crossorigin="anonymous"> google.com, pub-3332145558351436, DIRECT, f08c47fec0942fa0

Bu ne biçim KASAP?

Röportaj 22.08.2016 - 13:10, Güncelleme: 26.12.2020 - 11:31
 

Bu ne biçim KASAP?

Tabelada Günay Et Ürünleri yazıyor yazmasına da…

İçeri bir giriyorsunuz, otantik malzemelerle donatılmış nostaljik bir kafeterya görüntüsü mü desem, müze mi desem çözemedim… Nam-ı Değer Kasap Yusuf yani Yusuf Günay sadece ete değil, işyerinin dekoruna da şekil vermiş.   53 yaşındaki Kasap Yusuf’un et satmanın dışında en büyük derdi 30 yıllık arkadaşlarını teker teker kaybetmiş olması. Darıca’nın o hep özlemle anıldığı eski yıllarının hatıraları ile dolu olan bu Sosyete Kasabı’nın arkadaşlarının neredeyse bir çoğu artık yaşamıyor. Ama o hayat mücadelesine en renkli şekilde devam ediyor. Çünkü işyerine yansıttığı renklerle gerçekten kasap demek mümkün değil. Sonuçta bu röportajın özünde bir insanı tanıtmak kadar bir mesleği ve firmayı da tanıtmak var. Hiç mi mesleki ve ticari bir konu açmayacağız diye soruyoruz.”30 yıldır kasabım. Bu işte kendimi ispatlamanın çok ötesinde buluyorum. “Et Bizim İşimiz” sloganı zaten bana ait.”diyor. Balıkesir’in mis gibi kekik kokulu yaylalarında beslenen hayvanların etleri ile süslemiş buzdolabı. Ticari sorular sordukça o bizi başka noktalara taşıyor.   İşler nasıl diyoruz? “Gariban bir adamım ama gönlüm zengin” diyor. “Dağıtmaktan satmaya fırsat bulamıyorum” diyerek kahkahayı patlatıyor. 30 yıllık ticari hayatında kapısından kimseyi çevirmediğini söyleyen Kasap Yusuf “Vicdanlı ve merhametli insanlar zengin olamaz. Zengin olmak için vicdansız olmak gerekiyor. Ben kapıma gelen insana “Paran yoksa sana et, kıyma da yok nasıl derim? “ dağıta dağıta da böyle gariban kaldım.” Diyor ama müşterileri de hep elit kesimden.     Boşuna adı Sosyete Kasabına çıkmamış. Ama insanlar da etine kıymasına güveniyor Kasap Yusuf’un…Aldıkları ürünün ne denli kaliteli olduğunu biliyorlar.  Yine gülüyor. Bana gelen müşteri koltuklarımda oturur istirahat eder. Yok etin şu kısmını ayırın, bu kısmını ver” demez. Çünkü bilirler benim onalara nasıl bir et vereceğimi.. Fiyatlarımı bile sormazlar. Kıyma yüz lira desem demezler ki 100 liraya kıyma mı olur? Her işte olduğu gibi önce memnuniyet noktasını halletmek gerekir. İnsanları memnun ettiğiniz sürece onlar sizin için vardır.  Diyor ama durup durup iç çekiyor. Çınaraltı’nda oturur çene yapardık arkadaşlarımla. Çoğu öldü. Çok özlüyorum onları çok. Beni de hüzünlendiriyor Kasap Yusuf.   Gazetemizin muhabirleri bir arkadaşı ile Çınaraltı’nda röportaj yapmış. Bu görüntüye sosyal medya da rastlamış. Ağlaya ağlaya izlemiş. Ama bir taraftanda bir hatıra kaldı o görüntü diye seviniyor. Aynı şeyleri söyleyip duruyor ama ben daha önce bunları söylediniz gibi bir uyarı içinde değilim. Hatta buraya bile tekrar tekrar yazmaktan erinmiyorum. “Bu kasapta merhamet var.Hatıralar var. Darıca’da yaşamak, bu ilçe de esnaf olmak bana Allah’ın bir lütfu diyor. Dayısının yanında başladığı kasaplık mecerasında 30 yılı geride bırakan Yusuf Günay hayat dolu bir esnaf. Kardeşten öte arkadaşları da yaşasaymış işte o zaman değmeyin onun keyfine… Yine final gibi cümlesini kuruyor Kasap Yusuf… Orada da altında oturacak bir Çınar ağacı buluruz, beklesinler beni diyor.    
Tabelada Günay Et Ürünleri yazıyor yazmasına da…

İçeri bir giriyorsunuz, otantik malzemelerle donatılmış nostaljik bir kafeterya görüntüsü mü desem, müze mi desem çözemedim…

Nam-ı Değer Kasap Yusuf yani Yusuf Günay sadece ete değil, işyerinin dekoruna da şekil vermiş.

