Reflüden ilaçsız kurtulmak çok kolay!
Reflüden ilaçsız kurtulmak çok kolay!
Siz hiç ilaç içip reflüsü iyileşen bir tek kişi duydunuz mu? İlaçlar sadece semptomları baskılıyor, iyileştirmiyor. Biz beslenmeyi düzeltip, ara öğünleri kaldırıp, EKMEKSİZ SAĞLIKLI VE DOĞAL, iki öğün beslenmeye geçince ve suyu kontrollü içince reflüden çok kolay kurtulduk.. Nurçin’in reflüden kurtulma hikayesini aşağıda okuyacaksınız.
Siz hiç ilaç içip reflüsü iyileşen bir tek kişi duydunuz mu? İlaçlar sadece semptomları baskılıyor, iyileştirmiyor. Biz beslenmeyi düzeltip, ara öğünleri kaldırıp, EKMEKSİZ SAĞLIKLI VE DOĞAL, iki öğün beslenmeye geçince ve suyu kontrollü içince reflüden çok kolay kurtulduk.. Nurçin’in reflüden kurtulma hikayesini aşağıda okuyacaksınız.
“Son yıllarda en çok duyulan şikâyetlerden biri “reflü” şikâyetidir. Pek çok kişinin bu şikâyetlerinden korunmak için PPİ (proton pompası inhibitörü) türü ilaçlar aldığını, bunun yanı sıra anti asit tabletlerin de çok kullanıldığını görüyoruz. Ancak bu tür ilaçların bu kadar üretilip satılmasına karşın dünyadaki reflü hastalarının sayısı azalmıyor, aksine artıyor. Bu durumdan benim çıkardığım en basit sonuç bu ilaçların hastalığı tedavi edemediği olur.
Ben sağlıklı ve doğal beslenerek ilaçlardan kurtuldum.
Endoskopi vb testler yapılıp reflü teşhisi konduğunda ilaçların yanında doktorun tavsiyesi az ve sık yemem doğrultusundaydı. Biz iki öğün besleniyoruz. Bu beslenme düzeninin aslında mide hastalıklarına en uygun beslenme modeli olduğunu, "az ye sık ye" önerisinin bir şehir efsanesi olduğunu düşünüyorum. Eskiden biraz yemek saatini geçirince midem kazınırdı ve guruldardı. Artık acıkmayı ve mide kazıntısını tamamen unuttum. Daha da önemlisi, midemin ağrıması, yanması ve ağzıma kadar asit tepmesini de tamamen unuttum. Meğer öğünlerin arasını açmak ne büyük rahatlıkmış. Mide rahatsızlığı olanlara iki öğünlü beslenme modelini özellikle öneriyorum, en azından bir süre denesinler. Tabii ki beslenmenin içeriği çok önemli. Ekmeksiz, tahılsız, şekersiz, işlenmiş gıdasız sağlıklı beslenilmesi esas.
REFLÜDEN KURTULMA HİKAYEM
Bu konuda özellikle kendi deneyimimi paylaşmak isterim. Uzun yıllar reflü şikayetlerim nedeniyle PPİ türü bir ilaç kullandım ve yetmediği zamanlarda da anti asit tabletlere başvururdum. Ofisimde, başucumda, tüm çantalarımda bu ilaçlardan bulundurur, el altında görmezsem paniklerdim. Karatay Diyeti'ne başladıktan sonra da ilaçlara devam ettim. Bu tarz beslenmeye başladıktan bir sene kadar sonra, bir haftalık bir yurtdışı tango festivaline giderken PPİ ilacını yanıma almayı unuttuğumu fark ettim. İlk duygum büyük bir endişeydi. Sonra çantamdaki anti asit tabletlerle idare ederim, bakalım ne olacak dedim. Seyahatlerde de beslenme şeklimizi bozmuyoruz. Bir hafta boyunca sabah ilacını almamama rağmen hiç anti asit tablet kullanmadım. Bu benim için çok şaşırtıcı oldu. Döndükten sonra da ilaçları seyrelterek bıraktım.
Tesadüfen ilaç ihtiyacımın kalmadığını anladığımda nedenleri üzerinde kendimce düşündüm. Sık yiyerek sık sık asit salgılanmasının tetiklendiği, asit fazlasının da geri kaçtığı, öğünler arasında uzun süre geçmesinin ise midenin tamamen boşalmasına ve dinlenmesine imkan tanıdığı için reflü de oluşmadığı gibi bir açıklama yaptım. Rahmetli Prof. Dr. Ahmet Aydın'ın reflünün nedeninin asit fazlalığı değil asit azlığı olduğunu açıkladığı yazısını okuduğumda ise çok şaşırdım. Reflüye kendimce getirdiğim açıklamayı revize etmem gerekti fakat sık yememenin, öğünlerin arasını açmanın gerektiği yine geçerli. Prof Dr. Ahmet Aydın Beslenme Bülteni sitesinde yer alan yazısında reflüyü çok ayrıntılı ve bilimsel şekilde açıklamış. Ben doktor olmayan biri olarak kendi anladığımı özetleyim.
