Parkinson Hastalığının Erken Teşhisi Yaşam Kalitesini Artırıyor: Uzmanlar Uyarıyor

Gündem 12.04.2025 - 12:19, Güncelleme: 12.04.2025 - 12:19
 

Parkinson Hastalığının Erken Teşhisi Yaşam Kalitesini Artırıyor: Uzmanlar Uyarıyor

Uzmanlar, Parkinson hastalığının erken evre belirtilerinin fark edilmesinin, tedavi sürecinde büyük önem taşıdığını ve yaşam kalitesini artırabileceğini belirtiyor.

Parkinson hastalığının erken teşhisi, yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabiliyor. Uzmanlar, hastalığın belirtileri ve risk faktörlerine dair kritik bilgiler sunarak, erken evre sinyallerinin fark edilmesinin önemini vurguluyor. Parkinson, beyindeki dopamin üreten hücrelerin azalmasıyla ortaya çıkan, ilerleyici bir sinir sistemi hastalığı olarak tanımlanıyor. Dopamin eksikliğine bağlı olarak hareketlerde yavaşlama, titreme, kas sertliği ve denge sorunları görülebiliyor. Bazı belirtiler yıllar öncesinden başlayabilse de, erken fark edilmediğinde hastalık uzun süre sessizce ilerleyebiliyor. Uzmanlar, Parkinson'un erken evre belirtilerini şu şekilde sıralıyor: Koku duyusunda azalma, kabızlık, depresif ruh hali, uykuda konuşma veya kavga etme gibi uyku bozuklukları. Bu belirtiler, hareketle ilgili olan katılık, yavaşlık ve titreme gibi semptomlardan çok daha önce başlayabiliyor. Eğer bu belirtiler göz ardı edilirse, hastalık yıllarca ilerleyebiliyor. Parkinson hastalığının, yaşla birlikte artmakla birlikte, sadece yaşlılarda görülen bir hastalık olmadığı da vurgulanıyor. Genetik yatkınlığı olan kişilerde hastalık daha erken yaşta başlayabiliyor. Ayrıca, pestisitler gibi kimyasallara uzun süre maruz kalmak da hastalığın gelişiminde rol oynayabiliyor. Ailesinde Parkinson öyküsü bulunan bireylerin bu belirtilere karşı daha dikkatli olmaları gerektiği ifade ediliyor. Hastalığın cinsiyetler arasında farklılık gösterdiği de belirtiliyor. Parkinson hastalığı, erkeklerde kadınlara göre yüzde 1.5-2 kat daha fazla görülüyor ve bu farkın hormonlar, genetik faktörler ve çevresel etkenlerle ilişkilendirildiği düşünülüyor. Parkinson tedavisinde son yıllarda önemli gelişmeler yaşandığı, daha uzun etkili ve yan etkisi azaltılmış ilaçların yanı sıra, medikal tedavinin yeterli olmadığı durumlarda hareket bozukluklarını dengeleyen infüzyon pompaları ve derin beyin stimülasyonu (beyin pili) gibi cerrahi yöntemlerin devreye girdiği belirtiliyor. Ayrıca, yapay zeka destekli uygulamalar Parkinson hastalığının takibi ve tedavisinde kullanılmaya başlanmış. Parkinson hastalığı ile yaşayan kişilerin yaşam kalitesini artırmak için ilaçların düzenli kullanımı, sağlıklı beslenme ve egzersiz gibi basit ama etkili önlemler öneriliyor. Düzenli egzersiz, özellikle yürüyüş, pilates ve dans, hastaların denge, yürüme, konuşma ve yutma gibi sorunlarını iyileştirebilir. Parkinson hastalarının beslenme alışkanlıklarına dikkat etmeleri gerektiği, kabızlıkla mücadele etmek için liften zengin beslenme ve bol su içmenin önemli olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, Parkinson hastalarının sosyal hayata katılmalarının hem ruhsal hem de fiziksel sağlıklarına katkı sağlayacağını vurguluyor. Ayrıca, hastaların ve yakınlarının desteklenmesi için dernekler ve kamu kurumları aracılığıyla eğitim ve sosyal faaliyetler düzenlenmesinin önemli olduğu ifade ediliyor. Parkinson hastalığıyla ilgili son gelişmeler arasında, kök hücre tedavisi de yer alıyor. Kök hücreden elde edilen dopamin hücreleriyle yapılan klinik çalışmalar sürüyor. Henüz klinik kullanıma girmemiş olsa da, bu tedavilerin gelecekte Parkinson hastalığının seyrini değiştirebileceği belirtiliyor.  
Uzmanlar, Parkinson hastalığının erken evre belirtilerinin fark edilmesinin, tedavi sürecinde büyük önem taşıdığını ve yaşam kalitesini artırabileceğini belirtiyor.

