Bir süredir ekonomide inanılmaz bir durum yaşanıyor. Dolar, altın ve euro aldı başını gidiyor. Ne zaman ve kaçta duracağı da belli değil. Allah bu süreçte döviz ve altın cinsi borcu olan insanların yardımcısı olsun. İşin en acı tarafı yerli ve milli diye diye bugünlere geldik. Bir süre sonrasının da ne olacağını bilemiyoruz. Bu işin temelinde mutlaka bir büyük Amerika oyunları var ama hani biz 2023’te dünyanın en büyük 1f0 ekonomisi arasında yer alacaktık ve bizi hiçbir güç yok edemeyecekti. Bugün Karabağ’da Azerbaycan ile birlikte olmanın, Akdeniz’de yeni bir sayfa açmanın, ülke çıkarlarını korumak adına yapılan bazı gelişmelerin bedelini ödüyor olabiliriz ama 20 yıldır bugünlerin hazırlığını neden yapmadık. Bugün belli çevreler tencere tava çalmaya başlayıp sokağa çağrı yaparken, bazı çevreler ise “Devletimizin yanındayız” mesajları vermeye başladı. Keşke devletinin yanında olduğunu söyleyen insanlar bankalardaki mevduatlarının hangi cinsten para üzerinde olduğunu da açıklayabilseler.
Bunun yanı sıra; Allah hiç kimseyi devleti ekonomik olarak büyük zarar görünken sevinecek kadar cahil, zil çalıp oynayacak kadar da dansöz etmesin. Bu demek değil ki iktidarın yaptığı yanlışlar eleştirilmesin, elbette eleştirilsin ama eleştirmekle zil takıp oynamak arasında çok büyük fark var, sanırım bunu en az siz de benim kadar biliyor olmalısınız. Bu tablo nereye gider, sonucu ne olur bugünden kestirmek zor. Ama bir süre daha krizin süreceğini düşünüyorum. Bu gelişmelerin ABD Başkanı ile yapılan görüşmeler sonrası olduğuna dikkat çekmekte fayda var. Bir gerçek daha var ki; hal böyle olacakken sayın Cumhurbaşkanının yakın çevresi tarafından sürekli yanlış yönlendirildiğini düşünenlerdenim. Şu ortamda bile ülkenin Cumhurbaşkanı “Biz ekonominin kitabını yazdık” diyorsa bu ülkenin kitap yazılmayan dönemleri daha iyiydi demek geliyor içimden. Dün akşam ani şekilde aklıma geldi ve sosyal medya hesabımdan “Kurtar bizi Berat” demek geldi içimden paylaşımı yaptım. Berat Albayrak’ın gitmesini en çok isteyenlerden biri olarak, şaka da olsa böyle bir şeyi söyleyeceğim aklıma bile gelmezdi. 15 Temmuz süreci sonrası bile bunun yüzde onu yaşanmamıştı. Bugün sonucun nereye varacağını bile tahmin edemiyoruz. Yerli ve milli derken keşke bu ülkenin önce siyasetçileri ve bürokratları yerli ve milli olsalar bu sorunların büyük çoğunluğunu yaşamazdık. Umarım ülke olarak bu hezimetten galip çıkan taraf biz oluruz.
ÖĞRETMEN KİMDİR?
Dün 24 Kasım öğretmenler günüydü ve Gebze Kaymakamı Mustafa Güler öğretmenin güzel bir tarifini yaparak; “Çünkü öğretmen, yarının temellerini atan mimardır, mühendistir. Öğretmen, en sadık dost ve arkadaştır; kalbi öğrencileri için çarpar.
Öğretmen, bir yorumcudur. Engin bilgisi ve öğretme kabiliyeti ile çocuklara, gençlere iyiyi, doğruyu, güzeli göstermek için didinir, çabalar.
Öğretmen, bir kültür aktarıcısıdır. İnsanlara daha değerli zevkleri, daha doğru düşünüş tarzlarını, daha kibar davranışları, erdemli değerleri, mükemmellikleri, bilgi ve becerileri sanatçı ruhuyla pekiştirerek öğretir. Öğretmen, önderdir, liderdir, yerine göre anadır, babadır. Öğretmen, irfandır, vicdandır, adalettir, dürüstlüktür. Öğretmen, bayraktır, vatandır, İstiklal Marşıdır. Öğretmen, müspet ilmin öncüsü, çağdaş uygarlık yolunun yolcusudur. “ dedi. Çocuklar konusunda da öneride bulunan Kaymakam Güler; “Onları kitap okumaya teşvik ediniz, çeşitli projelere yönlendiriniz, onları sosyal-kültürel- sportif faaliyetlere yönlendirerek kötü ve zararlı alışkanlıklardan uzak tutunuz. Okul içinde olduğu kadar okul dışındaki davranışlarını, alışkanlıklarını da kontrol ediniz, Velilerle sürekli irtibat halinde bulununuz. Cehaletin en büyük düşmanı olan öğretmenlerin her dönemde ihanetin ve bölücülüğün değişmez hedefi olarak gösterildiğini asla unutmadan birlik ve beraberliğinizi bozmaya çalışanlara karşı duruşunuzu sağlam tutunuz.” İfadelerine yer verdi.
Özellikle bu özellikleri taşıyan tüm öğretmenlere daha büyük saygı ve sevgilerimi sunarak tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Gününü Kutluyorum…