Gelişen bir çocukta girişimciliğin kendini göstermesinin bir yolu akranlarıyla etkileşim içerisine girmesiyle oluşur. Sağlıklı okul öncesi çocuğu başkalarıyla ilgilenirken, meşgul olurken istekli görünür. Suçluluk, utanç duygusuyla büyüyen çocuklar sosyal etkileşim kurmada tereddütlü olur ve büyük olasılıkla akranları tarafından reddedilir.
Araştırmalar sosyal girişimciliğin olumlu akran ilişkileri için kritik olduğunu göstermektedir. Oyunda girişimci olan çocuklar, davranış problemleri az olan çocuklar (vurma, tekmeleme, ısırma…) akran ilişkilerini daha kolay yürütebilirler.
Çocuklar ilk ailede sosyalleşse de daha sonra park ve okul sürecinde sosyalleşme devam etmekte ve çevreleri genişlemektedir.
Arkadaş seçiminde ise kendilerine benzeyen arkadaşlarla oynamayı tercih etmektedirler. İlkokul yıllarında daha çok kendi hemcinsleriyle oynadıkları görülmektedir.
Her yaşta arkadaş edinmek veya yakın ilişkiler kurmak kendine güvenmeyi ve risk almayı gerektirir.
Bazı okul öncesi dönem çocukları akran edinmede, oyun arkadaşları tarafından kabul edilmede ve saygı görmede daha başarılı iken bazıları akranlarıyla iletişim, etkileşim kurarken oldukça zorlanırlar.
Popüler olarak nitelendirilen çocukların bir takım özellikleri vardır. Sosyal açıdan aktif olan çocuklar genellikle oyun başlatır ve sosyal ilişki kurarlar. Bazı çocuklar çok yönlendiricidir ve oyundaki liderliği ele alıp, akranlarına yapacaklarını dikte eder. Dil açısından etkin olan çocuklar ise akranlarını belirli bir olay veya durum karşısında ikna etmede oldukça başarılıdırlar. Sevgi dolu olan çocuklar zorbalıktan uzak durur, arkadaşça, destekçi iletişim kurar, patronluktan kaçınırlar. Diplomatik diye adlandırdığımız çocuklar ise arkadaşlarının önerilerini dikkate alır veya alternatif çözümler sunarak onların fikirlerini reddeder. Çatışma çözmede becerikli çocuklar saldırgan olmayan hareketlerle herkesi memnun etmeye çalışır ve orta yolu bulma eğilimi içerisindedir. Oyun gruplarına girmede becerikli çocuklar ilginç ve acayip olmayan bir şekilde oyun gruplarına dahil olur ve genellikle her gittiği yerde birilerini bulur ve güzelce oynar tarzında nitelendirilirler. Sosyal durumları yormlamada yeterli çocuklar, sosyal-duygusal referanslama konusunda oldukça iyi olmakla beraber çatışma çözmede etkindirler.
Reddedilmiş, istenmeyen çocuklar ise genellikle olumsuz davranışlar sergilerler düzenli olarak şikayet eder, açık arar ve bu açığı yakındakilerle paylaşır, herhangi bir sebep olmaksızın vurur, ısırır, itekler, bağırır, argo kelimeler kullanır, sosyal durumları okumada yetersiz kalıp akranlarının niyetini kişisel olarak yanlış algılar ve onlara düşmanca davranışlar sergilerler veya kendini yetersiz görüp tek başına oynamayı seçerler, bir gruba dahil olamazlar.
İhmal edilmiş çocuklar ise; tek başına oynarlar ve yanaşan akranlarını tehdit ederler, sosyal ortamda çekingen, utangaç, suskun tavır sergilerler, oyun grubuna katılma becerilerinden yoksundurlar, akranlarının dikkatini çekemezler, çekseler bile bu süre oldukça kısadır, sosyal becerilerden yoksun, oyun kurmada, rehberlik etmede ve öneri sunmada yetersizdirler.
Yani çocuklarımız bir grubun üyesi olsun, güzel arkadaşlıklar kursun ve güzel arkadaşlar edinsin istiyorsak çocuklarımızı olabildiğince sosyal-duygusal açıdan gelişimine katkı sağlamamız gerekmektedir. Arkadaşlarımız, akranlarımıza karşı tutumumuz, onlara davranışımız, oyun oynamamız ve oyun becerilerimiz bizim nasıl bir ailede yetiştiğimiz hakkında, nasıl ortamda büyüdüğümüz hakkında oldukça güçlü ipuçları vermektedir.
Çocuklar akran desteği ile de öğrenim sağlarken yine sosyal becerilerini kullanırlar. Ergenlik döneminde ise arkadaşlarım ve ben biliriz, ailemiz bilmez, anlamaz gibi düşünceleri hakim olduğundan o yaş grubunda akranları çok önemli statüde olduğu için akran seçimini küçüklükten önemsemeli ve çocuklarımızın sosyal yeterliliğini geliştirmeliyiz. Arkadaş doğruya da, yanlışa da teşvik edebilir. Çocuklarımız yapmayacağı şeyleri sırf arkadaşı istedi veya kırılmasın diye yapabilir hatta arkadaş ortamına alınabilmek için bile hiç istemediği şeyleri yapabilir, zorbalığa maruz kalabilir. Hepimiz biliyoruz ki arkadaş, arkadaşlık, arkadaş seçimi oldukça önemlidir.
‘’Allah katında arkadaşların en hayırlısı, arkadaşına karşı hayırlı davranandır. Allah katında komşuların en hayırlısı ise komşusuna karşı hayırlı davranandır.”
“İyi arkadaşla kötü arkadaş misk taşıyan kimse ile körük üfüren kimse gibidir. Misk taşıyan ya sana onu ikram eder yahut sen ondan (miski) satın alırsın ya da ondan güzel bir koku duyarsın. Körük üfüren kimse ise ya elbiseni yakar ya da ondan kötü bir koku duyarsın!”
‘’Kötü arkadaş, demirci körüğü gibidir. Üflenince, ateş kıvılcımları seni yakmazsa da, kokusu seni rahatsız eder.’’
Çocuklarımızın gelişimlerine destek verelim, sosyal yönden yetersiz veya eksiklerse çocuklarımızı nasıl destekleyebileceğimizi öğrenelim. Hepimiz toplumda yaşıyoruz ve toplumun birer üyesiyiz, aynı zamanda bir grubun da üyesiyiz, ilişkilerimizi, etkileşimlerimizi düzenlememiz, öğrenmemiz gerekmektedir. Herkes kendi evinin önünü süpürse yani kendinden ve alt neslinden başlarsa sosyal etkileşimlerimiz daha güzel olacak ve arkadaşlık becerilerimiz de istediğimiz düzeyde olacaktır.
Simge Çelik Korkmaz
@_cg_simgecelikkorkmaz