Türkiye bir süredir iyice gerildi ve siyaset de çıkmaz noktaya girdi sanki. Aslında sadece siyaset değil, insanımız da bir çıkış yolu arıyor. Bugün, 20 yıldır iktidarda olan AK Parti yıprandı ve sadece Tayyip Erdoğan’ın çabası ile ayakta duruyor. Zaten 20 yıldır da böyleydi ama bugün AK Parti’nin Erdoğan7a her zamankinden çok daha ihtiyacı var. Zira Erdoğan giderse AK Parti’de gidecek. Önümüzdeki ilk seçimlerde nasıl bir sonuç çıkacak, seçim öncesi kim kiminle ittifak kuracak merak ediyorum. Bugünün altılı masası ile Cumhur ve Millet ittifakı arasındaki dostlukların zorunlu birliktelik olduğunu hepimiz iyi biliyoruz. Bu seçim bir yerde de futbolda uygulanan “altın gol” gibi olacak. Zira seçimi kaybeden sahneden de genel başkanlıktan da alandan da çekilecek gibi. Bugüne kadar zor bir süreç diyorduk ama bugün gerçekten her açıdan çok zor bir süreçten geçiyoruz. AK Parti’nin hataları çok ama muhalefetteki altı isim de güven vermiyorsa burada sorun daha da büyük demektir. Ne zaman ne olacak bilemiyoruz ama bir gerçek var ki seçimlere kadar bu köprünün altından çok daha sular akacak gibi. Son gelişmeler ise altı genel başkanın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığında birleşiyor olması. Zaten Erdoğan ve AK Parti de uzun zamandır bunu istemiyor muydu? Kılıçdaroğlu’nu aday yaparak CHP kendisinden kurtulmak mı istiyor bunu zaman gösterecek. Son olarak; “Ya benimle yürüyeceksiniz, ya da önümden çekilin” sözleri ise kafaları iyice karıştırdı. Yolda çekilecek kimse kalmadı ki, azıcık kafasını kaldıran partiden gönderildi. Bu sözleri duyunca; “Partiden yeni birilerini mi ihraç edecek demek geldi içimden…Zaten tarım ülkesi Türkiye’de domatesin 40, patatesin 12, soğanın 6, dolma biberin 45 TL olduğu bir dönemde de bu muhalefet seçim kazanamayacaksa sorunun büyüğü muhalefette demektir. O zaman değişime önce muhalefetten başlamak gerekiyor.