Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi Cumhurbaşkanlığı ve Genel seçimlerine dokuz aydan daha az bir zaman kaldı. Zamanın azalmasına rağmen hem yüksek enflasyon altında ezilen halk, hem de her geçen gün yeni rekorlar kıran döviz ve altın piyasası biran önce bu yükselişlerin durması için yinede bir erken seçim olmasından yanalar. Muhalefette en kısa zamanda bir erken seçim olmasını istiyor. Muhalefet yapılacak erken seçimin kendilerini daha rahat iktidara taşıyacağını düşünüyor. Çünkü her gün yükselişini sürdüren dövize bağlı olarak; benzine, mazota, doğalgaza, elektriğe gelen zamlar, iğneden ipliğe her şeye zam yapılmasına sebep oluyor. Bu zam furyası 20 yıldır her seçimde AKP’yi iktidara taşıyan insanları her geçen gün muhalefete yakınlaştırıyor.
Cumhur ittifakı ile Millet ittifakı arasındaki makas kapanmaya hatta bu sefer muhalefet lehine açılmaya başlamış görünüyor. Ancak asıl olarak seçimin sonucunu etkileyecek iki grup var ki bunların her ikiside birer partide buluşsunlar seçim barajını ikişer kez aşarlar. Başta MHP olmak üzere belki HDP’yide baraj altında bırakabilecek bir oy potansiyeline sahipler. Bu gruplar yüzde 14-17 civarındaki kararsızlar ve 2023 seçimlerinde ilk defa oy kullanacak, sayıları 18 milyonunu bulan yüzde 16’lık Z kuşağı seçmeni.
Araştırma şirketleri yaptıkları anketlerdeki kararsızların yüzdesini diğer partilerin almış olduğu yüzdeye göre dağılım yaparak partilerin alabilecekleri oy yüzdesini belirliyorlar. Burada göz ardı edilen çok önemli bir nokta var. Bu kararsızlar, geçmişte hangi partiye oy veriyorlardı da, şimdi bir kararsızlık içindeler. Şöyle düşünelim geçen seçimlerde muhalefet partilerine oy veren bir kişi şimdi seçimi kazanma şansına sahip olacak muhalefet partisine neden oy vermemeyi düşünüpte kararsız kalsın. Kesinlikle kararsız olamazda diyemeyiz. Kararsız olsalarda sayıları çok az olur.
Karasızların sayılarında bence aslan payı AKP ve MHP seçmeninde. Nerden bakarsanız bakın yüzde 70-80 den az değildir. Cumhur ittifakınca mağdur edilmiş seçmenlerdir.
Hem iktidarın, hem de muhalefetin gözü bu oylarda.
İktidar; 2018 seçimlerinde Cumhur ittifakınca verilmiş ama yerine getirilmemiş sözleri bir bir yerine getirme gayreti içine girdi. Bu sözlerin en başında gelen 3600 ek gösterge idi. İktidar seçim kapıya dayandığı için aradan dört yıl geçtikten sonra 3600 ek gösterge yasasını Haziran ayında meclisten geçirdi. Ama zamların maaşlara yansıması Ocak 2023 bırakıldı. Birde MHP tarafından EYT lilere verilen söz vardı. AKP rahat rahat seçimi kazanacağını bildiği zamanlarda EYT’ lilere karşı çok sert söylemlerde bulundu. Şimdi işin renginin değişeceğini görünce EYT sorununu sonbaharda meclise getireceklerini, en geç Şubat 2023e kadar EYT lilerle ilgili sorunun çözüleceğini beyan etmektedirler. Ayrıca Kamu iktisadi teşebbüslerinde binlerce işçi, hâlen taşeron firma çalışanı olup kadro beklemektedirler. Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) 1 Ekim'de göreve başlamasıyla bu konuda görüşülüp işçilere kadro vermeyi düşünüyor.
Enflasyondaki yükseliş ile ilgili olarakda değerlendirmede bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ,, Ekonomik sıkıntıların farkında olduklarını, Ücretlere yapılan zamlarla birlikte vatandaşların rahatlatılmaya çalışıldığını, Kimsenin aç ve açıkta bırakılmadığını, Şubat-Mart ayında enflasyonu kontrol altına almış olacaklarını ifade etti.
İktidar yaptıkları/ yapacakların yanında Ocak ayındada ücretlere enflasyon üstü bir zam yaparak, hem muhalefete yönelen hemde kararsız olan seçmenin iktidardan yana oy kullanmalarını sağlamayı düşünüyor.
Muhalefet sürekli olarak gençlerin işsizlik ve KYK borçlarını dile getirerek genç seçmeni yanına çekmeye çalışırken, iktidarda boş durmadı KYK faizlerini silerek gençlerin oylarının talibi olduklarını gösterdiler.
İktidar tarafından yapılan bu çalışmalar ve beyanlar gösteriyor ki seçimler 2023 te olacak. Artık Muhalefette 2022 de seçim olacak demiyor. Aleni olarak durum gösteriyor ki seçim 2023 te olacak ama hangi ayda. Diğer yandan seçimler zamanında da yapılmayacak.
Zamanında yapılma kararı alınsa Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aday olmasını onaylarmı? Onaylarsa o zaman bir meşrutiyet sorunu ortaya çıkar. Ülkede bir huzursuzluk olabilir. Birde 3600 ek gösterge zamları Ocak ayına kaldı. EYT ninde Ocak ya da Şubata bırakılacağı kesin görülüyor. Enflasyonunda Şubat-Mart ayında kontrol altına almış olunacağı düşünülürse İktidarın tüm yapılanların unutulmaması adına Mart 2023 ten itibaren Mayıs ayının ortalarına doğru bir erken seçim kararı alması kaçınılmaz olacak gibi.
Diyelim ki iktidar bu sonbaharda seçimi kesin olarak kaybedeceğini bile bile meclis toplanmadan (Yeni sistemde cumhurbaşkanı da erken seçim kararı alma hakkına sahip olduğu için) erken seçim kararı alırsa. Seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi hâlinde bu karar kırksekiz saat içinde Resmî Gazete'de yayımlanarak ilân olunur. Bu kararın verildiği günden sonra gelen altmışıncı günü takip eden ilk Pazar günü Cumhurbaşkanı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi birlikte yapılır. Bu durumdada Erken seçim kararının verildiği takvim, mevsim şartları göz önüne alındığında en erken tarih Kasım ayı olur. Görüşüm odur ki iktidar böyle bir karar vermez.
Sonuç olarak; Ufukta bir erken seçim var ama pekte erken sayılmayacak bir seçim. Hayırlısı olsun!
Cengiz Ceylan
Eğitimci-Yazar