Mustafa Arslan
Köşe Yazarı
Mustafa Arslan
 

SİYASETİN ÇİRKİN OLAN DİLİ!

Bir süredir her tarafta siyasetin çirkinleşen dilini konuşuyoruz. Herkes kendi açısından haklı olduğunu düşünüyor ama ortada bir gerçek var ki, toplum her geçen gün daha da geriliyor. Siyaset için bugüne kadar kullanılmayan kutsalımız kalmadı. Peki neden böyle olduk onu da bilen yok. Siyasetin dilinin nasıl olması gerektiği konusuna Gebze kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerden, Avrasya Sanayici ve İş adamları Derneği Genel Başkanı Ömer Faruk Başaran bir açıklama getirmiş. İşte Başaran’ın siyasetin dili ile ilgili önerileri: “Siyasetin Dili Ayrıştırıcı Değil Birleştirici Olmalıdır Siyaset, devletin idari kademelerinde yer alan politikacıların ülkenin yönetimi, ekonomisi ve güvenliği kapsamında sürdürdüğü çalışmalardır. Siyaset, hem iktidarda kalmak hem de halka hizmet sunmaktır.    Siyasetin Dili Nasıl Olmalıdır?    Siyasetin dili, barış ve kardeşlik dili olmalıdır. Toplumun çıkarlarını ortak paydada buluşturmalı, toplumu ayrıştıran değil birleştiren bir yapıda olmalıdır. Asla diğerini yok sayma, aşağılama, adeta kan davası gütme ve ötekine hakaret etme aracı hiç değildir, olmamalıdır. Günümüzde, siyasetin dili kamplaşmayı öne çıkaran, toplumu ötekileştiren ve tabanda düşman taraflar türetmeye zemin hazırlayan tehlikeli bir alan haline geldi.    Geçtiğimiz günlerde yaşanan elim olay, maalesef siyaset dilinin her geçen gün daha da kötüye gittiğini bizlere göstermektedir. Küçücük bir çocuğun siyasete alet edilmesi ve kullandığı kelimeler çok üzücüdür. Bu ifadeler kullanıldığı anda orada bulunan siyasetçilerin yaşananlardan keyif almak yerine bir müdahalede bulunmalarını beklerdik. Türkiye’miz gibi farklı etnik grupların ve mezhepsel farkındalıkların var olduğu bir ülkede, gerçekleşen böyle eylemler, lüzumsuz tartışmalara ve ayrışma tohumlarının ekilmesine sebebiyet vermektedir. Hepimizin aynı gemide yolcu olduğunu unutmayarak, kişisel çıkarları değil toplumun çıkarlarını gözeten bir siyasi dil kullanılması şüphesiz ki güzel ülkemizi daha aydınlık bir geleceğe kavuşturacaktır. “ Umarım Başaran’ın bu önerilerinin bir kısmı olsun yerelde dikkate alınır…. ESKİ KANDİLLERİ DE ÖZLEDİK! Bugün mübarek Regaib kandili, öncelikle herkesin ve tüm İslam Aleminin kandilini tebrik ediyorum.  Bugünler aslında tüm insanlık için birer fırsat olmalı ama nerede o günler….Eski bayramları, eski ramazanları ve yerli malı haftalarını mumla aradığımız gibi eski kandilleri de mumla arar olduk.  Hayatımıza giren dijital hastalıklarla birlikte önce kutlamaya gitmeyi, sonra telefon etmeyi, son olarak da mesaj göndermeyi unuttuk gitti. Korkarım bundan sonra kandillerin hangi gün olduğunu da hatırlamayacağız. O yüzden yeniden bir silkelenmek gerekiyor, bu günün anısına herkes önce kendisinden başlamalı ve dünyayı düzeltmek yerine önce kendisini ve ailesini düzeltmeli. Herkes bunu yapınca zaten dünya da kendiliğinden düzelmiş oluyor. Umarım bir nebze olsun bunu başarabiliriz. Ayrıca bu akşam saat 17.00’de Hedef TV’de günün önemine binaen İlahiyatçı-Yazar değerli hocamız Vehbi Karakaş’ı konuk edeceğim. Çok faydalı bir sohbet olacağını umuyor ve tüm izleyicilerimizin büyük bir keyifle izlemelerini tavsiye ediyorum.
Ekleme Tarihi: 03 Şubat 2022 - Perşembe

SİYASETİN ÇİRKİN OLAN DİLİ!

