Saadet Partisi Kocaeli Kadın Kolları İl Başkanı Şengün'den Otel faciasından Ekonomiye Gündem Değerlendirmesi
Saadet Partisi Kocaeli Kadın Kolları İl Başkanı Şengün'den Otel faciasından Ekonomiye Gündem Değerlendirmesi
Saadet Partisi Kocaeli Kadın Kolları Ocak Ayı İl Divan Toplantısını il ve ilçe yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirdi. Toplantıda ülke gündemine ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulunan Şengün, konuşmasına Grand Kartal Otel'deki yangın faciasında hayatını kaybeden 78 kişiye Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı, yaralılara acil şifa dileyerek başladı. Yangınla ilgili sorumluluk tartışmalarına değinen Şengün, şunları söyledi.
Saadet Partisi Kocaeli Kadın Kolları Ocak Ayı İl Divan Toplantısını il ve ilçe yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirdi. Toplantıda ülke gündemine ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulunan Şengün, konuşmasına Grand Kartal Otel'deki yangın faciasında hayatını kaybeden 78 kişiye Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı, yaralılara acil şifa dileyerek başladı. Yangınla ilgili sorumluluk tartışmalarına değinen Şengün, şunları söyledi.
Otel Faciası ve Sorumluluk Tartışması
Ülkemizde bir çok deprem yaşadık, maden faciaları, patlamalar, yangınlar.. Olaylar
yaşanırken tüm acılar bir kenara bırakılıp sorumlu arayışına gidiliyor. Fakat bir kişi de çıkıp bu
işin sorumlusu benim demiyor. İzmir’de 5 çocuğun yaşamını yitirdiği yangının ardından AK
Parti Grup Başkanvekili “Her şeyi ekonomiye bağlıyorsunuz ama aile de çok düzgün yaşantısı
olan bir aile değil” açıklamasını yapmıştı. Bu sefer, iki kişilik bir odanın 37-38 bin lira olduğu
söylenen, maddi durumu elverişli olan insanların gidebildiği bir otelde, insanların 12. kattan
çocuklarını atmayı kurtuluş olarak gördüğü bir yangın faciası yaşadık. Ülkemizde herkesin
güvenlik tehdidi var. Bir haftadır takip ediyoruz, yine herkes birbirini suçluyor. Kimse
sorumluluğu üstlenmiyor.
Hukuken belge verme yetkisi, denetleme yetkisi, uygunluk yetkisi ve cezalandırma yetkisi
turizm bakanlığınındır deniyor. Buna rağmen Adalet bakanı, kendi partisinin programında
yaptığı konuşmada “Gördünüz mü bunların belediyecilikte neler yaptığını?” diyerek böyle
büyük bir faciada bile hala siyasi hesaplaşmalar ya da siyasi rant devşirme peşinde
gezebiliyor. Belediye başkanı ben sorumlu değilim diyor. Biri de çıksın bu işin sorumlusu
benim desin!
1974’ten bu yana işletilen otele izin veren bakanlık ve belediye başkanları suçlu değilse,
alevlenen yağ mı suçlu? Üzerine döküldüğünde yağı alevlendiren su mu suçlu? Böyle bir
olayda suçlu aramak ülkemizi o kadar küçük düşürüyor ki, biz böyle bir toplum muyuz?
Osmangazi Köprüsü'nde çalışan Japon mühendis Kishi Ryoichi, köprü inşaatında halatın
kopmasından kendini sorumlu tutarak, bileklerini ve boğazını keserek intihar
etmişti. Kimsenin intihar etmesini istemiyoruz ancak bizim yetkililerimizde de suçu
üstlenecek sorumluluk bilincini görmek istiyoruz.
Vakıf Kültürü ve Sosyal Dayanışma
Konuşmasında kadim medeniyetimizdeki vakıf kültürüne dikkat çeken Şengün, geçmişte
sokak hayvanlarının bakımdan, yaşlı fakirlere evde bakım hizmetine, kızlara çeyiz
hazırlamadan deniz kazazedelerine yardıma kadar, duvar yazılarını silmeden, fakirlerin
vergisini ödemeye kadar birçok alanda hizmet veren vakıfların varlığını hatırlattı. "Böyle bir
medeniyetten, yaşanan vahim hadiselerde hiçbir sorumluluk almayan bir toplum haline
dönüşmüş olmamız düşündürücü değil mi?
Nereye ilerlemişiz biz! Bilakis geri gitmişiz." değerlendirmesinde bulundu.
