Çocuk hakları, her çocuğun sağlıklı, güvenli ve mutlu bir yaşam sürmesini sağlamak için uluslararası düzeyde kabul edilen temel ilkelerdir. Ancak, dünya genelinde ve ülkemizde çocuk hakları ihlalleri hala büyük bir sorun olmaya devam ediyor. Bir eğitimci olarak, bu ihlallerin çocukların eğitim ve gelişim üzerindeki etkilerini değerlendirmek istiyorum.
Yaşama ve Gelişme Hakkı: Narin'in Trajik Ölümü
Çocukların yaşama ve gelişme hakkı, en temel haklardan biridir. Ancak, son zamanlarda ülkemizde yaşanan Narin Güran'ın trajik ölümü, bu hakkın ne kadar ihlal edildiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ın ölümü, toplumda büyük bir infial yarattı. Narin'in yaşama hakkı elinden alındı ve bu durum, çocukların güvenliğinin ne kadar kırılgan olduğunu gösterdi. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için, çocukların korunmasına yönelik yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması gerekmektedir.
Eğitim Hakkı: Ahmet ve Zeynep'in Hikayesi
Birçok çocuk, eğitim hakkından mahrum kalıyor. Özellikle kırsal bölgelerde, çocuklar okula gitmek yerine çalışmak zorunda kalıyor. Örneğin, 12 yaşındaki Ahmet, ailesine bakmak için çalışmak zorunda kaldı ve eğitim hakkı elinden alındı. Benzer şekilde, 10 yaşındaki Zeynep, ailesine destek olmak için tarlada çalışmak zorunda kaldı ve eğitim hakkı elinden alındı. Eğitim eksikliği, çocukların gelecekteki fırsatlarını ve yaşam kalitelerini olumsuz etkiliyor. Eğitim, çocukların kendilerini geliştirmeleri ve topluma katkıda bulunmaları için temel bir haktır. Ancak, bu hakkın ihlali, eşitsizlik ve adaletsizliklere yol açıyor. Ülkemizde eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için, kırsal bölgelerdeki okulların altyapısının iyileştirilmesi ve öğretmenlerin bu bölgelere teşvik edilmesi önemlidir.
Sağlık Hakkı: Mehmet'in Kaybı
Dünya genelinde ve ülkemizde milyonlarca çocuk, temel sağlık hizmetlerine erişimden yoksun. Bu durum, önlenebilir hastalıklar nedeniyle yüksek çocuk ölüm oranlarına yol açıyor. Örneğin, 5 yaşındaki Mehmet, aşı eksikliği nedeniyle önlenebilir bir hastalıktan hayatını kaybetti ve sağlık hakkı elinden alındı. Aşı eksikliği, temiz suya erişim ve yetersiz beslenme gibi sorunlar, çocukların sağlığını tehdit ediyor. Sağlıklı bir yaşam, çocukların eğitimde başarılı olmaları ve potansiyellerini gerçekleştirmeleri için gereklidir. Ancak, sağlık hizmetlerine erişim eksikliği, bu süreci engelliyor. Ülkemizde sağlık hizmetlerine erişimi artırmak için, kırsal ve yoksul bölgelerde sağlık merkezlerinin sayısının artırılması ve sağlık hizmetlerinin ücretsiz olarak sunulması gerekmektedir.
Koruma Hakkı: Elif'in Yaşadığı Travma
Çocuklar, cinsel istismar ve şiddet gibi ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalıyor. Bu tür ihlaller, çocukların fiziksel ve zihinsel sağlıklarını olumsuz etkiliyor ve uzun vadeli travmalara yol açıyor. Örneğin, 9 yaşındaki Elif, cinsel istismara uğradı ve güvenlik hakkı elinden alındı. Eğitimciler olarak, çocukların güvenli ve destekleyici bir ortamda büyümelerini sağlamak için bu tür ihlallere karşı mücadele etmeliyiz. Ülkemizde cinsel istismar ve şiddet vakalarının önlenmesi için, çocukların korunmasına yönelik yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi ve bu konuda toplumsal farkındalığın artırılması önemlidir.
Katılım Hakkı: Ali'nin Sesi
Mülteci ve göçmen çocuklar, savaş, çatışma ve doğal afetler nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalıyor. Bu çocuklar, eğitim, sağlık hizmetleri ve güvenlik gibi temel haklardan mahrum kalıyor. Örneğin, 7 yaşındaki Suriyeli mülteci çocuk Ali, eğitim hakkından mahrum kaldı ve güvenlik hakkı elinden alındı. Eğitimciler olarak, bu çocukların haklarını korumak ve onlara destek olmak için çaba göstermeliyiz. Ülkemizde mülteci ve göçmen çocukların eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimini sağlamak için, bu çocuklara yönelik özel programlar ve destek hizmetleri sunulmalıdır.
