Hıdrellez, bütün Türk dünyasında bilinen mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan Hıdrellez günü, Hızır ve İlyas Peygamber'in yeryüzünde buluştukları gün olarak kutlanmaktadır. "Hızır" ve "İlyas" sözcükleri birleşerek halk arasında "Hıdrellez" şeklini almıştır. Hıdrellez günü, Gregoryen takvimine göre 6 Mayıs, eski Rumi takvim olarak da bilinen Julyen takvimine göre ise 23 Nisan gününe denk gelmektedir.
Halk arasında kullanılan takvime göre, eskiden yıl ikiye ayrılırmış: 6 Mayıs'tan 8 Kasım'a kadar olan süre "Hızır Günleri" adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım'dan 6 Mayıs'a kadar olan süre ise "Kasım Günleri" adıyla kış mevsimini oluştururmuş. Bu nedenle 6 Mayıs günü, kış mevsiminin sona erip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelir ve bu da kutlanıp bayram yapılan bir olaydır.
Hızır ve Hıdrellez'in kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Bazıları Hıdrellez'in Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğunu savunurken, bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğunu öne sürmektedir. Ancak Hıdrellez Bayramı'nı ve Hızır inancını tek bir kültüre mal etmek olanaksızdır. İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Yunanistan ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar veya yazın gelişiyle ilgili çeşitli tanrılar adına törenler ve ayinler düzenlendiği görülmektedir.
Hızır, yaygın bir inanca göre hayat suyu (ab-ı hayat) içerek ölümsüzlüğe ulaşmış; zaman zaman özellikle bahar aylarında insanlar arasında dolaşarak zor durumda olanlara yardım eden, bolluk-bereket ve sağlık dağıtan Allah katında ermiş bir kişidir. Hızır'ın hüviyeti, yaşadığı yer ve zaman belirsizdir. Baharın ve taze hayatın sembolü olarak kabul edilir.
Ülkemizde Hıdrellez Bayramı 6 Mayıs tarihinde kutlanır. Hıdrellez günü için giyilmek üzere yeni elbiseler ve ayakkabılar alınır. Mevsimlik bayramlarımızdan biri olan Hıdrellez, ülkemizde etkin bir biçimde kutlanmaktadır. Büyük şehirlerde daha az olmak üzere, kasaba ve köylerde önceden hazırlıklar yapılır. Bu hazırlıklar evin temizliği, üst-baş temizliği, yiyecek-içecek hazırlıkları gibi detayları kapsar. Hıdrellez gününden önce evler baştanbaşa temizlenir; çünkü temiz olmayan evlere Hızır'ın uğramayacağı düşünülür.
Anadolu'nun bazı yerlerinde Hıdrellez Günü yapılan duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme gibi adetler vardır. Kurbanlar ve adaklar "Hızır hakkı" için yapılır. Tüm bu hazırlıklar, Hızır'a rastlamak amacına yöneliktir.
Hıdrellez kutlamaları genellikle yeşillikler, ağaçlık alanlar, su kenarları veya türbelerde yapılır. Hıdrellezde baharın taze bitkileri ve taze kuzu eti veya kuzu ciğeri yenir. Baharın ilk kuzusunun yenilmesi sağlık ve şifa getireceğine inanılır. Bu günün kırlardan çiçek veya ot toplamak, bu bitkileri kaynatıp suyunu içmek veya kırk gün bu suyla yıkanmanın gençleşme ve güzelleşme etkisi olduğuna inanılır.
Hıdrellez gecesi, Hızır'ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır. Yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır. Ev, bağ-bahçe, araba isteyenler, Hıdrellez gecesi herhangi bir yere istedikleri şeyin küçük bir modelini yaparlarsa Hızır'ın kendilerine yardım edeceğine inanılır.
Hıdrellezde baht açma törenleri oldukça yaygın olan geleneklerimizdendir. İstanbul ve çevresinde "baht açma", Denizli ve çevresinde "bahtiyar", Yörük ve Türkmenlerde "mantıfar", Balıkesir ve çevresinde "dağara yüzük atma", Edirne ve çevresinde "niyet çıkarma", Erzurum'da ise "mani çekme" olarak adlandırılır. Törenler, baharın doğanın ve tüm canlıların uyanışıyla eş anlamlı olarak insanların talihlerinin açılacağı inancıyla yapılır.
Hıdrellezden bir gece önce, bahtlarını denemek ve kısmetlerinin açılmasını sağlamak isteyen genç kızlar, yeşillik bir yerde veya su kenarında toplanırlar. İçinde su bulunan bir çömleğe kendilerine ait yüzük, küpe, bilezik gibi eşyaları koyarak ağzını tülbentle bağlarlar. Sabah erkenden çömleğin yanına giderek sütlü kahve içer ve ağızlarının tadının bozulmaması için dua ederler. Ardından niyet çömleğini açarlar. Çömlekten çıkan eşyalar hakkında maniler söylenir ve eşyanın sahibi hakkında yorumlar yapılır. Hıdrellez'e özgü bu uygulama, yörelere göre bazı farklılıklar gösterebilir.
Hıdrellez gününü İslam dinine göre kutlamak günah değildir, ancak İslam dininde resmi bir bayram olarak kabul edilmemektedir. Baharın gelişi ve doğanın canlanması, insanlar tarafından bayramlarla kutlanması gereken bir durum olarak görülür. Bu nedenle Hıdrellez, evrensel bir nitelik kazanmıştır.
Hıdrellez günü insanlar, hayallerini ve isteklerini taşlara, toprağa, yağmura ve gökyüzüne çizerler. Ancak dualarını ve isteklerini yalnızca Allah'tan istediklerini kalpten inanarak vurgularlar.
Sonuç olarak, Hıdrellez kutlamaları, geleneksel değerlerin yaşatılması ve toplumsal dayanışmanın güçlenmesi için bir fırsat sunarken, aynı zamanda doğaya ve çevreye duyarlılığın da vurgulanmasını sağlar. Katılımcılar, eğlenceli ve anlamlı bir gün geçirerek kültürel mirasa sahip çıkmış olurlar.
Kaynak: İnternet, Kültür ve Turizm Bakanlığı Hıdrellez Bayramı