REFLÜ VE HASSAS BAĞIRSAK SENDROMU (IBS) OLANLAR OKUMALI!
A.Okan Çağlar/Nurçin Çağlar
Önümüzdeki süreçte adından sıkça bahsettireceğini düşündüğüm bir kavram sibo (Small Intestine Bacterial Overgrowth). Türkçesi ince bağırsak düzeyinde yararlı ya da zararlı farketmez bakteriyel yoğunluğun artmış olması. En önemli belirtileri karında şişkinlik, kramplar, ağrı, kabızlık-ishal (zaman zaman ek olarak bulantı, yağlı dışkılama, reflü). Bu şikayetlerle başvurduğunuz bir sağlık kuruluşundan; bir irritabl bağırsak sendromu (İBS) tanısı, yaklaşık 14 yıldır öğrenciliğimden bugüne pek değişmeyen birkaç semptomatik ilaç ve bir de psikiyatri konsultasyonuyla bir iki tane de antidepresan ile ayrılacaksınız.
Ayrılmadan önce size birkaç önemli noktadan bahsetmek istiyorum. İBS varsa yapılan çalışmalar ışığında siboyu ön planda düşünmemiz gerekiyor. Siboda asıl mesele bakteriler tam emilimin olduğu noktada bizim gıdalarımıza ortak olacaklar, bu bölgede bu gıdaları kendi kadim sistemlerinin gereği doğrultusunda sindirerek hidrojen, metan, hidrojen sülfür gibi ciddi anlamda toksik gazlar ortaya çıkaracaklar. Bu gazların toksik olmaları, iltihap yapıcı etkileri (inflamasyon) ve oluşturdukları şişkinlikle birlikte mide asidinin yemek borusuna kaçışı yani reflüden sorumlu olabileceğiyle ilgili ciddi kanıtlar var.
Artık şunu biliyoruz ki sindirim sistemi bağışıklık sistemimizin en önemli kısımlarından biri. Sindiremediğimiz, yetersiz sindirdiğimiz her gıdanın bu bedeni ortak kullandığımız mikrobiyotamız tarafından kullanılacağını ve birçok toksik maddeye yol açabileceğini, bağırsaklarımızın emilim yüzeyine zarar verebileceğini, dolaşıma geçip bağışıklık sistemi yanıtı oluşturarak her türlü otoimmün hastalığa (ms, hashimato, romatoid artrit, ülseratif kolit, crohn) yol açabileceğini görmemiz gerekiyor. Bu anlamda bu sürecin ilk habercisi ve en önemli kısmı sibodur.
Sibo tespiti açısından ülkemize gikoz-laktuloz nefes testi gibi bir yöntemimiz olmadığına göre, yukarıda saydığımız belirtileri olan ve birçok kez ilaç tedavileri almış, endoskopi kolonoskopi olmuş ama yanıt alamamış hastalarımızın gıdalarını ne kadar iyi çiğnedikleri, mide, pankreas ve safra salgılarının yeterliliği, bu salgılarını bozacak uzun süreli ilaç kullanımları, stresle baş etme yetileri, bağırsaklarındaki bakteriyel denge, sindirim enzimi üretimi için çinko, B6 düzeyleri tedaviye giden yolda en önemli noktalar olabilir. Yani ister sibo ister ibs olarak nitelendirelim meselenin gerisinde epey mesaj var bize. Sistemimiz bir bütündür ve sadece belirtileri bir süreliğine ortadan kaldırma odaklı stratejilerin işlevsel olmadığı gibi hiç de tahmin edemeyeceğimiz başka problemlere yol açabileceği gerçeğini öğrenmek zorundayız. Sıradan gibi görünen ya da bugün için anlam veremediğiniz bir bilgi zamanı geldiğinde yolculuğunuza büyük katkı sağlayabilir, bu yazımın da hiç tanımadığım birilerine dokunması dileğiyle, saygılarımla...