Artık soğuk kış günlerini ve yaşadığımız nezle, grip vb. hastalıkları geride bıraktık. Ara sıra soğuk günler yaşasakta sıcaklıklarda hatırı sayılır artışın başladığı şu günlerde pek çok kişide vücut kırgınlığı, yorgunluk, isteksizlik ve uyuma isteği gibi belirtilerle kendini gösteren bir rahatsızlık hali görülmektedir.
Bunun sebebinin mevsimsel bir değişiklik olduğunu bilenlerin yanında çok sayıda insan tarafından da bilinmemektedir.
Genellikle ilkbahar ile sonbahar mevsim geçişlerinde hava ve çevre değişiminden kaynaklanan ve İnsanlarda yorgunluk, halsizlik, çalışmaya karşı motivasyonsuzluk ve aşırı can sıkıntısı gibi duyguların ön plana çıkmasına sebep olan bu tür sendromlar yaşanabilir.
İlkbaharın insanlar üzerindeki bu olumsuz etkilerine tıp dilinde kısaca “Bahar Yorgunluğu” ya da “Bahar Sendromu” denir.
Hava değişimlerinin sık yaşandığı Nisan ve Mayıs ayları Bahar Sendromunun etkilerinin en sık görüldüğü zamanlardır. Bahar Sendromunun uzmanların ortak görüşü olarak kabul edilebilir süresi iki hafta kadardır.
Özellikle bahar mevsimine girdiğimiz şu günlerde pek çok kişide görülen; Bahar Sendromu öğrencileri de büyük ölçüde etkilemektedir. Öğrenciler bu dönemde organize olmakta zorlanıyorlar. Enerjileri düşüyor. Dikkatleri kolayca dağılıyor ve konsantrasyon güçlüğü yaşıyorlar. Bu da verimli ders çalışma alışkanlıklarını olumsuz etkiliyor.
Yılsonu sınavlarının ve 8.Sınıf öğrencilerinin girecekleri (LGS), 12. Sınıf öğrencilerinin gireceği Temel Yeterlilik Testi (TYT), Alan Yeterlilik Testi (AYT) ve Yabancı Dil Testi (YDT) Sınavlarının yapılacağı eğitimin bu son çeyreğinde Bahar Sendromunu yaşayan öğrenciler daha çok zorlanacaklardır.
Bahar sendromuna yakalanan öğrenciler; Kendilerini yorgun ve bitkin hissettikleri için;
Sabah uyanınca yatağından çıkmama, Kahvaltı yapmama, Okula gitmeme sendromu yaşarlar.
Ders çalışmaya adapte olmakta zorlanırlar,
Doğal olarak ebeveynlerde bir panik başlar. Bir kış boyunca güle oynaya okula giden öğrenciye ne oldu da şimdi okula gitmek istemiyor?
Hemen öğrenciyi sorgulamaya başlar. Kendisinde gördüğü bu halsizliğin, isteksizliğin sebebini anlatamayan öğrenci, susar, omzunu silker durur. Bir cevap alamayan ebeveyn (ana-baba) çocuğa sorular yönelterek konuşturmak ister. O ana kadar susan çocuk için artık anne-baba tarafından sorulan sorular içerisinde cevap için tüyolar verilmiştir. Çocuk için bahaneler olgunlaşmıştır. Öğrencilerin birçoğu bu durumun nedenleri arasında öğretmenini ve arkadaş çevresini ön sıraya koyarlar.
Bahar sendromu yaşayan öğrencilerin bu durumunun sebebini çoğu veli bilemez ve çocuğundan aldığı cevap doğrultusunda yanlış hareketlerde bulunabilirler. Bu yüzden Veli-okul-öğretmen üçgeninde sürekli bu tür olaylar sık sık yaşanır.
Bizim buradaki amacımız kimseyi incitmek, yermek, suçlamak değil, tam bahar sendromunun sıklıkla yaşandığı bu günlerde çocuklarımızın bahar sendromundan daha az etkilenmelerine yardımcı olmak, derslerinde ki başarılarının inişe geçmelerini önlemek ve okula istekli gitmelerini sağlamak için neler yapılabileceğine ışık tutmaktır.
Bahar yorgunluğuna karşı en iyi ilaç tatile çıkmaktır. (En azından hafta sonlarını çocuğunuzla birlikte açık alanlarda spor, piknik yaparak, oyunlar oynayarak geçirmeye çalışın.)
-Fiziksel aktivitelerde bulunmasını ve günde 2-2,5 litre su tüketmesini sağlayın.
-Ders çalışılan ortamın havasını sık sık temizleyin
-Uyku düzenine özen gösterin, Her akşam aynı saatte uyuyup, sabahları da aynı saatte uyanmasına çalışın,
-Bahar aylarında hissedilen bahar yorgunluğundan kurtulmak için beslenmeye dikkat etmeninde çok önemli olduğunu unutmayın.
-Kahvaltı yapmadan çocuğunuzu okula göndermeyin,
-Asitli içecekler, konserve sebzeler ve çok ağır yemekler yerine; vitamin değeri yüksek meyve salataları, taze sebze yemekleri, portakal suyu, taze meyveler gibi besinleri tüketmesini sağlayın.
-Kızarmış, kavrulmuş etler yerine, haşlama, ızgara etler tercih edin.
-Az az ve sık sık beslenmesine özen gösterin. Tabi ki bu öneriler herkes içinde geçerlidir.
Cengiz Ceylan Eğitimci-Yazar