Kadınların Görünmeyen Yükü: Ev İçi Sorumluluklar ve Zihinsel Yükün Artan Etkileri

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son verilerine göre, ev içi sorumlulukların büyük bir kısmı kadınların üzerine yıkılıyor. Kadınlar, günde ortalama 4,5 saat ev işi yaparken, erkeklerde bu süre sadece 45 dakika ile sınırlı kalıyor. Bu durum, sadece fiziksel bir yük değil, aynı zamanda kadınların zihinsel ve duygusal yüklerini de artırıyor. Evde geçirilen zaman, genellikle üretkenlikten uzak olarak değerlendirildiği için kadınların yaptığı işler genellikle "çalışmak" olarak kabul edilmiyor. Oysa temizlik, yemek yapma, çocuk bakımı gibi tüm ev işleri profesyonel bir karşılık gerektiriyor. Kadınların yaptığı ev işleri ayrı ayrı ücretlendirilebilse, ortaya ortalamanın çok üstünde bir maaş çıkardı. Ancak bu emek, sosyal güvenceye, sigortaya veya emekliliğe dönüşmüyor. Uzmanlar, kadınların sadece ev işini yapmakla kalmadığını, aynı zamanda tüm aile bireylerinin ihtiyaçlarını organize etmek, doğum günlerini hatırlamak gibi her detayı düşünmek zorunda kaldığını belirtiyor. Bu zihinsel yük, kadınların sürekli tetikte, planlayıcı ve idare edici bir rolde kalmasına neden oluyor. Bu durum ise kronik stres ve tükenmişliğe yol açabiliyor. Covid-19 pandemisi ile birlikte evden çalışma sistemine geçilmesi ve okulların kapanması, evdeki tüm bireylerin gün boyu birlikte olması durumu, kadınların yükünü iki katına çıkardı. Çocuklarla ilgilenmek, evde hijyen koşullarını sağlamak gibi sorumluluklar yine çoğunlukla kadınların üzerine kaldı. Uzmanlar, kadınların ev içindeki bu yükünü hafifletmek için üç temel öneride bulunuyor: Toplumsal farkındalık: Ev işinin de bir emek türü olduğunu kabul etmek. Eşit paylaşım: Erkeklerin ev işlerinde daha aktif rol alması. Sosyal güvence: Ev kadınlarına sigorta ve emeklilik gibi yasal hakların tanınması. Bu öneriler, kadınların emeklerinin görünür olmasını ve daha eşit bir paylaşımın sağlanmasını hedefliyor.