Sayın Cumhurbaşkanımız birkaç hafta önce küçükbaş hayvan et fiyatlarında Et Balık Kurumu mağazalarında %25 oranında indirime gidildiğini müjdelemiş bu hafta ise verdiği müjde ile 15.08.2022 Pazartesi gününden itibaren Tarım Kredi Kooperatifi mağazalarında birçok üründe %30 ile %40 arasında fiyatlarda indirime gidileceğinin müjdesini verdi. (Küçük bir bilgi bu marketlerde üç ana üründe indirim var ama o ürünlerin de etiketleri var kendileri yok haberiniz olsun) Bu indirim müjdelerine bir de büyükbaş hayvan etinde indirim yapılacağı müjdesi eklenmişken buna millet olarak sevinmemenin mümkün olmadığını düşünüyorum. Sevinmesine sevinelim de peki her geçen gün büyüyerek mutfakları yakıp kavuran bu enflasyon ateşi bir talimat ile sönecek kadar cılız bir ateş midir madem öyleydi şimdiye kadar bu talimat niye verilmedi de bu kadar sıkıntı yaşadık diye insan düşünmeden edemiyor. Bu indirim müjdelerinin verdiği bizleri serinleten mutluluk rüzgarının dinmesi ile insan salim kafa ile düşünmeye başlayınca akılda birçok soru dolanıp duruyor. Bir talimatla küçükbaş hayvan etinin fiyatının %25 oranında indirildiği Et Balık Kurumu’nun ülke genelinde kaç tane mağazası var acaba diye? Kendi soruma kendim cevap vereyim; bu güzide kurumumuzun ülke genelinde toplam mağaza sayısı 18 ve ülkemizin en büyük şehri olan İstanbul’da ise bulunan mağaza sayısı sadece Beylikdüzü ilçemizde olmak üzere bir tane evet yanlış duymadınız önden de bakınca yandan da bakınca sadece bir tane. Bir diğer konu ise üreticideki maliyelerin düşürülmesi için köklü ve ses getirecek herhangi bir tedbir almadan doğrudan nihai ürünün fiyatını bir talimatla indirmenin geçimini hayvancılık ile sağlayan ve sırtındaki maliyet yükünü taşımakta zorlanan köylüye yükleyeceği yeni yük hesaplandı mı acaba? Bu talimatla elindeki hayvanının fiyatı indirilen hayvan üreticisi bu şartlar altında seneye bu işi tekrar yapar mı sizce? Ya da başka bir değişle siz olsanız yapar mısınız? Yine Tarım Kredi Kooperatifi mağazalarında yapılacak indirim ister istemez akıllara şu soruları getiriyor; - Madem raftaki ürünlerde fiyatlar bir anda %30 ile %40 arasında indirilebiliyor ve bu durumda bile marketler kâr elde edilebiliyor ise diğer marketlerin bu kadar fahiş fiyatla mal satmasına göz göre göre bugüne kadar neden müsaade edildi? - Yok eğer bu satışlar kâr edilmeden ve zararına yapılıyor ise o zaman devletin sayısı 1.700’e ulaşan bu kuruma göz göre göre neden zarar ettiriliyor? Görev zararı yazacak olan bu kurumun zararının finansmanı hangi kaynaktan sağlanacak? Tabi bu durumda hemen akıllara seçimlerde kapı, kapı erzak dağıtmak yerine resmi yollardan oy için millete avanta mı dağıtılıyor diye gelmiyor da değil hani.  Reel ekonominin dünya üzerinde kabul gören bilimsel verilere dayalı hamleler yerine kâğıt üzerine yazılan kararnameler ile yapılan müdahalelere vereceği tepkinin bugün yaşanan krizden daha büyük bir krize doğru bizi götüreceği kesindir. Sadece ucuzluk var görüntüsü verecek olan bilerek ve isteyerek oraya çıkartılan ve ileride görülecek ki bu kurumlara görev zararı yazmaktan başka bir işe yaramayan hamlenin ayakları yere basmamakta zaten ekonominin ağır yükü altında inleyen orta ve alt kesimdeki insanlarımıza yeni ve taşınması mümkün olmayan yeni yükler yükleyeceği kesindir. Bu tür günü kurtaran tribünlere oynayan ve tek gayesi algı yaratmak olan hareketlerden derhal vazgeçip temel maliyet girdililerinde düşüşler sağlayacak ayağı yere basan politikalar üretmek şarttır aksi halde bir süre sonra görülecektir ki o medet umulan imdada yetişen talimatlar bile artık ekonomiyi kurtarmaya yetmeyecektir. Sinan KARAÇAY Gazeteci Yazar