Fahiş Hale Gelen Trafik Sigorta Primlerinin Yüzde 40'ı Devlete Gidiyormuş

04.04.2016 - 08:56, Güncelleme: 26.12.2020 - 11:31
 

Fahiş Hale Gelen Trafik Sigorta Primlerinin Yüzde 40'ı Devlete Gidiyormuş

Sigorta şirketlerinin trafik sigortaları için aldığı primin yüzde 40'ı, vergi, Trafik fonu payı, SGK gibi paylara ait. Fiyat böylece kabarıyor, para şirketlere değil devlete gidiyor.

Araç sahipleri için büyük yüksek kasko ve trafik sigortası primleri bir yük haline geldi.  Hürriyet gazetesi yazarı Noyan Doğan primlerin neden yüksek olduğuna ilişkin bir araştırma yapıp sonuçlarını yayımladı. Ödenen primlerin yüzde 40'ının devlet kesintilerine gittiği ortaya çıktı. İŞTE O YAZI Gerçekten şaşırtıcı. Sizin, benim, tüm sürücülerin ödediği primlerden, yıllar öncesinde çıkan kanunlara göre ve ne amaca hizmet ettiği belli olmayan öyle kesintiler yapılıyor ki, ödediğimiz paranın neredeyse yüzde 40'a yakını bu kesintilere gidiyor. İşin daha da garibi, trafik sigortasındaki fiyat artışından tüketiciden tutun da tüm sivil toplum kuruluşlarına, hatta başta bakanlar olmak üzere kamu yönetimine kadar tüm kesimler şikayetçiyken ve bugün bile 'üzerinde çalışıyoruz, sorunu şöyle çözeceğiz' denmesine rağmen; bir Allah'ın kulu da çıkıp, 'kaldırın kardeşim primin üzerindeki şu yükleri, fiyat ucuzlasın' demiyor. Belki onlar da bilmiyordur. Lafı fazla uzatmadan primlerden ne kesintiler yapılıyor, tek tek anlatayım. TRAFİK FONU KESİNTİSİ ŞART MI? 1: Tüm kredi işlemlerinde uygulanan ve  Merkez Bankası'nın talimatı üzerine bankaların müşterilerinden tahsil ettiği, kısa adı BSMV olan, Banka  SigortaMuamele Vergisi var ya; aynısı trafik sigortasında da uygulanıyor. Vatandaşın ödediği trafik priminden yüzde 5 BSMV kesiliyor. Adı üzerinde vergi, yani tüketici sigorta şirketine, şirket de devlete ödüyor. Ve her trafik poliçesinden bu kesinti yapılıyor, ertesi yıl poliçe yenilendiğinde yine yüzde 5 kesiliyor. Yani, 500 lira trafik primi ödüyorsanız, bunun 25 lirası, BSMV adı altında devlete gidiyor. 2: Trafik sigortasına ödediğimiz primin yüzde 5'i de Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu'na aktarılıyor. Merak ettim nedir, bu fon diye? 18 yıl önce, kanunla ve kapalı devre televizyon ünitelerinin kurulması, trafik hizmetlerinin geliştirilmesi için her türlü aracın satın alınması, trafik personeli ve halkın eğitilmesi amacıyla kurulmuş bir fon. 500 lira trafik primi ödüyorsanız, bunun 25 lirası da bu fona gidiyor ve ertesi yıl poliçe yenilendiğinde yine yüzde 5 fon için kesiliyor. PRİMİN YÜZDE 10'U SGK'YA 3: Ödediğimiz primin yüzde 10'u da  Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) aktarılıyor. 2011 yılında çıkartılan bir yasa ile trafik kazalarında tedavi giderlerini SGK üstlendi ve sigortacılara da vatandaştan aldıkları primlerden yüzde 10'u SGK'ya aktarma zorunluluğu getirildi. Bu uygulama, 6 yıldır hem ciddi tartışma hem de mahkemelerde dava konusu. Bu konuya fazla girmeyeceğim ama bir araştırma yaptım, 5 yılda, 2,2 milyar lira trafik sigortasından SGK'ya para aktarılmış. 4: Trafik primlerinin yüzde 2'si de Güvence Hesabı için kesiliyor. Nedir, Güvence Hesabı? Trafikte sigortası olmayan araçların neden olduğu kazalarda; ölenlerin yakınlarına vefat, sakat kalanların kendisine sakatlık tazminatını bu hesap ödüyor. Bir anlamda trafik sigortası olmayan araçların vereceği zararı karşılayan bir fon. 5: Aslında bunu konu yapmaya gerek yok, ama ben yine de bilginiz olsun diye aktarayım. Kesintiler içinde bir acente komisyonu var. Malum, trafik dahil tüm poliçeleri vatandaşa ağırlıklı (yüzde 80) sigorta acenteleri, bir de banka şubeleri ulaştırıyor. Bunun için de haklı olarak bir komisyon alıyorlar ki, son fiyat artışlarından dolayı bu komisyon ortalama yüzde 10'lara düşürüldü. Yani, ödediğimiz 500 liralık primin 50 lirası da acente komisyonuna gidiyor. Özetle; trafik priminin yüzde 32'i kesilerek, kanunla belirlenmiş kurumlara aktarılıyor, sigorta şirketlerine de yüzde 68'i kalıyor. VATANDAŞ MAĞDUR AMA KURUMLAR ZENGİNLEŞİYOR Vatandaşın cebinden çıkan trafik priminin yüzde 5'i Banka  Sigorta Muamele Vergisi'ne (BSMV), yüzde 5'i Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu'na, yüzde 10'u SGK'ya, yüzde 2'si Güvence Hesabı'na, yüzde 10'u da acente komisyonuna gidiyor. Güvence Hesabı ile acente komisyonunu bir kenara koyuyorum. Ancak kanunla zorunlu olan ve vatandaşın da vergi olarak gördüğü bir sigortadan BSMV alınması ne kadar hakkaniyete sığar, takdiri size bırakıyorum. Aynı şekilde trafik sigortasıyla alakası olmayan Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu'na vatandaş neden yüzde 5 ödeme yapıyor? SGK, konusuna gelince; aktarılan primlerin ne kadarı kullanılıyor bilinmiyor. Temel sorun, son yıllarda artan primler nedeniyle bu kurumlara aktarılan tutar da ciddi arttı. Örneğin, 2012 yılında Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu'na aktarılan pay 175 milyon iken, 2015 yılında bu rakam yüzde 88 artarak, 330 milyon liraya çıktı. Keza, 2012'de SGK'ya 351 milyon lira aktarılırken, 2015 yılında bu rakam 660 milyon liraya yükseldi. Diyeceğim o ki, prim artışından başta vatandaş olmak üzere sigorta şirketleri de mağdur ama bazı kurumların kasaları dolup taşıyor. Trafikten; BSMV ve Trafik Fonu'na aktarılan pay kaldırılsa, SGK'nın payına da yüzdesel değil de yıllık belli bir rakamla sınırlama getirilse; inanın fiyat yüzde 20'ye yakın düşer. (Kaynak:Hürriyet)
Sigorta şirketlerinin trafik sigortaları için aldığı primin yüzde 40'ı, vergi, Trafik fonu payı, SGK gibi paylara ait. Fiyat böylece kabarıyor, para şirketlere değil devlete gidiyor.

