Osmanlı döneminde Ramazan ayında varlıklı aileler, iftar sofralarına zengin fakir ayırmadan misafir davet ederlermiş. Davet sahibi, misafirleri ayrılırken kadife keseler içinde kendi imkanları ölçüsünde daha önceden hazırladığı para, altın ya da çeşitli hediyeler verir ve "Davetimi kabul edip geldiniz, bana sevap kazandırmak için yemek yerken dişlerinizi yordunuz, bu hediyemi ‘Diş Kirası’ olarak kabul edin” dermiş.
Bu güzel adetimiz unutulmaya yüz tuttu.
Geçmişimizden miras kalan bu güzel adeti yaşatmak amacıyla, kültürel bir etkinlik adı altında iftar programı düzenledik. İftar davetinden sonra çocuklarımıza diş kirası hakkında bilgi verdik. Amacımız, hem çocuklarımıza örnek olmak hem de tarihimizden bize miras kalan bu güzel geleneği yaşatmaktı.
Sevgi Töngel, diş kirası ile ilgili şunları söyledi: “Diş kirası bizim unutulmaya yüz tutmuş çok güzel bir adettir. Çok eski zamanlarda konak adı verilen büyük evlerde iftar davetleri düzenlenirmiş. Bu konaklarda misafirler ağırlanır ve yemek sonrasında özellikle ihtiyaç sahiplerine onları mahcup etmeden, gönüllerini kırmadan bir miktar para ya da hediye verilirmiş. Verilen bu paraya ya da hediyelere ‘Diş Kirası’ denilirmiş. O günlerden bizlere miras kalan bu güzel geleneği çocuklarımıza ve gelecek kuşaklara aktaralım.”