Çeyrek asra yakın zamandan beri, Gebze’de sâkini olduğum mahallede, geniş bahçesiyle, sosyal tesisleriyle ve diğer müştemilâtıyla, belki de koca ülkede emsāli olmayan hārika bir mābedimiz var: Mehmet Ākif Ersoy Cāmii.
35-40 sene evvel şehrin en yüksek mevkiine inşā edilmiş bu güzel mābedi tasarlayıp yapanlara, imar edenlere ve bugüne kadar emek verenlere rahmetler olsun. Bir beldenin ihtiyaç duyabileceği bütün sosyal donatılar cāmi bünyesinde toplanarak külliye hāline getirilmiş. Cāmimiz tıpkı Osmanlı döneminde yapılan mābedleri andırıyor; Ādetā hayatın tam ortasında gibi. Sanki hayat cāminin etrafında akıp duruyor...
İnşa edilecek her yeni cāmiye örnek olmaya sezā ibādethānenin yaklaşık 2,500 kişilik kapalı alanından iki-üç kat daha geniş, yeşilin farklı tonlarındaki ve rāyihāsı insanı ferahlatan çeşit çeşit bitkilerle süslü, meyvalı-meyvasız pek çok cins ağacın olduğu ve susmak bilmeyen ötücü kuşların devamlı şakıyıp durdukları cennet-misal bahçesinin içinde, düğünden konferansa kadar çok amaçlı toplantı salonları, çay ocağı, kütüphane, açık ve kapalı oturma alanları, hatta yapay bir şelâle bile mevcuttur. Cāmi bu özellikleri bakımından şehirdeki pek çok kişinin buluşma, sohbet etme ve hoşça vakit geçirdiği yerdir ayrıca.
Görevlerine tutkuyla bağlı hocaları da anmalıyız. Ayrı ses kalitesinde, ayrı tını ve tonlarıyla, gayet güzel terbiye edilmiş sesleri ve farklı okuyuş tarzlarıyla imam-hatip Sadık Usluca ile müezzin-kayyım hāfız Mustafa Gündüz hoca efendilerin her vesileyle zevkle ve ziyādesiyle mānevi hazlar alınarak dinlenen Kur'an ve sāir tilâvetlerine doyulmuyor.
Şu günlerde ise ilk ve orta öğretim öğrencileri okul tatilinde oldukları için yaz Kur'an kursu münāsebetiyle cāmi içiyle, dışıyla, bahçesiyle her yaştan 120’ye yakın cıvıl cıvıl öğrenciyle çiçeklenip şenlenmiş. Sevecen ve müşfik tutumlarıyla çocuklara karşı arkadaş gibi yakın ilgi gösteren hocaların etrafında pervāne olan genç cemaatin hāli görülmeye değer doğrusu. Yaz tātili dışındaki vakitlerde ise Kur'an okumayı öğrenmek ve dini bilgiler edinmek isteyen ileri yaşlardaki cemaate aşkla, şevkle ve heyecanla eğitimleri veriliyor.
Ve elbette ilim... En önemlisi de ilim tabii ki. Çeşitli vesilelerle düzenlenen ilmi toplantılarla, özel ve mübārek gecelerde, özellikle de ramazan aylarında dāvet edilen Diyānet ve İlâhiyāt cāmiāsından akademisyenlerin ve ilim ehli saygın şahsiyetlerin seminer, vaaz ve konferansları, hāfızlık icāzet merāsimleri gibi faaliyetler için cāmi, Gebze ve yakın çevresindeki belki en uygun mekândır, debilebilir.
Cāmiler Kâ'be'nin birer şûbeleri olmaları hasebiyle Cenab-ı Allah'ın evidir ve buralarda Allah'ın emrettiği, rāzı ve memnûn olacağı işler yapılır ve yapılıyor. Toplumu birleştirici, bütünleştirici, bilgilendirici, yapıcı, terbiye ve ıslah edici, sosyal hayattaki arızaları koruyucu ve hatta bazı hususlarda tedāvi edici işlevleriyle cāmilerimiz hayatımızın kalbinde ve merkezindedir.
Bizim mahallemizdeki şu hārika cāmimiz, ifā ettiği yukarıda sayılan vazifesiyle, bahçesi ve eksiksiz müştemilâtıyla rûhumuzun teneffüs ettiği, huzûr ve sükûn bulduğumuz müstesna bir mekândır. Burası cennetten bir köşedir denilirse mübālâğa sayılmaz.
Zāten cennet dediğimiz diyar neresidir ki! Huzûrun, barışın, sükûnetin, ilmin ve yüce kitabımız Kur'ān'ın hakikat ve nûrlarıyla aydınlanmış ve aydınlatan ebedi saadet yurdu değil mi?..
Bu rûh ve mānālarla yaşadığımız ve içinde bulunduğumuz mekânlarımı cennete çevirebiliriz.