crossorigin="anonymous"> google.com, pub-3332145558351436, DIRECT, f08c47fec0942fa0
Cengiz Ceylan
Köşe Yazarı
Cengiz Ceylan
 

BASIN BAYRAMI VEYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN MÜCADELE GÜNÜ

Basın Bayramı veya Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü, Türkiye'de sansürün kaldırılmasının yıl dönümü olarak her yıl 24 Temmuz tarihinde kutlanan önemli gündür. 1946 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin kuruluşu ile bir basın günü oluşturulması önerisi gündeme gelir. Başlangıçta, Türkiye'de ilk gazetenin çıkış tarihinin Basın Bayramı olması düşünülmüş. Ancak ilk gazetenin çıkış tarihi tartışma konusu olur. Kimileri 1831'de Takvim-i Vakayi’nin yayınlamaya başladığı günü Türkiye'de ilk gazetenin çıktığı tarih olarak kabul ederken, kimileri resmî gazete olduğu için Takvim-i Vakayi'nin ilk gazete sayılmayacağını, 1861'de çıkan Tercüman-ı Hakikat'in Türkiye'de ilk gazete olarak kabul edilmesi gerektiğini öne sürmekteydi. İlk gazete konusunda anlaşma sağlanamayınca gazeteci Refik Halit Karay, Osmanlı Devleti'nde II. Meşrutiyet'in ilan edilişinin yıldönümü olan 24 Temmuz gününü Basın Bayramı olarak kutlamayı önerdi. 23 Aralık 1878 yılında II. Abdülhamid tarafından ilan edilen I. Meşrutiyet ile birlikte Anayasal Monarşi düzenine geçilmiştir. Osmanlı Devletinin en karışık dönemlerinden biri olan bu yıllarda monarşiyi destekleyenlerle Parlamenter sisteme geçmek isteyenler karşı karşıya gelmiştir. 1876 Anayasası padişahın hiçbir yetkisini sınırlamadığı için ''göstermelik bir anayasa'' olarak kabul ediliyordu. Fakat Avrupalı devletlerin Osmanlı Devleti üzerinde baskısını arttırması ve daha fazla reform talep etmesi büyük bir krize yol açtı. Bunun üzerine II. Abdülhamid Han 14 Şubat 1878 tarihinde Kanun-i Esasi'yi askıya aldı ve Osmanlı'da istibdat dönemi başladı. İstibdat Dönemi, II. Abdülhamid Han'ın Osmanlı Devletini 30 yıl boyunca mutlak monarşi ile yönettiği dönemdir. 24 Temmuz 1908 tarihinde II. Meşrutiyetin ilan edilmesi ile birlikte istibdat dönemi sona ermiştir. Padişah II. Abdülhamit'in saltanatı sırasında "İstibdat dönemi" diye adlandırılan dönemde gazetelerin ancak sansür memurlarının denetiminden geçtikten sonra yayımlandığı Osmanlı Devleti'nde, II. Meşrutiyet'in ilan edildiği 24 Temmuz 1908 günü, İstanbul’da çıkan bir avuç gazete, kendi aralarında sansürcüleri içeri sokmama ve gazetelerini sansüre yollamadan basma kararı vermişlerdi. O gün gazeteciler, yayıncılar olağanüstü bir dayanışma göstererek gazetelerine, matbaalarına görevlerini yapmaya gelen sansür memurlarını içeriye sokmamışlardır. Ve ertesi gün ilk kez gazeteler sansürsüz yayınlanmıştır.   Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 1948 yılında aldığı kararla Bu olayın yıldönümü,  “Basın Bayramı” olarak ilan edildi,   24 Temmuz günü 22 yıl boyunca meslek örgütleri tarafından "Basın Bayramı" olarak kutlandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Ancak 1971 darbesinden sonra TGC yönetimi gazetecilere ve yayıncılara yönelik sıkıyönetim sansürü ve ağır baskılar karşısında 24 Temmuzları bayram olmaktan çıkarmış “Geleneksel Gazeteciler Günü ve Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü” olarak kabul ve ilan etmiştir. Ardından Türkiye Gazeteciler Cemiyeti,  bu kez 1989 yılında, her yıl basın özgürlüğü için uğraş veren gazeteci ve kurumları ödüllendiren “Basın Özgürlüğü Ödüllerini” kurmuştur.          Bu özel gün, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti önderliğinde, meslek örgütleri tarafından her yıl kutlanmaktadır.  “Geleneksel Gazeteciler Günü ve Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü”nde basın meslek örgütleri, sendikalar, siyasetçiler tarafından basın özgürlüğü ve sansür ile ilgili açıklamalar yapılır. 1989 yılından beri de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, basın özgürlüğünü savunan, bu uğurda çaba harcayan bir kişi ve kuruluşu 24 Temmuz'da Basın Özgürlüğü Ödülü ile ödüllendirmektedir. TGC Yönetim Kurulunca Basında Sansürün İlk Kez kaldırılışının 108. Yılında yaptığı bir açıklamasında; ”Gazetecilik belki de tarihin en güç döneminden geçerken, mesleğin çilekeş muhabirleri, foto muhabirleri, kameramanları da ayakta kalma adına zorlu bir sınav veriyorlar. İşsizlik, psikolojik ve fiziksel şiddet gazetecileri tehdit etmeye devam ediyor. Kamuoyunu bilgilendirme adına olayları izlerken polisten de göstericilerden de dayak yiyor, hırpalanıyorlar. Şeffaflık ve basın özgürlüğü çağdaş demokrasilerin olmazsa olmazıdır.  Kamuoyunun gerçekleri öğrenme doğru haber alma hakkı olarak belirlenen basın özgürlüğü ise uluslararası ölçeklerde Türkiye’de yok sayılıyor.”diyerek gazeteciliğin çok zor bir dönemden geçtiğine dikkat çekmiştir.   Mustafa Kemal Atatürk 01 Kasım 1925 yılında Basınla ilgili olarak; “Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır” sözüyle basının hür ve bağımsız olarak görevlerini yürütmelerinin önemini güzel bir şekilde belirtmiştir.  Böylesine önemli bir görevi yerine getiren, bıkmadan, usanmadan, zor koşullarda, büyük bir özveri ile çalışan, yerelden ulusala, tüm basın çalışanlarının ‘24 Temmuz “Geleneksel Gazeteciler Günü ve Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü”nü kutlar. Başarılar dilerim. Eğitimci Yazar  
Ekleme Tarihi: 25 Temmuz 2022 - Pazartesi

