23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün çocuklarımıza armağanıdır.
Atatürk; çocuklarımızın bu ülkenin aydınlık geleceği olduğunu biliyor ve onlara güveniyordu bu yüzden TBMM'nin açılmasını onlara armağan etmişti.
Atatürk 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda çocuklara oyuncak, şeker ve kitap hediyeleri de bulunup onları sevindirmişti.
Peki bizler bu bayramda neler yapıyoruz?
Olması gerektiği gibi saygı duruşu ve İstiklal Marşı'mızı okuduktan sonra çocukları açık
alanda sıra dizimine ve bu dizilişte uzunca konuşmalara maruz bırakıp, sıkıntılar içerisinde, hoparlörden gelen cızırtılı sesler arasında konuşmaları dinlemeye zorluyoruz.
Sadece bu kadar mı? Tabi ki HAYIR!
Aylar öncesinden provalarla gösteriler hazırlatıyor, onları kaygıya, endişeye boğuyoruz.
Çocuk yapamadığı zaman "Yapamıyorsun, olmuyor" diyerek belki de arka sıralara koyarak öz güvenini zedeliyoruz.
Bitti mi? Bitmedi ...
Tek tek, sınıf sınıf belki de okul okul sıralar halinde dizip halkın önünde gösterisini yapması için "Sakın yanlış yapmayın, Milli Eğitim Müdürü gelecek, Belediye Başkanı gelecek, Vali gelecek ..." tarzında ifadelerle çocuklara psikolojik baskı yapıyoruz.
Sonra da tüm bu süreci sakince, usulca, sessizce izlemesini bekliyoruz. Yine baskı eşliğinde tabi ki...
"Gürültü yapmayın, izleyin, sakince bekleyin, arkadaşlarınızla konuşmayın..." Çocukları kendi haline bırakmıyor, keyif almalarına fırsat vermiyoruz.
Bu süreçte neler yapabiliriz?
Çocukların rahat kıyafetler giyinmesi, gösteri kıyafetlerinden uzak tutulması gerekmektedir. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'ndan sonra çocuklarla oyunlar oynanması onların ruhuna dokunmak demektir. Halat çekme yarışması, çuval yarışmaları, yumurta yarışları, boyama
etkinliği, mini gösteriler izlemeleri, çocuk şarkıları karaokeleri gibi etkinlikler yapılması, her çocuğa hediyeler dağıtılması, hediyelerin hediye paketi içinde olup, hediye paketinin üzerinde "Atatürk'ün çocuklara armağanıdır. Ülkemize sahip çıkın çocuklar" diye basit ama farkındalık
yaratan cümleler yazılması, çocukların bu özel günü doya doya yaşaması temel alınması gerekmektedir.
Genel olarak aileler gösterilerden sonra çocuklarını alıp AVM'lere, yemek yemeğe veya kapalı alanlardaki oyun parklarına götürmekteler. Çocuklar bunları sevseler ve isteseler dahi o günün anlam ve önemini net anlamıyorlar çünkü yıl içerisinde de bunları yani sıradan bir günde de yapabilmekteler.
Bu günün çocuklara özel olduğunu hissettirmeli, baskıdan, kaygıdan uzak tutulup zevkle geçirecekleri bir gün haline getirmeliyiz.
Ulu Önderimizin sözü ile çocuklara seslenmek istiyorum.
“Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız.Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz.Kendinizin Ne Kadar Önemli, Değerli Olduğunuzu Düşünerek Ona Göre Çalışınız. Sizlerden Çok Şey Bekliyoruz.”
Sizi çok seviyorum çocuklar. Nice güzel bayramlar görelim ve her günümüz bayram tadında geçsin. Gününüz kutlu olsun, sevgilerimle...
Simge Çelik Korkmaz