“Aydın”la yeniden “Günaydın!” diyen Kocaelispor
En uzun dostluklardan birini Aydın Hocamla kurmuşumdur. Kağıtspor’da Fevzi Açıkgöz ile futbol oynarken, bizden bir sonraki kuşakta Aydın Hoca forma giydi.
Fevzi Açıkgöz, Sarıyer'de futbol yaşantısına devam ederken, ben futbolu Kağıt’ta bırakmıştım. Aydın Günaydın da Kağıtspor’da gerçek bir efsane olmuştu. Birçok takımda futbol yaşantısını sürdürdü.
Orta sahadaki güçlü yapısıyla, gerçekten kolay kolay ekarte edilemeyecek bir adamdı. Futbol zeka yapısı da her zaman için takdir ettiğim bir yönüdür.
Aydın Günaydın, teknik adamlık kariyerinde de ömrü boyunca torpil isteyen futbolcuları futbolcu yapmamakla uğraşmıştır. Bazen aşırı ve orantısız alınganlık gösterse de, gerçekten çevresinde bulunduğu oyuncular için torpil isteyenlere, radikal anlamda yanıtlar vermiş ve radikal kararlar almıştır. Hatta bir başkan, yeğeni namına “Buna lisans çıkaracaksın” dediği için görevini komple bırakıp, Hatay'a gitmiştir. Hatayspor altyapısında genel koordinatörlük yaparken, birçok oyuncuyu A takıma yükseltmiştir.
***
6 Şubat 2023 depreminde, Hatay’daki tesislerde, birçok oyuncusu enkaz altında kalmış ve vefat etmiştir. İzmit'ten götürdüğü oyuncularla kente geri dönmüştür. Deprem sonrası bir süre inzivaya çekilen Aydın Hoca, sık sık görüştüğümüzde, boş durmaktan sıkıldığını gösteriyordu.
Çünkü sürekli hareket halindeki kişiliğiyle kolay kolay boş duracak adam değildir. Güzel bir kararla, Rafet Kırgız yönetime girdiğinde, Aydın Günaydın da tekrar altyapının başına getirilmiştir. Kocaelispor altyapısında antrenör olarak görev alanlar da, gelenler kadar gidenler de son derece kalitelidir.
Maalesef, yönetimlerin yaptığı hatalar tabii ki onlara mal olmaktadır. Dünyada altyapı antrenörleri 10-15 sene görev yaparken (en güzel örnek Manchester United'da Alex Ferguson'dur.) Türkiye'de en çok değişen antrenör tipi altyapı antrenörleridir.
Altyapı proje demektir. Bir proje de en aşağı 3 yıl uygulanmadıkça hiçbir sonuç vermez. Kocaelispor belki de en çok altyapı koordinatörü değiştiren kulüptür. Anadolu ile İstanbul arasına sıkışıp kalmış bu kent, doğal olarak en çok proje üretilmesi gereken bir kent olması lazım gelirken, maalesef en kolay proje yapıp, bu projeyi daha satamadan, başka projeye geçen insanların elinde oyuncak olmuştur. Kerem Aktürkoğlu, Merih Demiral, Kartal Kayra Yılmaz bu kulübün kapısına gelmiş, ancak içeriye girememiştir. Üçü de, bu hırsla, Dünyanın en çok konuştuğu futbolcular arasına girmiştir…
Bu garip durumla ilgili, kafamdaki soru işaretleri giderek artıyor. Kartal Kayra Yılmaz'ın dayısıyla iki yıl önce yaptığım sohbette, neler yaşadıklarını sizlere aktardım. Aynı şekilde Kerem Aktürkoğlu'nun Kocaelispor’a ne kadar gelmek istediğini hepimiz kabulleniyoruz ve biliyoruz. Bunu da iki yıl önce yazdım. Bu da ispatlıdır. Muhammer Akçay Hoca en yakın şahididir. Altyapı toplantısında kendisi de, bu tezimi açıkça dile getirmiştir.
Merih Demiral ona keza… Kocaelispor kapısı yüzüne kapanınca, tası tarağı toplayıp, Dereağzı’na gitmiştir. Oradan geri dönecekken de Fenerbahçe’nin o zamanki alt yapı antrenörü olan, aynı zamanda Yenidoğanlı antrenör Vedat Şanbay'ın da oğlu olan Tolga Şanbay, Merih'e sahip çıkmış, yeniden futbol oynayabilmesi için önünü açmıştır. Dolayısıyla Kocaelispor’un büyük bir altyapı koordinasyon sorunu vardır.
Aydın Günaydın Kerem Aktürkoğlu'nu almak için çaba sarf ettiğini, ancak transfer yasağına takıldıklarını söylemektedir. Ancak bence söyleyemediği başka şeyler de vardır. Amatör transfer ve profesyonel transferler ayrı şeylerdir. Neyse bu konuyu şimdilik deşmeyelim, uzmanlarına bırakalım.
***
Altyapı toplantısında Rafet Kırgız ağabey sözümü ne kadar kesmek isterse istesin, sonra baba dostu olan bana kıyamamış, söz izni vermiş ve beni konuşturmuştu. Salondan yükselen alkış da sanırım en güzel yanıt oldu.