Araç sahipleri için büyük yüksek kasko ve trafik sigortası primleri bir yük haline geldi.  Hürriyet gazetesi yazarı Noyan Doğan primlerin neden yüksek olduğuna ilişkin bir araştırma yapıp sonuçlarını yayımladı. Ödenen primlerin yüzde 40'ının devlet kesintilerine gittiği ortaya çıktı.

İŞTE O YAZI

Gerçekten şaşırtıcı. Sizin, benim, tüm sürücülerin ödediği primlerden, yıllar öncesinde çıkan kanunlara göre ve ne amaca hizmet ettiği belli olmayan öyle kesintiler yapılıyor ki, ödediğimiz paranın neredeyse yüzde 40'a yakını bu kesintilere gidiyor. İşin daha da garibi, trafik sigortasındaki fiyat artışından tüketiciden tutun da tüm sivil toplum kuruluşlarına, hatta başta bakanlar olmak üzere kamu yönetimine kadar tüm kesimler şikayetçiyken ve bugün bile 'üzerinde çalışıyoruz, sorunu şöyle çözeceğiz' denmesine rağmen; bir Allah'ın kulu da çıkıp, 'kaldırın kardeşim primin üzerindeki şu yükleri, fiyat ucuzlasın' demiyor. Belki onlar da bilmiyordur. Lafı fazla uzatmadan primlerden ne kesintiler yapılıyor, tek tek anlatayım.

TRAFİK FONU KESİNTİSİ ŞART MI?

1: Tüm kredi işlemlerinde uygulanan ve  Merkez Bankası'nın talimatı üzerine bankaların müşterilerinden tahsil ettiği, kısa adı BSMV olan, Banka  SigortaMuamele Vergisi var ya; aynısı trafik sigortasında da uygulanıyor. Vatandaşın ödediği trafik priminden yüzde 5 BSMV kesiliyor. Adı üzerinde vergi, yani tüketici sigorta şirketine, şirket de devlete ödüyor. Ve her trafik poliçesinden bu kesinti yapılıyor, ertesi yıl poliçe yenilendiğinde yine yüzde 5 kesiliyor. Yani, 500 lira trafik primi ödüyorsanız, bunun 25 lirası, BSMV adı altında devlete gidiyor.

