Her yıl 5 Aralık günü Dünya Kadın Hakları Günü olarak kutlanır. Tüm dünyada mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanan Dünya Kadın Hakları Günü, kadınların toplumda yaşadığı sorunlarının gündeme getirilmesi, farkındalık yaratılması ve çözüm önerileri sunulması açısından önemli bir gündür. Dünyanın pek çok ülkesinde kutlanan '5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü' temelleri 1791 yılında yayımlanan Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ne dayanır. Bu insanlık tarihindeki ilk kadın hakları bildirgesidir. Türkiye'de ise Kadın Hakları Günü, Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde bütün dünya ülkelerinden önce 5 Aralık 1934 tarihinde Türkiye’deki Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı’nın verildiği gün aynı zamanda Dünya Kadın Hakları Günü olarak da kutlanır. İnsanın aklına hemen iki soru geliveriyor., Birincisi; 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü neden kutlanır? İkincisi ise; Dünya Erkek hakları günü de var mı? Ben önce Erkek Hakları Günü var mı? Sorusuna açıklık getirmek istiyorum. Günümüzde “Erkek Hakları Günü” diye bir gün yok ama her 19 Kasım günü kutlanan “Erkekler Günü” var. Erkekler Günü,” Erkeklere ve erkek çocuklara değer verme ihtiyacını teşvik etmek ve erkeklerin ve erkek çocukların sağlığı ve refahına dair pratik iyileştirmeler yapılması için insanlara yardımcı olmak, erkeklerin akıl sağlığı, intiharı önleme, prostat kanseri ve testis kanserine ilişkin konuşmalarını teşvik etmek amacıyla” düzenleniyor. '5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü' ile ilgili olarakta söylenecek ve yazılacak çok şey vardır. İnsan haklarının aslında kadın-erkek bütün bireyleri kapsaması gerekir. Oysa tarihin her döneminde en fazla hak kaybına uğrayan kadınlar olmuştur. Barış zamanın da savaş zamanında da kadın hakları hep ihlal edilmiştir. Kadın haklarını koruma altına alan hukuk sistemine göre herkes cinsiyet, ırk, renk, din, dil, yaş, uyruk ya da toplumsal köken, düşünce farkı, mülkiyet gibi farklara bakılmaksızın yasalar önünde eşittir. Yasalar bazen kadınlar gibi erkeklerin haklarını da korumayabilir. Ancak yasaların zaman zaman gerektiği gibi uygulanmadığı ve kadın haklarının yeterince korunmadığı da bir gerçektir. Aile içi şiddet veya töre cinayeti dendiğinde, şiddete maruz kalan veya öldürülen kişiler hep kadınlar olur. Çalışma hayatında eşit işe eşit ücret almayanın da kadın olduğu açıktır. Eğitimden en fazla yoksun bırakılanda, giyimine, kuşamına müdahale edilen de kadınlardır.  “Erken ya da zorla evlendirme” dendiğinde kimsenin aklına yaşlı bir kadınla evlendirilen bir erkek gelmezken. Çocuk yaşta bir kızı kendinden çokça yaş büyük olan bir erkekle evlendirebiliyorlar. Kadın haklarının yeterince verilmediği bir başka alanda siyaset alanıdır. 14 Mayıs 2023 Pazar günü gerçekleşen 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi sonrası, AK Parti 267, MHP 50, Yeniden Refah Partisi 5, CHP 169, İYİ Parti 44, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi 61, Türkiye İşçi Partisi 4 sandalye kazandı. 28. Dönem Parlamentosunda 479 erkek, 121 kadın milletvekili görev yapacak. Böylece Meclis’te kadın temsil oranı, yeni dönemde %20,1' olmuştur. Türkiye’nin toplam nüfusu 85 milyon 279 bin 553 kişidir. Erkek nüfus 42 milyon 704 bin 112 kişi iken, kadın nüfus 42 milyon 575 bin 441 kişidir. Diğer bir ifadeyle toplam nüfusun %50,1'ini erkekler, %49,9'unu ise kadınlar oluşturdu. Yani kadın ve erkek sayısı eşit olmasına rağmen temsil hakkında bile yüzde otuz kayıp var.  Kadının evlilikle ilgili hakları, Kadının boşanma ile ilgili hakları, Kadının bedensel hakları, Kadının kamu yaşamındaki hakları gibi üzerinde ihlal edilen çok sayıda hakları vardır. İşte bunlar ve bunlara benzer pek çok ayrımcılığa dayalı uygulama yüzünden, “Kadının İnsan Hakları” kavramına ihtiyaç duyuyoruz.      'Unutulmamalıdır ki, ailenin sağlık ve mutluluğu, toplumun huzur ve güveni ancak kadınlarımızın saygı, sevgi ve adalet görmesiyle mümkündür.' DÜNYA KADIN HAKLARI GÜNÜ VE TÜRK KADININA SEÇME VE SEÇİLME HAKKI TANINMASI’NIN YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN.   Cengiz Ceylan Eğitimci Yazar