Bugün kime sorsanız ; “Gebzespor bu kentin markasıdır ve siyaset üstü tutulmalıdır” der. Öyle de olmalı ama hiç de öyle olmuyor maalesef. Bugüne kadar Gebszespor’a ciddi katkı sunan, emek veren, zamanını ve parasını Gebzespor için harcayan herkese teşekkür etmek gerekir. Hele ki zor günlerde ve kapanma noktasında Gebzespor’a sahi çıkanların yeri Gebzelinin vicdanında bir başkadır. Bir süredir sabahları Hedef TV yayınlarında söylüyorum, Gebzespor’un BAL liginde olması bu şehirde yaşayan herkesin ayıbıdır ve bu ayıptan bir an önce kurtulmamız gerekiyor. Marka şehir Gebze’nin takımı da Türkiye Süper Liginde olmalı ve Gebze’nin ticaret hayatına da önemli katkılar sağlamalıdır.
Gebze’de bir Gebzesporlular var bir de Gebszespor üzerinden geçinenler veya geçinmeye çalışanlar. Bunların kim olduğunu bu işe ilgi duyan herkes bizden daha iyi biliyor. Önce bunun ayrımını yapmamız gerekiyor. Gerçek anlamda kim Gebzesporlu ve bu takım üzerinden siyasi ve ticari rant elde etmeye çalışanlar var mı? Son kongrede de ise bugüne kadar Gebze’de hiç göremediğimiz İzmit Belediye Başkan yardımcısı ile İzmit merkezdeki bazı STK başkanlarının kongrede olması beni bir hayli şaşırtmıştı.
Ayrıca bir keresinde de toplumun saygı duyduğunu sandığım bazı insanların bilet almadan protokol tribünlerine girmesini görmek beni çok rahatsız etmişti. Mevcut yönetim “Gold kart” uygulaması ile bir nebze de olsun beleşçilerin ve gereksiz insanların protokol tribünlerine girmesini engellese de yeterli değil.
Gelelim sonuca, yine son kongreden örnek vereyim. Bu süreçte başkan adayı olmaması istenen Kulüp Başkanı Recep Avcı ısrarla aday oldu ve yönetimi de nerede ise AK Parti ve Gebze Belediyesi yaptı. Recep Avcı’nın yapılan baskılar sonucunda önceki akşam istifa ettiğini öğrendik. Ben aslında kongreden üç ay sonra istifa edeceğini düşünüyordum ama bugüne kadar gelmesi bile büyük başarı.
Elbette ki AK Parti, CHP; MHP İYİ Parti veya diğer partilerde görev yapanlar da Gebzespor’da başkan veya yönetim kurulu üyesi olabilir ama bugün yapılmak istenen Gebzespor’u iktidarın şubesi haline getirme kaygısıdır. Veya dışarıya yansıyan görüntü bu şekilde olmamalı. Geçmişte bunun örneğini Türk futbolunda çok yaşadık. Haluk Ulusoy döneminde Türkiye futbolda dünya üçüncüsü olurken, zorla federasyon başkanlığına aday olmaması istenen Ulusoy sonrasında gelinen noktayı hep birlikte yaşıyoruz ve üzüntü duyuyoruz. Bunun yanı sıra Kocaelispor liglerden düştükten sonra “Kocaeli Birlikspor” diye bir takım kuruldu ve 2 lige kadar çıktı, zaman zaman başarılı bir performans da gösterdi ama işin içinde siyaset olduğunu gören taraftar “Kocaeli Birlikspor’u asla benimseyemedi. Süper Ligde de Başakşehir şampiyon oldu ama “Belediye takımı” olarak bilindiği için Türkiye’de pek de heyecan yaratmadı.
Bugün daha çok para harcanarak daha çok maçlar kazanılabilir ama maçları kazanırken gönülleri de kazanmak gerekiyor. Yoksa kazandığınız hiçbir maçın değeri olmaz. “Çeşmeye su getirecekseniz adaletli getirin ki içenler zevk alsın” demiş bir Allah dostu…
Elbette “Odun” değiliz ve hepimizin bir dünya görüşü var ama bu işleri yaparken siyaseti karıştırmamak gerekiyor. Böyle olduğunu da herkes en az bizim kadar biliyor. Yarın kimse ah-vah etmesin diye bugünden uyarıda bulunmak istiyorum. Gebze ve Gebzespor adına bizden günah gitti. Vicdanen de rahat olduğumuz için kimse sorumlu olduğumuzu söyleyemez. Herkesin kucaklayan bir yönetim, herkesin kucakladığı bir Gebzespor olursa çok daha iyi olacak. Bunu zamanla hep birlikte daha da iyi fark edeceğiz…