlara yardımcı olduk. Biz takım bulana kadar çocuklar hocasız, idmansız kalmasın istedik. Sarı yeşil kötü oldu mu, içimiz gidiyor bizim.
Futbol oynamaya Gebzespor
yenilgisinin ardından başladık
Takımınızdaki çıkış, Gebzespor yenilgisinin ardından başladı, yanılıyor muyuz?
Futbolcularıma her zaman söylüyorum. Amacımız futbol oynamak, top oynamak. Futbol oynayarak bir şeyler yaparsak, yaparız. Gebzespor maçı bize büyük ders oldu. Belki de bu hale gelmemizin nedeni, Gebzespor mağlubiyetidir. Gebze deplasmanında takımımız top oynamadı. Sadece çok iyi mücadele etti, herkes bizi tebrik etti. Ama Gebzespor maçında, bugün geldiğimiz konumdaki futbolu oynamadık. Bizim oyun formatımız defanstan topla çıkış üzerine. İki ay harcadık defansif varyasyonlara. Gebzespor maçında oyuncular atmosferden biraz etkilendi. ‘Kaptırırsak ne olur’ kaygısı yaşadı.
Aleyhinize çalan penaltı, tartışmasız penaltıydı ama savunmadaki oyuncunun kolunun yukarıda olması…?
Gebzespor maçında aleyhimize çalınan penaltıda savunmadaki oyuncumuzun kolunun vücudundan ayrık, kafasının üzerinde olması ve topun eline teması; anlık bir pozisyon ve refleks. O pozisyonda ne olup bittiyse, çok dar bir alanda oldu. Bir şey yapamazsın. Refleks olarak kolunu kaldırdı ve top çarptı, olur bu. Ben her zaman oyunun geneline bakarım. Biz çalıştığımızı yapıyor muyuz, yapamıyor muyuz? Kendilerine Gebzespor maçı öncesi, ‘Top oynamadan kazanamazsınız. Çünkü bu Gebzespor. Sana gelir, bir tane atar. Top oynarsan yenebilirsin’ dedim. Gebzespor maçından sonra bütün maçlarda biz futbol oynuyoruz. Gebzespor maçı bizi bu hale getirdi.
TFF’nin erteleme kararı
planlamada ülkenin özeti!
Süper Lig’de Ankaragücü – Rizespor maçı sonrası malum hakeme saldırı vakası sonrası TFF ani bir kararla liglere sınırsız erteleme getirdi. Kararı yorumlar mısınız?
Futbol maçında hakem dahil herkes hata yapar. Çözümü elbette şiddet değil. İtirazını yaparsın. Öncelikle hakem Halil Umut Meler’e yapılan saldırı kabul edilemez, şiddetle kınıyorum.
Öte yandan Türkiye Futbol Federasyonu’nda yönetim toplanıyor. Liglere, süresiz erteleme kararı alıyor, ‘Bu hafta maçlar yok’ diye. Böyle yapacağına, ‘Biz bir tedbir alacağız ama bu hafta da olur, önümüzdeki hafta da olur. Şimdilik belli değil. İptal etmedik’ deyip geçiştir. Bir gün sonra kararını açıkla.
Ani bir karar verilmiştir. Bunun maddi boyutu, antrenmanları düzenleme boyutu, hazırlık boyutu var. Havaya girmiş takımım var. Ben şimdi Sarayspor ile iç saha oynayacağım. Kağıt üzerinde favoriyim. Kazanmak var, kaybetmek var. *Ama onunla hiç oynamadan İFA Spor’a deplasmana mı gideceğim. Belki o deplasmanda takımım değişik bir şeye maruz kalacak, kötü olacak. Günümüz itibariyle hangi maçlar ertelendi, nasıl devam edecek, süreç belli değil. İdman yapıyoruz, yüklenme ona göre olmalı. Önümüzdeki çarşamba maç var mı, yok mu, belli değil. Ben ona göre belki hafta sonu hazırlık maçı oynayacağım. Maçım taa önümüzdeki pazar ise arayı boş geçirmeyip, hazırlık maçı almam lazım. O da belli değil. Çarşamba dersen, hazırlık maçına gerek yok. Ayrıca günümüz itibariyle ben takımı Sarayspor 1953’e mi hazırlayım, İFA Spor’a mı? Çok farklı iki takım. Nereden bakarsan bak saçmalık. Bizim için çok sıkıntılı. Ani karar almakta hızlı, ama planlamada sıkıntılıyız. Ülkenin özeti.
Sarı kart bile görmüyorlar
Hepsiyle gurur duyuyorum
Grupta centilmenliğinizle dikkat çekiyorsunuz ve en centilmen takım olduğunuz, rakiplerinizce de söyleniyor?
