Tarhan: “Enerji açığı, yenilenebilir enerji ile giderilmeli!”

Kocaeli 30.12.2016 - 21:05, Güncelleme: 26.12.2020 - 11:31
 

Tarhan: “Enerji açığı, yenilenebilir enerji ile giderilmeli!”

CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, Türkiye’de giderek büyüyen enerji açığına dikkati çekerek “Enerji açığını gidermenin yolu; yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmaktan geçiyor.” dedi.

Tahsin Tarhan; Enerji Haber’in, Türkiye’yi etkisi altına alan enerji problemlerine ilişkin sorularını cevaplandırdı.   Hükûmetin enerji politikalarını ve nükleer enerjiye dönük yatırımlarını eleştiren Tarhan, “Nükleer santraller artık dünyanın terk ettiği bir teknoloji. Dedim ya dünyayı hep geriden takip ediyoruz.30 yıl önce kullanılan bir enerji alanını biz şimdi kullanmaya çalışıyoruz. Japonya,9 milyar dolara mal olan nükleer santralini kapatırken, çevreye çok büyük zararları olan, teknolojik maliyeti de çok yüksek olan nükleer enerjiye yapacağınız yatırım doğru bir yatırım olmayacaktır.” diye konuştu.   Tahsin Tarhan, enerjide yeni bir hikâye yazılması ve hükümetin enerji politikasını en baştan oluşturması gerektiğini söyledi.   Tarhan, “Merkezinde insanın ve çevrenin olduğu bir politika geliştirilmeli. Bugün enerjiyi; insan, çevre, dışa bağımlılık, yüksek maliyetler, alternatif ve yenilenebilir enerji kaynakları gibi pek çok açıdan değerlendirmek gerekiyor.” ifadelerini kullandı.   Partisinin enerji alanındaki görüş ve düşünceleri hakkında bilgi veren Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan; CHP olarak sürdürülebilir, yerli kaynaklara öncelik veren bir enerji politikasını temel aldıklarını bildirdi.   Tarhan, tek başına bir enerji politikasından söz etmenin mümkün olmadığını; tarımla, güvenlikle, çevreyle, dış politika ile uyumlu ve birlikte bir enerji politikasını hayata geçirmeyi hedeflediklerini anlattı.   Tahsin Tarhan; enerjiyi, ekosisteme zarar vermeden, çeşitlendirilmiş kaynaklardan sağlayacaklarını ifade etti.   Tarhan, son günlerde özellikle İstanbul ve Ankara'da sık sık yaşanan elektrik kesintileriyle ilgili olarak da şunları söyledi:   "Kış koşullarını bizden çok daha ağır bir şekilde yaşayan ülkeler var. Onlarda neden bu kadar sık kesinti ya da arıza yaşanmıyor? Bu sorunu kış koşullarına bağlamak gerçek tabloyu görmemek için gözlerimizi kapatmak demektir. Altyapıda sorunlar olabilir, dağıtım şirketleri bunu çözümlemek zorunda. Ama denetimsiz bir mekanizma var. Yeterli bir alt yapı yatırımı yapılmıyor. Hükümet, burada vatandaşın yanında yer alacağına dağıtım şirketlerinin yanında yer alıyor."   İşte CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan’la yaptığımız röportajın ayrıntıları:   Ankara’da bir süredir sık sık program dışı elektrik kesintileri ve arızalar yaşanıyor. Üstelik kesintiler uzun saatler boyunca sürüyor. Vatandaşlar, 186’yı her aradıklarında farklı cevap aldıklarını söylüyor. Bu sizce sadece kış koşullarından mı kaynaklanıyor yoksa dağıtım şirketi veya altyapıyla ilgili sorunlar mı var?   