crossorigin="anonymous"> google.com, pub-3332145558351436, DIRECT, f08c47fec0942fa0
Cengiz Ceylan
Köşe Yazarı
Cengiz Ceylan
 

ENFLASYON VE BEKLENEN MAAŞ ZAMLARI

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)verilerin göre, ülkede 2021 yılı itibarıyla istihdam edilen kişi sayısı toplamda 30 milyon 141 bin kişi olup, 4 milyon 877 bin 270 kişi kamuda çalışırken 25 milyon 264 bin 730 kişide özel sektörde istihdam edilmektedir.  02 Aralık 2021 tarihinde DİSK-AR tarafından yayınlanan “Asgari Ücret Gerçeği Raporu”na göre  özel sektörde istihdam edilen 25 milyon 264 bin 730 kişinin, “9,7 milyonu Asgari ücretin yüzde 20 fazlası ve altında ücret almaktadır. 3,4 milyon işçi (bütün ücretli çalışanların yüzde 18’i) asgari ücretin altında bir ücretle çalışıyor. 1.500 TL’den daha az ücretle çalışan işçi sayısı 1,7 milyon. Asgari ücret ve altında bir ücretle yaşamını sürdürmek zorunda olan işçilerin sayısı 6,3 milyon (bütün ücretli çalışanların yüzde 33,8’i) civarındadır. Türkiye’de milyonlarca işçi asgari geçim için yetersiz olan asgari ücretle geçinmeye çalışırken, milyonlarca işçi de asgari ücrete erişemiyor, asgari ücret dahi alamıyor. Giderek artan bir biçimde daha çok emekçi asgari ücrete yakın ücretlerle çalışır hale geliyor.”  Ülkemizde sosyal koruma kapsamında emekli/yaşlı, dul/yetim ve engelli/malül maaşı alan kişi sayısı 2021 yılında 15 milyon 789 bin kişi emekliliği hak kazanmış. Emeklilerin çoğunlukla SSK emeklisi olması dolayısıyla emeklilerin yüzde 60 tan fazlası asgari ücretin altında bir maaşla yaşamlarını devam ettirme mücadelesi vermektedir. Sonuç itibariyle 30 milyon 141 bin çalışandan 6,3 milyonu, 15 milyon 789 bin emekliden 9,4 milyonu asgari geçim için yetersiz olan asgari ücretle geçinmeye çalışıyor. Türkiye hızla bir asgari ücretliler ülkesine dönüşüyor. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Mayıs 2022 ayında yaptığı açıklamaya göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için aylık gıda harcaması tutarı "açlık sınırı" 6 bin 17 TL'ye yükseldi. , gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı “yoksulluk sınırı” da 19 bin 602 TL’ye çıktı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Tüketici Fiyat Endeksi'nde (TÜFE 2022 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 2,98, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 35,64, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 73,50 artış gerçekleşti. ENAG’A göre Tüketici Fiyat Endeksi Mayıs ayında %5.46 arttı. 12 aylık artış oranı ise %160.76 olarak gerçekleşti. Halkın çarşı, Pazar enflasyonu ise yıllık yüzde 200 den fazla olduğunu hepimiz yaşarak görüyoruz.     Milyonlarca kişinin gözü kulağı Temmuz ayında ücretlere yapılacak zamlara, 3600 ek göstergeye, Asgari ücrete ve EYT’ ye çevrilmiş, Cumhurbaşkanının yapacağı açıklamaları beklemektedirler.   Bütün bu veriler ışığında gönül ister ki herkesi sevindirecek kelimeler yazayım. Ama görülen o ki devletin memur ve tüm emeklilerin maaşlarına yapacağı zam oranı üç aşağı, beş yukarı yüzde 40 civarındadır. Zaten Devlet fazla zam yapma taraftarı olsa TÜİK tarafından enflasyon oranını neden baskılayarak az göstersin. Aslında ücretlere yapılacak zam, zam değil, enflasyondan kaynaklanan, yanı cebimizden çalınan paranın bir kısmını iade etmektir. 03 Temmuzdan sonra açıklanacak zamlarla ilgili manşetleri görür gibiyim. “Hükümet memur ve emeklilere büyük zam yaptı. Şöyle düşünün Ocak ayında cebinizde 1000 TL vardı. Haziran ayına geldiğinde paranızın değeri ortalama 160-200 civarında değer kaybetmiş. Devlet diyor ki benim hesaplarıma göre senin cebindeki para 160-200 civarında değil, TÜİK verilerine göre 75 TL değer kaybetmiş. Ben sana ocakta yüzde 35 verdim, yüzde 40 da şimdi veriyorum. Cebindeki paranın değerini yine 1000 TL yapıyorum. Peki, gerçekte 160-200 TL olan kaybın 75 TL si karşılandığında enflasyon altında ezilmekten kurtulmuş mu olacağız. Tabii ki hayır. Temmuz ayından itibaren enflasyon her ay canımızı yakmaya devam edecek. Aralık ayına gelindiğinde cebimizdeki para daha çok eksilmiş olacak.    Yapılması ve beklenilmesi gereken zam oranı; TÜİK verileri dikkate alınmadan, gerçek enflasyon farkına refah payıda eklenerek yapılacak zam olmalıdır.   Resmi olarak asgari ücret her yıl Ocak ayında olmak üzere yılda bir defa, o da işverenlerin onayı da alınarak düzenlenmektedir. Yapılan zam yüzde 50, enflasyon yüzde 73,5 olunca Ocak ayında yapılan yüzde 50 zam çoktan eridi. Hükümetin işi gerçekten çok zor.  İşverenleride ikna ederek yılda Ocak ve Temmuz aylarında olmak üzere asgari ücret iki kez düzenlenmeli ve enaz açlık sınırının üzerinde bir ücret olmalıdır.    Gelelim 3600 ek göstergeye. Cumhurbaşkanının yaptığı açıklamaya göre ek göstergeden tüm memur ve memur emeklileri yararlanacak. Yürürlüğe girme tarihi ise 15 Ocak 2023 olacak. Peki neden bu tarih. 3600 ek gösterge ile ilgili verilen sözün üzerinden zaten 4 yıl geçti. Şimdi yürürlük tarihinin 15 Ocak 2023 olması doğru olmamakla birlikte beklemekten başka yolda yok.   Birde yıllardır prim gün sayılarını doldurmuş ve oyun başladıktan sonra değiştirilen kurallar sonucunda mağdur olan milyonlarca insan var. EYT ile ilgili de bir düzenlemenin yapılması artık elzem olmuştur. EYT’ lilerin hakları da verilmelidir.   Bütün bunların dışında kalan, yıllarca okuyup öğretmen, doktor, mühendis ve daha birçok meslekte çalışmayı hak kazanmış milyonlarca işsiz gencimiz bulunmaktadır. Ailelerin bin bir güçlük içerisinde okuttuğu çocuklarının okullarını bitirip iş bulamamaları, üstelik işsiz olmalarından dolayı evlilik yapmaktan kaçınmaları aileleri dahada perişan etmektedir. Devletimizin bu gençlerimize de iş kapılarının bir an önce açılması için istihdam oluşturması gerekir. Artık her geçen gün enflasyon altında inim inim inleyen insanların, insanca yaşabileceği ücrete ve çalışabileceği bir işe kavuşturulması bir zorunluluk haline gelmiştir.  Eğitimci Yazar
Ekleme Tarihi: 07 Haziran 2022 - Salı

