AK Parti İl başkanı Mehmet Ellibeş, yine uzun bir aradan sonra Gebze bölgesinden basın toplantısı yaptı. Dar ve sıcak bir mekanda yapılan toplantıda Başkan Ellibeş, her alanda açıklamalarda bulundu. Sürekli toplum ile istişare halinde olduklarını, sıkıntıları iyi bildiklerini ve çözüm için de mücadele edildiğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dik duruşu sayesinde sürekli emperyalist güçlerin Türkiye üzerinde oyunlar oynadığına değindi. Sahada hayat pahalılığı ve enflasyonun ön plana çıktığını işaret eden Ellibeş, her şeyin farkında olduklarını, ekonomide yeni uygulanan üretim, istihdam ve ihracaat modeli politikasının meyvesini vermeye çalıştığını ifade etti.
Belediyelerin önemli çalışmalar yaptığını söyleyen Başkan Ellibeş, ilçe başkanlarının da sahada olduğunu, yapılan anketlerde herkesin kendi durumunu bildiğini ifade etti. AK Parti’nin oy oranının %37’nin üzerinde olduğunu vurgulayarak erken seçim olmadığını, sandıktan sıkacak her türlü sonuca da saygılı olacaklarını söyledi.
Başkan Ellibeş, birçok konuda samimi konuştu ancak bölgenin en büyük projesi Gebze-Darıca metrosunu biz sorunca cevapladı. Yine eski askeri kışla ve Hünkar Çayırına yapılacak millet bahçelerini hiç konuşmadı.
Benim için toplantının özeti, Gebze Fatih Devlet Hastanesi doğum servisinin açılacak olması idi. Zira, bugüne kadar büyük sorun olan Fatih Devlet Hastanesi doğumhanesinin kapalı olması bir çok aileyi sıkıntıya sokmuştu. Konuyu il sağlık müdürü ile konuştuğunu ve yüzde doksan açılacağını ifade etti. Umarım bundan sonra çok daha fazla uzamaz.
Gebze Müftüsü Selçuk Kılıçbay’ın Gebze’deki görevinden tayin zamanı olmayan bir dönemde alınmasını sormamız üzerine de konuyu araştıracağını ifade etti.
Gebze’nin il olması olayı ile ilgili soruya ise Gebze dışında yaşayan her siyasi gibi yuvarlak cevap verdi.
ASLINDA BÖYLE OLMASI GEREKMİYOR MU?
Dinimizin en önemli emirlerinden bir tanesi de haram ve helal kıstasıdır. Kul hakık dinimizde çok önemlidir. Şehit olsanız bile bu hakkı kullar ile halletmeniz gerekiyor. Ama son yıllarda o kadar dejenere olduk ki, insanı bir şey yapan, dürüst davranan, kul hakkına; harama ve helale dikkat eden herkes göklere çıkartılıyor. Alın size bir örnek…
Almanya'da, ölen bir adamın evini boşaltırken bulduğu 557 Bin Euro’yu "kul hakkı yiyemem" diyerek mirasçıya teslim eden Müslüman, ülkede gündem olmuş. İmam hatip lisesi mezunu olduğunu belirten Sinoplu Hüseyin ERSOY, inancı gereği bunu yaptığını söylemiş.
Gurbetçi kardeşimizin bulup sahibine verdiği 557 Bin Euro, bu zamana kadar Avrupa'da bulunup sahibine iade edilen en yüksek para olma özelliği taşıyormuş.
Aslında çok da abartılacak bir şey yok, zaten öyle olması da gerekmiyor mu?