Kış koşullarını bizden çok daha ağır bir şekilde yaşayan ülkeler var. Onlarda neden bu kadar sık kesinti ya da arıza yaşanmıyor? Bu sorunu kış koşullarına bağlamak gerçek tabloyu görmemek için gözlerimizi kapatmak demektir. Altyapıda sorunlar olabilir, dağıtım şirketleri bunu çözümlemek zorunda. Ama denetimsiz bir mekanizma var. Yeterli bir alt yapı yatırımı yapılmıyor. Hükümet, burada vatandaşın yanında yer alacağına dağıtım şirketlerinin yanında yer alıyor. Enerji Bakanının Trabzon’da yaptığı bir açıklama vardı. Dağıtım şirketlerinin denetiminde 30 saniye kriteri getirilecek. Bırakın 30 saniyeyi, dakikalarca telefon başında, 21 yüzyılda, elektriklerin ne zaman geleceğini ya da arızanın neden kaynaklandığını öğrenmeye çalışıyorsunuz. Demek ki sistemde bir sorun var.   Sadece Ankara’da değil, Türkiye’nin birçok kentinde kış mevsimi geldiğinde elektrikle ilgili sorunlarda artış görülüyor. Vatandaş her kış aynı sorunları yeniden yaşıyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?   Bunu sorunların doğru tespit edilmemesine ve çözüm odaklı bir politika geliştirilmemesine bağlıyorum. Çünkü enerji politikanızda temelde bir sıkıntı var.%70’lere varan bir oranında enerjide dışa bağımlı bir ülkeden söz ediyoruz. Bu da elinizi kolunuzu bağlayan bir durum… Üstelik bu dışa bağımlılıkta da %60 oranında tek bir ülkeye bağlısınız. O hâlde önce dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak için adım atacaksınız. Sonra da yurttaşın lehine düzenlemelerle enerji politikanızı revize edeceksiniz. Üretim ve tüketimdeki maliyetleri düşürecek, 50 liralık elektrik faturasının 100 liraya çıkaran vergileri kaldıracaksınız.   Ankara’nın birkaç yıldır boğuştuğu sorunlardan biri de hava kirliliği. Şu sıralar ciddi boyutlarda kirlilik gözleniyor. Rüzgârın esmediği, yağışsız havalarda şehrin üzerine simsiyah sis bulutu çöküyor. Yalnız Ankara’da değil, Edirne’den Kars’a kadar birçok kentte hava kirliliği var. İnsan sağlığını tehdit eden bu sorunla ilgili neler söylemek istersiniz?   Çevre açısından duyarlı davranılmadığını, bugün geldiğimiz noktada hava kirliliği nedeni ile yurttaşlarımızın pek çoğunun ciddi sağlık problemleri yaşadığını biliyoruz. Siz kalitesiz yakıt kullanırsanız, ortaya çıkacak sonuç bu olur. Isınmadan sanayiye kadar hayatımızın her alanından kullanılan enerjiyi kömürden elde etmeye çalışıyoruz. Yerli kaynağı, yandaşa peşkeş çekmek amacı dışında kullanmak gerekiyor. Kalitesiz kömür nedeni ile astımdan, ileri düzeyde nefes darlığı sorununa kadar son derece ciddi sorunlar yaşanıyor. Bir tarafta enerji ihtiyacını karşılarken, bir tarafta insan sağlığını bozan, tehdit eden uygulamalar birbiri ile çelişir. Enerjiyi insan için ürettiğimizi asla unutmamalıyız.   Geçenlerde Enerji Bakanı Sayın Albayrak, birçok AB ülkesinde kömür kullanımının Türkiye’deki oranlardan çok yüksek olduğunu ve kömür kullanımına ağırlık verileceğini söyledi. Sizce kömüre ağırlık vermeli miyiz? Yoksa bu, çaresizliğin bir işareti mi?   Sayın Bakanın bu söylediğine katılmak mümkün değil. Bırakın kömür kullanımını, Avrupa artık doğal gaz kullanımında bile çok düşük seviyelerde. Yenilenebilir enerji kaynakları konusunda yoğun bir çalışma yürütülüyor. Her evin kendi enerjisini üretmesi fazla olanı da genel sisteme göndermesi diye duyduklarımız birer hikâye değil, gerçek. Ayrıca dünyada başka bir şey konuşuluyor. Sıvılaştırılmış doğal gaz. Amerika’da, Kanada’da, Avustralya’da bunun üzerinde çok ciddi çalışmalar yapılıyor.   