Nostaljik
Nostaljik
1/35
Hipnozla zayıflamaya çalışan Zerrin Özer
2/35
Oto hırsızlarına karşı her akşam arabasını zincirle ağaca bağlayan Ekrem Bora...1974
3/35
Avustralya'da rahatça dolaşabilmek için kılık değiştiren Zeki Müren....1973
4/35
Yedek subay Zeki Müren...Ankara 1957.....
5/35
İstanbul müftülüğü tarafından veto edilen Gönül Akkor plağı…..1981...
6/35
Tecavüzcü Çoşkun'un Amerikalı bir hippiyi canlandırdığı fotoromandan.... 1972
7/35
Yeşilçam'ın herkülü Hakan Balamir....1974
8/35
Ajda Pekkan yeni aldığı bmw marka otomobili ile...1972
9/35
"Şöhretler evli olamaz." diyen Cem Karaca...1967
10/35
(30 Ekim 1976) Tiyatroda eski, sinemada yeni bir isim, Şener Şen... Yıllardır beklediği şöhrete kavuştuğunu söyleyen sanatçı, sinemayı tiyatroya tercih ediyor...
11/35
12/35
Yalnız yaşadı, yalnız öldü Mualla Sürer, tek gözlü evinin geçimi, kalbini yaşatacak ilaçların parası için film şirketlerinden gelen en küçük teklifleri bile kabul ediyordu... Rol seçecek, düşünecek zamanı yoktu... Yapayalnızdı.
13/35
14/35
Bülenty Ersoy ve nişanlısı Mehtap Öztürk...1975
15/35
Türkiye'de ilk tangayı Bülent Ersoy giydi
16/35
3 Temmuz 1977 tarihli haberde, Avrupa'da yeni moda olmaya başlayan 'tanga' iç çamaşırının Türkiye'de ilk defa Bülent Ersoy tarafından giyildiği yer alıyor.
17/35
18/35
Ünlü şarkıcı Bülent Ersoy, 14 Nisan 1981 Salı sabahı Londra saatiyle 8.30'da Charring Cross Hastanesi'nde geçirdiği ameliyatla cinsiyet değiştirdi ve hayata bu kez Bülent Hanım olarak "Merhaba" dedi.
19/35
Daha önce doğum günlerini kutlamayan Bülent Hanım, Türkiye'ye döndükten sonra 9 Haziran 1981'deki 29. yaş gününde küçük bir parti verdi ve "Bu benim 1. yaş günüm" dedi.
20/35
21/35
Ses Dergisi'nde yayınlanan fotoğraflar Erol Taş'ınCankurtaran'da tren yolunun hemen karşısında bulunan kahvehanesinden… Çekimlerden boşta kalan zamanlarında burada bizzat çalışan Erol Taş: "Yeşilçam'a fazla güven olmaz. İnsan bir gün işsiz güçsüz kalabilir. Görüyorsunuz yıllarca bu işe emek vermiş bir sürü arkadaş işsiz şu sıralar... Ama ben kahveme geliyorum işimin başına geçiyorum. Allah'a şükür geçinip gidiyorum..” diyor. (Kaynak: dipsahaf)
22/35
Oyuncu Ali Şen, verdiği çiğ köfte partisi ile sanatçı dostlarını Etiler'deki evinde ağırlıyor. Ali Şen’in kendi elleri ile yoğurduğu çiğ köfteyi ilk Sadri Alışık ve Neriman Köksaltest ediyor.
23/35
Gecenin devamından... (Henüz 20'li yaşlarında olan evin oğlu Şener Şen sağda ayakta duruyor.)
24/35
Resimler 1964 tarihli Perde dergisinden. İki iyi dost olan Sadri Alışık ve Ayhan Işık Kadıköy’de bir film setinde beraber çalışırlarken verilen arada bahçeye çıkıp kartopu oynuyorlar… Ayhan Işık : “İşimiz dışındada çok zaman beraber oluruz.Hanımlarımızda birbirlerini tanır ,görüşürler. En büyük zevkim, Sadri’yi tavlada mars etmektir.” Sadri Alışık : “Genellikle filmlerdede tavla konusundada onunla çatışıyoruz. Filmlerde jön olduğu için o beni alt ediyor ama hıncımı tavlada alıyorum. Çünkü tavlada ,kamera karşısında olduğu kadar usta bir oyuncu değil Ayhan….”
25/35
1967 yılı sonbaharı... İstanbul'da yeni bir tiyatro kuruluyor. “Pendik Tiyatrosu” adı altında kurulan 10 kişilik ekibin genç oyuncularından biri de 23 yaşındaki Kemal Sunal.
26/35
4 Şubat tarihli “Son” gazetesi manşetten Filiz Akın'ın film çekimi sırasında Aksaray Valide Camisi'nde bitlendiğini duyurdu. Birkaç gün sonra din adamları bu habere büyük bir tepki göstermeye başladılar. Bu habere ilk tepki Valide camiisi baş imamı Mehmet Selehattin Türlün'den geldi: “Camimizin bitli olduğu tamamen iftira. Halılarımız seccadelerimiz her gün elektrik süpürgesi ile süpürülür. Bu süpürgeye ne bit ne pire ne de tahta kurusu dayanır.'' Olayın ardından konuşan Filiz Akın şunları söyledi: ''Elhamdülillah ben de müslümanım. Ben camide bitlenmedim, caminin yakınlarında çekim yaptığımız bir mahzende bitlendim. Galiba bir yanlış anlaşılma olmuş.''
