crossorigin="anonymous"> google.com, pub-3332145558351436, DIRECT, f08c47fec0942fa0
Cengiz Ceylan
Köşe Yazarı
Cengiz Ceylan
 

KAYBOLAN SADECE RAMAZAN GELENEKLERİMİZ DEĞİL...

Hani bir söz vardır “Laf lafı açar” diye. Mehmet Asıf beyle radyo programında yaptığımız söyleşi sonunda sohbete devam ettik. Söyleşimiz “Kaybolan Ramazan Geleneklerimiz” üzerineydi. Ramazan denince nedense büyüklerimiz bir ah çekerek” Nerede o eski Ramazanlar?” derler. Oysa Ramazan her zaman aynıdır. Otuz günlük oruç süresi ne arttı ne de eksildi. Ramazan ayına özgü sahur ve iftar zamanları da hep aynı. Yine az ya da çok yine fakir fukara her zamanki gibi gözetiliyor, iftar sofralarında en az bir, bazen onlarca, yüzlerce misafir davet ediliyor. Hatta belki de şimdiki Ramazan ayları eskiye göre daha dolu, daha bereketli geçiyor. Sofralarda çeşit çeşit yiyecekler yer alıyor. Sıcacık pide kokuları mahallelileri ekmek fırınlarının önünde kuyruğa dizerken, ezan sesiyle birlikte atılan top sesleri aynı şekilde geleneğini sürdürüyor. Peki ama bu eski ramazanlara duyulan özlem veya bugünkü ramazanlara duyulan sitem nedendir?  Aslında biraz düşündüğümüzde gerçekten de eski Ramazanların şimdiki Ramazanlarla aynı olmadığını görmüş olacağız. Çünkü değişen Ramazan değil, değişen insanlardı. Kaybolan ramazan geleneklerimizdi. Ramazan ayının bilinciydi değişen. Geçmişte önemli işlevler görmüş olsalar da günümüzün Ramazanlarında uygulanmayan, yaşanmayan ve yaşatılmayan geleneklerimizden birkaçını hatırlayalım: Zimem defteri, Sadaka taşları, Çat kapı iftar misafiri, Diş kirası, Direklerarası Ramazan eğlenceleri, Semai kahveleri/Karagöz- Hacivat oyunları. Çocuklara oruç tutma alışkanlığı kazandırmak için İlk oruç hediyeleri, Oruca direk vurma, Tekne orucu gibi çok değerli geleneklerimizi unuttuk.  Oysa günümüzde bu geleneklerimiz daha kapsamlı bir şekilde pekala uygulanabilir. Ayrıca Ramazan pidesi, İftariyelikler, Güllaç tatlısı, Pişi, Teravih şerbeti gibi geleneksel Ramazan lezzetlerimiz vardır. Bunlardan daha önemlisi, Ramazan ayında oruç tutanlara saygı duyulur, aleni olarak yenilip, içilmezdi. Ramazan ayının faziletinden faydalanmak, insanlar saygıda, edepli olmada, iyilikte ve yardımlaşmada yarışırlardı. Tüm bu yapılanlar ise insanlar incitilmeden, onura edilerek yapıldı.  Ya şimdi!  Bunun açıklamasını da yazar Mehmet Asıf beyin yazısını okuduktan sonra siz değerli okuyuculara bırakıyorum.   Bāzı kaynaklarda, aşağıdaki hadisin zayıf olduğuna dāir açıklamalar var ise de, tārihin ve yaşanmışlıkların şāhitliği bu beyānı doğruluyor sanki. Hadis değilse bile keskin ve gaybî bir bakışın geleceğe dāir ihbārıdır (Bir gün Cebrāil (as) Peygamber Efendimize (sav) vefātına yakın bir zaman geldiğinde,) “Peygamber Efendimiz (s.a.v.); "Cebrâil'e (a.s.)sordum: - Benden sonra bir daha yeryüzüne inecek misin? Cevāben dedi ki: - Evet on defa daha ineceğim (fakat vahiy için değil) ve her gelişimde bir şeyi kaldıracağım: ☆ İlk inişimde yeryüzünden bereketi kaldıracağım. ☆ İkinci inişimde insanların kalplerinden merhameti kaldıracağım. ☆ Üçüncü inişimde insanların (yakın ve akrabaların) kalplerinden sevgiyi ve şefkati kaldıracağım. ☆ Dördüncü inişimde (kadınlardan) hayâyı kaldıracağım. (Hayā imāndandır) ☆ Beşinci inişimde (yöneticilerden) adāleti kaldıracağım. ☆ Altıncı inişimde fakirlerden sabrı kaldıracağım. ☆ Yedinci inişimde zenginlerden cömertliği kaldıracağım. (Yeryüzünde sefāhat ile sefāletin arası böylesine açıldı mı daha önce) ☆ Sekizinci inişimde Âlimlerden ameli kaldıracağım. (Bilenler bildikleri doğruları söyleyecek fakat yapmayacak/yaşamayacak) ☆ Dokuzuncu inişimde yeryüzünden Kur'ân-ı Kerim'i kaldıracağım. (Kur'ān sahifeler arasında kalacak; Okunacak fakat mānāsı kalplere ve akıllara nüfûz etmeyecek, dilde kalacak) ☆ Son inişimde imânı alıp gideceğim.”  Peygamber Efendimiz (sav) duyduklarına çok üzülmüştür fakat insanlar imtihan olacaktır, Allah'ın takdiri böyledir! Şerri de hayrı da isteyen insanın kendisidir. Ve ne yapıp istiyorsa karşılığını alacaktır! Cengiz Ceylan Eğitimci-Yazar
Ekleme Tarihi: 28 Mart 2024 - Perşembe

KAYBOLAN SADECE RAMAZAN GELENEKLERİMİZ DEĞİL...