BASIN BAYRAMI VEYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN MÜCADELE GÜNÜ

Basın Bayramı veya Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü, Türkiye'de sansürün kaldırılmasının yıl dönümü olarak her yıl 24 Temmuz tarihinde kutlanan önemli gündür.

1946 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin kuruluşu ile bir basın günü oluşturulması önerisi gündeme gelir. Başlangıçta, Türkiye'de ilk gazetenin çıkış tarihinin Basın Bayramı olması düşünülmüş. Ancak ilk gazetenin çıkış tarihi tartışma konusu olur. Kimileri 1831'de Takvim-i Vakayi’nin yayınlamaya başladığı günü Türkiye'de ilk gazetenin çıktığı tarih olarak kabul ederken, kimileri resmî gazete olduğu için Takvim-i Vakayi'nin ilk gazete sayılmayacağını, 1861'de çıkan Tercüman-ı Hakikat'in Türkiye'de ilk gazete olarak kabul edilmesi gerektiğini öne sürmekteydi. İlk gazete konusunda anlaşma sağlanamayınca gazeteci Refik Halit KarayOsmanlı Devleti'nde II. Meşrutiyet'in ilan edilişinin yıldönümü olan 24 Temmuz gününü Basın Bayramı olarak kutlamayı önerdi.

23 Aralık 1878 yılında II. Abdülhamid tarafından ilan edilen I. Meşrutiyet ile birlikte Anayasal Monarşi düzenine geçilmiştir. Osmanlı Devletinin en karışık dönemlerinden biri olan bu yıllarda monarşiyi destekleyenlerle Parlamenter sisteme geçmek isteyenler karşı karşıya gelmiştir. 1876 Anayasası padişahın hiçbir yetkisini sınırlamadığı için ''göstermelik bir anayasa'' olarak kabul ediliyordu. Fakat Avrupalı devletlerin Osmanlı Devleti üzerinde baskısını arttırması ve daha fazla reform talep etmesi büyük bir krize yol açtı. Bunun üzerine II. Abdülhamid Han 14 Şubat 1878 tarihinde Kanun-i Esasi'yi askıya aldı ve Osmanlı'da istibdat dönemi başladı. İstibdat Dönemi, II. Abdülhamid Han'ın Osmanlı Devletini 30 yıl boyunca mutlak monarşi ile yönettiği dönemdir. 24 Temmuz 1908 tarihinde II. Meşrutiyetin ilan edilmesi ile birlikte istibdat dönemi sona ermiştir. Padişah II. Abdülhamit'in saltanatı sırasında "İstibdat dönemi" diye adlandırılan dönemde gazetelerin ancak sansür memurlarının denetiminden geçtikten sonra yayımlandığı Osmanlı Devleti'nde, II. Meşrutiyet'in ilan edildiği 24 Temmuz 1908 günü, İstanbul’da çıkan bir avuç gazete, kendi aralarında sansürcüleri içeri sokmama ve gazetelerini sansüre yollamadan basma kararı vermişlerdi. O gün gazeteciler, yayıncılar olağanüstü bir dayanışma göstererek gazetelerine, matbaalarına görevlerini yapmaya gelen sansür memurlarını içeriye sokmamışlardır. Ve ertesi gün ilk kez gazeteler sansürsüz yayınlanmıştır.

 

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 1948 yılında aldığı kararla Bu olayın yıldönümü,  “Basın Bayramı” olarak ilan edildi,

 