Bir süredir her tarafta siyasetin çirkinleşen dilini konuşuyoruz. Herkes kendi açısından haklı olduğunu düşünüyor ama ortada bir gerçek var ki, toplum her geçen gün daha da geriliyor. Siyaset için bugüne kadar kullanılmayan kutsalımız kalmadı. Peki neden böyle olduk onu da bilen yok. Siyasetin dilinin nasıl olması gerektiği konusuna Gebze kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerden, Avrasya Sanayici ve İş adamları Derneği Genel Başkanı Ömer Faruk Başaran bir açıklama getirmiş. İşte Başaran’ın siyasetin dili ile ilgili önerileri:

“Siyasetin Dili Ayrıştırıcı Değil Birleştirici Olmalıdır

Siyaset, devletin idari kademelerinde yer alan politikacıların ülkenin yönetimi, ekonomisi ve güvenliği kapsamında sürdürdüğü çalışmalardır. Siyaset, hem iktidarda kalmak hem de halka hizmet sunmaktır.

   Siyasetin Dili Nasıl Olmalıdır?

   Siyasetin dili, barış ve kardeşlik dili olmalıdır. Toplumun çıkarlarını ortak paydada buluşturmalı, toplumu ayrıştıran değil birleştiren bir yapıda olmalıdır. Asla diğerini yok sayma, aşağılama, adeta kan davası gütme ve ötekine hakaret etme aracı hiç değildir, olmamalıdır. Günümüzde, siyasetin dili kamplaşmayı öne çıkaran, toplumu ötekileştiren ve tabanda düşman taraflar türetmeye zemin hazırlayan tehlikeli bir alan haline geldi.

   Geçtiğimiz günlerde yaşanan elim olay, maalesef siyaset dilinin her geçen gün daha da kötüye gittiğini bizlere göstermektedir. Küçücük bir çocuğun siyasete alet edilmesi ve kullandığı kelimeler çok üzücüdür. Bu ifadeler kullanıldığı anda orada bulunan siyasetçilerin yaşananlardan keyif almak yerine bir müdahalede bulunmalarını beklerdik. Türkiye’miz gibi farklı etnik grupların ve mezhepsel farkındalıkların var olduğu bir ülkede, gerçekleşen böyle eylemler, lüzumsuz tartışmalara ve ayrışma tohumlarının ekilmesine sebebiyet vermektedir. Hepimizin aynı gemide yolcu olduğunu unutmayarak, kişisel çıkarları değil toplumun çıkarlarını gözeten bir siyasi dil kullanılması şüphesiz ki güzel ülkemizi daha aydınlık bir geleceğe kavuşturacaktır. “

Umarım Başaran’ın bu önerilerinin bir kısmı olsun yerelde dikkate alınır….

ESKİ KANDİLLERİ DE ÖZLEDİK!

Bugün mübarek Regaib kandili, öncelikle herkesin ve tüm İslam Aleminin kandilini tebrik ediyorum.  Bugünler aslında tüm insanlık için birer fırsat olmalı ama nerede o günler….Eski bayramları, eski ramazanları ve yerli malı haftalarını mumla aradığımız gibi eski kandilleri de mumla arar olduk.  Hayatımıza giren dijital hastalıklarla birlikte önce kutlamaya gitmeyi, sonra telefon etmeyi, son olarak da mesaj göndermeyi unuttuk gitti. Korkarım bundan sonra kandillerin hangi gün olduğunu da hatırlamayacağız. O yüzden yeniden bir silkelenmek gerekiyor, bu günün anısına herkes önce kendisinden başlamalı ve dünyayı düzeltmek yerine önce kendisini ve ailesini düzeltmeli. Herkes bunu yapınca zaten dünya da kendiliğinden düzelmiş oluyor. Umarım bir nebze olsun bunu başarabiliriz.

Ayrıca bu akşam saat 17.00’de Hedef TV’de günün önemine binaen İlahiyatçı-Yazar değerli hocamız Vehbi Karakaş’ı konuk edeceğim. Çok faydalı bir sohbet olacağını umuyor ve tüm izleyicilerimizin büyük bir keyifle izlemelerini tavsiye ediyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.