Hani bir söz vardır “Laf lafı açar” diye. Mehmet Asıf beyle radyo programında yaptığımız söyleşi sonunda sohbete devam ettik. Söyleşimiz “Kaybolan Ramazan Geleneklerimiz” üzerineydi.
Ramazan denince nedense büyüklerimiz bir ah çekerek” Nerede o eski Ramazanlar?” derler.
Oysa Ramazan her zaman aynıdır. Otuz günlük oruç süresi ne arttı ne de eksildi. Ramazan ayına özgü sahur ve iftar zamanları da hep aynı. Yine az ya da çok yine fakir fukara her zamanki gibi gözetiliyor, iftar sofralarında en az bir, bazen onlarca, yüzlerce misafir davet ediliyor. Hatta belki de şimdiki Ramazan ayları eskiye göre daha dolu, daha bereketli geçiyor. Sofralarda çeşit çeşit yiyecekler yer alıyor.
Sıcacık pide kokuları mahallelileri ekmek fırınlarının önünde kuyruğa dizerken, ezan sesiyle birlikte atılan top sesleri aynı şekilde geleneğini sürdürüyor.
Peki ama bu eski ramazanlara duyulan özlem veya bugünkü ramazanlara duyulan sitem nedendir? 
Aslında biraz düşündüğümüzde gerçekten de eski Ramazanların şimdiki Ramazanlarla aynı olmadığını görmüş olacağız.
Çünkü değişen Ramazan değil, değişen insanlardı. Kaybolan ramazan geleneklerimizdi. Ramazan ayının bilinciydi değişen.
Geçmişte önemli işlevler görmüş olsalar da günümüzün Ramazanlarında uygulanmayan, yaşanmayan ve yaşatılmayan geleneklerimizden birkaçını hatırlayalım:
Zimem defteri, Sadaka taşları, Çat kapı iftar misafiri, Diş kirası, Direklerarası Ramazan eğlenceleri, Semai kahveleri/Karagöz- Hacivat oyunları.
Çocuklara oruç tutma alışkanlığı kazandırmak için İlk oruç hediyeleri, Oruca direk vurma, Tekne orucu gibi çok değerli geleneklerimizi unuttuk. 
Oysa günümüzde bu geleneklerimiz daha kapsamlı bir şekilde pekala uygulanabilir.
Ayrıca Ramazan pidesi, İftariyelikler, Güllaç tatlısı, Pişi, Teravih şerbeti gibi geleneksel Ramazan lezzetlerimiz vardır.
Bunlardan daha önemlisi, Ramazan ayında oruç tutanlara saygı duyulur, aleni olarak yenilip, içilmezdi. Ramazan ayının faziletinden faydalanmak, insanlar saygıda, edepli olmada, iyilikte ve yardımlaşmada yarışırlardı. Tüm bu yapılanlar ise insanlar incitilmeden, onura edilerek yapıldı. 
Ya şimdi! 
Bunun açıklamasını da yazar Mehmet Asıf beyin yazısını okuduktan sonra siz değerli okuyuculara bırakıyorum.  
Bāzı kaynaklarda, aşağıdaki hadisin zayıf olduğuna dāir açıklamalar var ise de, tārihin ve yaşanmışlıkların şāhitliği bu beyānı doğruluyor sanki. Hadis değilse bile keskin ve gaybî bir bakışın geleceğe dāir ihbārıdır
(Bir gün Cebrāil (as) Peygamber Efendimize (sav) vefātına yakın bir zaman geldiğinde,)
“Peygamber Efendimiz (s.a.v.); "Cebrâil'e (a.s.)sordum:
- Benden sonra bir daha yeryüzüne inecek misin? Cevāben dedi ki:
- Evet on defa daha ineceğim (fakat vahiy için değil) ve her gelişimde bir şeyi kaldıracağım:
☆ İlk inişimde yeryüzünden bereketi kaldıracağım.
☆ İkinci inişimde insanların kalplerinden merhameti kaldıracağım.
☆ Üçüncü inişimde insanların (yakın ve akrabaların) kalplerinden sevgiyi ve şefkati kaldıracağım.
☆ Dördüncü inişimde (kadınlardan) hayâyı kaldıracağım. (Hayā imāndandır)
☆ Beşinci inişimde (yöneticilerden) adāleti kaldıracağım.
☆ Altıncı inişimde fakirlerden sabrı kaldıracağım.
☆ Yedinci inişimde zenginlerden cömertliği kaldıracağım. (Yeryüzünde sefāhat ile sefāletin arası böylesine açıldı mı daha önce)
☆ Sekizinci inişimde Âlimlerden ameli kaldıracağım. (Bilenler bildikleri doğruları söyleyecek fakat yapmayacak/yaşamayacak)
☆ Dokuzuncu inişimde yeryüzünden Kur'ân-ı Kerim'i kaldıracağım. (Kur'ān sahifeler arasında kalacak; Okunacak fakat mānāsı kalplere ve akıllara nüfûz etmeyecek, dilde kalacak)
☆ Son inişimde imânı alıp gideceğim.” 
Peygamber Efendimiz (sav) duyduklarına çok üzülmüştür fakat insanlar imtihan olacaktır, Allah'ın takdiri böyledir! Şerri de hayrı da isteyen insanın kendisidir. Ve ne yapıp istiyorsa karşılığını alacaktır!
Cengiz Ceylan
Eğitimci-Yazar

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.