23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını bir kez daha coşkuyla kutladık. Bu bayramda da şunu gördük ki, bu ülkeyi bize cennet gibi bırakanlara karşı çok mahcubuz. Çocuk değilim ama her günün 23 Nisan olmasını canı gönülden istiyorum. Nedenine gelince, siyasetin her gün toplumu geren, ayrıştıran ve kutuplaştıran nefret dilinden bir gün olsun uzak kaldık. Hele ki seçerek makam koltuklarına kısa bir süre oturtulan çocukların söylemleri ise beni mest etti. Seçilerek getirilen çocuklar değil de rastgele çocuklar o koltuklara oturtulsa bakın daha neler söylenecek ama herkes suçunu bildiği için tanıdık birilerinin çocuklarına koltuğu emanet ediyor.
23 Nisan’da bir kez daha şunu gördük ki, dünyanın barışa, sevgiye, hoşgörüye ve insanlığa ihtiyacı var. Hele ki çocukların, kavgalarda, gürültülerde, savaşlarda ve haksızlığın olduğu hiçbir yerde olmaması gerekiyor. Çünkü onlar su kadar temiz, kağıt kadar beyaz, melek kadar günahsız ve her şeyi içinden geldiği gibi söyleyecek kadar masumdur. Ukrayna’da savaşın ortasında kalan çocukların 18 Şubat tarihinden beri güneş ışığını görmeden metro istasyonlarında umutsuzca beklemesi insanlık adına ne kadar da utanç verici değil mi? Bunlara yaşlı, engelli, hasta ve masun insanları da eklerseniz binlerle ifade ediliyor. Ayrıca yıllardır İsrail terörünün Filistin’de uyguladığı insanlık suçlarını dünyanın gözü önünde neden gören yok? Dünyanın başka değişik bir çok ülkesinde çocuklar öldürülüp, katledilirken biz ise her şeye rağmen bir gün de olsa bayramı kutlamaya çalışıyoruz. Keşke imkan olsa da tüm dünya çocukları ile bu günü doyasıya paylaşsak ama gözü dönmüş sırtlanlar dünya üzerinde çok büyük emeller peşindeler. Dünyada insan haklarından en çok kim bahsediyorsa bilin ki insan hakları ihlalini en çok onlar yapıyordur. Tıpkı bugün olduğu gibi…Herkes suçunu bildiği için kapatmaya çalışıyor. Bugün sadece Ukrayna’da da değil, Suriye’de, Yemen’de, Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Irak’ta ve değişik ülkelerde binlerce çocuk ölümle burun buruna hayat sürdürüyor. Suriye’nin sadece İdlib bölgesinde 200 binin üzerinde yetim çocuk olduğu söyleniyor. Birileri Suriye’yi bölmeye çalışıyor, birileri petrol üzerinden büyük oyunlar oynuyor, birilerin Suriye’nin başka kaynaklarını elde etmek istiyor da; peki burada çocukların suçu ne?
Hikaye uzun ama burada keselim….”Yakarsa dünyayı mazlumlar yakacak” sözünden yola çıkarsak pandemi de bizi akıllandırmadıysa daha büyük belalara hazır olalım. Yoksa bu kadar mazlumun ahı ve gözyaşı asla yerde kalmayacak. ..Allah sonumuzu hayır eylesin ve daha beterinden korusun…