Kömür kullanımına ağırlık verilmesi projesi yandaşlara para kazandırmada yeni bir yol olarak karşımıza çıkıyor. Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kömür sahalarını rödövans usulü yandaşlara kiraya vererek devletin alım garantisi vermesi söz konusu. Neden devlet kendisi işletmiyor? Firmalara kiraya verilen bu alanlar için verilen alım garantisini karşılamak için maden işçilerini ölümüne çalıştıran patronları unutmamalı bu toplum.   Türkiye’nin enerji açığının giderek büyüdüğü ve ileride daha da katlanacağı biliniyor. Bu konuda neler yapılmalı?   İki açıdan değerlendirme yapmak gerekiyor. Birincisi enerji verimliliğini sağlamak gerekiyor. Hiçbir kaynak sınırsız değil. O hâlde enerji verimliliği konusunda hassas davranmak gerekiyor.   İkinci konu ise yenilenebilir enerji kaynakları üzerinde ciddiyetle çalışmak. Türkiye rüzgâr ve güneş enerjisi anlamında son derece zengin bir ülke... O zaman yapılacak şey bu kaynakların kullanımı ile ilgili olarak çalışma yapmaktır. Maalesef üzülerek söylüyorum dünyadaki gelişmeleri hep çok gerilerden takip ediyoruz. Herkesin bıraktığı teknik ya da çalışmaları biz şimdi yapalım diye yasalar çıkarıyoruz. Bundan 30 yıl önce yapılan nükleer enerji santrallerini biz şimdi yapalım diye uğraşıyoruz. Rest çektiğimiz Avrupa’ya gidecek doğal gaz için Rusya ile Türk Akımı Projesi’ni imzalıyoruz. Yaman bir çelişki! Oysa bakın bugün yenilebilir enerjilerin depolanması gibi bir sorun var. Ayıralım kaynak. AR-GE ne için var? Üzerinde çalışalım. Bu süreci lehimize çevirelim. Hem enerjideki dışa bağımlılığı ortadan kaldıralım hem de dünyada bir ilki yapalım.   Alternatif ve yenilenebilir enerji kaynakları için Türkiye’deki çalışma ve girişimleri yeterli buluyor musunuz?   Sanayi Komisyonundan bazı üyelerimizle birlikte yurtdışında rüzgâr enerjisi ile ilgili bir fuara katıldık. Türkiye bu işe başlarken yanlış başlamış. Bu konuda uzman şirketleri muhatap almak yerine, aracı şirketleri –çantacı diye de tanımlanıyor- muhatap almış. Böyle olunca da yenilenebilir enerjinin yanlış bir noktasında oluyorsunuz. Uygulamada da yanlışlar olduğunu biliyoruz. Özellikle rüzgâr enerji santrallerini 1.derece sit alanına kurarsanız orada bir değil, birçok sorun ortaya çıkar. Yerleşim alanlarına belli bir mesafeyi korumadan tutun da, kuşların uçuş rotasına kadar gözetmeniz gereken pek çok nokta var. Yani temiz enerjiyi, çevre ile birlikte üretmeyi öğrenmeliyiz.   Sizce Türkiye’de enerji açığını gidermek için nükleer enerjiye yatırım yapılmalı mı?   Enerji açığını gidermenin yolu; yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmaktan geçiyor. Nükleer santraller artık dünyanın terk ettiği bir teknoloji. Dedim ya dünyayı hep geriden takip ediyoruz.30 yıl önce kullanılan bir enerji alanını biz şimdi kullanmaya çalışıyoruz. Japonya,9 milyar dolara mal olan nükleer santralini kapatırken, çevreye çok büyük zararları olan, teknolojik maliyeti de çok yüksek olan nükleer enerjiye yapacağınız yatırım doğru bir yatırım olmayacaktır.   