İlgilenen okuyucularımız vardır, YSK gelecek yıl içerisinde yapılacak olan yerel seçim tarihini 31 mart 2024 Pazar günü olarak netleştirdi, O tarihte yapılacak olan seçim ile ilgili takvimde 01 ocak 2023 itibarı ile işlemeye başlayacak.
Yerel seçim denildiğinde akıllara hemen belediye başkan adaylığı, belediye meclis üyesi adaylığı ile il genel meclis üyesi adaylığı geliyor, Belediye başkan adaylığı kontenjanı sınırlı olduğundan olsa gerek asıl mücadele belediye meclis üyeliği için veriliyor.
Bilindiği gibi sayıları 30 olan büyükşehir belediyelerinde il genel meclis üyeliği yok, bunun yerine büyükşehir sınırları içerisinde bulunan ilçelerden gelen meclis üyelerinden oluşan büyükşehir meclisi o kent ile ilgili beş yıl süre ile kanaat kullanabiliyor.
İster yerel seçim ister genel seçim olsun girilen yarışta esas olan kazanmak, Dolayısı ile seçimi kazanan bir siyasi partinin meclis üyesi ile seçim kazanamayan meclis üyesi arasında dağlar kadar fark oluyor.
Herhangi bir siyasi partiden belediye meclis üyeliği için başvuran kim varsa anında “ben listenin ilk üç sırasında yer almalıyım” talebinde bulunur, bulunurken de ilk üçte yani seçilebilecek bir yerde olunması ile ilgili kendisinin ne kadar yeterli olduğu noktasında yüzlerce örnekte vermekten çekinmez.
Daha önce seçim kazanamamış bir siyasi partiden seçilmiş bir meclis üyesi olarak muhalefete mensup bir meclis üyesinin hiçbir etkisinin olmadığını en haklı olduğu konularda bir yapılan oylamalar sonucu doğru olan ne varsa tamamının yanlış olarak oylandığını çok iyi biliyoruz.
Bu yüzden meclis üyeliği başvurusu yapan bir siyasetçinin “ben mutlaka ilk üç sırada olmalıyım” şeklindeki ısrarını oldum olması anlayamıyor ve bir anlam veremiyoruz.
Büyükşehir belediyelerine mensup ilçelerde seçimi kazanan başkan adayı kendisi ile birlikte ortalama on beşinci on altıncı sıralardaki meclis üyeleri ile birlikte kazandığı takdirde oy ile hiçbir işi olmayan üç yada dört kişilik kontenjan adayları ile birlikte kendisinden önceki başkandan görevi devralıyor.
Bu yüzden adaylık başvurusunda bulunan kim varsa sıra kaygısından uzak, başkan adayı ile birlikte il ve ilçe yönetimlerini zorda bırakmayacak bir tavır takınmaları işin en kolay yolu.
Normal şartlarda bir ilçe merkezinde herhangi bir siyasi partiden hangi sırada olursa olsun aday yapılmış birisi o yerleşim merkezinde sevilen ve hatırı sayılan birisidir, dolayısı ile bu isimlerin kendilerini ispat için sıralamanın önlerinde olmak istemesi anlaşılır gibi değil.
Meclis üyesi adayları istedikleri sıralamaya girmeyebilirler, sıralamaya girseler bile seçilemeyebilirler hatta kalabalıktan olsa gerek listeye bile yazılamazlar bunların hiçbir önemi yoktur zira önemli olan tek hadise seçimin kazanılmasıdır.
Meclis üyesi olmak isteyen çok sayıda isim var olan siyasi partilere adaylık müracaatı için takvimin çalışmasını bekliyorlar bunda bir sıkıntı yok asıl sıkıntı meclis üyesi olmak isteyenlerin “önce kentim, sonra partim sonra ben” şeklindeki üçlemeye ne kadar inanıp inanmadıklarıdır.
Kendisini ilk sıralar için şartlandıranların bu yazıyı birkaç kez okumaları okuduktan sonra da kararlarını partileri adına yeniden gözden geçirmeleri gerekmektedir.
Sonrasına zaten seçim günü seçmen karar veriyor.