29 Ekim, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 101. yıl dönümünü kutladığımız özel bir gün. Bu tarih, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin zaferle sonuçlandığı ve Cumhuriyet'in ilan edildiği gündür. Ancak bu yıl, Cumhuriyet Bayramı'nı kutlarken ülkemizin gündeminde önemli ve tartışmalı konular yer alıyor.
Son günlerde, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK lideri Abdullah Öcalan'ı TBMM'de konuşma yapmaya çağırması, ülke gündeminde büyük yankı uyandırdı. Bahçeli'nin bu çağrısı, terör örgütünün silah bırakması ve örgütün lağvedilmesi yönünde bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak bu çağrı, toplumda farklı tepkilere yol açtı. Kimileri bu adımı barış ve çözüm süreci için önemli bir fırsat olarak görürken, kimileri ise terörle mücadelenin zayıflayacağı endişesini taşıyor.
Bu tartışmaların yanı sıra, geçtiğimiz günlerde TUSAŞ'a yönelik gerçekleştirilen terör saldırısı, ülkemizin güvenlik ve huzurunu bir kez daha tehdit etti. Bu hain saldırıda 5 vatandaşımız şehit oldu ve 22 kişi yaralandı. Terör örgütü PKK'nın gerçekleştirdiği bu saldırı, milletimizin birlik ve beraberliğine zarar vermeyi amaçlayan bir girişimdir. Ancak, bu tür saldırılar karşısında milletimizin gösterdiği dayanışma ve kararlılık, terörün amacına ulaşamayacağını bir kez daha kanıtladı.
Ayrıca, ülkemizin sağlık sisteminde yaşanan skandal, vicdanları sızlattı. "Yenidoğan Çetesi" olarak bilinen bir grup doktorun, bebekleri gereksiz yere yoğun bakıma yatırarak hastanelerden haksız kazanç sağlaması, toplumda büyük bir öfke ve üzüntü yarattı. Savunmasız bebeklerin ve ailelerinin bu tür suiistimallere maruz kalması, sağlık sistemimizin güvenilirliğini sorgulatırken, bu tür olayların bir an önce son bulması için daha sıkı denetim ve cezaların gerektiğini gösteriyor.
Bu tür trajik olaylar ve skandallar, Cumhuriyet'in temel değerlerine olan bağlılığımızı daha da güçlendirmelidir. Atatürk'ün bizlere emanet ettiği Cumhuriyet, adalet, eşitlik ve insan haklarına dayalı bir toplum kurma hedefini taşır. Bu değerler, sadece bir tarihsel miras değil, aynı zamanda bugün de yaşatmamız gereken evrensel ilkeler olmalıdır.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, bu zorlu süreçte milletimizin bir araya gelmesi ve Cumhuriyet'in değerlerine sahip çıkması için önemli bir fırsattır. Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda bağımsızlık, özgürlük ve demokrasi mücadelesinin sembolüdür. Bu değerler, milletimizin ortak mirasıdır ve her türlü tehdide karşı korunmalıdır.
Bugün, Cumhuriyet'in ilanının 101. yıl dönümünü kutlarken, ülkemizin karşı karşıya olduğu zorlukları ve bu zorluklarla başa çıkma kararlılığımızı hatırlamalıyız. Terörle mücadelede gösterdiğimiz kararlılık ve birlik, Cumhuriyet'in temel değerlerine olan bağlılığımızın bir göstergesidir. Bu bağlamda, Cumhuriyet Bayramı'nı kutlarken, milletimizin birliğini ve dayanışmasını vurgulayan etkinlikler ve törenler düzenlenmelidir.
Cumhuriyet'in ışığında, daha güçlü ve daha kararlı bir Türkiye için hep birlikte çalışmalıyız.
SİMGE ÇELİK KORKMAZ
@_cg_simgecelikkorkmaz
simgecelikkorkmaz@gmail.com