Hükümetin enerji politikaları konusunda neler söylemek istersiniz?   Enerjide yeni bir hikâye yazmak gerekiyor. Hükümetin enerji politikasını en baştan oluşturması gerekiyor. Merkezinde insanın ve çevrenin olduğu bir politika geliştirilmeli. Bugün enerjiyi; insan, çevre, dışa bağımlılık, yüksek maliyetler, alternatif ve yenilenebilir enerji kaynakları gibi pek çok açıdan değerlendirmek gerekiyor. Hepsi birbirinden bağımsız gibi görünse de birbirine sıkı sıkıya bağlı unsurlar. Hükümetin enerji politikasının; İnsan için, temiz bir çevrede, sağlıklı bir yaşamı devam ettirebilecek kalitede, düşük maliyetli bir üretime dayandığını söyleyemeyiz. Eğer insan için, temiz bir çevre unsurunu sağlayamıyorsanız o doğalgazı ithal etmeyin zaten. Üstelik ne kadar dışa bağımlıysanız, vergi yükünüz o kadar yüksek olacaktır. Doğal gazın nereden, nasıl ithal edileceğinden daha çok üretimin nasıl teşvik edileceğini, enerjinin nasıl depolanacağını, stok alanlarının nasıl oluşturulacağını düşünmeli hükümet. Alternatif gaz üretimi zaten dünyada oluşuyor. Sıvı doğal gazın Amerika’dan, Kanada’dan getirilmesi şu andaki doğal gaz maliyetinden daha düşük…  Enerji politikalarının üretim ve stok üzerine yoğunlaşılarak liyakati esas alan ve enerji ihtiyacının insan için olduğunu sürekli aklınızda tutarak ve temiz bir çevre için gereken her şeyi hesaplayıp, değerlendirerek revize edilmesi gerekiyor.   Türkiye’nin enerji alanındaki sorunlarına ilişkin partinizin ne gibi projeleri ve çözüm önerileri var?   Cumhuriyet Halk Partisinin tüm politikalarının temelinde insan var. Enerji ihtiyacının odağında insan var. Sürdürülebilir, yerli kaynaklara öncelik veren bir enerji politikasını temel alıyoruz. Tek başına bir enerji politikasından söz etmek mümkün değil. Tarımla, güvenlikle, çevreyle, dış politika ile uyumlu ve birlikte bir enerji politikasını hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Enerjiyi, ekosisteme zarar vermeden, çeşitlendirilmiş kaynaklardan sağlayacağız. Bunu yaparken de enerji arzının arttırılması yerine enerji verimliliğinin yükseltilmesi amacını toplumsal bir amaç haline getireceğiz. Bakın her alanda olduğu gibi enerjide de en önemli şey yatırım ortamı. Kaynakların etkin kullanımı için gerçekçi bir enerji teşvik politikasını hayata geçireceğiz. Bunun için de önce yatırım yapma ortamını düzelteceğiz. Enerji yatırımlarını kamu planlamalı ve tabii ki denetlemeli. Özel sektöre uluslararası standartlara uygun bir şekilde rekabet edebileceği ve KİK çerçevesinde bir sistem kurmamız gerekiyor. Şeffaf olmayan özelleştirme uygulamalarına son verilmesi gerekiyor. Kamunun karlı kurumlarını düşük bedellerle bazı şirketlere devrine izin vermeyeceğiz. Bu devirde elektrik yoksulluğu yaşanmasını kabul etmiyoruz. Sosyal bir hukuk devleti anlayışının yansıması olarak sorun yaşayan yurttaşlarımızın asgari tüketimlerini kamu güvencesine alacağız.    
CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, Türkiye’de giderek büyüyen enerji açığına dikkati çekerek “Enerji açığını gidermenin yolu; yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmaktan geçiyor.” dedi.