Parkinson hastalığının erken teşhisi, yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabiliyor. Uzmanlar, hastalığın belirtileri ve risk faktörlerine dair kritik bilgiler sunarak, erken evre sinyallerinin fark edilmesinin önemini vurguluyor. Parkinson, beyindeki dopamin üreten hücrelerin azalmasıyla ortaya çıkan, ilerleyici bir sinir sistemi hastalığı olarak tanımlanıyor. Dopamin eksikliğine bağlı olarak hareketlerde yavaşlama, titreme, kas sertliği ve denge sorunları görülebiliyor. Bazı belirtiler yıllar öncesinden başlayabilse de, erken fark edilmediğinde hastalık uzun süre sessizce ilerleyebiliyor.

Uzmanlar, Parkinson'un erken evre belirtilerini şu şekilde sıralıyor: Koku duyusunda azalma, kabızlık, depresif ruh hali, uykuda konuşma veya kavga etme gibi uyku bozuklukları. Bu belirtiler, hareketle ilgili olan katılık, yavaşlık ve titreme gibi semptomlardan çok daha önce başlayabiliyor. Eğer bu belirtiler göz ardı edilirse, hastalık yıllarca ilerleyebiliyor.

Parkinson hastalığının, yaşla birlikte artmakla birlikte, sadece yaşlılarda görülen bir hastalık olmadığı da vurgulanıyor. Genetik yatkınlığı olan kişilerde hastalık daha erken yaşta başlayabiliyor. Ayrıca, pestisitler gibi kimyasallara uzun süre maruz kalmak da hastalığın gelişiminde rol oynayabiliyor. Ailesinde Parkinson öyküsü bulunan bireylerin bu belirtilere karşı daha dikkatli olmaları gerektiği ifade ediliyor.

Hastalığın cinsiyetler arasında farklılık gösterdiği de belirtiliyor. Parkinson hastalığı, erkeklerde kadınlara göre yüzde 1.5-2 kat daha fazla görülüyor ve bu farkın hormonlar, genetik faktörler ve çevresel etkenlerle ilişkilendirildiği düşünülüyor.

Parkinson tedavisinde son yıllarda önemli gelişmeler yaşandığı, daha uzun etkili ve yan etkisi azaltılmış ilaçların yanı sıra, medikal tedavinin yeterli olmadığı durumlarda hareket bozukluklarını dengeleyen infüzyon pompaları ve derin beyin stimülasyonu (beyin pili) gibi cerrahi yöntemlerin devreye girdiği belirtiliyor. Ayrıca, yapay zeka destekli uygulamalar Parkinson hastalığının takibi ve tedavisinde kullanılmaya başlanmış.

Parkinson hastalığı ile yaşayan kişilerin yaşam kalitesini artırmak için ilaçların düzenli kullanımı, sağlıklı beslenme ve egzersiz gibi basit ama etkili önlemler öneriliyor. Düzenli egzersiz, özellikle yürüyüş, pilates ve dans, hastaların denge, yürüme, konuşma ve yutma gibi sorunlarını iyileştirebilir. Parkinson hastalarının beslenme alışkanlıklarına dikkat etmeleri gerektiği, kabızlıkla mücadele etmek için liften zengin beslenme ve bol su içmenin önemli olduğu belirtiliyor.

Uzmanlar, Parkinson hastalarının sosyal hayata katılmalarının hem ruhsal hem de fiziksel sağlıklarına katkı sağlayacağını vurguluyor. Ayrıca, hastaların ve yakınlarının desteklenmesi için dernekler ve kamu kurumları aracılığıyla eğitim ve sosyal faaliyetler düzenlenmesinin önemli olduğu ifade ediliyor.

Parkinson hastalığıyla ilgili son gelişmeler arasında, kök hücre tedavisi de yer alıyor. Kök hücreden elde edilen dopamin hücreleriyle yapılan klinik çalışmalar sürüyor. Henüz klinik kullanıma girmemiş olsa da, bu tedavilerin gelecekte Parkinson hastalığının seyrini değiştirebileceği belirtiliyor.

 

Kocaeli HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.