27/35
Ayhan Işık Hollywood’da….1974 New York'da yayınlanan “Türkevi” dergisinin davetlisi olarak Amerikaya giden Ayhan Işık Hollywood izlenimlerini 1974 tarihli SES dergisine yazmış… "Hollywood’a gelen herkesin mutlaka ziyaret ettiği Hollywood bulvarındayım… İşte bu resimde Elizabeth Taylor ve Rock Hudson’ın 1956 tarihli “Giant” filmi için el izlerini bıraktıkları yerdeyim…"
28/35
Barış Manço ile Orhan Gencebay’ın ilk buluşması Kelebek gazetesinin aracılığı ile iki ünlü müzisyen ilk defa biraraya geliyor. Yazı işleri ofisinde gerçekleşen bu tanışma için Barış Manço şunları söylüyor : “Ben Orhan Gencebay’ı eskiden beri takdir ederim. Düşüncelerimiz, yapmak istediklerimiz, müzik anlayışımız aynı. Hatta yetişme şeklimiz bile benziyor. Benim büyük dedem Tamburi Ali Efendi, annem ise Rikkat Uyanık…Gözümü açar açmaz müziğin içine doğdum. Benim için müzik, folk müziği, Türk müziği diye ayrılmaz. Müzik müziktir ve 35 milyon bundan hoşlandıkça, ne olursa olsun hangi tür çalınırsa çalınsın, bu onun müziğidir.”
29/35
Tecavüzcü Çoşkun Fenerbahçe'de Resimler Saklambaç gazetesinde yayınlanan Merrhametsiz Dünya” isimli fotoromandan. Fenerbahçeli yıldız bir futbolcuyu oynayan Tecavüzcü Çoşkun'a Gökben eşlik ediyor.
30/35
“Hababam Sınıfı” filminin afişindeki ilginç ayrıntı Ses Dergisi'nde yayınlanan “Bu bir olaydır” başlıklı haberin devamı şöyle: “Yeşilçam'da öteden beri süregelen ve zaman zaman da oyuncular arasında olaylara neden olan bir sorun vardır. Afiş meselesi… Şimdiye dek afişteki isim düzeni yüzünden sanatçılar arasında dargınlıklara varan tartışmaların çıktığına tanık olduk… Tarık Akan son çevrilen “Hababam Sınıfı” filmi ile ilk kez bu kuralı bozarak güzel bir örnek verdi. Ünlü oyuncu büyük bir jestle Münir Özkul’un adını kendi adından önce yazdırdı. Böylelikle Türk sinemasında ilk kez bir baş rol oyuncusu bütün kuralları bir anda yıkarak, adı karakter oyuncusuna çıkan birine yol vererek adını onun ardından yazdırdı afişlere….. İşte o afiş!
31/35
Altın Portakal en iyi kadın oyuncu : Adile Naşit Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazanan Adile Naşit o günü şöyle anlatıyor: "24 Haziran günü Arzu Film'in setinde “Aile Şerefi” filmi için çalışıyorduk. Bir ara bir telefon geldi beni istiyorlarmış. Telefonun öbür ucunda Arzu filmin sahibi Ertem Eğilmez: ''Hazırlan Adile Antalya'ya gidiyorsun” dedi. Önce şaka zannettim benim seyahatten hele hele uçaktan hiç hoşlanmadığımı bilirdi. ”Evet Adile Antalya'ya gidiyorsun, ödül kazanmışsın onu alacaksın.'' diye devam etti. Kendisine “Acaba hangi yardımcı rol için?” diye sordum.”Yardımcı rol filan değil!!” diye gürledi Ertem Bey, “Doğrudan doğruya baş kadın oyuncu olarak alıyorsun ödülü. Sana pazartesiye kadar izin…Tebrik ederim.” deyip kapattı telefonu. Bir anda stüdyo birbirine girdi. Münir Özkul, Ayşen Gruda ve öbürleri herkes ödülü kendileri kazanmış gibi bayram ediyorlar sarılıp beni öpüyorlardı.''
32/35
Yıldızlar nasıl televizyon seyreder – 1977 Yıl 1977 televizyon henüz tüm evlerin vazgeçilmezi haline dönüşmemiş ancak yinede çok popüler Türkiyede…Tv de 7 Gün dergisi “yıldızlar nasıl televizyon seyreder” konulu bir araştırma yapmış.. "Nükhet Duru'nun evinde iki tane televizyon varmış ve bunlardan portatif olanı banyoda kullanıyormuş. En büyük zevklerinden bir imiş banyo yaparken televizyon seyretmek…."
33/35
Zeki Müren ,1969 yılında çıktığı Avrupa gezisinin son durağı olan İspanya nın Kanarya Adalarında…
34/35
Las Palmas ta ilgi odağı olan Zeki Müren şehri gezen turistlere poz veriyor……
35/35
Rüştü Asyalı ve Keloğlan olma hikayesi TRT radyoları çocuk saati programında yayınlanan Keloğlanprogramalarında Keloğlan karakterini canlandıran ve bu tipleme ile popüler olan 25 yaşındaki Rüştü Asyalı rejisörMetin Erksan'dan aldığı film teklifini kabul ediyor. Biraz sonra filmdeki Keloğlan karakteri için berbere gidecek olan Rüştü Asyalı, ilk karede Keloğlan masalları okuyarak beklemede.. Yandaki resimde ise film çekimleri boyunca normal hayatta kullanmak için satın aldığı peruğu ile... Berber Mustafa Kafalı, Rüştü Asyalı'nın saç ve sakalını ustura ile kazıyarak Asyalı'yı Keloğlan'a çeviriyor. Tıraş sonrası peruğunu kafasına geçiren Rüştü Asyalı: “Çıplak başla da aylarca dolaşılmaz ki. Film boyunca böyle suni saçla dolaşacağım.” diyor.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.