Tahsin Tarhan; Enerji Haber’in, Türkiye’yi etkisi altına alan enerji problemlerine ilişkin sorularını cevaplandırdı.

 

Hükûmetin enerji politikalarını ve nükleer enerjiye dönük yatırımlarını eleştiren Tarhan, “Nükleer santraller artık dünyanın terk ettiği bir teknoloji. Dedim ya dünyayı hep geriden takip ediyoruz.30 yıl önce kullanılan bir enerji alanını biz şimdi kullanmaya çalışıyoruz. Japonya,9 milyar dolara mal olan nükleer santralini kapatırken, çevreye çok büyük zararları olan, teknolojik maliyeti de çok yüksek olan nükleer enerjiye yapacağınız yatırım doğru bir yatırım olmayacaktır.” diye konuştu.

 

Tahsin Tarhan, enerjide yeni bir hikâye yazılması ve hükümetin enerji politikasını en baştan oluşturması gerektiğini söyledi.

 

Tarhan, “Merkezinde insanın ve çevrenin olduğu bir politika geliştirilmeli. Bugün enerjiyi; insan, çevre, dışa bağımlılık, yüksek maliyetler, alternatif ve yenilenebilir enerji kaynakları gibi pek çok açıdan değerlendirmek gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

 

Partisinin enerji alanındaki görüş ve düşünceleri hakkında bilgi veren Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan; CHP olarak sürdürülebilir, yerli kaynaklara öncelik veren bir enerji politikasını temel aldıklarını bildirdi.

 

Tarhan, tek başına bir enerji politikasından söz etmenin mümkün olmadığını; tarımla, güvenlikle, çevreyle, dış politika ile uyumlu ve birlikte bir enerji politikasını hayata geçirmeyi hedeflediklerini anlattı.

 

Tahsin Tarhan; enerjiyi, ekosisteme zarar vermeden, çeşitlendirilmiş kaynaklardan sağlayacaklarını ifade etti.

 

Tarhan, son günlerde özellikle İstanbul ve Ankara'da sık sık yaşanan elektrik kesintileriyle ilgili olarak da şunları söyledi:

 

"Kış koşullarını bizden çok daha ağır bir şekilde yaşayan ülkeler var. Onlarda neden bu kadar sık kesinti ya da arıza yaşanmıyor? Bu sorunu kış koşullarına bağlamak gerçek tabloyu görmemek için gözlerimizi kapatmak demektir. Altyapıda sorunlar olabilir, dağıtım şirketleri bunu çözümlemek zorunda. Ama denetimsiz bir mekanizma var. Yeterli bir alt yapı yatırımı yapılmıyor. Hükümet, burada vatandaşın yanında yer alacağına dağıtım şirketlerinin yanında yer alıyor."

 

İşte CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan’la yaptığımız röportajın ayrıntıları:

 

Ankara’da bir süredir sık sık program dışı elektrik kesintileri ve arızalar yaşanıyor. Üstelik kesintiler uzun saatler boyunca sürüyor. Vatandaşlar, 186’yı her aradıklarında farklı cevap aldıklarını söylüyor. Bu sizce sadece kış koşullarından mı kaynaklanıyor yoksa dağıtım şirketi veya altyapıyla ilgili sorunlar mı var?