Mide üstten yemek borusuna alttan da onikiparmak(duodenum) bağırsağına bağlı. Yemek borusuyla arasında çift taraflı açılan bir kapak var. Duodenumla arasındaki kapak ise tek taraflı. Sadece mideden duodenuma geçiş var. Ağızda mekanik olarak parçalanan ve ön sindirimi başlayan yiyecekler yemek borusundan geçerek mideye geliyor. Midenin asit dahil bazı salgıları var. Parçalanmış yiyecekler ve mide salgıları karışarak kimüs denilen bir bulamaç oluşturuyor. Kimüsün asiditesi mide asidiyle belli bir düzeye gelince alt kapak açılıyor ve bu bulamaç duodenuma geçiyor ve sindirim devam ediyor. Mide yeterli asit üretemezse gereken asidite düzeyine gelmesi uzun sürüyor ve mide geç boşalmış oluyor. Mide gereğinden uzun dolu kalınca basınç oluşuyor, yukarı tepmeler oluyor. Yani yemek borusuna kaçıyor ve reflü oluşuyor.
Görüldüğü üzere asit fazlalığı değil asit azlığı reflüye neden oluyor. Anti asit tabletlerin yani asidi baskılamanın neden yanma gibi reflü belirtilerine iyi geldiğinin de açıklaması var. Mide asidi çok kuvvetli bir asittir. Mide hücrelerinin bu asitten zarar görmeyecek bir yapısı var fakat yemek borusu hücreleri öyle değil. Asitli bulamaç yemek borusuna teptiğinde yemek borusunda yanma oluşur. İşte asit baskılayıcı tabletler bu belirtiyi ortadan kaldırır. Mide asit salgısının artması için yemek öncesi gevşemiş olmak, yemeği rahat şekilde oturarak, yavaş ve iyice çiğneyerek yemek işe yarıyor.
CİDDİ SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇMAKTADIR
Mide asidinin pek söz edilmeyen ancak çok önemli olan görevlerinden biri de mideye yiyeceklerle gelen hastalık mikroplarını ortadan kaldırmak. Bu işleviyle mide bağışıklık sisteminin önemli unsurlarından biridir. Mide asidinin en önemli görevlerinden biri demir emilimini arttırmak ve böylelikle bizi kansızlıktan korumaktır. Mide asidi çinko, magnezyum gibi minerallerin emilimini de arttırmaktadır. Gerek sindirim gerekse de bağışıklık açısından mide asidinin baskılanmaması gerekir. Asit azaltan ilaçlar yukarıda sayılan önemli maddelerin eksikliğine dolayısıyla ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır.
TEDAVİ SÜRECİ
Prof. Dr. Ahmet Aydın'ın reflü açıklaması gibi tedavisi için tavsiye ettikleri de ezber bozan cinsten. Asit azaltan ilaçlar ve PPİ denilen ilaçlar kullanılmamalı çünkü semptomları giderseler de hastalığı ortadan kaldırmadıkları gibi pek çok yan etkileri var. Acil, ağrılı ve yanmalı durumlarda 1 büyük bardak su içine 1 tatlı kaşığı yemek karbonatı konularak içilecek ve ağrı geçtikten sonra 3 saatte yarım litre su içilecek. Gün boyu 4 litre su içilecek. İranlı Dr. Feridun Batmanghelidj su ile reflü tedavisinin öncüsü olmuş. Ahmet Aydın Hoca da onun tedavisini uygulayarak pek çok hastayı iyileştirmiş. Yemekten yarım saat önce 250 cc su içilip, yemekten 2.5 saat sonrasına kadar içilmemesini, ve aralarda istenildiği kadar su içilmesini öneriyor. Yemek esnasında ve sonrasındaki 2.5 saat su içilmemesinin nedeni mide asidini seyreltmemek için.
Az ve sık yemek yerine öğünlerin arasını açarak yemek ve aralarda atıştırmamak da reflüden kurtulmak için gerekli. Sık yiyerek su tedavisi uygulanamaz zaten. 2 saatte bir yerseniz su içecek zaman kalmaz. Yukarıda önerilen tedaviyi ben uyguladım ve çok faydasını gördüm. Artık hiç ilaç kullanmadığım gibi reflü belirtileriyle de karşılaşmıyorum. Ender durumlarda yeterince su içemezsem belirtiler ortaya çıkıyor ve mutlaka su içmeye çalışıyor ve belirtileri bertaraf ediyorum.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.