29 Ekim 2023 tarihinde Cumhuriyetin 100. Yılını kutlayacak olan ülkemiz, son 20 yıldır AKP iktidarı tarafından yönetilmektedir. Dile kolay 100 yıllık bir ülkenin son 20 yılı aralıksız olarak bir iktidar tarafından yönetiliyor. Bu 20 yıllık sürede Türkiye iyi yönetilseydi dünyanın ekonomisi güçlü ülkelerinden birisi olabilirdi. Öyle 20 yıl içerisinde şahlanmak kolaymı diyebilirsiniz. Sizlere 1962'den 1989'lara kadar hızlı bir büyüme gösteren Güney Kore örneğini vermek istiyorum. Kore Savaşı sonrasında, Güney Kore on yıldan fazla bir süre dünyanın en fakir ülkelerinden biri olarak kaldı. 1962 yılında Gayri Safi Milli Hâsılası (GSMH) 2,7 milyar ABD doları, kişi başına gayri safi yurt içi hâsılası 103,88 dolardı. 1989 yılına gelindiğinde Gayri Safi Milli Hâsılası 230 milyar ABD dolarına, Kişi başına düşen nominal GSYİH ise 5,438.24 dolara yükseldi.
2002 de Yaşanan bir krizin ardından iktidar olan AKP ise, başlangıçta ekonomiyi düzlüğe çıkarmaya başlamasına rağmen 20 yılın sonunda ülkeyi devraldığı noktaya geri götürdü.
2016 yılına kadar yüzde 6 ile yüzde 10 aralığında seyrederken 2017 de %11,91 ile tırmanışa geçen enflasyon; 2021 yılını yüzde 36,08 ile noktalarken 2022 de tırmanışını sürdürdü. 2022 yılında âdete her ay rekor üstüne rekor kırıp, zirveden zirveye koşusunu sürdürüyor. Bir devlet kurumu olan TÜİK’E göre 7 aylık enflasyon yüzde 79,60 oldu. Ancak açıklanan bu enflasyon rakamının doğru olmadığını söyleyen Enflasyon Araştırma Grubu ENAG da yıllık enflasyonu yüzde 176,04 olarak açıkladı. Birde vatandaşın yaşadığı yüzde 300’e varan enflasyon var.
Sorun şu ki “Ekonomide başarılı olduğunu ve ülkemizin ABD ve AB ülkelerince kıskanıldığını, enflasyonun kendi yönetimlerinden kaynaklanmadığını, asıl sorumlular iç ve dış mihraklardır.” diye söyleyen bir iktidar var. Diş mihrak olarak ilk sırada yer alan Covit 19 Salgını sonucu tüm dünyada enflasyon yükseldi. Doğal olarak ülkemizde de enflasyon kaçınılmaz olarak yükseliyor. Burası çok doğru. Gerçekten dünyada bir yüksek enflasyon furyası var. Doğru olmayan bir şey var ki Enflasyon ABD’de %8,5 Euro Bölgesinde %8,9 savaşan ülkelerden Rusya’da %15,1 Ukrayna da %22,2 iken, Avrupa da en yüksek enflasyonu %79,6 ile bizde. Bizden sonra Moldava da %33,55, Asya da Suriye %139, Lübnan % 210 ile en yüksek enflasyona sahip ülkeler olurken. Afrika ülkelerinde ise enflasyon Sudan da %149, Zimbabwe de %257 olmuş. Amerika kıtasında da Venezuela %167 ile en yüksek enflasyonu olan ülke. Şimdi bu tabloya bakıldığında dünyada en yüksek enflasyon sıralamasında 6. sıradayız. Aklıma bir soru geliyor. Bizi kıskananlar “Bizde de niye bu kadar yüksek enflasyon yok.” diyemi kıskançlık yapıyorlar.
Yine enflasyonun sebebi olarak gösterilen iç mihrakların başında da ZİNCİR MARKETLAR geliyor. Resmi makamların iddiasına göre Zincir Marketler “Fahiş Fiyat uygulaması yapıyor ve piyasada fiyat istikrarını bozuyor, enflasyona neden oluyor” denildi. Zincir marketlerde “Fahiş Fiyat” denetimi yapıldı, cezalar yazıldı.
Peki, sonuç ne oldu. Zincir marketlere Ticaret Bakanlığının verdiği cezalar yargıya yansıdı. Zincir marketlerde zam furyasına devam edildi. Petrol zamlarını, döviz kurundaki artışlarıda öne sürerek kendilerine kesilen cezalarıda yaptıkları zamlarla halktan fazlasıyla aldılar. Bir bakıma ceza kesilen yine halk oldu.