Bizim yaş grubundaki gazeteci arkadaşlar yazmaktan çok konuşmaya başladıkları zaman, meslek yaşantısının da sonuna gelmişler demektir. Ben daha 1990'da Türkiye'nin ilk yerel spor programını yaparken, Marmara TV'de erkenden konuşmaya başladım. Onun için sesim çabuk kesildi. Hani erken öten horozun ibiğini koparırlarmış misali. Yine de ilklere imza atmakla her zaman gurur duydum, mütevazı olmadım. Çünkü onların her birinde emeğim vardır.
Kuzenim Nusret Dayı ile birlikte faaliyete soktuğumuz Marmara TV, şimdiki TV41'in ta kendisidir. Orada iki yıla yakın haber müdürlüğü de yaptım. Bu deneyimleri, bu yaşadıklarımızı sizlere aktarmak kadar güzel bir şey yoktur.
Neden? Kentin gazeteciliği nereden nereye geldi diye hatırlanması çok önemlidir. Şu anda da emek veren orta yaştaki arkadaşlarım, ileride beni daha iyi anlayacaklardır. Benim talebelerimin, talebelerinin hocası olan orta kuşak, birçok öğrenci yetiştirdiği zaman, öğrencilerine benim adımdan söz ettikleri zaman çok mutlu oluyorum. Çabalarımız boşa değilmiş diyorum. Zira sokaktan bulup getirip gazeteci olmalarına aracılık yaptığım üç kardeşim, Cemiyet Başkanlığı görevini üstlendi. Gazeteci arkadaşlarını ev-bark sahibi yaptı. O evlerden bir tanesine bile dokunmak içimden gelmedi. Hem de yasal hakkım varken. Ama bana göre hakkım yoktu. Çünkü ben, 10 yılda zar zor ödeyebildiğim banka kredisi ile bir ev almıştım ve dolayısıyla ikinci ev benim hakkım değildi.
Üç talebeme de her gittiğim yerde “Başkanım” diye hitap etmişimdir. Çünkü onlar bu meslekte her zaman için kurumu temsil etmektedirler. Kurucularından birisi olduğum Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti, bugün önemli bir sivil toplum kuruluşu haline gelmiştir. Protokol de yerini almıştır.
***
Kocaelispor altyapısında Aydın Günaydın ile başladığım yazının buralara gelmesinin bir amacı var. Kocaelispor altyapısında futbol oynamış biri olarak, elimizde defter kalemle okula gider gibi bilimsel eğitim almış bir kardeşinizim. Metin Tekin, Cengiz Ongur, Soner Binici bizim dönemimizdeki futbolcu arkadaşlarımızdır. Seka sinemasında idmandan önce gider dersimizi yapar, sonra Eski Stat’ta toz duman olan sahaya çıkardık. Türkiye'de daha minik takım yokken Kocaelispor ve Zonguldak Ereğli'de minik takım vardı.
Rahmetli Nezih Gündem Hocam hepimizi toparlar, deplasmana maçlara götürürdü. Metin Tekin ile yan yana Zonguldak Ereğli'nin çukurundaki tozlu sahasında oynadık. Daha sonra da Şeref Stadı’nda özel maçta Beşiktaş'a karşı bir forma giydik. Rahmetli Serpil Hamdi Tüzün Hoca, benim adımı da o listeye almıştı. Metin Tekin'i zaten en başa yazmıştı. Sadece ikimiz Beşiktaşlı olacaktık. Ancak bana kesinlikle bir daha dönüş olmadı. Metin Tekin ise Sarı Fırtına oldu. Her zaman kıskandım, ama her zaman da İzmit çocuğu olarak gurur duydum.
Şimdi sık sık da görüşüyoruz. Nezih Gündem'in cenazesi öncesinde de acısını birlikte paylaştık. Kocaelispor'un o alt yapı takımında Hatıra, Metin Tekin, Rahmetli Tuğrul, ben, Soner Binici, Ceyhun Yalçın, Sinan Uğur bir arada top oynayan arkadaşlardık. Bir futbolcu için en önemli şey, maalesef torpildir. Benim de tam tersi babamın hakem olması, antrenör olması, Kocaelispor'un ilk kalecisi olması ashabıyla, fazla torpilden oynayamadım. Ama kendimi bilirim, iyi futbol oynuyordum.
Sağ ayağım olmadığı için, benden futbolcu olmayacağına kanaat getirmiştim. Bunları anlatmamın sebebi, başta da yazdığım gibi, Aydın Günaydın Hoca'nın alt yapıda Torpil dönemine son vereceğine olan inancımdır. Rafet Kırgız göreve ilk geldiğinde Vinsan Tesislerinde bir toplantı yapmıştı. Bu toplantıda kendisini saygıyla dinlemiştik. Sorulara geçilmeden önce, “Artık torpil dönemi sona erdi” sözleriyle, gözlerimiz fal taşı gibi açılmıştı. Aslında söylemek istediği genel bir sözcüktü. Ancak kendileri, Aydın Günaydın ile göreve geldikten hemen önce görev yapanların da torpil yaptığı gibi bir imaya çekildi sözleri. Hal bu ki ben ne demek istediğini anlıyordum.
