Sinan Karaçay
Köşe Yazarı
Sinan Karaçay
 

FİLMİN SONU GELDİ

Kendine yetebilecek kadar üretebilme kapasitesi olan ve bu kapasiteyi başarı ile kullanan bir ülke iken bugün nasıl olur da kendimize yetmek bir kenara dursun mevcut nüfusun yarısına bile yetemez derece tarımımız etkisiz ve yetersiz hale geldi? Tarım emek ve zahmet isteyen bir iş toprakla uğraşmak için toprağı seven ellerinin nasırlarından utanmayan ellerim kirlendi diye feryat figan ağlamayan emeğin edebiyatını yapan değil emeğin mihmandarlığını yapan bir nesle ihtiyaç var öncelikle. Peki var mı böyle bir nesil? Dün vardı ama bugün yok çünkü son yirmi otuz yılın modası minimum emek ve zahmet maksimum gelir ile yaşayan üreten değil üretenleri sömüren bir düzenin baş aktörü olmayı hayal ederek büyüyen ve hayallerini gerçekleştiren bir nesil hüküm sürüyor bu topraklarda. Tarla bağ ve bahçe olan alanlar çılgın bir müteahhitlik hastalığına kurban edilerek bu arazilerin vasıfları değiştirildi bu yerler imara açıldı ve tarla olan yerler üzerlerini betonla kapatılıp onlarca katlı altları dükkân üstleri bilemem ne ofis bina yığınları haline geldiler. Üstelik buna modern şehircilik ya da kentleşme denildi asıl olayın kentlileşmek olduğu unutularak. Eskiden bağların bostanların ve seraların sıralandığı verimli topraklar daha çok kazanmak isteyen ekmeğini betondan çıkarmakta kararlı bir türlü gözü ve karnı doymayan müteaahitcikler tarafından adeta talan edilerek üst üste konulmuş süslü beton bloklar ile dolup taştı hal böyle olunca insan oğlu dün nasıl ektikleri ile karını doyuruyorsa bugün de göğe yükselen diktikleri betonları yiyerek karnını doyurmak durumunda kalmaya başladı. Toprak siz ona ne verdiyseniz size onu verir ancak dün tohum veriyordunuz gübre veriyordunuz ve su veriyordunuz o da size sebze ve meyve veriyordu bugün ise beton veriyorsunuz demir veriyorsunuz haliyle o da size ruhsuz ama gösterişli betondan adına rezidans, villa denen hapishanelerinizi size veriyor buyurun kemirin durun bakalım. İnsanoğlunun vefasızlığı ve nankörlüğü toprağa da bulaştı desek hiç de yanlış bir tespit yapmış olmayız. Dün Veysel’in sadık yâri olan kara toprak bugün ona ettiğiniz onca ihanete dayanamayarak yâriniz olmaktan bile vazgeçti bilginiz olsun.   Adına bakanlığın olduğu ama sadece bakmakla yetinilen tarım hayatını para kazanma hırsınız ile bitirdiğiniz için şimdi sizin hayatınızı karartmaya başladı biz buna bir nevi intikam alma duygusu da diyebiliriz. Toprak sizin ona ettiğiniz zulmün karşısında sizin kadar gürültülü patırtılı olmasa da derin bir sessizliğe bürünerek sizden intikamını en acı şekilde almaya başladı ve daha bu sesiz intikamın en başındayız. Düşünsenize ıspanak, pırasa, tahıl, domates, hıyar vs.. sizden intikam almaya başladı hadi bizlerin evlerini topraklarını elinden aldınız madem bizim  topraklarımızın üzerine neyi ektiyseniz bizim yerimize onları yiyin diyor size sorarım size şimdi bizim ıspanağın ve pırasanın yetiştirdiği tarlaya ne ektin sen insanoğlu ? ben söyleyeyim BETON o zaman hadi buyurun dün ektiğiniz tohumlar yeşerdi diktiğiniz kolonlar üzerindeki lüks rezidanslarınızı kenarından köşesinden yemeye başlayın. Verimli topraklarınızı inşaat alanlarına çevirdiniz,  Tarlalarınızı suladığınız , kana kana içtiğiniz tertemiz suların önüne setler çektiniz,  güzel kokacaksınız diye dünyayı parfüm fabrikasına çevirip doğanın dengesini bozdunuz, bilmem kaç beygir gücündeki motorları ile lüks araçlarınızı oradan oraya sürüp egzoz gazları ve sizleri doyamadığınız lüks içinde yaşatsın diye bacalarına takacağınız filtrenin maliyetinden kaçtınız, atık sularınızı derelere akıttığınız fabrikalarınız ile yaşanmaz hale getirdiğiniz dünyanın sizin bu zulmünüze daha ne kadar sessiz kalacağını zannediyordunuz ki ? Vakit intikam vakti ey kendi bindiği dallı kesmekte, ona güvenenleri yarı yolda bırakmakta ve yaşarken yaşatmaktan vazgeçip kendi yaşasın diye her şeyi ve her duyguyu sömüren insanoğlu bak bakalım sen mi yaman sana kucak açan dünya mı? Filmin sonuna geldin artık şimdi sahne ırzına geçip kirlettiğiniz ve karşısına geçip kahkahalar attığınız dünyada arkanıza yaslanın ve sizin hayatlarınızı yine sizin nasıl mahvettiğinizi izleyin çünkü bu filimin sonunda da yine iyiler kazanacak.      
Ekleme Tarihi: 11 Mart 2022 - Cuma

FİLMİN SONU GELDİ

Kendine yetebilecek kadar üretebilme kapasitesi olan ve bu kapasiteyi başarı ile kullanan bir ülke iken bugün nasıl olur da kendimize yetmek bir kenara dursun mevcut nüfusun yarısına bile yetemez derece tarımımız etkisiz ve yetersiz hale geldi?