 

Kış koşullarını bizden çok daha ağır bir şekilde yaşayan ülkeler var. Onlarda neden bu kadar sık kesinti ya da arıza yaşanmıyor? Bu sorunu kış koşullarına bağlamak gerçek tabloyu görmemek için gözlerimizi kapatmak demektir. Altyapıda sorunlar olabilir, dağıtım şirketleri bunu çözümlemek zorunda. Ama denetimsiz bir mekanizma var. Yeterli bir alt yapı yatırımı yapılmıyor. Hükümet, burada vatandaşın yanında yer alacağına dağıtım şirketlerinin yanında yer alıyor. Enerji Bakanının Trabzon’da yaptığı bir açıklama vardı. Dağıtım şirketlerinin denetiminde 30 saniye kriteri getirilecek. Bırakın 30 saniyeyi, dakikalarca telefon başında, 21 yüzyılda, elektriklerin ne zaman geleceğini ya da arızanın neden kaynaklandığını öğrenmeye çalışıyorsunuz. Demek ki sistemde bir sorun var.

 

Sadece Ankara’da değil, Türkiye’nin birçok kentinde kış mevsimi geldiğinde elektrikle ilgili sorunlarda artış görülüyor. Vatandaş her kış aynı sorunları yeniden yaşıyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?

 

Bunu sorunların doğru tespit edilmemesine ve çözüm odaklı bir politika geliştirilmemesine bağlıyorum. Çünkü enerji politikanızda temelde bir sıkıntı var.%70’lere varan bir oranında enerjide dışa bağımlı bir ülkeden söz ediyoruz. Bu da elinizi kolunuzu bağlayan bir durum… Üstelik bu dışa bağımlılıkta da %60 oranında tek bir ülkeye bağlısınız. O hâlde önce dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak için adım atacaksınız. Sonra da yurttaşın lehine düzenlemelerle enerji politikanızı revize edeceksiniz. Üretim ve tüketimdeki maliyetleri düşürecek, 50 liralık elektrik faturasının 100 liraya çıkaran vergileri kaldıracaksınız.

 

Ankara’nın birkaç yıldır boğuştuğu sorunlardan biri de hava kirliliği. Şu sıralar ciddi boyutlarda kirlilik gözleniyor. Rüzgârın esmediği, yağışsız havalarda şehrin üzerine simsiyah sis bulutu çöküyor. Yalnız Ankara’da değil, Edirne’den Kars’a kadar birçok kentte hava kirliliği var. İnsan sağlığını tehdit eden bu sorunla ilgili neler söylemek istersiniz?

 

Çevre açısından duyarlı davranılmadığını, bugün geldiğimiz noktada hava kirliliği nedeni ile yurttaşlarımızın pek çoğunun ciddi sağlık problemleri yaşadığını biliyoruz. Siz kalitesiz yakıt kullanırsanız, ortaya çıkacak sonuç bu olur. Isınmadan sanayiye kadar hayatımızın her alanından kullanılan enerjiyi kömürden elde etmeye çalışıyoruz. Yerli kaynağı, yandaşa peşkeş çekmek amacı dışında kullanmak gerekiyor. Kalitesiz kömür nedeni ile astımdan, ileri düzeyde nefes darlığı sorununa kadar son derece ciddi sorunlar yaşanıyor. Bir tarafta enerji ihtiyacını karşılarken, bir tarafta insan sağlığını bozan, tehdit eden uygulamalar birbiri ile çelişir. Enerjiyi insan için ürettiğimizi asla unutmamalıyız.

 

Geçenlerde Enerji Bakanı Sayın Albayrak, birçok AB ülkesinde kömür kullanımının Türkiye’deki oranlardan çok yüksek olduğunu ve kömür kullanımına ağırlık verileceğini söyledi. Sizce kömüre ağırlık vermeli miyiz? Yoksa bu, çaresizliğin bir işareti mi?

 

Sayın Bakanın bu söylediğine katılmak mümkün değil. Bırakın kömür kullanımını, Avrupa artık doğal gaz kullanımında bile çok düşük seviyelerde. Yenilenebilir enerji kaynakları konusunda yoğun bir çalışma yürütülüyor. Her evin kendi enerjisini üretmesi fazla olanı da genel sisteme göndermesi diye duyduklarımız birer hikâye değil, gerçek. Ayrıca dünyada başka bir şey konuşuluyor. Sıvılaştırılmış doğal gaz. Amerika’da, Kanada’da, Avustralya’da bunun üzerinde çok ciddi çalışmalar yapılıyor.