Enflasyonla mücadele adına Zincir marketler üzerinde yapılan hamlelerden sonuç alamayan iktidar bu kez. Tarım Kredi Kooperatifleri'ni devreye sokarak piyasaların dengesini düzelteceklerini söylüyorlar.Tarım Kredi Kooperatifleri marketlerinde sadece et ürünlerinde değil farklı ürünlerde de indirim yapılacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tarım Kredi, şeker, buğday, un, zeytinyağı, ayçiçeği yağı gibi diğer ürünlerinde, özellikle 30-40 çeşit üründe de süratle indirime gidecek. Talimatımız şu, sen kar amacıyla çalışmayacaksın sadece başabaş noktasında benim vatandaşımı koruyacaksın. Şimdi Tarım Kredi Kooperatifi de bu amaçla çalışmalarını hızlandıracak. Piyasaların dengesini bozanları da hizaya getirecek." diye konuştu.
15 Ağustos 2022 tarihinde Tarım Kredi Kooperatifleri indirimli satışlarına başladılar. Marketlere hücum eden halk, beklediği ucuzluğu görememekten, indirime giren ürünlerin hem fiyatlarında, hemde raflarda yeterince ürün olmadığından yakındılar.
Peki, Tarım Kredi Kooperatifleri'nde 30-40 kalem malda yapılan indirimle krizden kurtuluş mümkün mü?
Tarım Kredi Kooperatifleri piyasanın kaçta kaçını oluşturuyor? Buralarda yapılacak indirimler karşısında özel sektör marketlerinde ki fiyatlar da inecek mi? Bütün bu soruların cevaplandırılması için öncelikle sizlere zincir marketlerle ilgili bazı verileri açıklamak istiyorum.
Beşten fazla şubesi olan marketler “Zincir Market” olarak anılıyor. Perakende Gıda satışında BİM, A101, ŞOK, MİGROS, CarrefourSA, BİZİM TOPTAN gibi marketler ülke genelinde yaygınlığı nedeni ile en çok bilinen “Zincir Market” lerdir. Ayrıca İl ve bölgesel bazda da zincir marketler yaygın olarak bulunmaktadır..
Türkiye’de bilinen büyük Zincir marketlerden - Migros- 2583, CarrefourSA- 643, A101-11306, Şok-9324, BİM-10661, Hakmar-519, Makro Market-279, Ekomini-705,- UCZ-1200, Happy Center-130, Kim-85, Bizim Toptan,-177 olmak üzere toplam 37,612 mağazalarıyla yurdun her köşesine dağılmışlar. Piyasanın %80 den fazlasını ellerinde tutuyorlar.
Birde Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları sayıları 1400 e kadar ulaşan Tarım Kredi Kooperatifleri marketleri var.
Bu sayısal veriler ışığında kimin, kimi hizaya getireceğini siz okuyuculara bırakıyorum.
Peki, gıda enflasyonunun düşmesi için neler yapılmalı?
Öncelikle belirtmeliyim ki ben bir ekonomist değilim. Ama aklın yolu birdir. Bende halktan birisiyim, dertlerimiz, sorunlarımız aynı. Bende herkes kadar enflasyondan, hayat pahalılığından olabildiğince olumsuz etkileniyorum. Çözüm olarakta hemen hemen herkesin ağzından aynı cümleler dökülüyor.
Şöyle ki; Sorunun kaynağı doğru tespit edilmeli ve titizlikle üzerine gidilmeli. Tamamen olmasada enflasyon üzerinde ciddi etkisi olan zincir marketlerin denetlenmesine uzman kişilerce devam edilmeli. Gübrede, ilaçta, tohumda, mazotta ve elektrikte çitçilere verilen destek arttırılmalı, finansa erişiminde kolaylık sağlanmalı. Çiftçiye, esnafa yapılan desteğin, verilen kredilerin kullanımının da ciddi şekilde denetlenmesi ve adam kayırmacılığın olmaması gerekir. Yıllardır çıktı çıkacak diye yılan hikâyesine dönen “ Hal ve perakende yasası” da ivedikle çıkarılmalı.
Çünkü gıda zinciri tarladan sofraya gelinceye dek sorunlu. Problemin asıl kaynağı bu zincir olduğuna göre, tarladan sofraya uzanan zincirdeki problemi iyi okuyan yönetimler ancak bu sorunu çözmeye muvaffak olurlar.
Cengiz Ceylan
Eğitimci-Yazar