Darbe girişimi gecesi Tuzla Orhanlı gişelerde darbeci askerlerin açtığı ateş sonucu bir kolunu kaybeden Üzeyir Civan o kanlı geceyi anlattı: Bir çınlama duydum, kolumda ağırlık htim.
O kara gün… Diğer bir ifadeyle akla karanın gün yüzüne çıktığı gün… 15 Temmuzda imanından başka kendini savunacak bir şeyleri olmadığı halde vücudunu siper eden yüzlerce şehitlerimiz ve gazilerimizin olduğu gün...
Olay günü nerde gazi oldunuz yanınızda kimler vardı?
Oturduğumuz bina aile apartmanıdır. 15 Temmuz günü hep birlikte kahvaltı yapıyorduk. O sırasında yengem rüyasında, benim devletle bir mahkememin olduğunu gördüğünden bahsediyordu. Hayırlısı olsun demiştim. Bir de Cuma namazında duyulan konuşulan bazı şeyler olmuş. Bu konuşmalar sekiz on saat sonra darbe olacağı söylentisi olmuş. Arkadaşımdan duyduğum kadarıyla o gün başka camide olduğum için sonradan duydum bu olayı… Hatta benim çok eski arkadaşım da varmış bu söylentiden bahsedenler arasında( uzun süredir görüşmediğim bir arkadaş). Bu bahsedilen arkadaş çok sık yurt dışına çıkıp gelen biriydi biz de normal olarak iş için çıktığını düşünüyorduk… Meğer durum farklıymış… Ve o gün fark ettim ki dinimizi kullanarak masum insanlarımızı çocuklarımız askerlerimizi polisimizi kullanmışlar. Kendini hoca sanan müsveddeler… Onlarca masum insanımızı katlettiler. Dinden imandan nasibini almamış din düşmanları...
’’Adaletin olmadığı yerde İslam’ın tesisi olmaz’’
Bu vatan hainleri Müslümanlık için bir damla gözyaşı akıttığını görmedim. Ama sonrasında 15 Temmuzdan sonra sayın cumhurbaşkanımızın ne kadar haklı olduğunu gördüm. Türkiye’ye bunları yapan fetö örgütü, Yahudiler ve Hristiyanlara şirin gözükmek için ellerinden gelen ne varsa fazlasıyla yaptılar. Bu ülke ne zaman onun çarkına çomak soktu o zaman etmediği beddua vermediği fetva kalmadı o hoca müsveddesinin… Kusura bakmayın bu ülkeye yapılanları fark ettikçe çıldırıyorum. 15 Temmuz gününe dönersek darbe haberini alınca tüm akrabalarla birlikte evden çıkmaya karar verdik. Nereye gideceğimizi ve nasıl bir durumla karşılaşacağımızı bilmiyorduk. Nereye gideceğimizi düşünürken stratejik noktalardan biri olan Sabiha gökçen havaalanına gitmeye karar verdik. düşündük ve stratejik bir yere sahip olan Sabiha Gökçen Havaalanına gitmeye karar verdik. Ailem ve akrabalarımla birlikte iki araba yola çıktık. Aracımıza benzin almak için istasyona girdik, fakat yakıt vermek istemediler biraz tartıştıktan sonra yakıtımızı alıp yola koyulduk. Nasıl bir psikoloji içinde isem kaç yıldır kullandığım yolları karıştırır oldum. Yol alırken geçtiğimiz bütün köylerin camilerinde sela okunuyordu. Saat gece bir veya bir buçuk gibi idi… E5 te çok trafik olacağını düşünerek Orhanlı’ya yöneldik üst taraftan havaalanına gidecektik. Orhanlı gişelerine yaklaştığımızda yollar kalabalıklaşmaya başlamıştı. Arabalar durmaya başlamıştı ve ben inip yürümek istedim. Biraz ilerden silah sesleri geliyordu ve o sese doğru ilerlemeye başladım. İleride olan akrabalardan biri eşimin kardeşini aradı… Sakın ileriye gelmeyin burada polisleri vurdular… Önde tekbirlerle yürüyen bir grup vardı onların yanına ilerledim tabi o sırada kalabalıktan ailemden ve akrabalardan kimseyi göremiyordum. İlerde askerler mevzi almıştı, o tarafa yöneldim. Askerler gözü dönmüş gibi ateş ediyordu. Bir genç gördüm gözlerinde tarif edilemez bir korku ile koşarak geri geliyordu. Tam o sırada askerlere elimi sallıyordum yapmayın diye siz bizim askerimizsin bize sıkamazsın diyordum. Elimde bir acı htim… İlk gördüğümde kan pıhtısı sandım ama elime şarapnel parçası isabet etmiş. Elimden vurulmuştum… Şarapnel parçası Orta parmak kemiğimi kırmıştı. Sonra ellerimi havaya sallayarak durmalarını işaret edecektim. Kolumu kaldıramadım ve fark ettiğimde, kolumu tutan sadece deri ve et parçası kalmıştı. Koluma isabet eden mermi çıkarken parçalamış… Sonra birkaç genç beni daha geriye getirdi. Bir araba ayarlayıp hastaneye götürdüler. Bir yandan eşim yeğenim vurulduğumu öğrenmişler, beni hastaneye götüren yanımdaki genç hem aileme bilgi veriyor, hem de nereye götürdüklerini söylüyordu. Hastaneye vardığımızda yanlış hatırlamıyorsam ilk yaralı gelen bendim… Hastane görevlileri yetkililere haber verdi ve yetkililer bütün doktorları göreve çağırdı. Doktorlar geldi ve ben hala kendimdeydim. Doktor çok kan kaybetmişsin bilincinin yerinde olması tam bir mucize olduğunu söyledi. Sonra ameliyata aldılar, kendime geldiğimde sabah olmuştu. Başımda yeğenim vardı. Sordum ne oldu vatan selamette mi? dedim. Yeğenim askerlerin teslim olmaya başladığını söyledi. Ve derin bir oh çektim. Vatanımızı korumamıza yardım ettiği için… Allah’ıma şükürler olsun.