2: Trafik sigortasına ödediğimiz primin yüzde 5'i de Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu'na aktarılıyor. Merak ettim nedir, bu fon diye? 18 yıl önce, kanunla ve kapalı devre televizyon ünitelerinin kurulması, trafik hizmetlerinin geliştirilmesi için her türlü aracın satın alınması, trafik personeli ve halkın eğitilmesi amacıyla kurulmuş bir fon. 500 lira trafik primi ödüyorsanız, bunun 25 lirası da bu fona gidiyor ve ertesi yıl poliçe yenilendiğinde yine yüzde 5 fon için kesiliyor.

PRİMİN YÜZDE 10'U SGK'YA

3: Ödediğimiz primin yüzde 10'u da  Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) aktarılıyor. 2011 yılında çıkartılan bir yasa ile trafik kazalarında tedavi giderlerini SGK üstlendi ve sigortacılara da vatandaştan aldıkları primlerden yüzde 10'u SGK'ya aktarma zorunluluğu getirildi. Bu uygulama, 6 yıldır hem ciddi tartışma hem de mahkemelerde dava konusu. Bu konuya fazla girmeyeceğim ama bir araştırma yaptım, 5 yılda, 2,2 milyar lira trafik sigortasından SGK'ya para aktarılmış.

4: Trafik primlerinin yüzde 2'si de Güvence Hesabı için kesiliyor. Nedir, Güvence Hesabı? Trafikte sigortası olmayan araçların neden olduğu kazalarda; ölenlerin yakınlarına vefat, sakat kalanların kendisine sakatlık tazminatını bu hesap ödüyor. Bir anlamda trafik sigortası olmayan araçların vereceği zararı karşılayan bir fon.

5: Aslında bunu konu yapmaya gerek yok, ama ben yine de bilginiz olsun diye aktarayım. Kesintiler içinde bir acente komisyonu var. Malum, trafik dahil tüm poliçeleri vatandaşa ağırlıklı (yüzde 80) sigorta acenteleri, bir de banka şubeleri ulaştırıyor. Bunun için de haklı olarak bir komisyon alıyorlar ki, son fiyat artışlarından dolayı bu komisyon ortalama yüzde 10'lara düşürüldü. Yani, ödediğimiz 500 liralık primin 50 lirası da acente komisyonuna gidiyor.

Özetle; trafik priminin yüzde 32'i kesilerek, kanunla belirlenmiş kurumlara aktarılıyor, sigorta şirketlerine de yüzde 68'i kalıyor.

VATANDAŞ MAĞDUR AMA KURUMLAR ZENGİNLEŞİYOR

Vatandaşın cebinden çıkan trafik priminin yüzde 5'i Banka  Sigorta Muamele Vergisi'ne (BSMV), yüzde 5'i Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu'na, yüzde 10'u SGK'ya, yüzde 2'si Güvence Hesabı'na, yüzde 10'u da acente komisyonuna gidiyor. Güvence Hesabı ile acente komisyonunu bir kenara koyuyorum. Ancak kanunla zorunlu olan ve vatandaşın da vergi olarak gördüğü bir sigortadan BSMV alınması ne kadar hakkaniyete sığar, takdiri size bırakıyorum. Aynı şekilde trafik sigortasıyla alakası olmayan Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu'na vatandaş neden yüzde 5 ödeme yapıyor? SGK, konusuna gelince; aktarılan primlerin ne kadarı kullanılıyor bilinmiyor.

Temel sorun, son yıllarda artan primler nedeniyle bu kurumlara aktarılan tutar da ciddi arttı. Örneğin, 2012 yılında Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu'na aktarılan pay 175 milyon iken, 2015 yılında bu rakam yüzde 88 artarak, 330 milyon liraya çıktı. Keza, 2012'de SGK'ya 351 milyon lira aktarılırken, 2015 yılında bu rakam 660 milyon liraya yükseldi.

Diyeceğim o ki, prim artışından başta vatandaş olmak üzere sigorta şirketleri de mağdur ama bazı kurumların kasaları dolup taşıyor. Trafikten; BSMV ve Trafik Fonu'na aktarılan pay kaldırılsa, SGK'nın payına da yüzdesel değil de yıllık belli bir rakamla sınırlama getirilse; inanın fiyat yüzde 20'ye yakın düşer. (Kaynak:Hürriyet)

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hedefgazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.