 

53 yaşındaki Kasap Yusuf’un et satmanın dışında en büyük derdi 30 yıllık arkadaşlarını teker teker kaybetmiş olması. Darıca’nın o hep özlemle anıldığı eski yıllarının hatıraları ile dolu olan bu Sosyete Kasabı’nın arkadaşlarının neredeyse bir çoğu artık yaşamıyor. Ama o hayat mücadelesine en renkli şekilde devam ediyor. Çünkü işyerine yansıttığı renklerle gerçekten kasap demek mümkün değil.

Sonuçta bu röportajın özünde bir insanı tanıtmak kadar bir mesleği ve firmayı da tanıtmak var. Hiç mi mesleki ve ticari bir konu açmayacağız diye soruyoruz.”30 yıldır kasabım. Bu işte kendimi ispatlamanın çok ötesinde buluyorum. “Et Bizim İşimiz” sloganı zaten bana ait.”diyor.

Balıkesir’in mis gibi kekik kokulu yaylalarında beslenen hayvanların etleri ile süslemiş buzdolabı.

Ticari sorular sordukça o bizi başka noktalara taşıyor.

 

İşler nasıl diyoruz?

“Gariban bir adamım ama gönlüm zengin” diyor. “Dağıtmaktan satmaya fırsat bulamıyorum” diyerek kahkahayı patlatıyor. 30 yıllık ticari hayatında kapısından kimseyi çevirmediğini söyleyen Kasap Yusuf “Vicdanlı ve merhametli insanlar zengin olamaz. Zengin olmak için vicdansız olmak gerekiyor. Ben kapıma gelen insana “Paran yoksa sana et, kıyma da yok nasıl derim? “ dağıta dağıta da böyle gariban kaldım.” Diyor ama müşterileri de hep elit kesimden.

 

 

Boşuna adı Sosyete Kasabına çıkmamış. Ama insanlar da etine kıymasına güveniyor Kasap Yusuf’un…Aldıkları ürünün ne denli kaliteli olduğunu biliyorlar.  Yine gülüyor.

Bana gelen müşteri koltuklarımda oturur istirahat eder. Yok etin şu kısmını ayırın, bu kısmını ver” demez. Çünkü bilirler benim onalara nasıl bir et vereceğimi.. Fiyatlarımı bile sormazlar. Kıyma yüz lira desem demezler ki 100 liraya kıyma mı olur? Her işte olduğu gibi önce memnuniyet noktasını halletmek gerekir. İnsanları memnun ettiğiniz sürece onlar sizin için vardır.  Diyor ama durup durup iç çekiyor.

Çınaraltı’nda oturur çene yapardık arkadaşlarımla. Çoğu öldü. Çok özlüyorum onları çok.

Beni de hüzünlendiriyor Kasap Yusuf.

 

Gazetemizin muhabirleri bir arkadaşı ile Çınaraltı’nda röportaj yapmış. Bu görüntüye sosyal medya da rastlamış. Ağlaya ağlaya izlemiş. Ama bir taraftanda bir hatıra kaldı o görüntü diye seviniyor.

Aynı şeyleri söyleyip duruyor ama ben daha önce bunları söylediniz gibi bir uyarı içinde değilim. Hatta buraya bile tekrar tekrar yazmaktan erinmiyorum.

“Bu kasapta merhamet var.Hatıralar var.

Darıca’da yaşamak, bu ilçe de esnaf olmak bana Allah’ın bir lütfu diyor.

Dayısının yanında başladığı kasaplık mecerasında 30 yılı geride bırakan Yusuf Günay hayat dolu bir esnaf. Kardeşten öte arkadaşları da yaşasaymış işte o zaman değmeyin onun keyfine… Yine final gibi cümlesini kuruyor Kasap Yusuf…

Orada da altında oturacak bir Çınar ağacı buluruz, beklesinler beni diyor.

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.