İngiltere Turizm Bakanlığı'nın Türkiye'deki otellere yönelik yaptığı incelemelerden bahseden
Şengün, "İngiltere Turizm Bakanlığı Türkiye'ye gelmiş, bütün otelleri incelemiş ve kendi
vatandaşlarına 'bu oteller güvenlidir kalabilirsiniz, ancak bu oteller güvenli değildir' diye
bildirim yapmış. Bu vatandaşına değer vermek mi? Hayır, bu vatandaşın hakkı! Vatandaşın
hakkını vatandaşa vermiş" ifadelerini kullanarak "Ahir zamanda Müslümanın kafir ahlakıyla,
kafirin de Müslüman ahlakıyla ahlaklanacağı hadis-i şerifini hatırlattı.
Bu durumun düşündürücü olduğunu belirten Şengün, “İnsanı 'eşref-i mahlukat' olarak gören,
'insanı yaşat ki devlet yaşasın' diyen bir medeniyetin mensupları olarak çok çalışacak ve bu
anlayışı yeniden ülkemizde tesis edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Ekonomik Kriz Değerlendirmesi
Ülkenin bir diğer önemli gündeminin ekonomik sorunlar olduğunu vurgulayan Şengün,
medyada tartışılan konuların halkın gerçek sorunlarını yansıtmadığını belirtti. "Türkiye'nin
gündemi diye konuşulanlara baktığımızda; orada vatandaş yok, kiralar yok, faturalar yok,
çoluk çocuğun okul masrafları yok, iş bulamayan genç yok, dağılan aileler yok, sosyal çürüme
yok!" diyerek tepkisini dile getiren Şengün, ülkenin gerçek gündeminin ekonomi, hayat
pahalılığı ve bunlara bağlı olarak bozulan sosyal yapı olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin kaynak sorunu olmadığını belirten Şengün, "Biz fakir bir ülke değiliz, kaynaksız bir
ülke hiç değiliz. Bizi iktidarın uyguladığı faiz, rant ve yolsuzluk temelli ekonomi anlayışı bu
hâle getirdi" değerlendirmesinde bulundu. İktidarın ekonomi politikalarını sert bir dille
eleştiren Şengün, tüm uyarılarımıza rağmen aldıkları yanlış kararlar sebebiyle çocuklar okula
aç gidiyor, emekli geçinemiyor, asgari ücretli kirasını ödeyemiyor, gençler işsiz kalıyor,
ülkemiz çöküşe gidiyor" dedi.
Zam Politikalarına Eleştiri
Şengün, iktidarın zam politikalarındaki çelişkiye dikkat çekerek şu çarpıcı verileri paylaştı:
"Asgari ücrete %30, memura %11, emekliye %15 zam verdikten sonra kendi vergilerine,
otoyollara, köprülere, ellerindeki telefon operatörlerine en az %45 zam yapıyorlar." Sağlık
hizmetlerindeki %542'lik zammı da eleştiren Şengün, emeklilerden kesilen sağlık katkı payının
7 liradan 45 liraya yükseltilmesinin Anayasa'daki sosyal devlet ilkesine aykırı olduğunu
vurguladı.
Ulaşım ve Diğer Zamlar
Yüksek Hızlı Tren biletlerindeki artışları da ele alan Şengün, bilet iptali durumunda %35
kesinti yapıldığını, bir gün önce yapılan bilet değişikliklerinde ise %10 ilave ücret alındığını
belirtirken Devlet Demir Yolları'nın "enflasyon ve yeniden değerleme oranlarının altında"
zam yapıldığı açıklamasını da eleştirdi. Ve sözlerini şu şekilde tamamladı.
Ancak Saadet’le Olur
Onlar kendilerine yakışanı yapmaya devam etsin. Biz bize yakışanı, bize düşen ne varsa
yapmaya devam edeceğiz! Çok çalışacağız. Herkes attığı ve atmadığı adımın hesabını
verecektir! Biz atacağımız adımların ve atmamız gerekirken atmadığımız her bir adımın
hesabını vereceğimizin bilincinde olarak çalışmalarımızı yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz.
Her geçen gün derinleşen problemlerin çözümü ancak Saadet Partisi kadrolarının iş başına
gelmesiyle mümkün olur.
Ekonomik yıkıma son verecek olan bizleriz.
Güçlü ve öncü Türkiye’nin temellerini yeniden atacak bizleriz.
Şahsiyetli bir dış politikayı sağlayacak olan bizleriz.
Yaşanabilir Yeniden Büyük Türkiye Ancak Saadet’le olur.
Kocaeli HABERİ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.