Diliskelesispor olarak Allah nazardan saklasın. Gölcükspor – Gebzespor maçında olduğu şekilde, hiç öyle sıkıntılı süreçlere düşmedik daha. Bir tek Kullarspor 1975 ile deplasman maçında bir takışmamız oldu. O da uzamadan, toparlandı gitti. Kimse ceza yemeden atlattık. BAL 2’nci Grup’ta görünen en centilmen takım olduğumuz, doğrudur. Bakıyorum, futbolcularım sarı kart görmüyor ve hepsiyle bu yönüyle de gurur duyuyorum.
BAL hakemleri yetersiz
BAL hakemlerini değerlendirir misiniz?
Bölgesel Amatör Lig’de ilk sezonum. Hakemler, genel anlamıyla yetersiz. Şu haftaya kadar iyi hakeme, bir bilemedin iki maçta denk geldik. Yendiğimiz maçları da dahil ediyorum, yetersizler.
BAL’da hakemlerin eğitimleri bence gözden geçirilmeli. Maç başı bedelleri gözden geçirilmeli. Görüyorum, amatör liglerde altyapı liglerinde 200 TL’ye maç yöneten 18 yaşında hakemler var ve gelen çocuk ne yapacağını bilmiyor ki zaten. BAL’da maç yöneten hakemler; altyapı ligleri, 2’nci Amatör Küme maçlarında yetişiyor. İki üç gün eğitim verildiği söyleniyor. Bilmiyorum, öyle duydum. Doğruysa duyduğum, iki üç günlük eğitimle olur mu? Ama hallerinden belli zaten. Futbolla alakaları yok. Geçmişleri yok. Öyle bir hakemin iki dudağının arasındaki düdükte kaderin. 3’ncü Lig’e yükselmek için devasa bütçe kullanan, olağanüstü çalışan kulüp takımları var. Onların da bütün emekleri, çabaları, o iki dudak arasında.
Hakem hatasıyla puan kaybınız olduğunu düşünüyor musunuz?
Feriköyspor ve Kullar 1975 Spor deplasmanlarında yaşadık. Her iki maçta da hakem, rakip lehine döndü. Bunlar, yenilgiye bahane değil. Ben hiçbir zaman hakeme bahane bulmadım ama bence yetersizler. Ama sahaya çıkacaksın. Oynayıp yeneceksin.
Mehmet Yılmaz ile kıssadan hisse:
Rakibi tokatlayan sorumsuz,
geren “şirinlik” muskasıdır!
Futbolda, takımının iç saha maçında rakip takımın taraftarını geren futbolcu, kendi taraftarına şirinlik yapmaya çalışıyor demektir.
Ligin en kritik maçını oynayan takımın oyuncusu, rakip takımın futbolcusuna tokat atıp kırmızı kart görüyorsa, sorumsuzdur. Böyle bir futbolcusu olan teknik adam, ne yapsın? Emin olun, defalarca uyarmıştır.
Bu iş çok parayla da olmuyor, parasız da olmuyor. Dengesi olmalı.
Futbolda bizim ülkemizde uzun sureli plan yapamazsın, skorlar iyi geldiği sürece görevindesin.
BAL forveti bence mücadele gücü yüksek, süratli, savunma arkasına atılan toplarda gidebilen, yeri geldi mi savunmaya yardım edebilen oyuncu olmalı. BAL’da bu model iş yapıyor çünkü geçiş oyunu daha çok oluyor .
Futbolcu anlaşırken hangi bedele imza atarsa atsın o paraya mutlu olmuş demek ki anlaşmış. Takımın sonrasındaki transferlerinde kimin neye imza attığı, onu ilgilendirmez.
KİMDİR?
Gülşen – Hüseyin Yılmaz çiftinin oğulları 1982 yılında Kadıköy’de dünyaya geldi. Darıcalı. Dede tarafı Girit, anne tarafı Sapancalı. Darıca İlköğretim Okulu ve Aslan Çimento Endüstri Meslek Lisesi mezunu. Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi üçüncü sınıfı futboldan ötürü terk etti. Futbola 11 yaşında, Darıca Gençler Birliği altyapısında başladı. Merkez orta saha oyuncusu. 17 yaşında profesyonel oldu. Darıca Gençler Birliği’nin 1’nci Lig’in kapısından “bir dakika kala” döndüğü dönemin ve o maçın kadrosunda yer aldı, kendi tabiriyle hayatının travmasını yaşadı. 30 yaşında A takım futbolcusu iken, ayrıldı. Futbolculuk yaşantısında transfer tekliflerine karşın, başka profesyonel kulübün takımında oynamadı. Amatör liglerde birçok takımda forma giydi ve şampiyonluklar yaşadı. Futbolu 37 yaşında, kurucuları arasında yer aldığı Darıca Martıspor forması altında, amatör liglerde bıraktı. Teknik direktörlüğe de Martıspor altyapı takımları ile başladı. 2022-2023 sezonunda Kocaeli Süper Amatör Lig’de Diliskelesispor A takımını çalıştırmaya başladı. 8’nci hafta ayrıldı. BAL’da, sezon başından itibaren yine Diliskelesispor’da göreve başladı. Evli. Çiğdem Yılmaz’ın eşi, Berat Yılmaz’ın babası.