Türkiye inanılması güç bir dönemden geçiyor. 20 yıla yakındır iktidar olan bir parti var ve mutfaktaki yangın her geçen gün artıyor. İşe hangi cepheden bakıyorlar anlamış değilim ama iktidar cephesinden bakınca sanki ülke uçuyor ve gelecekte her şey çok daha güzel olacak havası yaratılıyor. Muhalefet cephesi ise ülkenin yangın yerine döndüğünü, doların, altının ve akaryakıtın her geçen gün arttığını işaret ediyor. Yani işin ortası yok, bir taraf uçuruyor, bir taraf batırıyor. Ama bilinen bir gerçek var ki, hayat pahalılığı mı dersiniz, adını değiştirerek enflasyon mu dersiniz bilmem ama her şey ateş pahası. Bugün aldığınız bir şeyi yarın aynı fiyata bulamıyorsunuz. Buna rağmen otomobil ve konut piyasasında inanılmaz bir hareketlilik var. Bu millet bu kadar parayı nerede nasıl buluyor, nasıl saklıyor, nasıl bir araya getiriyor anlamakta güçlük çekiyoruz.  Tüm bu gelişmelerin ardından AK Parti’ye oy verenlerin bir bölümü de kaygılı ve tedirgin. AK Parti’ye oy vermek istemeyen seçmenin bir bölümü ise altılı masa etrafındakilere güvenemiyor. Bu da şunu gösteriyor ki, siyasette daha önce ahlakı vefayı ve adaleti yok etmiştik, şimdi de insan kalitesini yok etmişiz…Bugün ülkemizde toplumun yüzde 25’i kadar bir rakam oy verme konusunda kafası karışıksa burada siyasette ciddi sorun var demektir. 25 civarında parti seçime girecek ve vatandaşın bir bölümü bu partiler içerisinde bile oy vereceği özelliklerde insan bulamıyor.  Ekonomi çok alanım değil ama bugün ülkemizde uygulanmak istenen politikanın uçurum ekonomisi olduğunu düşünüyorum. Madem bu sistem başarılı idi neden bu iktidar 20 yıl bekledi. İkincisi, zam yaparak, fiyatları arttırarak yoksulu, garibanı ve fakiri ezerek dünyada abad olan bir toplum görmedim. Umarım bizde de bu yanlış gidişattan bir an önce geri adım atılır…. SOSYAL MEDYA SAMİMİYETİ BİTİRİDİ! İçinde bulunduğumuz süreç hem bir teknoloji çağı hem de bir felaket çağı. Küçük çocukların bile elinde 10 bin liralık telefonlar var ve aileleri hangi sitelerde dolaştığının farkında bile değil. İnternetle birlikte ahlaki değerler yok olduğu gibi samimiyet, dostluklar ve arkadaşlıklar da yok olma noktasına geldi. Eskiden bir cenaze, bir düğün veya bir organizasyon olduğunda onlarca kişi birbirini arar, haber verir birlikte giderdi. Şimdi ise bu unutuldu ve sosyal medyada yayınlayan bile herkesin davete geleceğini düşünüyor. Halbuki sosyal medya kullanmayan, o günlerde sosyal medyası arızalı olan, interneti veya telefonu sorunlu olduğu için haberdar olamayan onlarca insan var. İşin özü şu, her şeyde olduğu gibi dostluklarda da eskiye dönelim ve fabrika ayarlarını bir kez daha gözden geçirelim. Herkes eskiden olduğu gibi düğün, cenaze, açılış ve taziye ziyaretlerine katılacağı zaman en yakın çevresindeki dostlarını yeniden haberdar etmeye başlasın…