Eşi D.B. ile 2000 yılında evlendikten sonra 2004 yılında evine ve çocuğuna sahip çıkmaması gerekçesiyle evine, yerine bakmıyor davası açan Yasemin Solmaz, bu davayı 2006 yılında kazandı ve tedbir nafakası kararı verildi. Bu davayı açtıktan sonra eşinin kendisine Karagümrük’te futbol oynadığı için İstanbul Kartal’da boşanma davası açtığını söyleyen Solmaz, “Eski eşim beni taciz ettiği için zorla evlendirildim. Kartal Adliyesi’nde açılan davaya da sadece bir kez gittim. Sonra dava Kocaeli’ye alındı. Ben bu davalar sırasında avukat tuttum.

Boşanma davası devam ederken eski eşimin yakınları tarafından sürekli rahatsız edildim. Küçük kızı ile tek başına yaşayan bir kadın olmam insanların gözüne battı ve sürekli şikayet edildim. Ablam bu süreçte bana destek oldu ve önce Körfez’de daha sonra İzmit’te bir butik açtık. Buradan kazandığım para ile kızımı okutuyordum ve davaların masrafları ve avukatların paralarını ödüyordum. 2014 yılında boşanmam gerçekleşti. Şahitlerin iftiralarıyla uğraştım. Bana bir kez bile gerçek anlamda kendimi savunma hakkı verilmedi. Boşanma davamda aleyhime şahit olan bir erkek de sosyal medyada beni taciz eden biriydi. Avukatım bunu dahi söylememe izin vermedi.

Boşanma davasının gerekçeli kararı yazılmadan avukatım davadan çekildi. O sırada başka bir avukat tuttum. Eski eşim gerekçeli karar yazılmadan üzerindeki tüm mal varlığını başka yerlere aktarmış. Bunun üzerine sadece oturduğum evin kızıma verilmesi için tapu tespit davası açtık. 2014 yılında açtığım dava hala devam ediyor. Bu davaları takip ederken aynı zamanda nafaka ödenmediği için icra davalarını, tehdit davalarını da takip ediyoruz.

Eski eşimin sevgilisi, kızımı yüzüne kezzap atmakla tehdit ettiği için dava açtık. Mahkemeyi açmak için 5 bin lira ödedim, ama mahkeme kadına 1700 lira ceza kesti. Bizim mahkemeye verdiğimiz parayı dahi karşılamayan bir ceza kesildi. Gerçekten adalete olan güvenimiz hiç kalmadı. Hala devam eden tapu tespit davasında hileli satış olduğu ortaya çıktı ama dava bitmedi.

Ben tek başına mücadele ederken bu süreçte babamı ve annemi de kaybettim. Diyaliz hastası olan anneme de yıllarca baktım. Kızımı okutup mimar yaptım. Kızım sokakta babasını görse tanımaz. Ama eski eşimin yanındaki kadın, beni ve kızımı tehdit etmeye devam ediyor. Biz her sıkıntıda mahkemeye gittik. Bu ülkede hukuk var dedik, adalet var dedik. Ama devlet ve avukatlar sadece bizden para aldı. Her dava açtığımızda hem mahkemeye hem avukatlara para verdik.

Bugüne kadar davalarıma bakan tüm avukatlara güvendim. Ama 2019 yılından bu yana o güveni yitirdim. Beni yarı yolda bırakan avukatlara hakkımı helal etmiyorum, verdiğim parayı helal etmiyorum. Devlet bana ya da kızıma bir şey olduğunda mı devreye girecek? Eski eşim ve yanındakiler bize bir şey yaptığında mı adaleti sağlayacaklar? Ben artık adalet istiyorum.

Sadece tek isteğim içinde bulunduğum evin kızımın üzerine yapılması. Bana yarın bir şey olursa kızımın başının çaresine bakacağı bir yuvasının olmasını istiyorum. Bir anne olarak çok şey istemediğimi düşünüyorum. Sadece arkamda güçlü kişiler ve siyasiler olmadığı için bu durumdayım. Bir boşanma davası 21 yıl sürer mi? Benim sürüyor.

Adamdan boşandık ama hala kızımın hakkı için mücadele ediyorum. Bu ülkenin hukukuna, avukatına, adaletine güvenim kalmadı. Eski eşim tapu tespit davasını kazansam bile İstinaf Mahkemesi’nde kaybedeceğimi söylüyor. Hakim ve savcılar ile çekildiği fotoğraflarını gönderiyor. Beni tehdit ettiriyor. Ben bu kentin yöneticilerinden adalet mücadeleme destek vermelerini istiyorum.” diyerek kendisine zulüm edenlere haykırdı ve yetkililerin kendisine yardım etmesini istedi.