BBP DARICA 10 KASIM
Simge Çelik Korkmaz
Köşe Yazarı
Simge Çelik Korkmaz
 

Kurban Bayramı

Kurban Bayramı denilince tüylerim ürperir. Hepimiz biliyoruz ki; Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i Allah’a kurban etmek istemesiyle başlıyor. Şimdi kaçımız çocuğumuzu böyle bir duruma maruz bırakırız. Nasıl bir adanmışlık… Bazen aklım almasa düşünmeden geçemiyorum. Rabbim semadan koç indiriyor ve onu kurban etmesini istiyor. Böylece de oğlu kurtulmuş oluyor.  Allah’a olan kulluk görevi, ihtiyaç sahiplerine yardım etme niteliği taşıyan bu anlamlı bayramda çocuklarımızın da bize Rabbim tarafından bağışı olarak görülebilir mi sizce de? Bu bayramda çocuklarınıza kestiğiniz kurban yerinde onlar olsaydı ne yapardınız gözüyle bakın birkaç saniyeliğine de olsa… Nasıl bambaşka bir şükür taşıdığını daha net anlayabiliriz bence… Evet zaten şükür sebebimizin en başında onlar gelse de bu bayramla birlikte daha da başka bakmaya başlayabiliriz bence. Rabbimizin emaneti olan çocuklarımızın bizden öğreneceği birçok şey olduğu gibi dini bayramda neler yapılması gerektiğini, örflerimizi, adetlerimizi öğrenecekler. Sıla-i rahimin sünnet olduğunu, el öpmenin örf ve adetlerimizden olduğunu, kurban kesmenin farz olduğunu ama sosyo-ekonomik düzeyi düşük olanların muaf olduğunu, sosyo-ekonomik durumu iyi olanların ise olmayanlara yardım ettiğini, yardım ederken kırmadan, dökmeden, rencide etmeden yapıldığını, kimsenin gözüne sokmadan, böbürlenmeden yardımların yapıldığını, bir elin verdiğini, diğer elin bilmediğini, nazikliği, cömertliği, paylaşmayı, yardım severliği, bir arada olmayı, büyüklerle nasıl sohbet edileceğini, küçüklerin nasıl sevindirileceğini, kocaman sofraların kurulduğu akraba ziyaretlerinin yoğun olduğu, sosyalleşmenin içinde, tam ortasında olduğu durumu yaşayacaklar, tecrübe edecekler, öğrenecekler.  Bizlerin tutumu ise bu konuda büyük önem taşıyor. Tercihimiz tatil yapmak mı? Çocuklarımıza bu durumları öğretmek için güzel bir fırsat olduğunu düşünmek mi? Okulda formal eğitim verilir. Din dersinde teknik bilgiler öğretilir ama dışarıda bunu deneyimleme, yaşama, hayatına aktarma fırsatı yaşanır. ‘’Zaten dini bayram canım, bunu biliyor, kurbanımızı kestik de denize gittik, tatile ihtiyacımız var.’’ şeklinde yaşıyorsanız üzgünüm çocuğunuz tam anlamıyla bunun ne demek olduğunu bilmiyor.  Unutmayın ki çocuklar yaparak, yaşayarak, gözlemleyerek daha kolay öğrenir ve öğrendiğini kalıcı hale getirir. Hayatının devamında da bu gördüklerini, yaşadıklarını kullanır. Sizce neden diyoruz ‘’Nerede o eski bayramlar?’’ diye… Devam ettiremediğimiz için, akışı başka şekilde kullandığımız için, çocuğum gelmek istemedi, evde kalmak istedi, aman şimdi ki gençler işte böyle canım, gelinle oğulda tatile gittiler hep çalışıyorlar, gitsinler tabi dediğimiz için o eski bayramlar yok artık… Bayramın bayram gibi geçmesi ümidiyle… Dipnot bırakmadan geçemeyeceğim, unutmayın çocuğunuzun bedeni çocuğunuza aittir, öpmek istemediği, bedenine dokunmasını istemediği birilerine de zorla sarılmasını, öpmesini istemeyiniz.  Hayırlı Bayramlar dilerim.                                                                                               Simge Çelik Korkmaz                                                            
Ekleme Tarihi: 16 Haziran 2024 - Pazar

Kurban Bayramı

Kurban Bayramı denilince tüylerim ürperir. Hepimiz biliyoruz ki; Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i Allah’a kurban etmek istemesiyle başlıyor. Şimdi kaçımız çocuğumuzu böyle bir duruma maruz bırakırız. Nasıl bir adanmışlık… Bazen aklım almasa düşünmeden geçemiyorum. Rabbim semadan koç indiriyor ve onu kurban etmesini istiyor. Böylece de oğlu kurtulmuş oluyor. 

