Bundan uzun yıllar önce henüz internet medyasının olmadığı bizimde kağıt gazete baskısı yaptığımız günlerde “bu kadar telaş ve koşuşturmaca varmıydı.? sorusu son dönemlerde bize daha fazla sorulmaya başlandı.
Haberciler için gerçekten 24 saatin yetmediği gece yarılarından sabah saatlerine kadar hemen yanı başımızda duran cep telefonuna ajanslardan akan “son dakika” haberlerini kaçırmamak adına olağanüstü bir mücadele verdiğimiz zamanları yaşıyoruz.
İnternet medyasının bulunmadığı günlerde sabah saatlerinde gazeteye gelir, Sayıları bir hayli fazla olan muhabirleri bir önceki günden programlanmış toplantılara gönderdikten sonra en az 2-3 muhabiri de anlık meydana gelebilecek olayları takip edebilmek adına gazetenin haber merkezinde hazır bulundururduk.
Bu şekilde gün içerisinde meydana gelen koşuşturmacaya birde siyasetçilerin bitmek tükenmek bilmeyen ziyaretleri eklenir, söz konusu grupların biri gitmeden diğeri kapıdan içeriye girerdi.
Bizde o koşuşturma içerisinde beklememiz gereken çok önemli bir haber yoksa haberleri ve köşe yazılarını grafik ve sayfa tasarımı yapan personele verir onların düzenledikleri tasarımlara son bir kez göz gezdirdikten sonra baskı için matbaaya gönderir sonra da gazeteden çıkardık.
Gazeteden çıktıktan ertesi güne kadar çok önemli bir hadise meydana gelmemişse rutin yaşantımıza devam eder hem kendimize hemde çevremizdekilere daha fazla zaman ayırma imkanı bulurduk.
Sonra baş döndürücü bir hızla internet medyası kapımızı çaldı, işte o andan itibaren gazetecilerin zaman mevhumu diye bir hadise de kalmadı.
Elbette mesele sadece gazeteciler ile ilgili değil, Türkiye’de önceden haftada bir değişen gündem içerisinde bulunduğumuz günlerde bırakın günlük olarak değişmeyi artık saat başı güncellenmeye başladı.
Daha çok siyasetçilerin başvurduğu suni gündemlerden kendisini kurtaramayan vatandaş hayatını devam ettirebilmek adına gerekli maddi imkanların peşine koşmak dururken siyasetçinin kendi önüne koyduğu ve işin doğrusu kendisini asla ilgilendirmeyen suni gündemin peşinden siyasetçiler vesilesi ile koşmak durumunda kaldı.
Sabah erken saatlerden gece yarılarına kadar takip etmek zorunda bırakıldığımız sahte gündemlerin ne zaman sona ereceği daha doğrusu bitip bitmeyeceğine de bilindiği gibi siyaset kurumu karar verecek.
Bizde o zamana kadar durup dinlenmeden siyaset kurumunun bizim için hazırladığı hiçbir işe yaramayan gündemler ile uğraşıp duracağız.