ENFLASYON VE BEKLENEN MAAŞ ZAMLARI

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)verilerin göre, ülkede 2021 yılı itibarıyla istihdam edilen kişi sayısı toplamda 30 milyon 141 bin kişi olup, 4 milyon 877 bin 270 kişi kamuda çalışırken 25 milyon 264 bin 730 kişide özel sektörde istihdam edilmektedir. 

02 Aralık 2021 tarihinde DİSK-AR tarafından yayınlanan “Asgari Ücret Gerçeği Raporu”na göre  özel sektörde istihdam edilen 25 milyon 264 bin 730 kişinin, “9,7 milyonu Asgari ücretin yüzde 20 fazlası ve altında ücret almaktadır. 3,4 milyon işçi (bütün ücretli çalışanların yüzde 18’i) asgari ücretin altında bir ücretle çalışıyor. 1.500 TL’den daha az ücretle çalışan işçi sayısı 1,7 milyon. Asgari ücret ve altında bir ücretle yaşamını sürdürmek zorunda olan işçilerin sayısı 6,3 milyon (bütün ücretli çalışanların yüzde 33,8’i) civarındadır. Türkiye’de milyonlarca işçi asgari geçim için yetersiz olan asgari ücretle geçinmeye çalışırken, milyonlarca işçi de asgari ücrete erişemiyor, asgari ücret dahi alamıyor. Giderek artan bir biçimde daha çok emekçi asgari ücrete yakın ücretlerle çalışır hale geliyor.” 

Ülkemizde sosyal koruma kapsamında emekli/yaşlı, dul/yetim ve engelli/malül maaşı alan kişi sayısı 2021 yılında 15 milyon 789 bin kişi emekliliği hak kazanmış. Emeklilerin çoğunlukla SSK emeklisi olması dolayısıyla emeklilerin yüzde 60 tan fazlası asgari ücretin altında bir maaşla yaşamlarını devam ettirme mücadelesi vermektedir.

Sonuç itibariyle 30 milyon 141 bin çalışandan 6,3 milyonu, 15 milyon 789 bin emekliden 9,4 milyonu asgari geçim için yetersiz olan asgari ücretle geçinmeye çalışıyor. Türkiye hızla bir asgari ücretliler ülkesine dönüşüyor.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Mayıs 2022 ayında yaptığı açıklamaya göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için aylık gıda harcaması tutarı "açlık sınırı" 6 bin 17 TL'ye yükseldi. , gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı “yoksulluk sınırı” da 19 bin 602 TL’ye çıktı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Tüketici Fiyat Endeksi'nde (TÜFE 2022 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 2,98, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 35,64, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 73,50 artış gerçekleşti. ENAG’A göre Tüketici Fiyat Endeksi Mayıs ayında %5.46 arttı. 12 aylık artış oranı ise %160.76 olarak gerçekleşti. Halkın çarşı, Pazar enflasyonu ise yıllık yüzde 200 den fazla olduğunu hepimiz yaşarak görüyoruz.  

