Cengiz Ceylan
Köşe Yazarı
Cengiz Ceylan
 

Sosyal Medya Nedir? Verimli sosyal medya kullanımı nasıl olmalıdır?

Aslında bir sosyalleşme amacıyla ortaya çıkmış olan bu platformlar tam tersine insanoğlunun anti sosyal olmasına da neden oluyor.  Öyle ki artık sevdiklerimizin önemli günlerinde ziyaret ederek ya da bir hediye alarak, birlikte mutluluğunu paylaşmak yerine, bırakın normal günleri bayramlarda bile akrabaları, arkadaşları ve komşuları ziyaret ederek, bir sıcak sarılma, el öpüp hal, hatır sorma yerine sosyal platformlardan bir mesaj atmakla yetinip, o güzel geleneklerimizi yok ediyoruz. Ya da bir vefat haberi, yüzlerce mesaj yoluyla, taziye dilekleri ile geçiştiriliyor. Cenazeye veya cenaze evine aile ve yakın çevre dışında maalesef katılım pek olmuyor. Güzel bir atasözümüz vardır. “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.” Eskiden komşular birbirlerini ziyaret eder, koyu sohbetler yapardılar. Şimdi kimse komşusunu tanımıyor. Birbirlerine gitseler bile telefonları ellerinden düşmüyor. Sohbet yerine herkes telefonuyla uğraşıyor. Bunlar gibi daha birçok değerimiz sosyal medya uğruna kaybolup gidiyor. Sosyal Medya ile bu kadar iç içe olmamız; sadece birçok değerimizin sosyal medya mesajların arasında kaybolup gitmesine sebep olmuyor, ruhsal sağlığımızı da olumsuz olarak etkileyebiliyor. Bu konudaki yapılmış mevcut araştırmaların sonuçlarına göre; İnsanlar gündelik stres ve sıkıntılarından uzaklaşmak için sosyal medyaya başvuruyor. Ancak sosyal medyanın stresi gidermek yerine daha fazla strese yol açtığını gösteriyor. Başka bir araştırmaya göre sosyal medya bağımlılığı hızlı bir şekilde artarak, bağımlılık boyutu, insanların gerçek hayattan uzaklaşmasına ve giderek yalnızlaşmasına sebep oluyor. Adeta sosyal medya tüm benliğimizi ele geçirmiş durumda. Artık sokakta yürürken, tıklım tıklım toplu ulaşım araçlarında ayaktayken bile, kulaklarda kulaklık çevremizle iletişimimizi kesip, elimizdeki telefonun ekranına kilitlenmeye başladık. Burada belirtmem gerekli önemli bir husus; Sosyal Medyada yapılan her paylaşımın, her haber ve resmin gerçek olduğu yanılgısına da düşmemeliyiz. Geçen yıl Ekim ayında yürürlüğe giren sosyal medya yasasının ardından, şimdi de AKP ve MHP’li milletvekillerin imzası ile "yalan haber ve dezenformasyonla mücadele" gerekçesiyle, hem sosyal medya kuruluşları hem de kullanıcılara yönelik yaptırımlar içeren 40 maddelik Sosyal medya yasası TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Sosyal medya yasası ile sahte isim ve hesaplarla yasa dışı içerik oluşturup paylaşma, farklı siyasi düşüncedeki kişilere, herhangi bir alanda rakip olarak gördüklerine, farklı dinlere veya milletlere yönelik küfür, iftira veya hakaret etmek, karalamak ya da itibarsızlaştırmak, nefret ve ayrımcılığa zemin oluşturmayı ortadan kaldırmak hedefleniyor. Dezenformasyonla mücadele amacıyla hazırlanan teklifle; endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak. Yasa teklifine şerh koyan CHP ve HDP “. İktidar partisi ve MHP'nin söz konusu teklif ile sosyal medyayı kontrol altına alarak, kendilerine yönelik eleştiri kanallarını ortadan kaldırmayı hedefledikleri gibi, konuya yaklaşımlarına bakıldığında, yasada yasak, sansür ve kontrol kavramlarının ön plana çıktığı görülmektedir.”diyerek, internet ve sosyal ağlar üzerinden tartışılan yasa teklifine karşı tepki göstermektedirler. Hepimiz sosyal medyada bir paylaşıma kendini bilmezlerce yapılan edep dışı, ahlaksız yorumları, ya da art niyetlerle toplum kurallarına aykırı. İnsanları kandırıp maddi zarara uğratan, özelliklede gençlerimizin kötü alışkanlıklar edinmesine aracılık yapan kişi ve kişilerin olduğunu biliyoruz. Bunlara karşı mücadele yapılmasına izin verecek düzenlemelerin yapılmasına (ahlaksızlar dışında) hiç kimsenin karşı çıkacağını şahsen düşünmüyorum. Ancak dezenformasyonla mücadele adı altında muhaliflere yasak ve sansür uygulamada halk tarafından doğru olarak kabul edilmeyecektir. Durum gösteriyor ki; Sosyal medyaya yasal kısıtlamalarda getirilse,  insanlar üzerindeki olumsuz etkileride olsa, hayatımızda her alanda yer almış olan sosyal medya kullanımını iş, eğitim veya sosyal nedenleriyle bırakmak mümkün değildir. Ancak sosyal medyanın bağımlılık derecesinde değil, doğru, etkili ve fayda sağlayacak şekilde kullanılmasının daha çok faydalı olacağı unutulmamalı.   Cengiz Ceylan Eğitimci-Yazar                                                                                                 
Ekleme Tarihi: 16 Ağustos 2022 - Salı

Sosyal Medya Nedir? Verimli sosyal medya kullanımı nasıl olmalıdır?

