Uzun aralıklı beslenme (intermittent fasting) çeşitli şekillerde uygulanmaktadır. Belli başlı yararlarını Dr. Amy Myers bakın basıl anlatıyor.

Bazı çalışmalar uzun süre yememenin inflamasyonu tetikleyen besinlerin vücuda girmesini geciktirdiği için bağırsağın geçirgenliğinin iyileşmesini sağladığını gösteriyor. Ayrıca bu beslenme şekli yağ hücrelerinin boyutunu küçülttüğünden diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, otoimmün hastalıklar ve kanser gibi dejeneratif hastalıklara yakalanma riskini düşürüyor.

Bir çalışmada kemoterapi almadan önce aç kalınmasının kemoterapinin yorgunluk ve gastrointestinal yan etkilerinde azalmaya neden olduğu gösterilmiş. Bu konuda daha fazla çalışma yapılmasına ihtiyaç var ancak durum umut verici.

Uzun süre aç kalındığında vücutta ketonlar oluşur. Ketonlar kan-beyin bariyerini geçebilirler ve beyin ketonları enerji olarak kullanabilir. Beynin tek enerji kaynağı karbonhidratlar değildir. Araştırmalar açlığın, beyin fonksiyonlarını geliştirdiğini, ayrıca sinir hücrelerini de yaşlanma etkilerine koruduğunu gösteriyor. Bu da nörodejeneratif hastalıklardan korunma demek.

Uzun aralıklı beslenme kalori alımını ister istemez kısıtlamış oluyor. Bu da kilo vermeyi sağlar. Ancak yeterli besin alabilmek için yiyeceklerin besin değeri açısından yoğun olmasına dikkat edilmelidir.

Uzun süre yememek insülin düzeyinin düşmesini sağlar. Ayrıca hücrelerin insülin hassasiyeti artarak insülin direncinin kırılması sağlanır.

Özet çeviri: Nurçin Çağlar

Sağlıklı Yaşıyoruz®