 

Milyonlarca kişinin gözü kulağı Temmuz ayında ücretlere yapılacak zamlara, 3600 ek göstergeye, Asgari ücrete ve EYT’ ye çevrilmiş, Cumhurbaşkanının yapacağı açıklamaları beklemektedirler.

 

Bütün bu veriler ışığında gönül ister ki herkesi sevindirecek kelimeler yazayım. Ama görülen o ki devletin memur ve tüm emeklilerin maaşlarına yapacağı zam oranı üç aşağı, beş yukarı yüzde 40 civarındadır. Zaten Devlet fazla zam yapma taraftarı olsa TÜİK tarafından enflasyon oranını neden baskılayarak az göstersin. Aslında ücretlere yapılacak zam, zam değil, enflasyondan kaynaklanan, yanı cebimizden çalınan paranın bir kısmını iade etmektir. 03 Temmuzdan sonra açıklanacak zamlarla ilgili manşetleri görür gibiyim. “Hükümet memur ve emeklilere büyük zam yaptı. Şöyle düşünün Ocak ayında cebinizde 1000 TL vardı. Haziran ayına geldiğinde paranızın değeri ortalama 160-200 civarında değer kaybetmiş. Devlet diyor ki benim hesaplarıma göre senin cebindeki para 160-200 civarında değil, TÜİK verilerine göre 75 TL değer kaybetmiş. Ben sana ocakta yüzde 35 verdim, yüzde 40 da şimdi veriyorum. Cebindeki paranın değerini yine 1000 TL yapıyorum. Peki, gerçekte 160-200 TL olan kaybın 75 TL si karşılandığında enflasyon altında ezilmekten kurtulmuş mu olacağız. Tabii ki hayır. Temmuz ayından itibaren enflasyon her ay canımızı yakmaya devam edecek. Aralık ayına gelindiğinde cebimizdeki para daha çok eksilmiş olacak. 

 

Yapılması ve beklenilmesi gereken zam oranı; TÜİK verileri dikkate alınmadan, gerçek enflasyon farkına refah payıda eklenerek yapılacak zam olmalıdır.

 

Resmi olarak asgari ücret her yıl Ocak ayında olmak üzere yılda bir defa, o da işverenlerin onayı da alınarak düzenlenmektedir. Yapılan zam yüzde 50, enflasyon yüzde 73,5 olunca Ocak ayında yapılan yüzde 50 zam çoktan eridi. Hükümetin işi gerçekten çok zor.  İşverenleride ikna ederek yılda Ocak ve Temmuz aylarında olmak üzere asgari ücret iki kez düzenlenmeli ve enaz açlık sınırının üzerinde bir ücret olmalıdır. 

 

Gelelim 3600 ek göstergeye. Cumhurbaşkanının yaptığı açıklamaya göre ek göstergeden tüm memur ve memur emeklileri yararlanacak. Yürürlüğe girme tarihi ise 15 Ocak 2023 olacak. Peki neden bu tarih. 3600 ek gösterge ile ilgili verilen sözün üzerinden zaten 4 yıl geçti. Şimdi yürürlük tarihinin 15 Ocak 2023 olması doğru olmamakla birlikte beklemekten başka yolda yok.

 

Birde yıllardır prim gün sayılarını doldurmuş ve oyun başladıktan sonra değiştirilen kurallar sonucunda mağdur olan milyonlarca insan var. EYT ile ilgili de bir düzenlemenin yapılması artık elzem olmuştur. EYT’ lilerin hakları da verilmelidir.

 

Bütün bunların dışında kalan, yıllarca okuyup öğretmen, doktor, mühendis ve daha birçok meslekte çalışmayı hak kazanmış milyonlarca işsiz gencimiz bulunmaktadır. Ailelerin bin bir güçlük içerisinde okuttuğu çocuklarının okullarını bitirip iş bulamamaları, üstelik işsiz olmalarından dolayı evlilik yapmaktan kaçınmaları aileleri dahada perişan etmektedir. Devletimizin bu gençlerimize de iş kapılarının bir an önce açılması için istihdam oluşturması gerekir.

Artık her geçen gün enflasyon altında inim inim inleyen insanların, insanca yaşabileceği ücrete ve çalışabileceği bir işe kavuşturulması bir zorunluluk haline gelmiştir. 

Eğitimci Yazar

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (3)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
ADAŞ/Gardaş
(07.06.2022 11:32 - #72227)
Dostum, öncelikle başarılar diler,ifadeleriniz için TEŞEKKÜRLER. Okadar sorunumuz varki... Hangisine yanalım,hangisini yazalım. Milletim tutumu da tuzu biberi.Selamlar.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Zeki Gūneş
(14.06.2022 11:55 - #72231)
Deyerli hocam ağzına sağlık emeklilerin sorunlarına ışık olmuşsun.Teşekkūrler
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Yavuz DEMİR
(23.06.2022 15:26 - #72243)
Çok güzel bir yazı
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.