Bir ülke düşünün milli parası her geçen gün değer kaybetsin halkının alım gücü her geçen gün azalmaya devam etisin ve enflasyon canavarı insanların her geçen gün sırtına daha bir hiddet ve şiddetle binsin.
Bir ülke düşünün yirmi sene tek bir parti tarafından yönetilsin ancak ülkedeki tüm olumsuzluklar elli yıl önceki bir başka tek parti dönemine ihale edilsin.
Bir ülke düşünün kendinden olmayanların gayri milli, hain, kafir, illet veya zillet diye tanımlayan ayrıştıran, ötekileştiren ve itibarsızlaştıran bir siyasi buhranın içerisine düşürülmüş olsun.
Bir ülke düşünün kurucusuna hakaret edenlerin hastanelerde ziyaret edildiği tabutunun altına neredeyse tüm devlet erkanın girmek için birbiri ile yarıştığı görülsün.
Bir ülke düşünün adına hoca efendi diyerek devletin tüm kapılarının ve kadrolarının kendisine açıldığını ve bu kapıdan girenlerin bu milletin evlatlarının başına bir gece yarısı bomba olup yağdığını mermi olup kanını akıttığına şahit olacaksınız ve bunlara devletin kapılarını açanların ‘’Allah affetsin’’ diyerek bu işten ellerini yüzlerini yıkayarak pirüpak olarak kenara çekildiğini tarih yazsın.
Bir ülke düşünün ordusunun kurucu iradeyi el üstünde tutan vatansever ve Atatürkçü subaylarının ellerine kelepçe vurulup ülkenin en mahrem yerine kozmik odasına uydurma bir hikâye ile girilmesinin hesabını kimse vermeden öylece kalınsın.
Bir ülke düşünün işsiz sayısı artmış olmasına rağmen işsizlik oranının düştüğünü söyleyen, iğneden ipliğe her şeye en az %100 zam gelirken enflasyonu %36 diye açıklayan bir kurumun ülkenin uzun vadeli planlarına esas alınan verileri hesap ederek ülkenin kaderine yön veren.
Bir ülke düşünün halk ekmek kuyruklarında buz gibi titremek bir yana dursun eşinden dostundan utana sıkıla kuyruk bekleyen milletin kendine vekil olarak seçtiği vekili tarafından mevcut yokluk ve yoksulluğu abartmakla suçlandığı.
Bir ülke düşünün esnafının elektrik faturalarını camlara asacak kadar durumun canlarına yettiğini.
Daha neler, neler…
Peki hal böyleyken bu ülkede milleti yattığı bu uykudan uyandırmak ve iktidarı yaptığı yanlışlar nedeni ile sarsarak onu yaptığı hatalar konusunda endişeye sevk etme işinde başarılı olmak onca muhalefet partisi varken 1972 doğumlu 1,72 boyunda 70 kilo ağırlığında bir pop sanatçısına düşüyorsa vay ki halimize vay.
Bu durumda en az iktidar kadar muhalefet de dönüp aynaya bakmalı farkındalık yaratmak konusunda nasıl bir yetersizliği yeterlilik olarak gördüğünü anlamalıdır.
Ben muhalefet partilerinin yerine olsam bir yandan Tarkan’ın yarattığı gündemden istifade ederken öte yandan biz hepimiz bir Tarkan kadar farkındalık yaratamadık diye oturur kendi kara bahtıma ağlarım.
Bu kafayla ne iktidarın ne de muhalefetin içler acısı hali GEÇMEYECEK millet de bu GEÇMEYECEK halin altında inim inim inlemeye devam edecek.
GEÇMEYECEK EFENDİLER GEÇMEYECEK…………
Sinan KARAÇAY
Gazeteci Yazar