  • Tarım emek ve zahmet isteyen bir iş toprakla uğraşmak için toprağı seven ellerinin nasırlarından utanmayan ellerim kirlendi diye feryat figan ağlamayan emeğin edebiyatını yapan değil emeğin mihmandarlığını yapan bir nesle ihtiyaç var öncelikle. Peki var mı böyle bir nesil? Dün vardı ama bugün yok çünkü son yirmi otuz yılın modası minimum emek ve zahmet maksimum gelir ile yaşayan üreten değil üretenleri sömüren bir düzenin baş aktörü olmayı hayal ederek büyüyen ve hayallerini gerçekleştiren bir nesil hüküm sürüyor bu topraklarda.
  • Tarla bağ ve bahçe olan alanlar çılgın bir müteahhitlik hastalığına kurban edilerek bu arazilerin vasıfları değiştirildi bu yerler imara açıldı ve tarla olan yerler üzerlerini betonla kapatılıp onlarca katlı altları dükkân üstleri bilemem ne ofis bina yığınları haline geldiler. Üstelik buna modern şehircilik ya da kentleşme denildi asıl olayın kentlileşmek olduğu unutularak.
  • Eskiden bağların bostanların ve seraların sıralandığı verimli topraklar daha çok kazanmak isteyen ekmeğini betondan çıkarmakta kararlı bir türlü gözü ve karnı doymayan müteaahitcikler tarafından adeta talan edilerek üst üste konulmuş süslü beton bloklar ile dolup taştı hal böyle olunca insan oğlu dün nasıl ektikleri ile karını doyuruyorsa bugün de göğe yükselen diktikleri betonları yiyerek karnını doyurmak durumunda kalmaya başladı. Toprak siz ona ne verdiyseniz size onu verir ancak dün tohum veriyordunuz gübre veriyordunuz ve su veriyordunuz o da size sebze ve meyve veriyordu bugün ise beton veriyorsunuz demir veriyorsunuz haliyle o da size ruhsuz ama gösterişli betondan adına rezidans, villa denen hapishanelerinizi size veriyor buyurun kemirin durun bakalım. İnsanoğlunun vefasızlığı ve nankörlüğü toprağa da bulaştı desek hiç de yanlış bir tespit yapmış olmayız. Dün Veysel’in sadık yâri olan kara toprak bugün ona ettiğiniz onca ihanete dayanamayarak yâriniz olmaktan bile vazgeçti bilginiz olsun.  
  • Adına bakanlığın olduğu ama sadece bakmakla yetinilen tarım hayatını para kazanma hırsınız ile bitirdiğiniz için şimdi sizin hayatınızı karartmaya başladı biz buna bir nevi intikam alma duygusu da diyebiliriz. Toprak sizin ona ettiğiniz zulmün karşısında sizin kadar gürültülü patırtılı olmasa da derin bir sessizliğe bürünerek sizden intikamını en acı şekilde almaya başladı ve daha bu sesiz intikamın en başındayız.
  • Düşünsenize ıspanak, pırasa, tahıl, domates, hıyar vs.. sizden intikam almaya başladı hadi bizlerin evlerini topraklarını elinden aldınız madem bizim  topraklarımızın üzerine neyi ektiyseniz bizim yerimize onları yiyin diyor size sorarım size şimdi bizim ıspanağın ve pırasanın yetiştirdiği tarlaya ne ektin sen insanoğlu ? ben söyleyeyim BETON o zaman hadi buyurun dün ektiğiniz tohumlar yeşerdi diktiğiniz kolonlar üzerindeki lüks rezidanslarınızı kenarından köşesinden yemeye başlayın.

Verimli topraklarınızı inşaat alanlarına çevirdiniz,  Tarlalarınızı suladığınız , kana kana içtiğiniz tertemiz suların önüne setler çektiniz,  güzel kokacaksınız diye dünyayı parfüm fabrikasına çevirip doğanın dengesini bozdunuz, bilmem kaç beygir gücündeki motorları ile lüks araçlarınızı oradan oraya sürüp egzoz gazları ve sizleri doyamadığınız lüks içinde yaşatsın diye bacalarına takacağınız filtrenin maliyetinden kaçtınız, atık sularınızı derelere akıttığınız fabrikalarınız ile yaşanmaz hale getirdiğiniz dünyanın sizin bu zulmünüze daha ne kadar sessiz kalacağını zannediyordunuz ki ?

Vakit intikam vakti ey kendi bindiği dallı kesmekte, ona güvenenleri yarı yolda bırakmakta ve yaşarken yaşatmaktan vazgeçip kendi yaşasın diye her şeyi ve her duyguyu sömüren insanoğlu bak bakalım sen mi yaman sana kucak açan dünya mı?

Filmin sonuna geldin artık şimdi sahne ırzına geçip kirlettiğiniz ve karşısına geçip kahkahalar attığınız dünyada arkanıza yaslanın ve sizin hayatlarınızı yine sizin nasıl mahvettiğinizi izleyin çünkü bu filimin sonunda da yine iyiler kazanacak.      

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.