Allah’a olan kulluk görevi, ihtiyaç sahiplerine yardım etme niteliği taşıyan bu anlamlı bayramda çocuklarımızın da bize Rabbim tarafından bağışı olarak görülebilir mi sizce de?

Bu bayramda çocuklarınıza kestiğiniz kurban yerinde onlar olsaydı ne yapardınız gözüyle bakın birkaç saniyeliğine de olsa… Nasıl bambaşka bir şükür taşıdığını daha net anlayabiliriz bence…

Evet zaten şükür sebebimizin en başında onlar gelse de bu bayramla birlikte daha da başka bakmaya başlayabiliriz bence. Rabbimizin emaneti olan çocuklarımızın bizden öğreneceği birçok şey olduğu gibi dini bayramda neler yapılması gerektiğini, örflerimizi, adetlerimizi öğrenecekler. Sıla-i rahimin sünnet olduğunu, el öpmenin örf ve adetlerimizden olduğunu, kurban kesmenin farz olduğunu ama sosyo-ekonomik düzeyi düşük olanların muaf olduğunu, sosyo-ekonomik durumu iyi olanların ise olmayanlara yardım ettiğini, yardım ederken kırmadan, dökmeden, rencide etmeden yapıldığını, kimsenin gözüne sokmadan, böbürlenmeden yardımların yapıldığını, bir elin verdiğini, diğer elin bilmediğini, nazikliği, cömertliği, paylaşmayı, yardım severliği, bir arada olmayı, büyüklerle nasıl sohbet edileceğini, küçüklerin nasıl sevindirileceğini, kocaman sofraların kurulduğu akraba ziyaretlerinin yoğun olduğu, sosyalleşmenin içinde, tam ortasında olduğu durumu yaşayacaklar, tecrübe edecekler, öğrenecekler. 

Bizlerin tutumu ise bu konuda büyük önem taşıyor. Tercihimiz tatil yapmak mı? Çocuklarımıza bu durumları öğretmek için güzel bir fırsat olduğunu düşünmek mi? Okulda formal eğitim verilir. Din dersinde teknik bilgiler öğretilir ama dışarıda bunu deneyimleme, yaşama, hayatına aktarma fırsatı yaşanır. ‘’Zaten dini bayram canım, bunu biliyor, kurbanımızı kestik de denize gittik, tatile ihtiyacımız var.’’ şeklinde yaşıyorsanız üzgünüm çocuğunuz tam anlamıyla bunun ne demek olduğunu bilmiyor. 

Unutmayın ki çocuklar yaparak, yaşayarak, gözlemleyerek daha kolay öğrenir ve öğrendiğini kalıcı hale getirir. Hayatının devamında da bu gördüklerini, yaşadıklarını kullanır.

Sizce neden diyoruz ‘’Nerede o eski bayramlar?’’ diye… Devam ettiremediğimiz için, akışı başka şekilde kullandığımız için, çocuğum gelmek istemedi, evde kalmak istedi, aman şimdi ki gençler işte böyle canım, gelinle oğulda tatile gittiler hep çalışıyorlar, gitsinler tabi dediğimiz için o eski bayramlar yok artık…

Bayramın bayram gibi geçmesi ümidiyle…

Dipnot bırakmadan geçemeyeceğim, unutmayın çocuğunuzun bedeni çocuğunuza aittir, öpmek istemediği, bedenine dokunmasını istemediği birilerine de zorla sarılmasını, öpmesini istemeyiniz. 

Hayırlı Bayramlar dilerim. 

 

                                                                                           Simge Çelik Korkmaz

                                                           

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.