Okulların kapanmasına kısa bir süre kaldı. Milli Eğitim Bakanlığının yayınladığı istatistiklere göre toplam 167 bin 125 okulda, 18 milyon 085 bin 943 öğrenci yoğun bir eğitim ve öğretim dönemin ardından 17 Haziran 2022 tarihinde karnelerini alarak tatile çıkacaktır.
Karne zamanı çocuklar kadar, hatta çocuklardan daha fazla anneler ve babalar heyecanlanıyor. Akıllardaki soru da aynı: "Acaba çocuğum iyi bir karne getirebilecek mi?"Karne günü kimi aileler için sevinç ve heyecan dolu bir gün iken; kimi aileler için ise kaygılı ve stresli bir gün olmaktadır. İyi karne üzerinde pek konuşulmaz, fakat zayıf karne öğrenci ve ailesi için sorun demektir. Genelde aileler zayıf karneyi sindiremez ve kabullenemezler.
Çocuklarımızın notları ister iyi olsun, isterse kötü, her karnede anne babaların yaklaşımları çocuklarının okul başarısı, daha da önemlisi psikolojileri üzerinde zayıf benlik gelişimi, kaygı bozukluğu veya depresyon gibi önemli etkiler oluşturuyor.
Öncelikle unutulmamalıdır ki; her çocuğun zekâsı, algı düzeyi, öğrenme kapasiteleri birbirinden çok farklıdır. Bundan dolayıdır ki öğrencinin alacağı bir karnede beklenilenin görünmemesinin altında yatan sebebin sadece derslere yeterince çalışmanın yapılmadığı düşünülmemelidir.
Peki, karne günü çocuğa nasıl yaklaşılmalı, neler yapılmalı ve nelerden kaçınılmalıdır?
Okuldaki başarısızlığın pek çok nedenleri olduğunu akıllardan çıkarmamamız gerekir.
Bu nedenleri özet olarak üç ana başlıkta sıralayabiliriz.
-
Öğrencinin zihinsel, bedensel sorunlarından kaynaklı nedenler,
-
Aile kaynaklı nedenler,
-
Okul-Öğretmen kaynaklı nedenler,
Eğer çocuğunuzun karnesi ile ilgili bir değerlendirmede bulunmak istiyorsanız, (Mutlaka bulunulacaktır) karnenin yukarıdaki nedenleri göz önünde bulundurarak değerlendirilmesi gerekir.
Aileleri en çok zorlayan şey; İyi ya da kötü bir karne getiren çocuğa nasıl yaklaşmak gerektiği, aileler için son derece kafa karıştırıcı olabiliyor. "Başarısını ödüllendirelim mi, yoksa normal bir durum gibi mi davranalım?" sorusu oluyor.
Çocuğunuzun Karnesi İyi İse...
Başarısını ne fazla abartın ne de görmemezlikten gelin. Başarısını abartmadan onu mutlu ve keyifli yapacak sözler söyleyin. Başarısını tam aksine görmezden gelmelerden de kaçının. Başarıyı görmezden gelmek ise çocuğun takdir edilmediği için kendisinin ve yaptıklarının önemli olmadığı duygusuna yol açıp, zayıf bir benlik geliştirmesine neden olabiliyor.
İyi bir karne getirdiği için her istediğine "evet" demeyin! Abartılı hediyelerden kaçının. Aksi takdirde her zaman her yaptığı için ödüllendirilmeyi bekler ve bu olmayınca da mutsuz olur.
Kendi egonuza yönelik övgülerden kaçının: "İşte benim oğlum/kızım" gibi kendi egonuza yönelik övgülerde bulunmayın.
Çocuğunuzun Karnesi Kötü İse…
Karne bir sonuçtur ama asla tek başına bilgi verici değildir. Notlar bazen çocuğun gerçek beceri, ilgi ve gayretini yansıtmayabiliyor. Çünkü okul başarısı çoğunlukla, gerçek hayatta başarılı olup olmamayı belirleyen bir ölçüt olmuyor. Bu yüzden kötü karne alan çocuğa yaklaşırken ebeveynlerin bu duruma bir sonuç değil, bir süreç olarak bakmaları gerekiyor.
Çocuğa kötü davranmak, cezalandırmak onu iyice umutsuzluğa sürükleyebiliyor. Aşağılayıcı, benlik gelişimini etkileyici "Senden bir şey olmaz" gibi cümleler sarf etmeyin.
Ayrıca onu etiketleyen ve küçük düşüren "Sen zaten aptalsın" lakaplardan da mutlaka kaçının.
Asla ve asla çocuğun karnesi; başarılı kardeşleri ya da diğer yaşıtları ile kıyaslanmaması gerekir. Bu durum çocukta kıyaslama yapılan kişilere karşı kıskançlık ve düşmanlık duygusunun geliştirmesine sebep olur.
Çocuğunuzun karnesi aslında ebeveyn olarak sizlerin de karnesi. Çocukla beraber neden başarılı olamadığınızın cevaplarını aramanız önemli. Anne baba olarak başarıya dair kendi algılarınızı da gözden geçirmenizde fayda var. Aile olarak tutumlarınızı gözden geçirin, kendinizi eleştirin. Çünkü bazen aile içi stres faktörleri de çocuğun okul başarısını etkileyerek zayıf karne getirmesine sebep olabiliyor.
Anne- babanın karne ile ilgili yüksek beklentisi ve baskısı çocukların karnelerdeki notlarla oynanmasına ve yalan söylemesine neden olacaktır. Çocukların tatilini burunlarından getirmemek de önemlidir. Sürekli başarısız karneyi başa kakarak olumlu sonuçlara ulaşmak mümkün değildir. Öğrencilerin ailelerinden görebilecekleri olumsuz davranışlar sebebiyle depresyon, aşırı kaygı, korku, panik ve strese girebilecekleri göz ardı edilmemeli.
Aşırı baskıların öğrencilerin ruh sağlığında ileride giderilmesi güç problemlerin ortaya çıkmasına sebep olacağı gibi, bu sebeplerden dolayı intihara kalkışmaların, evden kaçma olaylarının yaşandığına ait haberleri sık sık olmasa da görmekteyiz.
Önemli olan kötü karne alan çocuğa abartılı tepki vermemek, iyi karne alan çoçuğa da kontrollü davranılması gerektiğinin bilinmesidir. Karne sonucu ne olursa olsun öncelikle çocuğa sevildiğinin, önemsendiğinin ve yanında olunduğunun hissettirilmesi çok önemlidir.
Eğitimci Yazar