 

Kömür kullanımına ağırlık verilmesi projesi yandaşlara para kazandırmada yeni bir yol olarak karşımıza çıkıyor. Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kömür sahalarını rödövans usulü yandaşlara kiraya vererek devletin alım garantisi vermesi söz konusu. Neden devlet kendisi işletmiyor? Firmalara kiraya verilen bu alanlar için verilen alım garantisini karşılamak için maden işçilerini ölümüne çalıştıran patronları unutmamalı bu toplum.

 

Türkiye’nin enerji açığının giderek büyüdüğü ve ileride daha da katlanacağı biliniyor. Bu konuda neler yapılmalı?

 

İki açıdan değerlendirme yapmak gerekiyor. Birincisi enerji verimliliğini sağlamak gerekiyor. Hiçbir kaynak sınırsız değil. O hâlde enerji verimliliği konusunda hassas davranmak gerekiyor.

 

İkinci konu ise yenilenebilir enerji kaynakları üzerinde ciddiyetle çalışmak. Türkiye rüzgâr ve güneş enerjisi anlamında son derece zengin bir ülke... O zaman yapılacak şey bu kaynakların kullanımı ile ilgili olarak çalışma yapmaktır. Maalesef üzülerek söylüyorum dünyadaki gelişmeleri hep çok gerilerden takip ediyoruz. Herkesin bıraktığı teknik ya da çalışmaları biz şimdi yapalım diye yasalar çıkarıyoruz. Bundan 30 yıl önce yapılan nükleer enerji santrallerini biz şimdi yapalım diye uğraşıyoruz. Rest çektiğimiz Avrupa’ya gidecek doğal gaz için Rusya ile Türk Akımı Projesi’ni imzalıyoruz. Yaman bir çelişki! Oysa bakın bugün yenilebilir enerjilerin depolanması gibi bir sorun var. Ayıralım kaynak. AR-GE ne için var? Üzerinde çalışalım. Bu süreci lehimize çevirelim. Hem enerjideki dışa bağımlılığı ortadan kaldıralım hem de dünyada bir ilki yapalım.

 

Alternatif ve yenilenebilir enerji kaynakları için Türkiye’deki çalışma ve girişimleri yeterli buluyor musunuz?

 

Sanayi Komisyonundan bazı üyelerimizle birlikte yurtdışında rüzgâr enerjisi ile ilgili bir fuara katıldık. Türkiye bu işe başlarken yanlış başlamış. Bu konuda uzman şirketleri muhatap almak yerine, aracı şirketleri –çantacı diye de tanımlanıyor- muhatap almış. Böyle olunca da yenilenebilir enerjinin yanlış bir noktasında oluyorsunuz. Uygulamada da yanlışlar olduğunu biliyoruz. Özellikle rüzgâr enerji santrallerini 1.derece sit alanına kurarsanız orada bir değil, birçok sorun ortaya çıkar. Yerleşim alanlarına belli bir mesafeyi korumadan tutun da, kuşların uçuş rotasına kadar gözetmeniz gereken pek çok nokta var. Yani temiz enerjiyi, çevre ile birlikte üretmeyi öğrenmeliyiz.

 

Sizce Türkiye’de enerji açığını gidermek için nükleer enerjiye yatırım yapılmalı mı?

 

Enerji açığını gidermenin yolu; yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmaktan geçiyor. Nükleer santraller artık dünyanın terk ettiği bir teknoloji. Dedim ya dünyayı hep geriden takip ediyoruz.30 yıl önce kullanılan bir enerji alanını biz şimdi kullanmaya çalışıyoruz. Japonya,9 milyar dolara mal olan nükleer santralini kapatırken, çevreye çok büyük zararları olan, teknolojik maliyeti de çok yüksek olan nükleer enerjiye yapacağınız yatırım doğru bir yatırım olmayacaktır.