24 Temmuz günü 22 yıl boyunca meslek örgütleri tarafından "Basın Bayramı" olarak kutlandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Ancak 1971 darbesinden sonra TGC yönetimi gazetecilere ve yayıncılara yönelik sıkıyönetim sansürü ve ağır baskılar karşısında 24 Temmuzları bayram olmaktan çıkarmış “Geleneksel Gazeteciler Günü ve Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü” olarak kabul ve ilan etmiştir.

Ardından Türkiye Gazeteciler Cemiyeti,  bu kez 1989 yılında, her yıl basın özgürlüğü için uğraş veren gazeteci ve kurumları ödüllendiren “Basın Özgürlüğü Ödüllerini” kurmuştur.

 

       Bu özel gün, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti önderliğinde, meslek örgütleri tarafından her yıl kutlanmaktadır. 

Geleneksel Gazeteciler Günü ve Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü”nde basın meslek örgütleri, sendikalar, siyasetçiler tarafından basın özgürlüğü ve sansür ile ilgili açıklamalar yapılır.

1989 yılından beri de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, basın özgürlüğünü savunan, bu uğurda çaba harcayan bir kişi ve kuruluşu 24 Temmuz'da Basın Özgürlüğü Ödülü ile ödüllendirmektedir.

TGC Yönetim Kurulunca Basında Sansürün İlk Kez kaldırılışının 108. Yılında yaptığı bir açıklamasında; Gazetecilik belki de tarihin en güç döneminden geçerken, mesleğin çilekeş muhabirleri, foto muhabirleri, kameramanları da ayakta kalma adına zorlu bir sınav veriyorlar. İşsizlik, psikolojik ve fiziksel şiddet gazetecileri tehdit etmeye devam ediyor. Kamuoyunu bilgilendirme adına olayları izlerken polisten de göstericilerden de dayak yiyor, hırpalanıyorlar. Şeffaflık ve basın özgürlüğü çağdaş demokrasilerin olmazsa olmazıdır. 

Kamuoyunun gerçekleri öğrenme doğru haber alma hakkı olarak belirlenen basın özgürlüğü ise uluslararası ölçeklerde Türkiye’de yok sayılıyor.”diyerek gazeteciliğin çok zor bir dönemden geçtiğine dikkat çekmiştir.

 

Mustafa Kemal Atatürk 01 Kasım 1925 yılında Basınla ilgili olarak; “Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır” sözüyle basının hür ve bağımsız olarak görevlerini yürütmelerinin önemini güzel bir şekilde belirtmiştir. 

Böylesine önemli bir görevi yerine getiren, bıkmadan, usanmadan, zor koşullarda, büyük bir özveri ile çalışan, yerelden ulusala, tüm basın çalışanlarının ‘24 Temmuz Geleneksel Gazeteciler Günü ve Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü”nü kutlar. Başarılar dilerim.

Eğitimci Yazar

 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yavuz DEMİR
(25.07.2022 13:24 - #72277)
Basın camiasının bayramı kutlu olsun. Günün anlamı ve basın özgürlüğü yazınız da çok güzel
Cengiz Ceylan Yorumunuz için teşekkür ederim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.