Korkmadınız mı evden çıkarken?
O akşam bizde bambaşka ruh hali vardı. Vurulacakmışız, ölecekmişiz sakat kalma ihtimali aklımıza gelmedi ki… Korku aklımıza gelsin…
Bunların olacağını bilseniz yine de çıkar mıydınız sokağa?
Her vatanını seven evladın yapması gereken bu… Hayatımın son anı olacağını bilsem bile yine çıkardım. Allah bana ve tüm Müslümanlara şahadet şerbetini içmeyi nasip etsin. Ve hiç pişmanlığım yok… Allah’ım bana bu gazilik şerefine nail olmayı nasip etti. Allah’ıma binlerce şükürler olsun bu günahkâr kuluna böyle bir şans fırsat verdi… Allah inşallah herkese nasip eder. Gazilik şerefini son nefesimize kadar koruyabilmek ve şerefle Allah’ımızın huzuruna gitmek nasip olur inşallah.
‘’Sultan Süleyman’a kalmayan dünya bize mi kalacak’’ Peygamber efendimizin cihattan dönerken bir sözü var: ‘’Asıl cihat şimdi başlıyor’’ gerçekten de asıl şimdi başlıyor. Allah yar ve yardımcımız olsun.
Şu an ne hissediyorsunuz?
Hislerim duygularım nasıl anlatsam ki… Ben size kısaca ifade etmeye çalışayım. Kardeşlik birlik beraberliğin hala bitmediğini iyi insanların hala var olduğunu gördüm. 15 Temmuzdan önce bir elin parmağı kadar arkadaş, dostum vardı. Şimdi saymakla bitiremeyeceğim arkadaş ve dost sahibi oldum. O gece birbirini tanımayan yüzlerce insan sırt sırta verdi. Allah’ım bizleri birlik beraberlik içinde yaşamak nasip etsin…
Darbe girişimi siz ve sizin gibi kahramanlarımız tarafından püskürtüldü. Peki, sizin için her şey normale döndü mü? Hayatınızda neler değişti?
Hayatımda değişenler oldu ama ben hala eski Üzeyir’im değişen bir şeyim olmadı. Yaralanmışım, kaybettiğin uzuvlarım olmuş bu benim için hiç önemli değil. Yine sokaklara çıkmam gerekirse yine çıkarım. Şu fani dünyada vatan için bir şeyler yapabilmek en güzeli… Hayatımdaki en güzel ve tek değişiklik… Çevremde bazı kardeşlerimizin kendi durumlarını kaldıramayanlar psikolojik sıkıntılar yaşayanlar var, Allah onlara da kolaylık ve sabır versin. Gerçekten çok güzel anlamlı bir şerefe nail oldular. En iyi şekilde korumak nasip olsun inşallah…
Hain darbe girişimi duyulduğu an sokaklara çıkan vatandaşlarımız evinden çıkmayanlara karşı cephe aldığı söyleniyor. Sizce doğru mu?
Bana kalırsa onlar olayın vahametini tam anlayamadılar. O kadar olan olaydan sonra hala tencere tava çalarak tepki gösteriyorlarsa onları Allah’ a havale ediyorum. Bizler vatan derken kendini huzurunu, karın tokluğunu düşünüp market, benzin ve ATM kuyruklarına girenlere diyecek kelime bulamıyorum. Onlar için sadece; “Allah onların akıllarını başlarına devşirmek nasip etsin” diyorum.