 

Hükümetin enerji politikaları konusunda neler söylemek istersiniz?

 

Enerjide yeni bir hikâye yazmak gerekiyor. Hükümetin enerji politikasını en baştan oluşturması gerekiyor. Merkezinde insanın ve çevrenin olduğu bir politika geliştirilmeli. Bugün enerjiyi; insan, çevre, dışa bağımlılık, yüksek maliyetler, alternatif ve yenilenebilir enerji kaynakları gibi pek çok açıdan değerlendirmek gerekiyor. Hepsi birbirinden bağımsız gibi görünse de birbirine sıkı sıkıya bağlı unsurlar. Hükümetin enerji politikasının; İnsan için, temiz bir çevrede, sağlıklı bir yaşamı devam ettirebilecek kalitede, düşük maliyetli bir üretime dayandığını söyleyemeyiz. Eğer insan için, temiz bir çevre unsurunu sağlayamıyorsanız o doğalgazı ithal etmeyin zaten. Üstelik ne kadar dışa bağımlıysanız, vergi yükünüz o kadar yüksek olacaktır. Doğal gazın nereden, nasıl ithal edileceğinden daha çok üretimin nasıl teşvik edileceğini, enerjinin nasıl depolanacağını, stok alanlarının nasıl oluşturulacağını düşünmeli hükümet. Alternatif gaz üretimi zaten dünyada oluşuyor. Sıvı doğal gazın Amerika’dan, Kanada’dan getirilmesi şu andaki doğal gaz maliyetinden daha düşük…  Enerji politikalarının üretim ve stok üzerine yoğunlaşılarak liyakati esas alan ve enerji ihtiyacının insan için olduğunu sürekli aklınızda tutarak ve temiz bir çevre için gereken her şeyi hesaplayıp, değerlendirerek revize edilmesi gerekiyor.

 

Türkiye’nin enerji alanındaki sorunlarına ilişkin partinizin ne gibi projeleri ve çözüm önerileri var?

 

Cumhuriyet Halk Partisinin tüm politikalarının temelinde insan var. Enerji ihtiyacının odağında insan var. Sürdürülebilir, yerli kaynaklara öncelik veren bir enerji politikasını temel alıyoruz. Tek başına bir enerji politikasından söz etmek mümkün değil. Tarımla, güvenlikle, çevreyle, dış politika ile uyumlu ve birlikte bir enerji politikasını hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Enerjiyi, ekosisteme zarar vermeden, çeşitlendirilmiş kaynaklardan sağlayacağız. Bunu yaparken de enerji arzının arttırılması yerine enerji verimliliğinin yükseltilmesi amacını toplumsal bir amaç haline getireceğiz. Bakın her alanda olduğu gibi enerjide de en önemli şey yatırım ortamı. Kaynakların etkin kullanımı için gerçekçi bir enerji teşvik politikasını hayata geçireceğiz. Bunun için de önce yatırım yapma ortamını düzelteceğiz. Enerji yatırımlarını kamu planlamalı ve tabii ki denetlemeli. Özel sektöre uluslararası standartlara uygun bir şekilde rekabet edebileceği ve KİK çerçevesinde bir sistem kurmamız gerekiyor. Şeffaf olmayan özelleştirme uygulamalarına son verilmesi gerekiyor. Kamunun karlı kurumlarını düşük bedellerle bazı şirketlere devrine izin vermeyeceğiz. Bu devirde elektrik yoksulluğu yaşanmasını kabul etmiyoruz. Sosyal bir hukuk devleti anlayışının yansıması olarak sorun yaşayan yurttaşlarımızın asgari tüketimlerini kamu güvencesine alacağız.  

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.