Kimlik Hakkı: Mehmet'in Mücadelesi
Çocuklar, cinsiyet, ırk, din veya diğer faktörlere dayalı ayrımcılıkla karşı karşıya kalıyor. Bu durum, çocukların eşit fırsatlara sahip olmalarını engelliyor ve sosyal adaletsizliklere yol açıyor. Örneğin, 11 yaşındaki Kürt kökenli çocuk Mehmet, dil ve kültürel farklılıklar nedeniyle ayrımcılığa uğradı ve eğitim hakkı elinden alındı. Eğitimciler olarak, çocukların eşit fırsatlara sahip olmalarını sağlamak için ayrımcılıkla mücadele etmeliyiz. Ülkemizde ayrımcılıkla mücadele etmek için, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak ve toplumsal farkındalığı artırmak önemlidir.
Eşitlik Hakkı: Ayşe'nin Hikayesi
Çocuk evlilikleri, ülkemizde hala yaygın bir uygulama. Bu durum, çocukların eğitimlerini tamamlamalarını engelliyor ve fiziksel, duygusal ve zihinsel sağlıklarını tehlikeye atıyor. Örneğin, 14 yaşındaki Ayşe, zorla evlendirildi ve eğitim hakkı elinden alındı. Çocuk evlilikleri, çocukların eğitim ve gelişim süreçlerini kesintiye uğratıyor ve onların potansiyellerini gerçekleştirmelerini engelliyor. Bu sorunun çözümü için, çocuk evliliklerine karşı yasal düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması ve toplumsal farkındalığın artırılması gerekmektedir.
Çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesi, sadece hükümetlerin değil, aynı zamanda toplumun ve eğitimcilerin de sorumluluğundadır. Çocukların sağlıklı, güvenli ve mutlu bir yaşam sürmelerini sağlamak için hep birlikte çalışmalıyız.
Bu isimler Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin, Baki, Selim, Ayşe, Gül, Zeynep, Ece, Sinem, Melike... olarak değişip karşımıza çıkmaya devam ediyor ve bizler çocukların hakkını koruyamadan ellerimizden kayıp gidiyor, belki bir ömür, belki ruhsal travmalar, belki bir can olarak karşımıza çıkıyor. Yukarıda ismi geçen çocuklarımız en yüzeysel şekilde anlatılmıştır. Peki sizce yaşadıkları durum yüzeysel midir? Bu kadar basit midir? İki satırda anlatılıp geçilecek bir olay mıdır?
Peki bu caniler aramızda dolaşırken, haklarımız güvence altında mıdır?
Ne yasa, ne bildiri hiç bir şey umurlarında olmadan çocukları yaralamaya, ihmal, istismar ve öldürmeye devam ediyorlar. Bunun DURMASI için vicdan, ahlak, insanî konulara daha fazla ağırlık vermeli, kişisel mesafe, mahremiyet eğitimi, vücut dokunulmazlığı, kişisel haklar gibi konuları olabildiğince çok ele almamız gerekmektedir.
Ülkenin refahı, ferahı daha çok insan olabilme eğitimlerinden geçmektedir. Ruh sağlığımızı korumalı ve bunun için çaba sarf etmemiz gerekir, bunun için ise her aileye bir aile danışmanı, her belediyeye psikolog, çocuk gelişimci alınması, refah düzeyinin iyileştirilmesi, okul müfredatına adab-ı muaşeret derslerinin eklenmesi, ilkokul öğrencilerine toplumsal kuralların öğretilmesi ve buna ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıştırıcı değil birleştirici bir politika sergilenmesi, eşit haklar verilmesi, yasaların caydırıcı olabilmesi adına cezaların düzenlenmesi, arkada bulunan sırt dayanan "dayılara" güvenilmemesi, kişilerin yaptığı sorumluluğu ve cezayı olabildiğince en yüksek yaptırımdan alması, davalardan hakimleri savcıları el çektirmeyip, tehdit etmeden, adaleti hiçe saymadan hareket edilmesi gerekmektedir.
Simge Çelik Korkmaz
@_cg_simgecelikkorkmaz
simgecelikkorkmaz@gmail.com