Gazilik üzerinden tabiri caizse prim yapan insanlar olduğu düşünülüyor. Siz böyle bir şeye şahit oldunuz mu?
Benim çevremde öyle kişiler hiç olmadı ya da ben fark etmedim. Duyduklarımız oldu onlara da kulak asmadık gerçeklik durumunu bilmediğimiz için… Biz hep doğrudan yana olmaya çalıştık. O işlere kalkışanlar için Allah’ın kitabından var olan bir söz söylemek istiyorum; “zan ile hareket etmeyin” olayların gerçeğini öğrenin. Emin olun ki yanlış olduğunu görecek ve doğruyu ayırt edebilecekler…
Hem kurucu hem üyesi olduğunuz 15 Temmuz Şehit Yakıları ve Gaziler Derneği’nin kurulma amacı nedir?
Derneğimizin kurulma amacımız tamamen şehit yakınları ve gazilerimizin birliğini beraberliğini sağlamak içindir. Hiçbir şekilde çıkar amaçlı değildir. Sadece hak ve hukuktan yana olan bir dernektir.
15 Temmuz Şehit Yakıları ve Gaziler Derneği’nin kurulmasına öncülük edenler kimlerdir?
Kurulmasında destek veren arkadaşlarımız, ben, dernek başkanımız Musa ilhan, 15 Temmuzun Nene Hatunu Safiye bayat kardeşimiz, bir diğer gazimiz tankın 2 defa üzerinden geçen ve bir kolunu kaybeden Sabri Ünal, tankın önüne ilk yatanlardan Metin Doğan öncülüğünde kurulmuştur. Hatta 15 Temmuzun simgesi haline gelmiş Ömer Halisdemir’ in kardeşi Savaş Halisdemir’ in bir sonraki genel kurulumuzda yönetimimize girecek inşallah, bizim tüm gazi ve şehit yakılanlarını bu çatı altında toplamak gayemizdir…
Derneğinizin bünyesinde verilen konferansların içeriği nedir, başka bir organizasyon düşünceniz var mı?
Konferansların içeriği 15 Temmuz gecesinde başımızdan geçenleri paylaşıp o gecenin gerçekliğini ve davamızı anlatmaya çalışıyoruz. Bunun neticesinde vatanımızın birlik bütünlük içerisinde davamızın İslam davası olduğunu görüyorlar ve bizi yakından gördüklerinde olayın yaşananların gerçekliğini hissediyorlar. Vatanımız üzerinde oynanan oyunların büyüklüğünü bir kez daha göstermiş oluyoruz. Derneğimizin yapacağı organizasyonlar olacak ama öncelikle bizim 15 Temmuzdaki komutanımız Şehit Ömer Halisdemir ve İzmir’de şehit olan polisimiz Fethi Sekin’ in kabrini ziyaret etmek ve bunun gibi birçok organizasyonlar…
Gazi Üzeyir Civan’ı tanıyalım
1966 Gümüşhane Şiran doğumluyum. Sekiz yaşında İstanbul’a göç ettik. Bilirsiniz o dönem iş bulmak zordu. İstanbul Göztepe ilçesine taşındık. Burada ilkokul 3.sınıfta kalmıştım kaldığım yerden eğitime devam ettim. İlkokul ve Ortaokul eğitimimi Faik Reşit Unat ilkokulunda, Lise eğitimimi yine Göztepe’de bulunan Kadıköy Mehmet Beyazıt lisesinde tamamladım. 2 yıllık ön lisans üniversite eğitimimi Trakya Üniversitesi Tekirdağ meslek yüksekokulunu bitirdim. Ardından askerlik görevimi Aydın ve Burdur’da icra ettim. Askerlik vazifemi bitirdikten sonra 1996 yılında amcamın kızı ile evlendim ve üç evladım var. 19 ve 18 yaşlarında iki kızım 16 yaşında bir de oğlum var. Büyük kızım bizim(gazilere verilen kamu görevi) durumumuzdan dolayı diyanet işlerine devlet memuru olarak atandı. Diğer iki çocuğum da lise eğitimine devam ediyorlar. İstanbul’a geldiğimiz dönemde on senelik süre Göztepe’de ikamet ettim sonrasında Tuzla’ya taşındım, halen burada ikamet etmekteyim. Mesleğim elektronik üzerine ve imes’te ufak bir işyerim var. Burada elektronik kart tamiri işlerini yapıyoruz. Aynı zamanda emekliyim. En son kolumu kaybettikten sonra yakın bir arkadaşımı iş yerime ortak ettim. Şu an işleri onunla birlikte devam ettirmekteyiz.
RÖPORTAJ: Adnan Ayvaz