Aslında bir sosyalleşme amacıyla ortaya çıkmış olan bu platformlar tam tersine insanoğlunun anti sosyal olmasına da neden oluyor.  Öyle ki artık sevdiklerimizin önemli günlerinde ziyaret ederek ya da bir hediye alarak, birlikte mutluluğunu paylaşmak yerine, bırakın normal günleri bayramlarda bile akrabaları, arkadaşları ve komşuları ziyaret ederek, bir sıcak sarılma, el öpüp hal, hatır sorma yerine sosyal platformlardan bir mesaj atmakla yetinip, o güzel geleneklerimizi yok ediyoruz. Ya da bir vefat haberi, yüzlerce mesaj yoluyla, taziye dilekleri ile geçiştiriliyor. Cenazeye veya cenaze evine aile ve yakın çevre dışında maalesef katılım pek olmuyor. Güzel bir atasözümüz vardır. “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.” Eskiden komşular birbirlerini ziyaret eder, koyu sohbetler yapardılar. Şimdi kimse komşusunu tanımıyor. Birbirlerine gitseler bile telefonları ellerinden düşmüyor. Sohbet yerine herkes telefonuyla uğraşıyor. Bunlar gibi daha birçok değerimiz sosyal medya uğruna kaybolup gidiyor.

Sosyal Medya ile bu kadar iç içe olmamız; sadece birçok değerimizin sosyal medya mesajların arasında kaybolup gitmesine sebep olmuyor, ruhsal sağlığımızı da olumsuz olarak etkileyebiliyor. Bu konudaki yapılmış mevcut araştırmaların sonuçlarına göre; İnsanlar gündelik stres ve sıkıntılarından uzaklaşmak için sosyal medyaya başvuruyor. Ancak sosyal medyanın stresi gidermek yerine daha fazla strese yol açtığını gösteriyor. Başka bir araştırmaya göre sosyal medya bağımlılığı hızlı bir şekilde artarak, bağımlılık boyutu, insanların gerçek hayattan uzaklaşmasına ve giderek yalnızlaşmasına sebep oluyor.

Adeta sosyal medya tüm benliğimizi ele geçirmiş durumda. Artık sokakta yürürken, tıklım tıklım toplu ulaşım araçlarında ayaktayken bile, kulaklarda kulaklık çevremizle iletişimimizi kesip, elimizdeki telefonun ekranına kilitlenmeye başladık.

Burada belirtmem gerekli önemli bir husus; Sosyal Medyada yapılan her paylaşımın, her haber ve resmin gerçek olduğu yanılgısına da düşmemeliyiz.

Geçen yıl Ekim ayında yürürlüğe giren sosyal medya yasasının ardından, şimdi de AKP ve MHP’li milletvekillerin imzası ile "yalan haber ve dezenformasyonla mücadele" gerekçesiyle, hem sosyal medya kuruluşları hem de kullanıcılara yönelik yaptırımlar içeren 40 maddelik Sosyal medya yasası TBMM Başkanlığı’na sunuldu.

Sosyal medya yasası ile sahte isim ve hesaplarla yasa dışı içerik oluşturup paylaşma, farklı siyasi düşüncedeki kişilere, herhangi bir alanda rakip olarak gördüklerine, farklı dinlere veya milletlere yönelik küfür, iftira veya hakaret etmek, karalamak ya da itibarsızlaştırmak, nefret ve ayrımcılığa zemin oluşturmayı ortadan kaldırmak hedefleniyor.

Dezenformasyonla mücadele amacıyla hazırlanan teklifle; endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak.

Yasa teklifine şerh koyan CHP ve HDP “. İktidar partisi ve MHP'nin söz konusu teklif ile sosyal medyayı kontrol altına alarak, kendilerine yönelik eleştiri kanallarını ortadan kaldırmayı hedefledikleri gibi, konuya yaklaşımlarına bakıldığında, yasada yasak, sansür ve kontrol kavramlarının ön plana çıktığı görülmektedir.”diyerek, internet ve sosyal ağlar üzerinden tartışılan yasa teklifine karşı tepki göstermektedirler.

Hepimiz sosyal medyada bir paylaşıma kendini bilmezlerce yapılan edep dışı, ahlaksız yorumları, ya da art niyetlerle toplum kurallarına aykırı. İnsanları kandırıp maddi zarara uğratan, özelliklede gençlerimizin kötü alışkanlıklar edinmesine aracılık yapan kişi ve kişilerin olduğunu biliyoruz. Bunlara karşı mücadele yapılmasına izin verecek düzenlemelerin yapılmasına (ahlaksızlar dışında) hiç kimsenin karşı çıkacağını şahsen düşünmüyorum. Ancak dezenformasyonla mücadele adı altında muhaliflere yasak ve sansür uygulamada halk tarafından doğru olarak kabul edilmeyecektir.

Durum gösteriyor ki; Sosyal medyaya yasal kısıtlamalarda getirilse,  insanlar üzerindeki olumsuz etkileride olsa, hayatımızda her alanda yer almış olan sosyal medya kullanımını iş, eğitim veya sosyal nedenleriyle bırakmak mümkün değildir.

Ancak sosyal medyanın bağımlılık derecesinde değil, doğru, etkili ve fayda sağlayacak şekilde kullanılmasının daha çok faydalı olacağı unutulmamalı.

 

Cengiz Ceylan

Eğitimci-Yazar           

 

                                                                                   

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.