Benim oğlum da Rafet Kırgız'ın alt yapı döneminde minik takımda futbol oynadı. Hocası Murat Son’du, İbriç'ti. Onlar da iyi bir futbolcu olacağını söylemişlerdi. Yani torpil yapmamıza bile gerek yoktu. O okumayı tercih etti. Şimdi hiç de pişman değil.
***
Alt yapıda çocuklara torpil yapmak kadar iğrenç, evlat katili olmak gibi bir cinayet yoktur. Bir insan kendi çocuğuna nasıl kötülük yapabilir? Ben orta sahadan gol attığımda, kaleci Ersin Çelebi'yi hayatında ilk ve son kez asistçi yapmış bir kişi olarak, yine de babamın gözüne girememiştim. Eski İzmitliler öyleydi. Babanız sizi kolay kolay beğenmezdi. Ben de babama inat futbolu bıraktım.
Sizler de Aydın Hoca gibi idealist, kartvizitle futbolcu oynatamayacağınız adamları destekleyin. Bugün nefret ettiğiniz, suratına hakaret etmek istediğiniz Aydın Günaydın'ın, size ne kadar iyilik yaptığını on sene sonra ancak anlayacaksınız.
Eğer gerçekten çağdaş, modern ve evladını seven bir veli iseniz, futbol oynamak isteyen ama yeteneği olmayan çocuğunuzu zorlamayın. Hele hele çok büyük bir kazanç kapısı haline gelen futbolcu çocuğunuzu bir yarış atı gibi kullanıp, sırtından para kazanmak istiyorsanız, evladınıza yapacağınız en büyük ihanettir. Gidin çocuğunuzun organlarını satın, daha iyidir.
Aydın Günaydın'ın aşırı orantısız güç kullanımına gelince en yakın arkadaşıyım ve eleştiriyorum. Bazen benim bile 4-5 futbolcu önerdiğim oldu. Hiçbiri babamın oğlu değildi. Sokakta onları izlerken keşfettiğim 2-3 oyuncu vardı. Bunların isimlerini verdim, ancak Aydın Hoca hiç denemeye bile almadan başka kulüplere yönlendirmiş. Ben müsterihim, en azından bir aracı olup, çocukların Vinsan’a gitmesini sağladım. Bunların heyecanını gördüm, önlerini açtım. Ama hiçbiri de benden torpil beklemedi.
Dünyanın en büyük yalanı, topa vurmasını bilmeyen adamın, torpille futbolcu olacağı iddiasıdır. Böyle bir şey yok. Hiç kimse, yeteneksiz çocuğu torpille yetenekli hale getiremez. Dün de dediğim gibi, eşeğe altın semer vursanız, eşek yine eşektir.
***
Bunun için çocuklarınızı zorlamayın. Antrenörlerinizi zorlamayın. Çocuğunuz mutlu olacak diye illa profesyonel futbolcu yapmak diye bir kaide yok. Başka spor branşlarına yönlendirin. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin Türkiye çapında örnek olacak sporcu ölçüm merkezine götürün. Yapabileceği spor branşıyla, çok sevdiği spor branşı arasındaki farkını görün. Buna göre, sadece ve sadece kendi çocuğunuzun yarınları için doğru kararı verin.
***
Mahalle aralarında bit gibi türeyen, çakma spor okullarına sakın güvenmeyin. Kendini hoca diye lanse eden, sahte diplomalı ve hatta diplomasız insanlara, çocuklarınızı nasıl emanet ettiğinize inanamıyorum. Tam bir para tuzağı ve denetimden çok uzaklar.
Henüz 12 yaşındaki çocuğa kondisyon idmanı yaptıran bir hoca görürseniz, acilen şikayet edin. Ve zaten çocuğunuzu oradan hemen alın veya hiç kaydettirmeyin. Dünyanın her yerinde geçer bir kural vardır. Branşlara göre değişebilir, ama 12 yaşından önceki çocuğun vücuduna kondisyon yüklemesi yapamazsınız. Çocuk 12 yaşına kadar antrenmanlarda sadece maç yapar, top oynar. Oyun çağındadır. Birkaç fiziksel spor dalı, örneğin yüzme, jimnastik yani ferdi sporlar dışındaki onlara da sınırlı yükleme yapılır. Diğer branşlarda kondisyon çalışması yaptıran hoca manyaktır, ruh hastasıdır, katildir. Zaten diploma sahibi vicdanlı bir hoca bu yaştaki çocuklara kondisyon çalışması yaptırmaz.
***
Son söz olarak Hatay'da ağır bir deprem travması yaşayan, birçok genç ve küçük oyuncularını enkaz altında bırakan, 99 depremini de Derince 60 Evler’de yaşamış olan Aydın Günaydın, enkazdan çıkış deyiminin bile en somut rehberlerinden biridir. Kocaelispor için de kazançtır…
Ama kararlıyım. Bundan sonra 4-5 maç izlemeden hiçbir futbolcuyu kendisine yöneltmeyeceğim. O işini bilir…